Daum ve Fenerbahçe'nin Sistemi - Bölüm 4: Avrupa Birliği'ne Girdiğimiz Şu Günlerde...


cl maci oncesi

Fenerbahçe nasıl oynar, kiminle oynar sorularından sonra serinin son yazısında birinci gün yazısına geri döndük, cevaplanmayan soruya cevap arayalım dedik. Daum'a itiraz edilirken en fazla kullanılan argüman "vizyonu Avrupa için dar, sadece ligde başarılı oluruz". Bunun doğru olup olmadığını, doğruysa bile tam olarak sebebinin ne olduğunu uzunca zamandır düşünüyorum. İddia sahipleri genelde çok ayrıntılı bir neden sunmuyorlar bu iddia için. Uğur Meleke de geçen ay aynı iddiayı yazmıştı ve istatistiklerle desteklemişti fakat o da sebep-sonuç analizine girmemişti. O yüzden böyle düşünen ve sebebini irdeleyen varsa rica edelim yorumlarla anlatsın bize.

Benim vardığım en ileri nokta şu oldu: Daum oyunculara sisteminin içinde sınırları belirli görevler yüklüyordu ve buna disiplinle bağlıydı. Zico'nun oyuncuya kaba bir taslak olarak verdiği ve oyuncunun kendi yeteneğiyle evrilen saha içi görevi Brezilyalı ağırlıklı kadroya öz güven aşıladı. Bu öz güven de elemeli turnuvalarda başarılı olmak için elzem. Bunun sonucunda başarı geldi.

Fakat kendimi bu açıklama ile bile ikna edemiyorum. Bu öz güven sahada futbolculara tam olarak nasıl yansıdı, oyuncular Daum zamanında yapılamayan neyi -somut olarak- yaptılar da bu başarı geldi. Bu somut şey her neyse Daum da bunu takıma kazandıramaz mı? Görevlerin daha net belirlendiği bu sistem neden öz güven ve hatta yetenek kaybına yok açıyor? Bunların cevabını ben de bilmiyorum, o yüzden Daum vizyonu nedeniyle Avrupa'da başarılı olamaz iddiası temelleri olan bir iddia gibi gelmiyor bana, üstelik istatistiklere rağmen...

Bu iddiayı desteklemek için Daum'un geçen gün yaptığı "hedefimiz Avrupa değil" açıklaması da bolca kullanılacak. Bu açıklama kızılacak bir açıklamadan çok gerçekçi bir açıklama. Dün Fenerbahçe'nin nasıl oynayabileceğini yazarken anahtar görevlere değinmiştim. Bilica'nın orta sahaya kadar çıkıp hücum oyununa direkt katkıda bulunması, Cristian'ın kesiciliği ve yakın savunması, Andre Santos'un sürati, kanatların hücuma girmesinin öneminden bahsetmiştik. Cristian hakkında konuşmak için çok erken ama Bilica veya Cristian'ın savunmanın en kritik görevlerini yaptıkları, Bilica'nın topu kaptırmadan orta sahaya üçüncü olarak girdiği bir sistemin Avrupa'da başarılı olacağını iddia etmek hayalcilik olur. Daum tabii ki elinden gelenin en iyisini yapacak ama Bilica'nın Lucio, Cristian'ın Pirlo, Mehmet Topuz'un Schweinsteiger olmadığının o da farkında.

Zico Avrupa'da büyük bir başarı elde etti fakat o sene gönderildi. O başarının tekrarı gelecek miydi bunu görme şansımız olmadı. O başarının nasıl geldiğini anlama şansımız da olmadı aslında. O seneye kadar UEFA kupasında bile çeyrek final görememiş takım Daum döneminde 2 kez Şampiyonlar Ligi oynadı. Sistem ve takım yavaş yavaş oturmaya başlamışken ve oyuncular Avrupa kupaları kültürüne alışmaya başlamışken Daum gönderildi. Daum döneminde Milan deplasmanında oynanan oyun çeyrek finale çıktığımız Zicolu dönemin alan daraltmalı, topa yüksek oranda sahip olmalı sistemin erken habercisiydi. Milan deplasmanında 1-1 berabere giden maçta ön liberonuzun 85'te rakip ceza alanı önünde kaptırdığı top dönüp gol oluyorsa ve maçı böyle kaybediyorsanız işler iyiye gidiyor fakat oyuncuların tecrübe olarak öğreneceği çok şey var demektir.

