19/05/2010 - Şekip Mosturoğlu: "Fenerbahçe haksızlığa başkaldıran tutumu ile hak ettiği saygıyı görmektedir"



19.05.2010
2009/2010 sezonu sonrası, basın açıklaması
Şekip Mosturoğlu


"Değerli Fenerbahçeliler,

Lig Şampiyonu olan Bursaspor Kulübünü bu başarısından dolayı kutluyoruz. Şampiyonlar liginde de kendilerine başarılar diliyoruz. Profesyonel futbol takımımızın tüm futbolcularını da alınlarından öpüyoruz. Onlarda terlerini akıtarak, mücadele ederek, formalarına layık bir mücadele örneği göstererek son 90 dakikaya şampiyonluk iddiasını taşıdılar. Son 90 dakikada da sayısız atak geliştirip, gol fırsatı yakalayarak ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Direklerden dönen, çizgiden çıkarılan ya da kalecinin kurtardığı toplardan sadece birisi gol olsa idi bu gün çok farklı şeyleri konuşuyor olacaktık."

Nasıl Bursaspor’un şampiyonluğunu bugün alkışlıyorsak; biz de şampiyon olsa idik elde edeceğimiz şampiyonluk sonuna kadar hak edilmiş, tertemiz bir şampiyonluk olacaktı. Bundan kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın.

Takımımızın aldığı seri galibiyetlerin ardından ligde iddialı konuma gelmesi ile birlikte aklın alamayacağı hayali senaryolar yazılmaya başlandı. Özellikle belli bir televizyon kanalı ligin temiz olmadığını her fırsatta dile getirdi. Rakip takımların kalecilerinin ayarlandığı, kolay goller attığımız iddia edildi. Sırasıyla Leo Franco, Murat Şahin, İvecia ve son olarak Serkan Kırıntılı’nın maç sattığı iddiaları dile getirildi. Milli takımda sayısız kere forma giymiş eski bir futbolcu, Fenerbahçe şampiyon olmasın diye Galatasaray’ın Bursaspor’la oynayacağı maçı kaybedeceğini iddia etti. Hızını alamadı maçtan sonra Keita maçı kazanmak istemedi, oynamadı dedi. Ulusal basında yazan bir gazeteci, önce Ankaragücü’nün sonra Trabzonspor’un maçlarını bize bilerek kaybedeceğini, iddia etti. Bir başka köşe yazarı Beşiktaş’ın santraforu Bobo’nun Beşiktaş’ın kazandığı penaltıyı futbolcumuz Alex ile olan arkadaşlığı sebebi ile dışarı attığını iddia etti.

Bununla da kalınmadı. Süper ligin büyük takımlarından birinin başkanı, takımının şampiyonluk iddiası kalmadığında lig temiz değil dedi. Bir Devlet Bakanımız da benzer şekilde ligin temiz olmadığını sadece Bursaspor’un Şampiyonluğu hak ettiğini, rakiplerimizin kalecilerinin çok kolay goller yediğini, Trabzonspor maçını dikkatle izleyeceğini kaleci Onur’a ve Şenol Güneş’e güvendiğini açıkladı. Bursasporlu bir futbolcu maçın ardından şampiyonluk sevincini yaşarken gayet safiyane bir şekilde Trabzonsporlu Egemen, Giray ve Onur’a teşekkür ederiz. Maçtan önce kendileri ile konuşmuştuk, bizi yanıltmadılar diye hem de canlı yayında açıklamada bulundu. En vahimi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Ankaragücü maçından bir gece önce ulusal bir kanalda Fenerbahçe, futbolcu Ariel Brocci ve kaleci Serkan Kırıntılı’ya para teklif etti dedi. Ankaragücü 2. başkanı Bursaspor’un şampiyonluğu için Fenerbahçe’yi yeneceğiz. Fenerbahçe maçının hakemi 15 gün önceden belirlendi. Federasyon Fenerbahçe yi kolluyor dedi.Bütün bunlar ligimizin kısa bir hikayesi.

Lig bitti "şaibe iddiaları" "lig temiz değil iddiaları" sona erdi. Son haftaya kadar karşılaştığımız rakiplerimizin bizden puan alması için birleşenler, şampiyonluk yarışındaki rakibimizin maçlarını adeta hükmen galipmiş gibi gösterdiler. Galibiyetlerimizin ardından oynadığımız maçta atılan taçlar, kornerler tartışılırken, rakibimizin maçalarındaki sonuca tesir eden pozisyonlar es geçildi. Rakip kaleciler liğme liğme edilirken, son maçta Beşiktaş Kalesini koruyan Rüştü Reçber’in yediği hatalı goller görmezden gelindi. Bu iğrençlikleri dillendirenler şimdi ne diyecekler merakla bekliyoruz.

