Adnan Bey - Gidin.
16 Kasım 2009 tarihinde bir tribün dolusu insan tek bir kadıncağıza saldırdığı zaman suçlu çok kolay bulundu: dayak yiyen kadın. Bunu Emre Aköz'ün çevik polisten dayak yiyip çocuğunu düşüren kızcağızı suçlamasına benzetebiliriz, gözünü zulümden çevirip mazlumun yapması gerekenleri sıralayan, dayak atanın dayak atma hakkı olup olmadığını hiç sorgulamadan karşıdakine neden dayak yediğini soran bu ahlaksız zihin, provokasyon kelimesinin iliştirilebileceği her alanda haklarına tecavüz edilenleri iğdiş edebiliyor. İster Trabzon'da bildiri dağıtmaya çalışan bir TAYAD'lı, Edirne'de NATO'yu protesto etmeye çalışan bir Halk-Evleri mensubu olun isterseniz Düzce - Sakarya - Adapazarı hattında düğününüzde Kürtçe şarkı çalmak isteyin, linç girişimi ertesinde sorulacak soru halkı nasıl provoke ettiğinizdir. Halk zaten size dayak atacaktır, dayak zaten vardır ve meşrudur, münferittir, keşke hiç yaşanmasa, ama kimi zaman "milliyetçi bir refleks"tir. Haksızlığa bakıp yalnızca mazlumu sınavdan geçiren bu aşağılık kafa yapısı ise biliyoruz ki yalnız saha dışına has değil.
Adnan Polat bu zihinsel iklimin iyi bir örneğini, yukarıda bahsedilen maçtan sonra vermiş, kadıncağızı suçlamış, çıkan olaylarda taraftarın sahaya girmesine, basketbolculara saldırmasına karşı sessiz kalmış ve "özür dilemeyeceğini" beyan etmişti. Öne sürdüğü neden "Efes maçı"ydı. Her ne kadar orada Fenerbahçe yönetimi çıkan olaylardan dolayı özür dilemiş, kulüp gereken cezayı üstlenmiş ise de Galatasaray herhalde "haklı dayağı"nın, provoke olmuşluğunun gölgesinde özür dileyecek de değildi.
Keita'nın yumruğunda "Galatasaray için yumruk atan da yiyen de şereflidir" noktasına konuyu getirebilenler nasıl "bu vatan için kurşun atanlardan" ve onların ellerinde tabanca olan bildiğimiz portrelerinden uzak değilse, Galatasaray yönetimi de bu olaylar karşısında Çatlı'nın katlettiği çocukların suratına hala soğukkanlı bakabilen (ve gene solcuları suçlayan) parti yönetimlerinin durgun duruşundan başka bir duruş sergileyemiyordu. Keita -elbette Fenerbahçeli bir futbolcuya yumruk atan bir kahraman olarak- yargılanmayacak, Fenerbahçeliler Fenerbahçeli olmaklıklarıyla yarattıkları provokasyonun sonucunda bir dayak yedilerse bunun da cefasını çekecekti. Bu tip olaylarda cepte bekletilen "Elbette sahalarımızda böyle olaylar istemiyoruz, elbette bu tip olaylar münferittir, kulübe bağlanamaz" parantezi ise zımni bir tasvipten başka bir şey değildi.
Kaç olayda bunu gördük?
Arda Fenerbahçe taraftarının üstüne koşup hareket çektiğinde yeni Metin Oktay olarak alkışlanıyordu, bugün Fenerbahçe Başkanının samimi bir şekilde ulan demesine bozulanlar şampiyon olduklarında sağ kollarını dirsekten kıvırıp sol ellerini üstüne koyuyor saatlerini hepimize gösteriyordu, futbolcuların toplu halde Fenerbahçe'ye küfürler savuran videoları youtube'a konulduğunda göremediğimiz hassasiyet, aynı şekilde Fenerbahçeli futbolcuya bir futbolcu saldırdığında, boynunu sıktığında, Emre gibi kafa attığında, bir tribün dolusu insan bir kadın ve Fenerbahçeli basketbolculara saldırdığında, Fenerbahçe bayan takımının üstüne çullandığında da görülemiyordu.
Çünkü bunların hepsi meşruydu. Hepsi. Bila istisna. Rakip Fenerbahçe ise bu doğal bir provokasyondu ve her tür şiddet Galatasaray yönetimi tarafından yalnız meşru görülmüyor destekleniyordu da. Yönetim bunu neredeyse hakaretamiz bir dil kullanarak yapabiliyorken, boş bıraktığı alanda taraftarlar elbette Fenerbahçeli her şeye saldıracak, saldıranlar olacak, bunlar tasvip edilecek, yükseltilen Fenerbahçe nefreti, ateşlendiren bu unsur, o tehlikeli "provokasyon" kelimesinin kullanılabileceği tüm durumların nedeni olacak, mutlaka, mutlaka "hak edilen" o sonuç gerçekleşecekti.
