Bir Lafa Bakarım Laf Mı Diye, Bir De Söyleyene Bakarım Adam Mı Diye...


Adnan Polat Gerçeği

Blog dünyasından uzak kaldığım günlerde, eşzamanlı olarak futbol dünyasından da uzak kaldım. Zamanımı değerlendirme biçimim, iş dünyasıyla birlikte köklü olarak değişikliğe uğradı. Eskiden günler harcadığım işlere veya meşgalelere dakikalar ayırmak, alternatif maliyeti cezbedici birçok seçenekten ötürü zaruri oldu.

Hepimiz dünyanın bir merkezi olduğunu çok fazla önemsiyoruz diyordu nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk. Hakikaten, futboldan uzak kaldığım günlerde, dünyanın merkezinin de futboldan uzak olduğu hissiyatına kapıldım. Bloglarda yazılan onca yazı, spor sayfalarını süsleyen onca haberin manasız ve bir o kadar da boş konular temelinde tartışıldığını hissettim. Ben daha fazla kişiselleştirmeden ve merkezden uzaklaşmadan, mevzuya gireyim.

Boğazın karşı yakasında, aristokrat görünümlü velhasıl fakir edebiyatını kulüp tüzüğüne kaydettirmesi gereken bir topluluğa ait, başkan kıyafeti giymiş amigo adam yine mikrofonlara o tok sesiyle konuştu.

Yıldız futbolcuları, kasap futbolcuların elinde ziyan oluyormuş..

Zaten bu tür açıklamaların olduğu ortamda, işler tıkırında gitmiyordur. Her daim yöneticilerin çok konuştuğu müesseselerde, yönetilemeyen bir takım sorunlar muhakkaktır! En son yıldız futbolcusu hakkında konuştuğundan beri, o yıldız futbolcusu hala kulüp bulamadı!

Parçalı yakada durum hep aynı. İşler kötüleştiği an, tok ses meydana çıkıyor ve ''Ayağınızı denk alın..'' mesajı iletiliyor. Belli ki faydası ve tesiri anında oluyor ki, bu etki-tepki mücadelesine bıkmadan devam ediyorlar. Futbolun marka değerinden dem vuran ve marka değerini bu kadar önemseyen insanların, milyonlara taşak malzemesi olacak kadar kendini küçültme çabaları da de çelişkilerin başkanı yapıyor kendisini!

Parçalı yakadan siyah beyaz camiaya baktığımda, gördüğüm beni hiç şaşırtmadı. Burada da işler pek farklı değil. Demokrasi olmayan ülkemin dört bir yanına donatılan demokrasi parkları gibi, bu camiada da duruş ve etik değerler ağızdan düşmüyor.

Eli Öpülecek Başkan

Oysa küfür ederek kovdukları onursal başkanlarını, şimdi sahiplenip ''eli öpülecek başkan'' imajı ile yad ediyorlar. Doğru ya, seçimlerde karşı duruşlarını sergiliyorlar. Kendi duruşları, hepimize bolca taşak malzemesi yaratacak kadar esaslı bir duruş! Fazla kelama gerek yok.

Sezon başından beri ''bu maçı kaçırmamalıyım'' dediğim maçların sayısı düşüyor, çubukluları sahada görünce içimi kaplayan heyecan yarılanıyor. Anti futbol terimini ortaya döken amigolara hak vermemek elde değil. İzlediğin maç, kendi kulübünün maçı bile olsa insanı oflatmaya, 90 dakikayı bir bir saydırarak geçirmeye başlıyorsa uçmayacak olan at kendini belli ediyor.

Başlığı koyduk da içeriğe uydurmak gerekli. Esasında sözün tamamı da böyle değil. Öncesinde bir cümle var ki esas niyetimi belli ediyor.

''Her lafa verecek cevabım vardır. Bir Lafa Bakarım Laf Mı Diye, Bir De Söyleyene Bakarım Adam Mı Diye..''

Lafın bol olduğu, adamın kıt olduğu futbol camiasına milyar dolarları yatıran digitürk ve ailesini bu vesile ile kutlar, futbolun marka değerini yüceltme niyetleri olan kulüp başkanlarını bir de sezon sonu şampiyonluk mücadelesinin kızıştığı dönemde görmek isteyerek bu yazıyı noktalayalım...