Şampiyon olmak adına şaibe yapmakla, karşı takımların kalecilerini futbolcularını ayartmakla suçlanan ve adeta her fırsatta futbol dünyasının derin devleti yakıştırması yapılan kulübümüz, başkanımız ve yönetimimiz acaba son maçta mı futbolcuları ayartmayı şike yapmayı unutmuşlardır? Fenerbahçe bu kez şaibe yapmayı unuttuğu için mi şampiyon olamamıştır. Yıllardan beri adeta her şampiyonluğumuzda bizleri hakemleri etki altında bırakmak, federasyonu kullanmak gibi son derece çirkin iddialarla itham edenleri bugün bir kez daha lanetliyoruz.

Liderliğe yükseldiğimiz andan itibaren Fenerbahçe düşmanlarının ve futbol dünyasında yaratılmaya çalışılan Fenerbahçe düşmanlığının ne kadar çirkin bir boyuta ulaşabileceğini hep beraber gördük ve bundan utanç duyduk.

Biz şampiyon oluyorsak bunu gerçekten hak ettiğimiz, yöneticilerimizin gece gündüz demeden gösterdikleri özverili çalışmaları, futbolcularımızın sahada akıttıkları terleri, taraftarlarımızın Türkiye’nin dört bir yanında tribünlerde sesleri kısılıncaya kadar tezahürat yaparak takımlarına destek vermeleri ile kazanıyoruz. Fenerbahçe’nin şampiyonlukları hak edilmiş ve bazı kendini bilmezler tarafından kirletilemez şampiyonluklardır.

Şimdi sormak istiyorum: Fenerbahçe şampiyon olsa lig kirli ancak Bursaspor şampiyon olduğu için temiz midir? Bu nasıl bir ayıp bu nasıl bir ahlak yoksunluğudur?. Türkiye’de futbol, bunları dillendirenler bunları savunanlar ve bunlara inanarak prim verenler ile hiçbir yere varamaz. Ne milli takımlarımız ne kulüp takımlarımız böyle kısır tartışmalar ve yıpratma kampanyalarının yürütüldüğü bir ülkeden çıkarak uluslararası arenada kalıcı ve istikrarlı başarılar elde edebilirler. Futbol ailesi içleri çürümüş bu insanları arasından derhal temizlemelidir. Bu zihniyet yok edilmezse Fenerbahçe Spor Kulübü bir yıl şampiyonluk kupası kaybetmiş olabilir ama ülke futbolumuz tüm geleceğini kaybedebilir. Türk futbolu komplocu ve iftiracılar eline bırakılamayacak kadar kıymetli ve değerlidir.

Değerli Fenerbahçeliler,

Bu sözleri özellikle dikkatle takip etmenizi istiyoruz. Yönetiminiz ve futbolcularınız sizleri utandıracak hiçbir şey yapmamıştır.

Takımımız, uzun lig yarışında sonuna kadar var olmuştur. Ligin finalinde futbolcularımız varlarını yoklarını vermelerine rağmen atılamayan bir gol sebebi ile şampiyonluk kazanılamamıştır. Futbolcularınız ile gurur duyun çünkü onlar önlerine konan her türlü zorluğa, karşılarında birleşen tüm güçlere rağmen şampiyonluk yarışını son haftaya kadar sürdürmüş ve son ana kadar şampiyonluğu ellerinde tutmuşlardır. 34. haftaya lig lideri olarak giren takımımızın lehine son 25 haftada bir tek penaltı düdüğü dahi çalınmamıştır. Ligin son 8 haftasında yaşadığımız ve yukarıda aktardığımız akıl dışı senaryolar tüm camiamızın bilgisindedir.

Ligin bitimine 10 hafta kala, futbol takımımızın ligde iddiasının kalmadığı taraflı tarafsız herkes tarafından düşünülürken, büyük bir futbol mucizesine birlikte imza attık. Rakiplerimiz ligin bitiminden aylar önce şampiyonluk yarışından kopmuşken, takımımız kalan her maçını kazanması gerektiğinden her maçı final gibi oynayarak ligin 34. haftasına lider olarak girmiştir.
Bu büyük futbol mucizesi; tamamen futbolcularımızın sahada döktükleri alın terleri ve taraftarımızın son haftaya kadar takımlarına verdikleri sonsuz destekle gerçekleşmiştir. Trabzonspor ile oynanan son maçta futbolcularımız sayısız gol şansından yararlanamamış ve sonunda atamadığımız bir gol ya da ligin son 9 haftasında (son maçta) yenen 1 golle yine mucizevi bir şekilde şampiyonluk kaybedilmiştir.