Bugün 17 yaş altı takımına saldıran, 18 yaşından küçük henüz reşit olmamış çocuklara karşı bile emsalsiz bir şiddet uygulayan bu taraftarlar işte böyle bir ortamda, çok da doğru yaptıklarını düşünerek bu olayı bize yaşattılar. Bugün okuyoruz, gene provokasyon varmış. Fenerbahçeli bir futbolcu bir Galatasaraylı futbolcu ile tartışmış. Florya'da. Elbette bunun doğal sonucu bütük takımın dayaktan geçirilmesi, sahaya girilmesi, saldırılmasıdır. Elbette suçlu "sorumsuz" ve "dikkatsiz" Fenerbahçeli çocuktur. Yoksa sahaya girilmesi, dayak atılması tek başlarına asla bir suç olarak kabul edilebilir mi?
Bu ilkel, ahlkaksız, vicdansız zihin ne yazık ki böyle kendi alanında akıp gene bizde yer etmeye çalışacak. Kanmayın. Dayak atmak, sahaya girmek, 18 yaşının altındaki çocuklara saldırmak suçtur. Bunlar kötüdür, ahlaksızcadır. Sinirlendiği her olay karşısında kuduz bir köpek gibi bendinden taşarak muarrızın üstüne çullanmaya çalışan bir yaratık insanlık ailesinin utanılacak bir mensubudur ancak. Biz böyle yaratıklardan uzaklaşarak bu medeniyeti yarattık, her sinirlendiğimizde karşıdakini öldürerek rahatlamaya çalışan Orclar olarak değil.
Talep ettiğimiz şey de buna oranlı olmalı. Bu olaylardan uzun süredir sürdürdüğü politikalar ile Adnan Polat yönetimi sorumludur. Polat yönetimi Fenerbahçe düşmanlığını camiada kışkırtmış, bu olay gibi sayısız olayda olayın üstünü kapatmaya çalışmış, saldırıları, dayakları, maddi ve manevi zarar eylemlerini meşru kabul etmiş hatta desteklemiştir. Bu olay Polat'ın yarattığı dilin ve yönetim anlayışının tutarlı bir sonucudur, başka bir şey değil. Kendisi istifa etmelidir.
Türk sporu, canavarlığa, ahlaksızlığa, güçlünün güçlü olduğu herhangi bir zaman diliminde güçsüzü mutlaka ezmesine dayanan bir vicdansızlığa, provokasyon kelimesi arasına sıkıştırılmış her şiddet eylemini yücelten ve normalleştiren bir ahlaksızlığa teslim olmamalı, bu kadar da değil.
27 Aralık 2010 11:12
yorumuna 'ama' diye başlayacak herkesin aethewulf' un (http://papazincayiri.blogspot.com/2010/10/ayn-cagda-baska-dunyalarn-cocuklar.html) adresindeki tadından yenmez, ufuk açıcı yazısını bir defa daha okumasını isterim.
o anlatır.
27 Aralık 2010 11:31
Bu konu üzerine okuduğum en sağlam yazı olmuş, tebrik ederim.
Şiddeti orantısı çerçevesinde cezalandırmak lazım.
Mekan tamamen Galatasaray kontrolünde olan bir yer. Lamı cimi yok. Orada ayağın taşa takılsa klüp sorumludur, o taş niye orada diye.
Maç seyircisiz oynanan bir maçtır. Seyircinin varlığı bile aslında ceza unsurudur. Hele ki seyircinin sahaya inip barbarlık sergileyerek linç girişiminde bulunması ağır cezalık bir durumdur.
Tribünde Ultraslan pankartı olduğunu okuduk. Organize linç girişiminin belgesi de budur.
Galasaray bu işten kolayca sıyıramamalıdır.
Gerekirse, alt yapı müsabakalarından uzunca bir süre men edilmeli-orada oynayan çocuklara yazık diyenler olabilir ki haklıdırlar ama klübün kendi geleceğine ektiği nefret tohumu budanmalıdır ibretlik bir cezayla.
Gerekirse yeni stadlarını seyircisiz açmalıdırlar. Biliyorum, alt yapı maçında olan bir şeyi profesyonel şubeye tahvil etmek mantıksız. Ama tribüne gelen kitle aynı olunca ceza ibretlik bir yöntemle taraftara anca böyle kesilebilir.
Ve muhakkak eylemin içinde yer alanlar adli süreç içerisinde yargılanıp ceza almalı olay bir kaç kendini bilmeze havale edilmemeli, kendini bilmezlerin pabucun pahasını bilmeleri sağlanmalıdır.
27 Aralık 2010 12:01
Maçtan sonra çocuk şube amirliğinde Fenerbahçe'li çocukların çekilen fotoğrafları, insan müsveddelerinin turnusol kağıdı olsun...
Başarılar gelip geçiyor sevgili Galatasaraylılar ama asaletiniz ne yazık ki bu gençlere yetmiyor!
Birkaç kendini bilmez, tamam ama siz de önce..., ne çabuk unuttunuz...., şeklinde yorumları da koyayım da sevgili asilzadeler yazarken yorulmasınlar.