15 comments:

  1. oneblood dedi ki...

    sen uzak durmaya biraz daha devam et o zaman. yakanın bu tarafında işler sana göre kötü giderken sizin taraf sütten çıkmış ak kaşık dimi. puan kaybettiğiniz akşam yine rakiplere kişiler üzerinden saldırmaya başlamışsınız. insan önce kendi kapısının önüne bakacak sonra diğerleri hakkında konuşacak. özlü sözleri çok seviyorsan bende sana bir tane gelsin o zaman "nefes alamadığınız zaman çığlık da atamazsınız"

  2. Ack dedi ki...

    Bu tarafın sütten çıkmış ak kaşık olduğunu kim söyledi! Özlu sözü boşver sen, okuduğunu anla yeterlidir benim için...

  3. solo dedi ki...

    @oneblood

    Bu yazıya eklenecek niyet okuma tarzındaki her yorum bu yazıyı haklı çıkarır, onun için iyisi mi sen biraz daha özlü söz çalış (mümkünse biraz da Türkçe dilbilgisi).

  4. Schumy dedi ki...

    Bir kişinin adamlığını değerlendirmek senin gibilere düştüyse vah haline Dünya'nın.

    Koyduğun Adnan Polat resminden de kuyruk acın açık seçik belli oluyor.

  5. Hagi_10 dedi ki...

    bakın şu kısım çok güzelmiş.

    "Parçalı yakada durum hep aynı. İşler kötüleştiği an tok ses meydana çıkıyor ve "Ayağınızı denk alın" mesajı iletiliyor. Belli ki faydası ve tesiri anında oluyor ki, bu etki-tepki mücadelesine bıkmadan devam ediyorlar. Futbolun marka değerinden dem vuran ve marka değerini bu kadar önemseyen insanların, milyonlara taşak malzemesi olacak kadar kendini küçültme çabaları da çelişkilerin başkanı yapıyor kendisini!"

    bense değiştiriyorum şimdi;

    "Çubuklu yakada durum hep aynı. İşler kötüleştiği an 'r' telafuzu olmayan bir ses meydana çıkıyor ve "istifa ediyorum" blöfü yapılıyor. Belli ki faydası ve tesiri anında oluyor ki, bu etki-tepki mücadelesine bıkmadan devam ediyorlar.Futbolun marka değerinden dem vuran ve marka değerini bu kadar önemseyen insanların, milyonlara taşak malzemesi olacak kadar kendini küçültme çabaları da çelişkilerin başkanı yapıyor kendisini!"

    yani sözün özü aslında yoktur birbirimizden farkımız. bu yazıyı herhangi bir anadolu takımı taraftarı yazsa haklısın sonuna kadar derdim. ama bu tip durumları en az rakipleri kadar kullanmış bir camiadan gelince bu yazı hak veremiyorum ne yazık ki. herkes sözler yazmış güzel güzel ben de bir atasözü hatırlatayım. diyorum ki "dinime küfreden müslüman olsa"

  6. Ack dedi ki...

    İsin ilginç tarafı papazın çayırında Fenerbahce eleştirileri yapıldığında, aziz Yıldırım'ın tasvip edilmeyen hareketleri anlatıldığında gık cikmazken, hatta "ne kadar objektifsiniz" diye ortalığa monologlar sacilirken, bogazin karsı tarafına geçtiğimizde bir anda her şey degisiveriyor...

    Her zamanki sığ "Are you player" algisiyla yazıları değerlendiriyorlar. Her yoruma da cevap verebilirim evelallah. Hatta kendi bloglarından çok burayı ziyaret edip "comment generator" tadında yorum yazanlara da lafım boldur da okuduğunu anlamayan adama ne yazsam boş.

    Dedim ya, lafın bol olduğu adamın kıt olduğu futbol dunyası diye. En ufak toplulukta bile seçiliyorsunuz...

  7. Alper dedi ki...

    teşekkürler meriç tunca

  8. Mitya dedi ki...

    Dil hapsedilince, soylenebileceklerin cercevesi gitgide daraltilinca ister istemez akl-i selim konusmak da imkansizlasiyor. bugun kendi tuttugu takiminin baskaninin ve yoneticisinin ucuzlastigini, bayagilastigini gormek istemeyenler elbette en ufak serzeniste careyi rakibe saldirmakta buluyor. ezberlenen, beyinlere kazinan fragmanlar hemen eseleniyor, aninda usturuplu bir cevap yetistiriliyor. isin elbette trajik yani hapsoldugumuz bu cerceveyi genisletmek de bizlerin elinde - ama ne kadar acidir ki koyun surusu gibi peslerinden gitmekteyiz tuttugumuz takimlari yonetenlerin. boyle soyluyorum, cunku yukarda yorumlari olan galatasaraylilara ilk tepkimin onlarin verdigi tepkiden asagi kalir yani yoktu - aklima ilk gelen haldun ustunel'in fenerbahce - galatasaray macinin ertesinde yaptigi aciklamalar ve yaratilan futbol disi ortam olmustu. ama durmak lazim.

    bu turkiye'ye ozgu bir durum da degil. belki de rekabetin icine kazinmis, bir turlu sistem disina atilamiyor.