Taraftarımızı maçın sonunda sahaya döken bir görevlinin yapmış olduğu hatalı anons kadar bu mucizevi süreçte hep birlikte ortaya koyulan emeğin karşısında yaşanan haksızlıklar ve kulübümüze atılan iftiralar sebebi ile oluşan duygu patlaması olmuştur.Bugün hissettiğimiz üzüntünün önemli bir kısmını da bu mucizeyi yaratanların alın terini görmezden gelip, haksızlıklara sebep olanların, iftira atanların hiçbir şey olmamış gibi takındığı tavır oluşturmaktadır.

1907 den beri Fenerbahçe Spor Kulübü, değişmeyen dünya görüşü ile her türlü haksızlığa karşı başkaldıran, yılmayan ve asla değerlerinden taviz vermeyen duruşu ile bu güne gelmiş ve bu gün ulu bir çınar olarak hak ettiği saygıyı görmektedir. Bu gün futbol takımımızın kaçırdığı şampiyonluğun ardından başlarımız öne eğilmiş, omuzlarımız düşmüş olabilir. Ama bu durumdan bir an önce sıyrılmalı ve başımızı yine dik tutmalıyız. Başka bir Fenerbahçe yok. Sevdiğimiz, uğruna ağladığımız, başarısından gururlandığımız. Bir tek Fenerbahçe var. Dünya var olduğu sürece Fenerbahçe de var olacak. Daima başı dik, alnı açık. Asla umutsuzluğa kapılmayın, gücünü her zaman arkasındaki büyük camiasından alacak bir Fenerbahçe var. Sizler var oldukça umut daima yeşerecektir. Karanlığın ardından güneş yine Fenerbahçe için doğacaktır.

Kulübümüzün bu sene sportif anlamda başarısız olduğu söylenemez. Aksine başarılı da olmuştur. Kulübümüzün elde etmiş olduğu sportif başarılar göz ardı edilemez bir şekilde ortadadır. Yarıştığımız 9 spor branşının 6’sında şampiyon olunmuş, 2 sinde ise finale kalınmıştır. Bu iki branşın finalleri henüz sonuçlanmamıştır. Futbolda iki kupada da finale kadar gelinmiş ve şampiyonluk finalde son maçta kaybedilmiştir. Ezeli rakiplerimize olan ezici üstünlüğümüz tartışmasızdır. Bununla birlikte kazanılan finallerin sorumluluğu bize ait olduğu gibi kaybedilen finallerin de sorumlusu elbette ki biziz. Bu sorumluluğu almaktan da asla kaçmıyoruz. Camiamızın yaşadığı üzüntünün, kulübümüzün geleceğine kalıcı izler bırakmaması, ortaya çıkan hasarın derinleşmemesi ve yapısal bir bozulmaya sebep vermemesi için atılması gerekli her türlü adımı atıyoruz. Ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre de atılması gereken her adımı bedeli ne olursa olsun kulübümüzün menfaatleri için atmaktan da hiçbir şekilde çekinmeyeceğiz.

Gün birlik olma, birlikte dayanışma, ortak moralle kulübümüzü yaşadığı bu üzüntüden çıkararak birlikte geleceğe yürüme günüdür. Yaşadığımız, üzüntü hayatımızın en önemli tecrübesi olmuştur. Bundan dersler çıkarmalı ve geleceğe bu hatalardan arınarak bakmalıyız.

Fenerbahçeliler,

Sizlere bir kez daha ve önemle ifade etmek isteriz ki yönetiminiz ve futbolcularınız asla sizleri utandıracak, başını öne eğdirecek bir şey yapmamıştır. Futbolcularımız onurları ile yarışmış, terlerini akıtarak formalarını sonuna kadar terleri ile ıslatmışlardır. Sizler tribünde onlara destek verirken onlar da sizleri mutlu edebilmek için savaşmışlardır. Bizler gece gündüz demeden kulübümüze hizmet için çalıştık. Asla kulüp ilkelerimizden taviz vermedik asla doğru yoldan sapmadık. Şampiyonluk için sonuna kadar mücadele ettik. Her bakımdan hak ettiğimiz, birlikte yarattığımız mucizevi şampiyonluk için yapılması gereken her şeyi yaptık. Ama olmadı.

