Bir Aziz Yıldırım Yönetimi Klasiği
Dün saklandıkları sığınaktan çıkıp bir şeyler söyleme lütfunda bulunmuşlar. Yaptıkları ilk açıklamada İstanbul Emniyeti'ne içten bir teşekkür var. Fenerbahçe yönetimi, Fenerbahçe taraftarıyla dalga geçmeye devam ediyor. Dünden beri insanların maç sonu yaşadığı korku hikayelerini okuyorum. 4 tane çevik kuvvet polisinin, yanında 10 yaşında çocuğu ağlayan babayı yerde tekmelerle nasıl linç ettiğini, kendi halinde üzülen insanların bile arasına biber gazıyla girilip kadın, çocuk demeden nasıl dağıtıldığını, maçtan çıkan insanlara nasıl sıra dayağı çekildiğini okuyorum. Panzerlerle, coplarla stat dışında nasıl terör estirildiğini okuyorum. Bunların karşılığı Fenerbahçe Kulübü'nden İstanbul Emniyeti'ne teşekkür.
Daha önce Trabzon'dan ölümün kıyısından dönen insanların hikayelerini dinleyip ertesi gün Trabzonspor'a ve Trabzon Emniyeti'ne teşekkür ettiklerine şahit olduk. İnönü Stadı'na giren Fenerbahçe taraftarını hiçbir hukuksal dayanağı olmadan şiddet uygulayarak dışarı atan valiliğe ve emniyete şükranlarını sunduklarına da şahit olduk. Şimdi saklandıkları sığınaktan kafalarını uzatıp yine kötü gün dostları emniyete selam göndermeyi unutmamışlar.
Dün haksız yere dayak yiyen, tekmelenen, çocuklarının yanında linç edilen insanlar şok olmuş durumda, isyan ediyorlar. Aziz Yıldırım yönetimi için Fenerbahçe taraftarı nakit girişi sağlayan, ceplerinde parayla yürüyen ve iyi ıslık çalabilen kodamanlar; rakip taraftar da bazen centilmenlik gösterisi için çay servis etmelik, ertesi hafta şov yapmak için üzerlerine lazer tutmalık mankenler. Futbol dünyasındaki her birey için bir rolleri var. İstanbul Emniyeti ise en seviştikleri kurum. Artık 1 Mayıs dayağı, Tekel işçileri tartaklanması gibi toplumsal olaylardan sonra da emniyeti tebrik etmelerini bekliyorum. Fenerbahçe aynı zamanda sosyal sorumlulukları olan bir kulüp, bunu ihmal etmesinler.
18 Mayıs 2010 01:57
yönetim istifa diyoruz suçlu oluyoruz , bravo yönetim aynen böyle devam ...
18 Mayıs 2010 07:20
Bir alinti:
Migrosta neler oldu?
Bursa maçının 2-2 olduğu stad hoparlörlerinden anons edilince her renkdaş gibi çok sevindim. Maçın bitiş düdüğüyle beraber migros üstten‚ sahanın içine doğru koşmaya başladım. Yine de emin olamadığımdan dolayı hafif bir tedirginlik hâkimdi‚ topluluga ve bana.
Sahanın içinde hepimizi yıkan o anonsu duydum. Adam resmen Şampiyon Bursa diye bağırdı ve sahayı boşaltın dedi. Sanki babasının sahası gibi insanları kovdu. Neyse‚ boynum bükük migrosa geri tırmandım. İnsanların hepsi aynı tepkileri veriyordu; bu adam kim? Kimi kandırıyor? Böyle saçmalık‚ sorumsuzluk olmaz!
38 numaralı kapının önünde arkadaşlarımı beklemeye başladım. Bir anda en soldan (deplasman takımı tarafından) polisler birikti. Ve o taraftan başlayarak insanları coplamaya‚ tekme tokat dövmeye başladılar.Bir Fenerbahçeli abımızın koltuklar arasında yerde olduğunu gördüm. Polisler yere kapanmış adama olanca güçleri ile vuruyor‚ yanındaki oğlu çığlık çığlığa ağlıyordu.
Ben yardım etmek için ve polisleri durdurmak için; Lütfen vurmayın kalkamıyor adam dedim ki‚ sen bana işimi mi öğretcen lan diyerek benim merdivenden aşağı savurdu bir polis. Ardından aynı polis merdivenin yan tarafından (yaklaşık 2 metre ) birini sırt üstü yere fırlattı.
O renktaşımız kıpırdayamıyordu‚ bir tarafı kırıldı sandım. Sürükleyerek uzaklaştırmaya çalışırken‚ polisler bana da vurmaya başladılar. Arkadaşı kenara çektik‚ hala kalabalıgın cıkmasını bekliyorduk. Bir anda polisler üzerimize hücum etti‚ kendilerine ne bir şey attık‚ ne küfrettik. Adeta düşman ordusuna saldırır gibi‚ içerisinde cocukların‚ bayanların olduğu gruba hücum ettiler.