Daum'la Avrupa'da başarı gelecektir, fakat Avrupa'da "istikrarlı" başarı için sabır gerekmektedir. Bu sezon UEFA kupasını alırız, gelecek sene CL'de yarı finaldeyiz gibi hayali hedefler koyup bunlar olmayınca hocayı suçlamak ve sonra kovmak bizi sürekli 3-5 sene öncesine götürüyor. Eleme usüllü turnuvalarda sonucu belirleyen çok faktör var. Her futbol konuşmasında adı geçen ve insanların ağızları sulanarak anlattığı Barcelona geçen sene Chelsea'nin son dakika penaltısı verilse(bence penaltıydı) final bile oynayamayacaktı. 3 senelik çalışmanın ürünü olan sabır, sistem ve tecrübe bir günde dağıtılıyor. Daum Avrupa'da başarısız olmakla suçlanacaksa 4 sene daha beklensin, 4 sene sonra ilk turda eleniyor olursak o zaman eleştirilsin. Şimdiden ben böyle eleştirmek istiyorum diyen varsa da açsın Fenerbahçe'nin Avrupa Kupaları sonuçlarına bir baksın.

-SON-

Daum ve Fenerbahçe'nin Sistemi - Bölüm 1: O Son Oyuncuyu Almayacaktın
Daum ve Fenerbahçe'nin Sistemi - Bölüm 2: If it ain't broke, don't fix it
Daum ve Fenerbahçe'nin Sistemi - Bölüm 3: Önder'i 11'de Görünce Dehşete Kapılıyorum


6 comments:

  1. Tarjeta Amarilla dedi ki...

    Tesekkurler, 4 gun boyunca keyifle okunan bir yazi dizisi oldu...

    Daum'un oynatacagi sistem 3 asagi 5 yukari belli 4-4-1-1 turevleri zaten Alex gibi bir oyuncu varken kadroda farkli bir sistem maceradan oteye gecemiyor. Bir taraftan da kafalari mesgul eden yabanci kontenjani var isin icinde, burada Deivid'in yedekligi sorun yapmamasi cok onemli cunku Deivid disinda sakatlik olmadigi takdirde vazgecilebilecek yabanci gorunmuyor. Daum'un Guiza ovguleri goz onunde bulundurulundugunda oyunun sıkıstıgı anlarda kullanilabilecek Deivid-Semih gibi 2 kurtaricinin kulubede olmasi bu tip maclarin son dakikalarinda Daum'un ilk senesinde yaptigi gibi kulubedeki butun hucumculari oyuna surerek heyecan firtinasi yasamamiza neden olabilir.

    Takim rotasyonuna baktigimizda bu sene icin kafamda soru isareti birakan mevkiler stoper ve onlibero...

    Savunma 4lusunun onunde oynayacak Cristian'in verecegi katki takim performansi uzerinde fazlasiyla etkili olacak, ozellikle defansif anlamda ust duzey karsilasmalarda Aurelio'nun cok basarili bir sekilde yaptigi stoperlere yaklasarak defansi 5'leme ve rakibin pas trafigini aksatarak top kapma islerini yapabilirse isimiz kolaylasacaktir.

    En sorunlu bolgemiz olarak gordugum defansin ortasinda formasi garanti olan Bilica halen bir soru isareti benim icin,yanina hizli bir kesici sart.Yoksa (Onder-Lugano-Edu)-Bilica ikililerinden hepsinin bas agritma potansiyeli yuksek...

  2. Sekhranikos dedi ki...

    Neden bilemiyorum -his diyelim- daum döneminde mehmet topuzdan sanki avrupa ayarında bir topçu çıkacakmış gibi geliyor bana. Daha evvelindede bize göstermişti ki yine önceki papazınçayırı analizlerinde de yer almıştı daum'un bir oyuncu geliştirme becerisi mevcut. Benim bu sene en çok umutlanmama sebep olan Daum'a ilk defa bu sene yönetimin iyi bir kadro vermesi ve kadroda gelişmeye müsait gençlerin çok olması.