Camiamızda moraller bozuk, hiç keyfimiz yok, kısaca işimiz çok zor ama hayat devam ediyor, bu gün de dün olduğu gibi aynı şekilde şevkle ve istekle çalışmaya devam etmeliyiz. Bizler gururla, şerefle Fenerbahçe’ye hizmet ediyoruz. Bu gün bizler varız, yarın ise olmayacağız. Ama Fenerbahçe Spor Kulübü biz olmadığımızda da olacak.

Bu gün ileriye doğru atacağımız adımlar, bizlerden sonra Fenerbahçe’ye hizmet edeceklerin önünü açacak adımlar olmalıdır.Ani kararlarla atılacak adımlardan sadece Fenerbahçe Spor Kulübü zarar görecektir. Bugün alacağımız ani bir kararın kulübümüze önümüzdeki sezonu da kaybettirme ihtimali son derece yüksektir. Devasa bir büyüklüğe ulaşmış kulübün geleceğinin, idari anlamda bu günden yarına alınacak bir kararla belirlenmesi aynı zamanda kulübün yapısal büyüklüğüne de uygun değildir. Fenerbahçe Spor Kulübü günlük popülist icraatların yapıldığı bir kurum olamaz. Milyonlarca dolarlık bütçesi olan dev bir kurum olan Fenerbahçe Spor Kulübünün mevcut yönetimi ve gelecek yönetimlerin yapılanması son derece modern ve kurumsal ihtiyaçlara uygun şekilde olmalıdır. Fenerbahçelilerin bu bilinçle geleceği planlaması ve yapılanları bu pencereden değerlendirmesi Fenerbahçe Spor Kulübünün menfaatine olacaktır. Bu noktada herkes üzerine düşen sorumluluğun bilincinde olmalı eleştirilerini yaparken de bunu göz önünde bulundurmalıdır.

Çünkü başka bir Fenerbahçe yok! "


6 comments:

  1. samael dedi ki...

    1.5 sene önceki durum neyse, tahminen, bundan 25 sene sonraki durumda aynen bu şekilde olur.
    Ben şahsım adına, futbol alemi için, bir değişmeyeceğini düşünüyorum.

    Paylaşım ve hafıza tazeleme için teşekkürler.

  2. birsela dedi ki...

    Dunku TFF aciklamasini parca parca izledim. Sonra da okudum. Icim daraldi, sinirlendim, aglamakli oldum karmakarisik duygular bunlar. Ama en cok da yuksekce bir yerden dusmus gibiydim.
    MAA henuz iddianamesi bile olmayan davada hukmunu vermis. Utanmadan hedefini de acikliyor ''Tek adam devri bitecek'' diye. Zaten seslenisi tamamen bize. ''Aklinizi basiniza alin, Aziz Yildirim'i birakin, pislige bulasmayin'' diyor.
    ''Fenerbahce suclu. Ama dusurmeyecegiz'' Aykut Hoca'nin deyimiyle ''surundurecegiz'' diyor.

    Boyle olmaz, olmamali. Bizimle oynamamalilar, oynatmamaliyiz. Bize onumuzdeki sezonu ne hissedecegimizi bilmeden yasatmamalilar. Amatorde olsak duygularimiz yenilenecek, guclenecek ama bu ligde, boyle bir belirsizlikte hislerimizi koreltecekler, elimizi-kolumuzu baglayacaklar, coskumuzu torpuleyecekler en kaba tabiriyle ''burnumuzu surtecekler'
    Yonetim sessiz, taraftar isyanda. Bazilarimizin durumu kabullenmesi ise acikli. Ne yapmaliyiz bilmiyorum.
    Ama tum taraftar olusumlari bu aciklamanin icerigini, asil yapilmak isteneni desifre etmeli. MAA ile simgelesen profili yuzlerine carpmali. Boyle sessiz kalarak, durumu kabullenenleri artiriyoruz. Susmanin zamani degil, caresizligin zamani degil. Yine ve yeniden bir toparlanmaya yumruk olmaya ihtiyacimiz var; Inisiyatif elimizden kayip gitmeden hem de.

  3. Ertuğ Kaya dedi ki...

    Fenerbahçe şampiyonluk potasında olduğu sürece lig şaibelidir, son maç şampiyonluğu kaçırdığında lig bir anda şaibelerinden silkinerek tertemiz olur. Bunu hepimiz biliyoruz.

