Günaydın Antu


antu com

Antu’nun kupa maçından sonra açılışı böyle. Sezonun ilk yarısındaki Kayserispor maçından sonra da “Emeği geçen herkese teşekkürler”li bir görsel hazırlamışlardı. Antu dahi istihza yollu da olsa bir şey söylemek zorunda hissediyor, bir eleştiri getiriyorsa durumun vehameti üstünde kafa patlatmaya gerek yok. Kahvenin laptopumuzun üstüne dökülmesinden biraz daha vahim ve nükleer bir savaş çıkmasından birazcık daha hafif bir durumla karşı karşıyayız.

Tabi konu antu olunca ben öfkelenmeye başlıyorum. Sene başında bu blogda yayınlanan “birey kültü” yazısı orada yayınlandığında insanlar komaya girmiş, taşikardi geçiresiye yazmış gibi yorumlara abanmıştı. Daha sonra bu blogun yazılarına sansür uygulandığını gördük. Birisi bizim bloga link vermeye görsün hemen mesajı yeniden düzenleniyor, “Allah muhafaza Aziz Yıldırım eleştiriliyor nütfen nütfen eleştirilmesin dinimiz amin” türü bir hissiyat ile yazı yayından kaldırılıyordu. Şaşırtıcı değil. Yani en azından ben böyle şeylere şaşırmaktan vazgeçtim. Bu ülkede bu tip absürditelere şaşırmak, örneğin denizde su olmasına şaşırmak kadar insanın zamanından çalan bir şey. Öyle her şeye şaşırasıya yazsak, sokakta yürüyemeyiz, evden dışarı çıkamayız, daimi bir şaşkınlık hali içerisinde işlevsiz kalırız.

Ama öfke baki tabi. Antu.com sene başında dahi kolaylıkla yapılabilecek eleştirileri neden yapamadı? Bizim sene başında söylediklerimiz nasıl oldu da sezon sonunda büyük bir bilgelik ve olgunlukla yazılan bir yazının içeriği haline geldiler? Çünkü antu sezon başında bunları görse dahi söyleyemezdi. Böyle bir analiz yapmak en nihayetinde o analizinin sorumluluğunu almayı da gerektirir. Antu de transfer politikasının yanlış, kadronun bütünüyle yetersiz olduğunu biliyor, bu transfer politikasını belirleyenin de, kadronun yetersizliğinin de sorumlusunun tek başına Aziz Yıldırım olduğunu ayırd edebiliyordu. Aziz Yıldırım eldeki geniş kaynakları verimsiz kullanmış, profesyonel akıllardan istifade etmemiş, ben bilirimci bir şablon içerisinde, betondan anladığı gibi futboldan anlayarak bu kararları tek taraflı vermişti. Ancak antu bunu söyleyebilir mi? Türkiye’nin en büyük taraftar oluşumlarından bi tanesi bir parçası ve yaratıcısı olduğu Aziz Yıldırım kültü içerisinde böyle bir eleştiriyi yaparsa ancak kendi kendisine zarar vermiş olurdu. Yönetimden ve kendi mensuplarından gelecek eleştirileri karşılayamadığı için biat yolunu seçip, riyakarca bütün bunlar hiç yokmuş gibi davrandı hatta bunların ifade edilmesini bile engelledi. Şimdi bugün “özeleştiri yapmamız gerekir” diye yazarken bizzatihi özeleştiri yapmalarını gerektirecek bu süreçlerde nasıl aktif bir katkıları olduğunu, Fenerbahçe kamuoyunun önemli bir parçası olarak biat kültürü içerisinde bu başarısızlığın sebeplerinden biri olduklarının da ayırdına varacaklar mı? Onların sessizliği, koşulsuz itaati, en ufak bir eleştiriyi dahi kaldıramayışları sebebiyle engellenebilecek bir çok yanlışın gerçekleştiğini, mutlak itaatın ve sessizliğin Fenerbahçe’nin menfaatine olmadığını görebilecekler mi?

Doğrusunu söyleyeyim bu “özeleştiri yazısı”içeriği hoşuma gitse de samimi filan gelmiyor. Teker kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur bir şaşışehlalıktan başka bir şey değil. Eleştirirken dahi eleştirmemeye, laf söylerken dahi söylememeye koşullanmış gibi, ortayolcu, suya sabuna gelmez bir dili var yazının. Özeleştiri yapılmasını söylerken dahi bunu ancak rica ederek ifade edebiliyorlar. Açık açık hatalıydınız, bu sezonun tüm sorumluluğu yönetimin üstünde, yanlış politikaların doğal bir sonucu ve sizin yönetim tarzınız da esasında bu yanlış politikalardan oluşan bir kompozisyon diyemiyor, Aziz Yıldırım’ın kişiliği itibariyle başka bir yönetim tarzı sergileyemeyeceğini kavrayamıyor, bu tek adam diktasının verimsizliğe yazgılı olduğunu göremiyor, daha modern, daha akılcı bir yönetim de talep etmiyorlar. Aziz Yıldırım’dan lütfen özeleştiri yaparak artık biraz daha akıllı tercihler yapmasını rica ediyorlar.

