Hıncallaşan Çarşı


beşiktaş taraftar

3 Puan da yazmış, Çarşı’nın internet sitesinde bir klasik değişmedi. Her Beşiktaş Fenerbahçe maçından sonra hakem hataları bulmaya çalışan, bir yenilgiyi futbolla değil ancak ve yalnız -komplo teorileri yaratarak izah etmeye muktedir bir akıl Çarşı’nın internet sitesinde egemenliğini devam ettiriyor. Bu akıl, bahaneler, mazaretler, komplo teorileri, iç ve dış düşmanlardan mürekkep bir retoriği böyle cafcaflı bir şekilde kullanırken türk futboluna da Hıncal kadar zarar veriyor, hıncallaştığı ölçekte de haksızlığa düçar oluyor. Ne diyorum? Çarşı siyah beyaz Hıncal olma yolunda ilerliyor.

Allaha şükür hafızamız yerinde. Geçen sezon sonu Çarşı grubu kendini feshetmişti. Asi Ruh belgeselinin gala gecesinde yapılan açıklamada grubun dağıtıldığı açıklanmış gerekçe olarak da "Çarşı markasının Beşiktaş’ın önüne geçtiği iddiaları"," Çarşı kurucularına “olmadık mesnetsiz” iddialar ileri sürülmesi", "Beşiktaş camiasının birlik ve bütünlüğünün bozulması", "kimi adli olayların tüm tribüne mal edilmesi" gösteriliyordu. 3 ay sonra Çarşı tribüne geri döndü. Yukarıda sayılan gerekçelerden hangisinin ortadan kalktığı da açıklanmadı. Bir tribün grubu olarak sezon kapanmışken kendilerini feshedip sezon başlayınca tekrar dönme komedisi Çarşının ismiyle anılıyor bugün.[1]

Dönmüşken eski ve klasikleşmiş alışkanlıklarını da devam ettirdiler. Çarşı’ya göre Beşiktaş mucizevi bir takım. Mükemmel bir futbol oynuyor, harika futbolcuları var, asla hata yapmayan teknik direktörler tarafından yönetiliyor ama sadece Beşiktaş oldukları için şampiyon olmaları engelleniyor. Engelleyenler “dış düşmanlar.” Bunlar Türk Futbol Federasyonu ve onun “tetikçileri” eliyle Beşiktaş’ın şampiyonluğunu engellemek için olmadık işler yapıyorlar. Maçlarını kaybettiriyorlar, haksız yanlı kararlarla takımı “biçiyorlar” Emperyalist Batı’nın yerli işbirlikçiler eliyle Türkiye’yi yok etmeye çalıştığı yollu paranoyak görüş ve dil aynen Çarşı tarafından kabul edilip “izahat” olarak sunuluyor.

Çarşı’nın izahatını yapamadığı tek şey, bu mükemmel, muhteşem ve elbette harikulade takımın nasıl olup da uluslar arası turnuvalarda gelenin geçenin yendiği, tarihi farklar attığı bir takım olduğu da değil. Bizzatihi böyle bir komplo senaryosu varsa Beşiktaş’ın bugün nasıl olup da ikinci olabildiği, kazandığı maçları nasıl kazandığı? Böyle bir komplo varsa Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bu takımın arkasına düşmesi mümkün mü, makul mü? Elbette değil ama bu tipte hamasi şeyler de gerçekliği açıklamak için değil, bir bahane üreterek gerçeği açıklamamak için söylenir zaten. "Yıldırım Demirören yönetimi beceriksiz ve kifayetsiz bir yönetim olarak senelerdir Beşiktaş’ın milyonlarca dolarını harcayarak kulübü kendilerine borçlandırıyor, bütün bu maliyetlerle Gökhan Zan, İbrahim Üzülmez, Cisse ve genel olarak kadronun tamamı gibi ortalama bir kadro kuruyor, bu kadro da yazgılı olduğu gibi başarısız oluyor" demek biraz dik ve yönetim ile kavgaya teşne bir tutum olacağından da söylenemiyor. Gelsin MHK gitsin TFF, Fenerasyon, Tetikçi, Şike, Peşkeş, Beşiktaş Ulan!’dan mürekkep gargara.