  9. di canio dedi ki...

    gs taraftarı saat kaçç :)) denizliden duyulsun saat kaç güzel foto seçmişsiniz anılar canlandı birden :)

  10. Ack dedi ki...

    Galatasaray Başkanına böyle fotoğrafları yakıştırıyorsanız ne ala!

  11. Murat Glm dedi ki...

    En son siz ve sizin gibi düşünen yöneticileriniz "fakir edebiyatı" geyiğini döndürdüğünde Denizli Faciasını yaşamıştınız ama hala akıllanmadınız! Bu fakir edebiyatı siz hazım problemi yaşayan FB'li arkadaşların uydurduğu ve kendilerini inandırdıkları birşey. Devre arasında senin takımın para bulup bir (rakamla 1) transfer bile yapamazken fakir edebiyatı yapıyor dediğin takım 3 transfer birden yaptı EPL'den. Bu nedenle artık bu "fakir edebiyatı" muhabbetinden vazgeçin komik bile olamıyorsunuz. Aslantepe bittikten 2 sezon sonra daha net göreceğiz kimin "fakir" olduğunu!

    Yönetilme biçimlerini karşılaştırmaya gelince mukayese bile edilemez durumdayız ama siz memnunsanız bizim için sorun yok.

  12. solo dedi ki...

    Zaten sorun bu; aslantepe, epl'den transfer falan filan derken hala edebiyata devam ediliyor. Sormazlar mı aslanım denizli faciası fakir edebiyatı ekseninde bir örnek ver biz de aydınlanalım, ama yok yapılan tek şey laf kalabalığı, laf salatası.
    Doğrudur nalga skandalına imza atmış bir yönetim ile mukayese bile edilemez tek zararı kendine olan bir yönetim, kusura bakmayın belaltı çalışmak genelde sizin işiniz, ama arada sırada kendi silahınızla vurulun ki yaptığınızın ne kadar çirkin olduğunu görün.
    Herşey bi kenara daha iki üç ay önce kendini Türkiye ilan etmiş bir kulüp nasıl şimdi sırtını dönüp türk futbolcusuna kasapsın diyebiliyor, bu sorunu önermesiyle birlikte çözerseniz ben de sizin türlü komplekslerinize katlanırım söz.

  13. Adsız dedi ki...

    Beyler metnin kendisinin eleştirisini yapabilecek denli olgunlaşıp bilahare yorum yapalım mümkünse.Metinde sayın başkanın malum açıklamasının futbol endüstrisinin seviyesini muasır medeniyetlerin futbol endüstrileri seviyesine çıkartma sevdalısı bir kişinin idealist kıvranışlarından müteşekkil masumane bir demeç olmadığı kast ediliyor. Bu, zaten apaçık... eksik olan Fenerbahçe başkanı aziz ve de muhterem zatın da benzer çıkışlarının olduğudur. Ancak yazarın bunu atlamış olmasının sebebi bu yazıya alakasız ve ultra fevri yorumlar yapan insanlarla aynı...taraf olma. İfade edilmek istenen ise sonuna kadar doğru.

  14. o diil de dedi ki...

    Seviyeli yazmak FB'yi büyük yazmakla olmuyo, yazdıklarının ne kadar tutarlı, doğru vs. olmasıyla oluyor.

    Git aç gazeteleri arşivleri verilen röportajları oynanan maçları. Kim demiş biz borç içindeyiz, kim almış ağlak haliyle bjk dahil tüm diğer klupleri kendi cephesine. Kim çıkmış sahaya dünyanın dandirik pankartlarla bir poziso yüzünden. Ondan 2 sezon sonra aldığı tüm yabancılar oynayamaycak duruma gelince istemeden de olsa türklerle oynayınca kim 11 metin oktay geyikleri çevirmiş. Milli marşı bile okumyanalar diye bize saldırmış. Şimdi siz yabancı sınırlaması da kalksın istersiniz, gerçi son anda yine vazgeçebilrisiniz Aziz Yıldırım istiyorsa vardır bi bit yeniği diye büyük aklınızla düşünüp, çünkü sizde ne tutar var ne de azıcık samimiyet.