Antu ben söyleyeyim ricanız kabul olunmayacak. Aziz Yıldırım kendisinin hatalarını göremeyecek. “Futbolcular bana ihanet etti, teknik direktör kötü yönetim gösterdi, suçlu kadro ve teknik yönetim” diyecek, acele ile transfer yapılacak, bir teknik direktör gidecek yenisi gelecek, bu yönetim tarzı da aynen şimdiki gibi devam edecek. Siz de orada oturup, bu yönetim tarzının doğal sonuçlarının tekrar tekrar karşınıza çıkması karşısında hayıflanacak, özeleştirir misiniz nütfen diye yalvaracak, kötü oluyor ama bu transfer politikaları yani diyerek mıymıy itiraza devam edeceksiniz.

Ayağa kalkmanın zamanıdır. Türkiye’nin en büyük taraftar oluşumlarından bir tanesisiniz. Sesiniz herkesden gür çıkar, herkese kendini dinletir. Talepte bulunan. Aziz Yıldırım görevi Ali Koç’a bırakmalıdır. Rıdvan Dilmen Barcelona’daki Johann Cruyff gibi Fenerbahçe futbol takımının futbol aklı olarak sportif direktörlüğe getirilmelidir. Fenerbahçe kültürüne ve şablonuna uygun bir teknik direktör göreve getirilmelidir. Transfer için bu direktörlük kapsamında bir futbolcu arama ağı oluşturulmalı, bu ağ teknik direktör ve Dilmen ile ortaklaşa çalışarak takımın ihtiyacı olan mevkilere gereken uygun karakterde ve yetenekte futbolcuları belirlemeli ve bu futbolcular transfer edilmelidir. Teknik Direktör ile kısa vadeli düşünülmemeli, objektif başarısızlık hali hariç uzun vadeli hedefler için birlikte çalışılmaya devam edilmelidir. Anlık, basından gelen eleştirileri karşılamaya yönelik tepkisel transferler, teknik direktör seçimleri ve bir kişinin duygusallığından başka bir şey olarak adlandırılamayacak bir yönetim politikası ile buraya kadar. Fenerbahçe’yi Fenerbahçe gibi görmek istiyorsanız, susmayın, talep edin. Gün itaat günü değil, isyan günü.

-----
1- Ne Kadar Profeyşınılsınız Aziz Bey 2
2- Birey Kültü Üstüne
3- Şeref Tribününde 45 Dakika
4- Verimsiz Tek Adam Diktası
5- Bir Antu.com Yazısı
6- Aulas vs Yıldırım
7- 2006'dan Bugüne
8- Yönetim İstifa


7 comments:

  1. alperensaylar dedi ki...

    ben de birebir aynı düşünüyorum da aethewulf şöyle bir sorun var. sen de bilirsin ki bizim klübün yönetim yapısı, kongre yapısı çok gruplu. bir beşiktaş veya galatasaray gibi sağlam değil. 3 senedir muhalefetin(afedersin o kalkmıştı değil mi aziz yıldırıma göre) grupların sesleri daha çok çıkmaya başladı. hala ali şen'in söylediklerini dikkate alanlar var klüpte. yani aziz yıldırım'ın gitmesini ne kadar çok istesem de sorunların önüne onun gitmesiyle geçeceğimizi düşünmüyorum. ya da ali koç'un da gelmesiyle de. ali koç gelse ne olacak ki aziz yıldırım'ın kuklası gibi davranacak. değişmesi gereken anlayıştır. aziz yıldırım artık kaf dağından inip insanların fikirlerini dinlemelidir, sadece inşaattan anlamalıdır ve de en önemlisi diğer branşlarda yaptığını yapıp futbol'u da bilenlere bırakmalıdır, bu rıdvan mı olur, van hooijdonk mu olur hatta çok sevdiğim cemil turan mı olur bilemem ama futbol'a artık müdahele etmemelidir.

  2. oralardaniyivurur dedi ki...

    Antu garip yer hakkatten, birisi emre kaptan olsun diye topic açmış, çok değil daha 5. mesajımda "Futbol takımına kaptan arıyoruz çeteye lider değil" yazmıştım, Deivid olayından sonra. 1 ay no post aldım:D

  3. medgallis dedi ki...

    'antu bile...' bak bu dogru iste.

  4. Sekhranikos dedi ki...

    Antu'nun yönetim destek şablonunun dahi samimi olmadığı inancındayım. İfade tarzları ve yaklaşımları ve her fırsatta oyuncuları darağacına oturtan yapısı ile yönetim ile aralarında başka bir bağ var gibi. bu bağ bozuldumu oyuncular canan olup yönetim tü kaka oluverecektir herhal.

  5. memduh95 dedi ki...

    bu posttan sonra zimbabwe'deki hassas dengeleri de dört gözle bekledik ama göremedik yau.

  6. aethewulf dedi ki...

    memduh selamlar, papazinçayırı ekibine de danıştım, mugabe metaforunun haksız olduğuna kanaat getirdik. ondan da sildim yazıyı. başka metaforlarla geleceğiz. :)

  7. quasimodo dedi ki...

    nazarimda ali koc'un adnan polat'tan farki yoktur. nasil emre gidince takima doneceksem ali koc gelince de takimdan giderim. takimi galatasaraylastirmayalim. eminim baska alternatifler bulunur.

Yorum Gönder