Fenalaşan insanlar‚ haksız yere dayak yiyip ağlayan insanlar her taraftaydı. Bulunduğumuz yerde değil Trabzonlu görmek‚ insan bile göremiyorduk. Ona rağmen acımasızca dövüldük. Bana cop sallayan polislerin yüz ifadeleri gün gibi aklımda‚ öyle bir nefret‚ hınçla sallıyordu ki copu‚ yiyen beş dakika kendine gelemedi. Polis hücumu durdu neyse ki‚
Biz öyle sandık‚ meğerse yorulmuşlar dinleniyorlarmış‚ migrosun yüksek merdivenlerinden bayanlar ve çocuklar daha zor iniyorlar hatta yavaş iniyorlar. Polis arkadan kovalayınca izdiham oldu.
Duruldu sanmıştık ki‚ yeni bir polis hücumu başladı.
Bilenler bilir‚ migros çıkışında bir köşe var‚ aynı çıkmaz sokak. İnsanlar en uzak yeri çıkış sanıp oraya doğru yürümeye‚ hatta birbirini ittirmeye ezmeye başladı. Taraftar grubunun en arkadasında polislerin önündeydim. Nefretle‚ kinle saldırıyorlardı‚ bir an bursanın şampiyonluğunu bizi döverek kutladıklarını!!! düşündüm. Neyse‚
Ben de kaçarken bi anda köşede sıkıştım. İnsanları duvarın öte tarafına attık. Daha sonra kendimi duvara çıkardım ve öte tarafa atlayıp‚ yardım istemeye koştum.
Öte tarafta ne göreyim. Bir tane polis yok‚ bir tane olay yok. Herkes rahat rahat duruyor. Ama duvara yakın kısımda ağlayan cocuklar‚ kızlar yakınları duvarın öbür tarafında ezilen insanlar. Güvenlik görevlisi buldum bi tane‚ yardım istedim. Öte tarafta insanlar köşeye sıkıştı‚ dayak yiyorlar‚ eziliyorlar dedim. Ne yapabilirm cevabı‚ mide boşluğuma yumruk oldu. Sinirden‚ çaresizlikten ağlamaya başladım. Duvara tekrar tırmandım‚ yardım etmek için‚ insanların çoğu çıkabilmiş Allahtan.
O sırada bir baktım‚ polis kamerası olayları çekiyor.Bi şey yapmadık diyorum. Gelen cevap adeta ikinci bir yumruk oldu. Bu bir toplumsal olay‚ adam seçemeyiz. Sen iyi bir cocuğa benziyorsun arada kalma dedi.
Arkadaşımızın kafasına taş geldi‚ hastaneye kaldırıldı diye savunma yapıyor üstüne üstlük. Koca taşı içeri niye alıyorsunuz kardeşim. Kapıda siz aramıyor musunuz bizi? Apış arasına kadar yoklamıyor musunuz? İçi boş plastik vuvuzelayı sokmuyorsun. Koca taş içerde.
Son sözümdür ki‚ haftaya kombinemi alıyorum. Takımımızı desteklemeye devam. Ama yönetimden ricamdır. Lütfen stada polis‚ en azından çevik kuvvet almayın.Laftan anlamıyorlar‚ insanlık bilmiyorlar.
Bu yaşananları yönetime iletebilirsek‚ bu tarz olayların önüne geçmiş oluruz.
18 Mayıs 2010 10:21
aşağılık polis coplarina sahit olan ve maruz kalanlardanim. yukarida anlatilan milgrostaki olaylarin ben de tam ortasindaydim. en son kadincagiz "yavrumu bulamiyorum diye agliyordu". o kadını kaybettim kalabalıkta. akıbeti nedir olayin cok merak ediyorum. emniyetin toplumsal olay karsisindaki holigan ve vandal tavrindan tiksiniyorum artik. tarafisiz bir polis teskilati istemek sucsa da umurumda degil. her sehirde bu durum boyle. polis teskilati resmen takım tutuyor. trabzonda, ankarada hemen hemen her sehirde bu durum boyle.
18 Mayıs 2010 10:27
"Bu yaşananları yönetime iletebilirsek‚ bu tarz olayların önüne geçmiş oluruz." yazılabiliyor ya hala, bu kadar iyi niyetle. Ben bir şey diyemiyorum.
18 Mayıs 2010 11:36
bu ülkede polisin olduğu yerde bunların olmaması mucize zaten..
18 Mayıs 2010 13:31
Bu olayları yönetime anlatabilirsek olayların önüne geçebilir miyiz?
Bilmiyorlar mı, görmüyorlar mı, anlatılmadı mı onlara defalarca.
