"Tutku" Düzeni Bozdu



Maça savunmada sertlikle ve hücumda düzen içinde başladık. Galatasaray'ın boş şutları da kaçırmasıyla neredeyse 7-8 dakika sadece 5 sayıda tutup 10 sayılık farkı yakaladık. Spahija çeyrek sonunda Ukiç'i dinlendirmeye çağırıp Greer'i parkeye yolladığında hacı yolu gözler gibi Greer'in sahada olmasını bekleyen Galatasaray dört kısalı baskılı savunmayla bir dakikada 7-0'lık seri yaparak bitirdi çeyreği. 12-15. Baskı karşısında başı kesilmiş tavuk gibi dolanan Greer de bir kez daha ne ruhen ne bedenen bu takımda olduğunu ispatladı bize.

Ermal'in iki faul alıp kenara gelmesiyle hücumda içerideki en önemli kozunu kaybeden Galatasaray 4 kısalı düzende iki yıldır başımızın belası olan Schumpert'i 4 numaralı pozisyona çekip kısa beşte devam edince Schumpert yine yaptı yapacağını. Mirsad'ın onu savunamadığını Spahija'nın görmesi için 9 sayı atması gerekti. Tutku'nun hücumdaki organizasyon becerisiyle bir ara 4 sayı öne geçmeyi başardı Galatasaray. Periyot sonunda Oğuz'u içeriden beslemeyi hatırlayıp oyunu biraz daha içeriye yıkarak oynayınca skor olarak olmasa da oyun olarak bir adam öne geçtik. Emir'in dört numara oynadığı dönemde de ilk kez hücumda bol paslı bir düzen sonucu Oğuz'la kolay sayı bulup devreyi iki sayı önde kapattık. 27-29.

İkinci yarı bizim kontrolümüzde başladı. Bu bölümde bizi rahatlatabilecek bir farkı çok kolay yakalayabilirdik. Arka arkaya en iyi faul atan oyuncuların kaçırdığı fauller ve hücum süresi dolarken yediğimiz iki üçlük sonrası bu fırsat kaçtı. Periyot ortasında iki takımda abuk subuk hücum tercihleri yapıp kolay sayı fırsatlarını değerlendiremezken de sakin kalmak yerine koş koşa ayak uydurmamız çok kötü oldu. Periyot sonunda 5-6 sayılık bir fark yakalasak da Ukiç'i dinlendirmek için oyunda olan Greer, Tutku'ya faul yapmak yerine eskortluk yapmayı tercih edince son saniye üçlüğüyle üçüncü periyoda nokta koyuldu. 42-44.

Dördüncü periyoda kenardan gelen hakemlerin desteğiyle başlayan Galatasaray önce Haluk'a çalınmayan faul ve Spahija'ya çalınan teknik faul sonrası bir anda 4 sayı öne fırladı. Spahija'nın erken molaları hücumda sakinleşmemiz ve düzen içinde kalmamıza yetmedi. Önce Ukiç kontrolü kaybetti, sonra Ömer birebir içeriyi çok zorlamayı seçti. Bu sırada Oğuz'a bir hücumda yapılan 5 faulden birini çalabilen hakemler yüzünden topu içeriye de indirmekte epey zorlandık. İçeriyi top indirdiğimizde de o topu tekrar dışarıya veremedik dolayısıyla iyi seçilmiş dış şut da bulamadık. Savunmamızın en zayıf karnı delici guardı savunamama zaafını Tutku müthiş kullandı. Mesafe bırakıp şutunu riske ederek savunmak yerine yakın alınca her perdeleme üstünden içeriye drive etti ve çok iyi paslar verdi. 7 sayı bu maç için ciddi bir farktı ve buradan geri gelmeyi de bu kadar felaket hücüum ederek ve faul atarak başaramazdık. Schumpert ve Shipp'in üçlükleriyle Galatasaray ikili averaj için hiç de azımsanamayacak bir fark olan 11 sayıyla maçı kazanmayı başardı. 67-56.

Hiç bir periyotta 15'in üstünde sayı yemeyip son periyot 25 sayı yememiz maçın sonunda oyundan mental ve fiziksel olarak düştüğümüzün en büyük kanıtı. Tutku'nun 12 sayı 6 ribaunt 7 asisti çok etkileyici, iki üç haftadır çok iyi oynuyordu bu maçta zirve yaptı. Schumpert yine beklenen katkıyı yaptı 16 sayıyla. Galatasaray Rochestie dışındaki yabancılardan çok iyi verim alırken bizim yabancılarımız yokları oynadı. Lavrinoviç sadece 10 dakika oynayıp 2 sayıda kalırken, Tomas 3 Kinsey, 2 sayıda kaldı. Ukiç çok oyunda kalması ve 34 dakika oynaması yüzünden faullerde bile felaketti. Son çeyrek tercih hatalarının birdenbire artması da yorgunluk göstergesi. Ömer'in 16, Oğuz'un 14 sayısı var bizim tarafta. Zaten çift haneli sayıya ulaşan sadece iki oyuncumuz var. 15/27 ile faul atmışız, 5/21'le üçlük, üstelik ilk periyot dışındaki üçlük seçimlerimizin çoğu yanlış ve el üstü şutlar. Hakemlerin izin verdiği ölçüde yer yer rugby düzeyinde sertlik yaparak bir şekilde oyundan bizi kopartmayı başardı Galatasaray. Hakemin Spahija'ya teknik faul çalması doğru da, rezillik zaten aynı düdüğü maçın başından itibaren sürekli itiraz eden Oktay Mahmudi'ye bir türlü çalamaması.

Hakemlerin saçmalamaları olsa da bu maçı hakemler yüzünden kaybettik dersek hata yaparız. Delici guarda sahip olan her takım bizim boyalı alana elini kolunu sallayarak giriyor. Greer'in rezil hali yüzünden neredeyse 40 dakika oynamak zorunda kalan Ukiç'den yüzde yüz savunma performansı beklemek de hayal. Hücumda saf skorer bir oyuncu olmaması da böyle tıkanan, düzenin işlemediği maçlarda başımızı ağrıtıyor.

Sonuçta kaybedilen bir şey yok, bir normal sezon mağlubiyeti, önümüzdeki Efes maçını kazanıp telafi edebiliriz, Galatasaray çok iyi takım maçı da bizden fazla istediler, tebrik etmek lazım. Bu sene ciddi bir sakatlık yaşamazlarsa ilk kez final oynayacak seviyedeler. Bir tebrik de Engin Kennerman'a. Küfürleştiği Galatasaray seyircisine kendini affettirdi bugün, onun da gözü aydın.


0 comments:

Yorum Gönder