Kendimize Güveniyoruz Yalanı
İstikrar, istifayla sağlanamaz. İyice sirke çevrilen kulübün en son rezilliği bu. "Yüksel Günay, yönetime çağrı yaparak 'İstikrar, istifayla sağlanamaz' dedi." gibi inanılmaz komik ifadeler var. Sanki bu haberi oraya yönetim koydurmuyor. İnanılmaz. Açıklamanın altını çizeceğim yerleri kulüpte cuntacı mantığın ne kadar içselleştiğini ve yönetimin kendini onaylayan ve kutsayan bir gücün arkasında eylemlerine devam edeceğini gösteriyor.
Yüksel Günay'ın açıklamasının tam metnine geçmeden hemen önce koydukları cümle şu "Yüksel Günay, bu açıklamayı Fenerbahçe’nin senatosu niteliğindeki Yüksek Divan Kurulu adına yaptığının altını çizdi." Gerçekten bu yapıyı 1960 Darbesi sonrası kurulan ve içinde seçimsiz, ömür boyu görev yapan üyelerin bulunduğu cuntacı Senato'ya benzetmek güzel olmuş. Branşların adını değiştirirken bırakın onay almayı, kongreye bilgi bile vermeyen yönetim destek mesajını "Fenerbahçe'nin senatosundan" alıyormuş. Bunu yazdıktan hemen sonra tutup Divan Kurulu çok bağımsız bir kurummuş gibi yönetim övgüleri sıralanması gerçekten komik. Bu komediyi anlayacaklarını bile sanmıyorum.
Yüksel Günay konuşmasına "İlk olarak şunu söylemek isterim ki; burada dile getireceğim görüşler sadece benim değil, kurulumuzun üyeleriyle bir şekilde üzerinde uzlaşmaya vardığımız görüşlerdir" diye başlamış. Senatonun üyeleri böyle düşünmüşse Fenerbahçelilik paydasında Fenerbahçeyi tanımlayan milyonlarca insanın, Fenerbahçe'nin meclisi olan Kongre'nin ne düşündüğü önemli değilmiş. Belli ki Aziz Yıldırım yönetimi güvenoyu peşinde, kongreden çekiniyor olacaklar ki bu güvenoyunu Senato'dan alma ihtiyacı duymuşlar. Şu yapılan açıklama bile "Başımız dik, devam ediyoruz"un kuyruklu yalan olduğunun kanıtı. Kendinize güvenmiyorsunuz ve yarattığınız hiyerarşik yapıda tüm fikirleri, tüm eleştirileri, tüm tepkileri duymazdan gelerek cuntacıların senatosuna benzettiğiniz kurumdan onay alma ihtiyacı hissediyorsunuz.
Geçen sene kongre öncesi kulübün resmi sitesini kendi reklamı için kullanan başkan şimdi de kulübün "bağımsız" denetçilik yapması gereken kurumlarını ve resmi yayın organlarını koltuğunu kurtarmak için kullanıyor. Aziz Yıldırım'ın tek adamlığının geldiği nokta bu. Yüksel Günay açıklamasını şaşırtıcı olmayan şekilde "birlik ve tek yürek olma günüdür" diyerek bitiriyor. Şu meşhur "birlik" yine zikrediliyor. Yarın yapılacak basın toplantısında da neler söyleneceğini tahmin etmek zor değil, bunlar ulusal ölçekte aşina olduğumuz sloganlar.
"Düşmanlarımızı yenemedik"
"Günlerce spekülasyonlar yapıldı"
"İç mihraklar bu başarısızlığı fırsat olarak görüyor, saldıracaklar"
"Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz gün"
Taraftarlar olarak biz 2006'da da birlik ve beraberlik içindeydik, merak etmeyin. Siz kendinizi güçlendirmek için 2 ay kulübü sahipsiz bırakıp dönerken Fenerbahçeliden başkası değildi başımızı yasladığımız. Şimdi de farkı yok. Yalnız bu birlik ve beraberliği sizin güç, iktidar, para hırsınız için kullanmamızı beklemeyin. Senatolarınızdan, tepelere yerleştirdiğiniz adamlarınızdan, kulübe soktuğunuz beceriksiz çalışanlardan bekleyin bu birliği. Kendi kendinize icazet verip Fenerbahçeyi temsil ettiğinizi söyleyin, biz karşınızda durmaya devam edeceğiz, birlik ve beraberlik içinde.
18 Mayıs 2010 22:54
bu saatte yapılacak en son şey yönetimin istifa etmemesidir...her türlü bu yönetim dewam etmelidir..en az 1 yıl daha...
19 Mayıs 2010 00:00
Bir zamanlar da şunlar vardı...
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=3643
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=3671
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=3677
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=3682
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=3716
19 Mayıs 2010 01:01
kardeş kusura bakma ama bu konuda sana katılamıyorum.. futbolda başarısız olduk diyede aziz yıldırımı harcamayalım. tamam futbolda yanlışlar var (daum, guiza vs gibi), belki başka yanlışlarda var fakat diğer branşlarada biraz bakalım..
19 Mayıs 2010 02:13
Aziz Yıldırım'ın çoğu zaman övündüğü gibi klüp tam anlamıyla, tüm branşlarıyla ve bütün kurumlarıyla kurumsallaşmış olsaydı, şimdi bazı arkadaşlarımızın dediği gibi amatör branşlara bakalım, yatırımlara bakalım, hemen harcamayalım gibi bir yaklaşım olmazdı. Çünkü korkuyoruz. Korkuyoruz çünkü kurumsallaşma yok. Çünkü tekel var ve bu tekel kumar masasında oturmuş adamın elinde koz olarak duruyor. Sokayım böyle kurumsallaşmaya.