    Aslantepe'nin bitmesine de gerek yok. Başkanınız 2 senedir en zengin klup biziz aslında diyor klube ait arsaları vs.leri göstererek. Yani merak etme siz istediğiniz an paranız var. Aslantepe'niz olsa da siz bu edebiyata devam edeceksiniz, çünkü dilencilğe, haksız paraya, haksız kazanca alışan bi daha bırakamaz.

    Uefa'yı alınca aklınıza gelen ilk şey fakir edebiyatı yapan, bu paranın fakir fukara fonundan geldiği ancak yıllar sonra medyada söylenebildiği bir klupün taraftarı nasıl gözünü bu kadar kapatabiliyor.

    Bir de blog sahiplerinden özür diliyorum, ama niye buradasanız, bunu gerçekten anlamıyorum. Nette spor sitelerine çok fazla vakit ayıran biriyim, ama hiçbir zaman gidip bi gs bloguna bakmadım, hiçbir zaman bjk forumlarında takılmadım. Ve birçok blog, forum vs.'den takip edebildiğim kadarıyla Fb taraftarı ve diğerleri diye ayrılıyor bu konuda. Gerçekten niye geliyorsunuz buraya. Ne buluyorsunuz. Yok mu kendi bloglarınız. Nedir istediğiniz. Burda yazarlar Fenerli ve anlık bir sinirle veya tamamen kendi isteğiyle istediği subjektiflikte takılabilir. Fbli biri bile gelip eleştiri yapmamalı belki uygun bir şekilde tartışmalı.

    Siz gelip buraya foto iyiymiş ahahha kuyruk acısı aahhah diyosunuz. Sizin daha önemli yerlere yorumlar yapıyo olmanız lazım. Bakın size bi kaç öneri. Spartak moskovayla karşılaşacak bayan basket takımımız. Muhtemeln yenilecek. Mesela şimdiden ntvspor vb. gibi sitelerde yazacağınız yorumları hazırlayın tamam mı. Sonra önümüzdeki pazar Efes maçı var. Hani geçen sezon çeyrek finalde bjkyi yarı finalde gsyi eleyen takım olup, final serisinde bu takım taraftarlarının sonsuz desteklediği hatta destekten gidip fiba kurallarına bakabilecek kadar kendinden geçtiği takımla oynıycaz. Yine kaybedebilriz. Bence şimdiden hazırlayın yorumlarınızı.

    Gerçekten bu ülkede sistem futbolu öyle bir bitrmiş ki 20 federasyon 20 hükümet her şey değişse yine bir şey değişmeyecek. Temiz bir lig istiyoruz diye yola çıkanlar bile artık seslerini çıkarmaktan vazgeçtiler. Çünkü malesef adaletin ayaklara düştüğü bir düzende ne haktan söz edebilmek mümkün ne de temiz bir vicdandan.

  15. Mitya dedi ki...

    evet nalga durumundan yola cikilabilir - su olayda bile yaratilan manzara unutulmaz. kurumsal bir skandala imza atan bir kulup nasi becerdiyse iki hafta icerisinde aslanlarin savastigi, onur mucadelesi yaptigi bir basketbol takimina sahip oldugu icin ovulmeye baslandi. hasir alti edilen skandal ve kasten gayri hukuki verilen "acimasiz" kararlar elbette geri cevrildi, ve hersey sut liman galatasaray onur mucadelesine devam ediyor. galatasaray kulubu verilecek her cezayi kabul ediyoruz deyip tum halkin saygisini kazandiktan iki hafta sonra gerekli mercilere sessizce itirazini yapiyor. sonuc: basketbol kariyerleri tehlikeye atilan iki sporcu, antrenor, ve tum bunlarin yaninda mucadelesine gururla devam eden galatasaray cafe crown.

    ama olmuyor, gunes de balcikla sivanmiyor. fenerbahce yer aldigi her platformda sampiyonluk icin mucadele ederken, galatasarayin artik tepelerde esamesi okunmuyor. tek futbolda zirve yarisinda, cunku planli yonetim bunu gerektiriyor. biliniyor ki branslar arasi para aktarimlari yapiliyor, biliniyor ki diger branslarin sporculari ucretlerini almakta surekli sorun yasiyor, biliniyor ki fenerbahce bir klup olma yolunda galatasaray'in fersah fersah otesinde.

    gercekten elestirecek bir mecra ariyorsa eger galatasaray taraftari, lutfen sikayetlerinizi galatasaray spor kulubune bildirin. burasi abes kaciyor.

Yorum Gönder