Bu sezon defalarca saldırıya uğradık, defalarca saldırıp, efalarca gözaltına aldılar, sadece Kayseri maçı sonrası yaşanan olaylarda yönetim olaya müdahale etti. O da niye bilyoruz, olaylar başlayıp, polis tribüne dalıp bize saldırdığında ortadan kaybolan yönetim ancak olayların alevlenip, tribünlerin birlik olup polisi tribünden atmasından sonra, polisin yardıma ihtiyacı olduğunda, taraftarın tribünü terketmeyip inatla direnişini devam ettirmeye kararlı olduğunu görünce.
yani yönetim, dayak yiyen, saldırıya uğrayan taraftarına arkasını dönmüşken, ancak polisin taraftar karşısında çaresiz duruma düştüğünde olayla ilgilenmişti.
Onlardan başka bir şey beklememek gerektiğini de defalarca gördük. Geçen yıl Efes serisi sonrası taraftar sahaya girdiğinde de Ali Koç dışında hepsi ortadan kaybolmuştu.
taraftarın yaptığı doğru veya yanlış; ama onların yanında olmayan, onlardan kaçan bir yönetim benim gözümde meşru bir Fenerbahçe yönetimi değildir, onlara dert anlatmaya çalışma artık beyhude bir çaba gibi geliyor bana.
18 Mayıs 2010 13:44
Mel nickli arkadaşın yazısını bence hepimiz blog sayfalarına taşımalı ve bunu bir kez daha belirtmeliyiz.
Bu ülkede hala polis kuvvetleri için "onlar da azıcık maaşla işlerini yapıyorlar" şeklinde Kemalettin Tuğcu edebiyatı yapanlar mevcut...
18 Mayıs 2010 18:20
ve efes pilsen maçında yönetim istifa diye bağırılırsa o kişiler Fenerbahçeli değil hain ilan edilecekler göreceksiniz hatta onlara satılmış bile diyecekler. Yönetime hiç güvenmiyorum. Stad samandıra için çok teşekkür ederiz bu taraftar artık seni istemiyor aziz.
18 Mayıs 2010 23:11
Bende kız arkadaşımla beraber migros tribününden çıkarken birden ne olduğunu anlamadan arkadan bir kuvvet itmeye başladı. Bir anda sıkıştık kaldık orda. kız arkadaşım "nefes alamıyorum" diye bağırıyor bende bir yandan onu korumaya çalışıyorum. Şu an şunları yazarken bile gözlerim doluyor, kötü oluyorum. Sevdiğiniz birinin gözünüzün önünde ölmesini seyretmek ve o anda hiçbir şey yapamamak nasıl bir duygudur emniyete teşekkür edenler bilebilir mi? Arkada kalan arkadaşımın gözlerinin önünde çocuğunun korumaya çalışan adamın dayak yemesini nasıl izah edebilirler? Tam o anda yüzü hala gözümün önünden çıkmayan bir abi kız arkadaşımı o ölüm makinesinin içinden çıkardı ve migros tribünün en köşesine çıkabildik. Kız arkadaşım ağlıyor, ben onu sakinleştirmeye çalışıyorum ama hala insanların haykırışlarını duyuyorum. O anı kelimelerle anlatmak inanın çok zor. Fenerium tribününden bir cam kırıldı da oraya geçip çıktık dışarı. Arkada kalan insanlar ne oldu bilmiyorum. Düşünmek istemiyorum. İnsanlar yavaş yavaş hiç bir olay çıkartmadan ayrılırken arkadan saldıran polise emir veren kim? O tarafta sorumlu amir kim? Eğer yönetimin insani bir yanı kalmışsa ki ben kaldığını düşünmüyorum Migros 39 numaralı kapı girişi önündeki kamera görüntülerini yayınlarlar. Herşeyi açıklar o kamera ama eminim ki herşeyi hasır altı etmekten çekinmeyen polis ve yönetim bunların kimsenin eline geçmesini istemez. Polise teşekkür haysiyetsizliğin göstergesidir. Eğer şikayet edeceklerse de ip adresimden bulup şikayet etsinler bu lafımdan dolayı.
Allah bana ve kimseye böyle bir anı yaşatmasın bir daha. Yıllardır taraftarlıktan çıkarılıp müşterileşmeye götürülen yolu çok net gördüm o gün ve hiçbir beklentim olmadan yaşadığım sevgiyi öldürdüler. Artık Fenerbahçeli filan değilim. Bu sözleri yazacağıma hayatta inanamazdım.
19 Mayıs 2010 12:03
Maximus,bütün olanlarda haklısın. Sizler içerdeyken bizler dışarıda polisle mücadele ediyorduk oraya polis nasıl gelecek ki belki birileri yollamış hem de 150 200 birden.bakalım efes maçında ne yapacak bu polisler. emin olun o maçta coplasalar bile acıtmayacak son sözüm olarak
"all cops are Bastards...
19 Mayıs 2010 23:20
Efes maçında polise gerek yok :) Aziz Yıldırım işini bilir.