Ben yardımcı olayım istiyorum, Beşiktaş neden Fenerbahçe maçını kaybetti? Çünkü çok kötü oynadılar. O kadar kötü, o kadar rezil oynadılar ki Alex, Edu, Lugano’nun dahi oynamadığı tarihinin en kötü Fenerbahçe kadrolarından biri bile kendilerini rahatça yenebildi. O kadar kötü oynadılar ve o kadar kötü bir sisteme sahipler ki, sol kanatta 40 metre boş alan kaldı, orta sahada tek top yapamadılar, maçın 80. Dakikasına kadar takım olarak yapabildikleri bir tane atak bile yok. O kadar kötü ve verimsiz oyuncuları var ki, birinci golde Gökhan Zan ileri çıksa Guiza Ofsaytta kalacağından pozisyonu daha baştan öldüreceklerdi, bunun yerine Fenerbahçe’yi izlemeyi tercih edecek bu stoper bir stoper gibi düşmeden topa müdahale edeceğine kendini yerlere bırakmayı tercih ettiğinden, Rüştü’de oyun sürerken oyun durmuş gibi el kol kaldırmayı seçtiğinden buz gibi gol yediler. (bkz: amerika deplasmanı | alan nasıl paylaşılmaz) Holosko’nun bireysel yeteneği ve 4 Fenerbahçeli oyuncunun kollektif saçmalaması olmasa gol atamayacakları gibi, Fenerbahçe son paslarda azıcık yetenekli olsa, dörde iki, dörde bir yakalanan 3 pozisyon da rahatça gol olup maç beşli skorla da bitebilirdi. Bu da yeni bir şey değil, Beşiktaş ilk altıdaki hiçbir takımı yenemedi, hiçbir maçta iyi oynamadı, her birinde de karşı takımlar hakkıyla maçı aldı. Galatasaray, Ankaraspor, Bursaspor, Sivasspor hangi birinde ne oynandı ki, bu maçtan ne bekleniyor?

Yalnız şunu da söylemeden geçmeyeyim Forza Beşiktaş forumlarında da bu komplo teorisinin geçer akçe kabul edilmediği belli. “Kanser ettiniz yeter ulannn” başlıklı konuda taraftar şöyle diyor: [2]

“Düne kadar taraftar " ölünüzü dirinizi her hafta birinizi " diye besteler yapıyor, sen kalk önce Bursa sonra Fenere inönüyü cennete çevir. Hangi şampiyonluktan bahsedeceksiniz artık ? Olsanız kaç para edecek bu şampiyonluk ?

Bursa geldi geçti, Fener geldi geçti , Galatasaray geldi geçecek o da. ÖLÜLERİ DİRİLERİ HER HAFTA BİRİLERİ'ne çevirdiniz ya. Lanet ediyorum... Şampiyon olursanız kupanıza, olmazsanız alayınıza ! “

“her zaman aynı olay umutlandırıp utandırıyorlar..
Hİç mi düşünmezsiniz şu taraftarı yazıklar olsun”

“bu futbulcularda nasıl bır kısılık vardır nasıl bır ruh vardır o kadar taraftarın onunde hıcmı top oynamaz ınsann bu futbolla bırak sampıyonlugu bank asyadan superlıge bıle cıkamaz bu takım hepsıde kansız bunların bu takımdan kım gıderse gıtsın arkasından bakarsam serefsızım yeter ulannn 6 sene oldu 6 sene hep fener macındamı kaybedecez sampıyonlugu daha bı derbı kazamıslıgımız yok sokarım bogle sampıyonluga ıstemez kalsın sampıyonluk falan alayınıza ısyan edıyorum yeter artıkk...”

“büyük kaptanımızı vedat abimizi ettiğiniz gibi bizleri de KANSER ettiniz ulan.. yıllardır gelmedik mi stat kapılarına.. hangi şehre deplasmana gittinizde arkanızdan kavga gürültü patırtıyla koşmadık? Nerede yanlız bıraktık nerede ayrı kaldık.. stadımıza evimize kartal yuvamıza almadılar, stat kapılarından bağırmadık mı bir yerimiz yırtılana kadar.. hiç mi biriniz okumaz görmez duymazsınız isyanlarımızı?? yeter lan yeterrrrrrrrr.....”

“6 senedir ortasahada ayağa top yapmıyoruz,Şişiriyoruz. 2 top üst üste yapamiyoruz..

Bu kadroda kalıcak 1-2 topcu vardır onun dışında allahın kulunu tutmacaksın..”

“Ya başlarım böyle işe ne tadım kaldı ne tuzum... Bu kaçıncı derbi mağlubiyeti utanın artık yazık hemde ne yazık...Başlarım sizin oynayacağınız oyununuza.”