19 Mayıs 2010 09:19
Mantiksiz bir yazi olmus...
Insanlar kulubu sadece futbol kulubu kimliginden cikarmaya calistikca, "eyvah sadece futbol olmazsa kontrolumuz guclesir, sadece futbol olsun" diye ugrasanlardir yonetimin istifasini isteyenler.
Denilebilir ki; futbolu profesyonellere biraksin...peki profesyonellere birakilacak donemde, 3 sene sancili donem gecirmeye musade edebilecek misiniz ? 20 tane gol pozisyonunda bir tanesi her ne hikmetse iceri girmedigi ve sonucunda sampiyonlugu kacirdigimiz sezona tahammul edemeyen zihniyet 3 sezona mi tahammul edecek ?
19 Mayıs 2010 09:52
Tüm başarılarda büyük başkan diyorsak bir başarısızlık durumundada bunun sebebi yönetimdir.Tamam Daum gibi hedefi çok küçük birisini takımın başına getirmek çok yanlıs,ama önce bir hedefe bakalım''3 yıl şampiyonluk'' yahu hala anlamadılar bu bizim umrumuzda değil.Hedef buysa sonuç hezimet olur.Ayrıca bütün transferleri futboldan taktik anlamayan başkanımız isime bakarak yapıyor.Yahu Aykut Kocaman ne diye duruyor orda?
19 Mayıs 2010 11:35
Bu ortamda Aziz Yıldıdm'ın istifa etmesi yapılacak en büyük hatadır.
Sıkıntıyı kaosa çevirir .
Beğenseniz de beğenmeseniz de Aziz Yıldırım alternatifsizdir ve hele şu ortamda pazartesi gününden beri "istifa edecekmiş " diye ellerini ovuşturanlara fırsat vermek , tıpkı 2006 daki gibi her şeyi askıya alıp çözüm üretilmesi gereken değerli zamanları harcamaktır.
Ayrıca siz her ne kadar hafife de alsanız , direkten dönen bir topun , yarım metre yandan geçen bir şutun Fenerbahçe'yi altüst etmesini beklemek , kabullenmek , o despot dediğiniz adamın ortadan kaldırmaya çalıştığı şeydir.
Geçmişte kaldığını umduğum , her başarısız sezondan sonra 20 topçu gönderip 30 topçu alınan dönemler bu "despot" sayesinde bitmiştir.
Son 10 yılda bir iki sezon hariç Fenerbahçe şampiyonluk mücadelesinin içindedir hep.
Bir sene şampiyon olup 3 sene 6.lık 7.lik mücadelesi veren takımlardan bu güne bu "despot"un despotlukları ile geldik.
Haa şu an kendi çabasıyla aktif hale getirdiği gücü verimli kullanabiliyor mu ? Bence hayır.
Ama bir şeyden eminim bu adam kasıtlı değil. Bazı zamanlarda bir taraftar kadar amatör olduğunu düşünüyorum hatta.
Bu adam istifa etmemeli . Aykut'u futbol şubesinin M.Ali Aydınlar'ı yapmalı.
Ama buna karşılık hepimiz sormalıyız kendimize : Eğer aynı tablo Aykut yönetimindeki takımın başına seneye de gelirse arkasında durabilirmiyiz sistemin taraftar olarak ?
Yoksa yine stadı mı yakarız sevgimizden (!) ?
19 Mayıs 2010 11:46
Yahu yeter artık, istikrar kelimesinin bir numaralı düşmanı Aziz Yıldırım istikrar kelimesi kullanılarak savunulmasın. Oksimoron'un böğrüne böğrüne hançer saplanmasın. Yeter bu kulübün 11 yıldır istikrar diye futboldan değil beton zerre kadar anlamayan Aziz Yıldırım'a katlandığı...
19 Mayıs 2010 15:05
Neyin istikrarı sağlanacak ki? Son 3 sezonun puan ortalaması 70 bile değil. Neden Aziz Yıldırım giderse amatör şubeler bitecek diye korkuluyor ? 13 yıldır kafasının dikine giden bir adamdan şimdi futbolu profosyonellere bırakmasını beklemek saflık derecesinde fazla iyimserlik değil mi? Aziz'in futbolun bütün başarısının kendisine mal edilmesini istediği çok açık. Aykut taraftarın gözünde bitirilecekmiş, milyon eurolar harcanacakmış önemli değil. Alex'ten fazla heykelinin dikilmesini istiyor ve bunu görmeden başkanlığı bırakmaya niyeti yok. O yüzden her muhalefette gözümüzün içine amatör branşlar ve eski antreman sahası görüntüleri sokulacak.
19 Mayıs 2010 23:07
Aziz Yıldırım çıkıp, "Ben gidersem Fenerbahçe'nin biteceği söyleniyor. Böyle şey olur mu? Fenerbahçe benimle mi kuruldu ki, ben gidince bitsin? Kaldı ki ben Fenerbahçe'yi kurumsallaştırdım" bile diyemiyor. Neden? Çünkü bilinen bütün kurumsallaşma örneklerini alaturka hezeyanlarla kendisine uyarladı ve alt üst etti. Ne talihsiz zamanlarmış, şu eski yıllar. Her aklına gelen o zamanlara vuruyor. Kendinize gelin ahali. Fenerbahçe 1910'lardan beri bu memleketin gözbebeklerindendir. 1998'de doğmadık.
20 Mayıs 2010 14:06
Cunta eleştirisi yaparken ''Fenerbahçe'ye el koymaya geliyorum''diyen darbe girişimlerini unutmamak lazım...