    Benim bilmediğim, bu durum bu kadar belliyken, bizim yöneticilerimiz ve avukatlarımız yukarıdaki ve benzeri açıklamaları yayınlamak dışında ne yaptılar? Örneğin kaç gazete ve televizyona bu tür haberden dolayı dava açıldı? Kişisel davaların dışında, açılmış dava var mıdır? Kısacası haksızlığa başkaldıran diye tanımını yaptığınız Fenerbahçe'nin yönetimi, ne yaparak haksızlığa başkaldırmıştır?

    Eğer bu konuda bilgisi olan varsa, lütfen paylaşabilir mi?

  4. Unknown dedi ki...

    mosturoğlu doğru söylüyor ilaveten aynı basın toplantısında aziz başkanın dillendirdiği rüştü rençberin poliste kayıtlı tf konuşmaları iç edildi. bursadan yedikleri gollerse emniyet savcılık jurnalci basın ve m.özgener fenerasyonundan itibar görmedi bile...

    hükümet aynı hükümet emniyet aynı savcılık aynı savcılık..
    sadece zaman ve mekan farklı..

  5. Unknown dedi ki...

    hafta içinde milli takım avusturya ile berabere kaldı yoluna devam ediyor...önümüzdeki maç almanya ile yapılacak.bu maçı kaybetmemiz halinde muhtemelen iddiasız azerbeycanla hayati bir maç oynayacağız...

    malum ülke olarak azerbeycan ile her açıdan derin köklerimiz mevcutken ticari ilişkilerimiz gelişmişken sportif temaslarımız yoğunlaşmışken uefanın başındaki adam ve onun istanbul daki maşaları bu maç hakkında ne düşünmektedirler acaba..daha da ötesi belçika ff ne gibi düşünceler içindedirler mesela..

    fb nin maçlarını didik didik eden junalci basın ve başta gs nin başı çektiği malum çevreler iş milli maçlara döndüğünde nasıl çark edebileceklerini görür gibi oluyorum.. satılmış uefa nın maşası olan tff ye aman zeval gelmesin kisvesi altında aklıma başka senaryolarda gelmiyorda değil...

    mesela milli takımın gruptan bir şekilde çıkabilmesine uefa nın sesini çıkarmaması mukabilinde de fb ye şike yaftasının yapıştırılması dolayısıyla yargı sürecine müdahele edilip CL den atılması ve sonuçta da küme düşürülmesi süreçleri önümüz de daha gerçekçi gibi duruyor..

    fb li yöneticilerin iş hayatlarını özel yaşantılarını yatak odalarına girecek kadar mercek altına alan jurnalci medya mesela tff içindeki başkan ve yanındakiler dahil malum kulüpleri temsil eden şahısların nerelerde hangi diyarlarda maçını yapacağımız ülkede dahil olmak üzere kimlerle ticari veya sportif bağlantıları olduğunu araştırma konusunda gayretleri varmıdır merak ediyorum...

    aslıda pek merakta etmiyorum..nedeni de basit.
    gs bjk ts destekli uefa güdümlü bu fenerasyon pardon federasyon herhalde kılıfını hazırlamıştır..

    malum minareyi çalan kılıfını hazırlar misali...

  6. Adsız dedi ki...

    TFF nin TEK ADAM vurgusuyla "piyasaya surdugu" son icler acisi aciklamayi okurken siyasi parti ic tuzuklerinden TFF nin kendi icinde ki dinamiklerine kadar, hoca efendilerden bilmemne pasalara kadar ulkenin en kilit yerlerine coreklenmis agir abilerimiz geldi aklima. MAA acikli ifadesiyle Aziz Baskancilara seslenirken acaba cani yurekten inaniyor mu su soylediklerine?
    hayret ediyorum, icime sindiremiyorum.
    deveye sormuslar misali, neremiz dogru ki diyecegine bir camiayi goz gore gore hedef aliyor hala, bir gun dahi emniyet-adalet hukuksuzluklarina deginmeden...gercekten acinacak haldeler..bu zihniyetin, yukarida ki yaziyi okuyunca, 2 sezon oncede "teknik takip"te oldugunu, Fenerbahcenin sampiyon olmasi halinde bugun yasananlarin o gun yasanacagini dusunmeden edemiyor insan...zaten badem biyikli savcimiz da inkar etmemisti eger bu sene trabzonu geride birakmasak dava acmayacagini...

Yorum Gönder