  3. Adsız dedi ki...

    test

  4. PVH dedi ki...

    Ne testi bu yasin adsiz? Kufur etmezsen yayimlariz mesaji merak etme.

    @Sekhranikos, katiliyorum ben de aslinda. Bir de kanat beklerinden cok sey bekliyordu Daum, onlari oyuna cok daha fazla sokuyordu, sag bekte Onder ve Serkan'la bir turlu istedigi seviyeye ulasamamisti ama simdi Gokhan Gonul var. Mehmet Topuz ve Gokhan Gonul Avrupa ayarinda birer futbolcu olabilirler, kapasiteleri var.

  5. laktat dedi ki...

    Bence Zico ve Daum takımlarının arasındaki en belirgin farkların ilki Zico'nun takımının tempoyu daha iyi ayarlaması, ikincisi ise Daum'la birlikte kazanılmış Avrupa tecrübesinin üstüne Zico'nun başarıyı hazmetmiş biri olarak takıma kattığı özgüven.

    Daum'un takımı hızlı oynamaya çalışırken tempoyu ayarlayamayıp acelecilik boyutuna kayıveriyordu (Avrupa maçlarında). Çoğu zaman bahsedilen teknik direktör karakteri takıma bu şekilde yansıyor bence. Daum hızlı olmaya çalışırken aceleci, Zico dünya futboluna imza atmanın verdiği güvenle ağırbaşlı. Takımlarıda hocaları gibi.

    Tüm bunların dışında tarihe not düşmek adına buraya yazmak isterim ki; Fenerbahçe bu sene Avrupa Ligi'nde tahmin edilenin ötesine gidecektir. Böyle düşünmemdeki birinci sebep takımın ve Daum'un beklenenin üstündeki açlığıdır. Bunun dışında kadroya baktığımda Daum'un yıllarca söylediği tecrübe eksikliğinin artık takımda olmaması da önemli bir ayrıntı. Bunlara ek olarak Daum ve kadrosunun Köln'de kendilerini 2 yılda daha da geliştirmiş olduklarını görüyoruz (kendisinin Köln spor akademisiyle yakınlığını biliyoruz).
    Elbette önümüzdeki 2 ayın çok önemli olduğu açık. Uyum problemi sorunu ve defansın göbeği sorunu sizlerinde önceden bahsettiği şekliyle olumlu olarak çözümlenebilirse Fener'in kolay kolay durdurulabileceğini sanmıyorum. Brezilyalıların devamlılığı ve dafans kurgusu da merakla izleyeceğimiz detaylar.
    Her ne olursa olsun Daum'un arkasında durmak önemli. Kendisinin artık patinaj çekeceğine inanmamakla birlikte yaşının da artık büyük başarılar için ilerlediğini bildiğinin farkındayım.

  6. Adsız dedi ki...

    Mesele Daum'un "Türkiye'yi bilen" hoca olmasıdır. Türkiye'yi bilmek demek, sadece rakiplerin kim olduğunu tanımak demek değil. Aynı zamanda Türkiye'deki futbol ortamını ve öncelikli beklentileri bilmek demek. Dolayısıyla Daum'un çok iyi bildiği Türkiye'de en önemli beklenti lig şampiyonluğu. O nedenle Daum kadroyu Türkiye'de başarıya uygun şekilde oluşturuyor. Önder Turacı'nın, Bilica'nın Avrupa Kupaları'nda takımı sırtlayacak ikili olmadığı ama Türkiye koşullarında işi çözeceğini gayet iyi biliyor. Oralarda ısrarcı olmuyor. Cristian'ın Maldonado'dan çok iyi çıkma ihtimali var, aynı olma ihtimali de var. Aynı kalitede çıkarsa Selçuk-Emre ikilisi göbekte kalır. Bu durumda Fenerbahçe'nin işi sadece hücumculara kalır. Sadece hücum yaparak Avrupa'da başarı gelmez. Orada sadece hücum zaten yapılamaz. E Daum'un da artık daha üstdüzeyde takım çalıştırmak gibi bir hedefi kalmadı. Artık A sınıfına çıkma olasılığı yok, o fırsatı kaçırdı. Daum işine bakacak. İşi de lokal başarı.

Yorum Gönder