“6 yıl oldu be... tam 6 yıl... bu taraftarın bu geceki oyunu hakettiğine inanmıyorum. nedir bu fenere olan zafiyetiniz? adamlar kendi evimizde bizi tamda rotamız şampiyonluğa çevirmişken, bütün fırsatlar önümüze sunulmuşken yenebiliyor anlamadım? tarbzonu yensek liderdik, sivası yensek liderdik, bursayı yensek liderdik, feneri yensek liderdik....ayıptır, günahtır...”


Bunlar da iki dakikada bulduğum yazılar. Dolayısıyla taraftarın gördüğü somut gerçeklik ile Çarşı’nın beyan ettiği arasında derin bir ayrım var. Çarşı’nın da bu gerçekliği görmediğini düşünmek zekalarına hakaret etmek olur sadece Çarşı bu gerçekliği ifade edebilecek durumda değil, gerçekliği ifade etmek onun sorumluluğunu da almak olduğundan Çarşı bu sorumluluğu alamıyor, zira açıkça Yıldırım Demirören ile kavga etmek istemiyor. Takımın kötülüğü ve başarısızlık son kertede başkanlarının performansından kaynaklandığından bunu söyleyemiyorlar. Bu da onları gittikçe Hıncallaştırıyor, bütün bir türk futbolunu komplo senaryoları üzerinden izah eden Hıncal’ın komploculuğu onlara da sirayet edip, bu sefer Beşiktaş üzerinden bir kere daha üretiliyor, bu komplo teoriciliği de böylelikle bu sefer Çarşı eliyle toplumsallaştırılıp kitleye empoze ediliyor. Sorun, bunun bizzatihi sorunları görmeyi engellemesi, Beşiktaş’ı son senelerde kaderi olan başarısızlığa mahkum etmesi. Onlar adına karar verecek halimiz yok ama bugün kullandıkları bu dil ile Beşiktaş’ın mevcut durumunun sebeplerinden biri olduklarını da söylememiz gerekiyor.

Bir de sene ortasında 27 senedir beşiktaş üstünde oynanan oyunlar diye konuşan Yıldırım Demirören [3] bile “hep hakemleri suçlamayalım” çizgisine geçmişken ilk yenilgide o çizgiyi ana sayfadan sürdüren bu grup, Demirören kadar dahi doğru bir şey söyleme imkanını kaybetmiş demektir ki, dön baba dönelim, sezon sonu kendilerini fesh etseler yeridir. Ziyanı yok sene başında bir kere daha tribünlere dönerler.

[1] http://papazincayiri.blogspot.com/2008/08/ar-dnd.html
[2] http://forum.forzabesiktas.com/viewtopic.php?f=25&t=11419
[3] http://papazincayiri.blogspot.com/2009/03/bir-milli-guvenlik-sorunu-olarak.html


3 comments:

  1. rddk dedi ki...

    Nerde alkış efekti?

  2. tosun dedi ki...

    4 santim ofsayt işte, daha ne olsun? 4 santim be 4 santim.
    Fe"n"erasyon yakıyor bu takımı. 4 santimlik ofsaytı gördüğü hale çalmayan hakemlerle bu lig bitmez...

  3. tozlu parkeler dedi ki...

    Bu kendilerini ötekileştirme çabasının artık cılkı çıktı. Biz muhalifiz o yüzden istenmiyoruz gibi kanıtı kendinden menkul iddialarla ezim ezim ezilmeleri devam ettiği müddetçe bunlardan bi bok olmaz. Yazık. Herşeyden önce kendilerini git gide küçük kalmaya mahkum ettikleri için yazık. Her yıl saçma sapan transferlere, beceriksiz yöneticilik maharetleriyle parasını ödemeden kovulan hocalara ödenen tazminatlara bi ton para dök, çuvallan harca sonra endüstriyel futbolun baronları semt takımı Beşiktaş'ı istemiyormuş da bilmem ne.
    Ligin ilk yarısındaki maçtan sonra 2 golümüz verilmedi diye ağladılar,ofsayt kuralı sanki o maçın devre arasında kondu da haberleri yokmuş gibi. Rıdvan Akar, İbrahim Altınsay gibi aklı başında adamlar söylüyor bir de bunları.
    2-3 yıl önce Beşiktaş Romanya'da maç yapıyordu, Sinan Engin kardeşimiz yorumluyor maçı; maçın son dakikaları, Romenler önde ve iki oyuncuları kırmızı kart görüyor. Sinan baba yapıştırıyor yorumu ''hakem bu kartları zaman geçirmek için gösteriyor olabilir''. Ezim ezim ezilerek yorum sıçmanın nirvanası budur işte.
    Bu ruh hali kulüpçek sarmış dört bir yanlarını.

Yorum Gönder