Ha kesin bizim çocuklar tahrik etmiştir o aslan parçalarını... kesin!
27 Aralık 2010 13:01
19 Mayıs 2007 Gençlik Ve Spor Bayramında
bu zihniyet ulaşabilicekleri zirveyi göstermişlerdir.
Kirli Kırmızılar
27 Aralık 2010 13:24
Bence Adnan Polat'ı suçlamak asıl failleri ıskalamak olur.Polat, sürüye göre hareket ediyor.Mesela sürü için bir Antu var, Antu aşağı, Antu yukarı.Burada Antu'yu savunduğum sanılmasın, bu toplumun şark kurnazlığı böyle işler, bir ''öteki'' yaratıp her türlü olumsuzluğu ona yükler, buna mukabil yediği her haltı meşru kılar.
2 post aşağıda da bunu anlatmaya çalıştım, işler kötü gidiyorsa sorumlusu Adnan Sezgin'dir veya Serdar Bilgili'dir.Küçük beyinlere göre bir kişi giderse her şey düzelecektir.Ne de olsa tarih derslerinde Osmanlı'nın güç kaybetmesinin en önemli sebebi yeni padişahların kalitesizliğidir.
İtiraf edeyim eskiden onlara hak veriyordum.
Anti Fener propogandası çok karlı bir yatırımdır, bu sayede şampiyonluklar, kupalar geldi.5. şampiyon bile Anti Fener sayesinde geldi, ''Papermoon allies'' döneminde gelecek değildi ya.
Şu anda ise deniz bitti.Propogandanın karlı dönemleri sona erdi, geriye kaldı şu andaki tortu.Buyrun afiyetle yiyin sevgili sürü üyeleri.Nasıl olsa Antu yine orada, parmağınızla göstermeniz yeterli.
27 Aralık 2010 14:54
bu olayların asıl sorumlusu medya , medya taraflı türkiye de ve tarafı gsaray ! tek gereçk bu eğer bu olayın tersi olsaydı bu olaylar kadıköy de yaşansaydı sınırlı sayıda akil(!) adam değil herkes konuşurdu , ntv spor un tüm çalışanları , lig tv nin tüm spikerlerine kadar eski futbolcular dahil , olayın değil fb nin üstüne üstüne gidilirdi . bu taraflı medya olduğu sürece gs nin bu yaptıkları devam eder yanına kalmayada devam eder .. düşüne biliyor musunuz fb yüzme tk şampiyon olmuş açık farkla ntvspor yüzmeye gs damgası diye yayın yapıyor , pes !
27 Aralık 2010 19:36
bu ülkedeki liseli galatasaray lobisi sayesinde bu olayın da üzeri gayet hızlı bir şekilde örtülecektir. suçlular ön kapıdan girip arka kapıdan çıkacak, bu olay üç-beş kendini bilmezin çıkardığı ve koskoca şanlı(!) galatasaray kulübüne mal edilemeyecek münferit bir vaka olarak arşivdeki yerini alacak, adnan yine pişkin pişkin sportmenlik dersleri verecektir. galatasarayın internet sitesindeki açıklama bu sabah ntvsporda galatasaray kulübünden "kınama" olarak lanse ediliyor daha ötesi var mı bilmiyorum.
27 Aralık 2010 20:18
Dün yaşananların elbet bir bahanesi olamaz,olmamalı.Tahrik falan hikaye,15-16 yaşındaki çocuklara tekme tokat saldırmanın ne taraftarlıkla alakası var ne de insanlıkla.Ama bu ülke de hiç bir takım taraftarı sütten çıkmış ak kaşık değil.Fenerbahçe taraftarlarının da benzer olayları olmuştur ve olacaktır.Herkes olaya kendi takımı açısından bakarsa bu olayların sonu gelmez,ortak bir nokta da buluşup bunları yapan insanları kınayıp onlara ağır cezalar vererek,bu kötü olayları sona erdirebiliriz.Ama yapılan yorumlara bakıyorum da herkes Galatasaray nefretini kusmuş,sanki bunu sadece Galatasaray taraftarı yapıyormuş gibi.Hele birisi Galatasaray alt yapısı kökten temizlensin demiş:)Amaç şiddete karşı tek vücut olmak değil,nefret ettiğin rakip takımı alaşağı edilmesini beklemek.
27 Aralık 2010 21:54
''Amaç şiddete karşı tek vücut olmak değil,nefret ettiğin rakip takımın alaşağı edilmesini beklemek''
Bu durum bana daha önceden ve sıkça tanıdık geldi, bu tanıdıklık nereden acaba?
27 Aralık 2010 22:34
öncelikle kadıncağız lafına hiç katılmıyorum o kadıncağız taraftara çektiği hareketle makatsal yollardan iştigal etsin.
Arda konusunda kesinlikle katılıyorum, Metin Oktay'la özdeşletirilmesinin saçmalığı yeterince açık zaten. Fenerbahçeli bir futbolcuya yumruk atmasına rağmen haklı olduğu için Fenerbahçeli taraftarlarca alkışlanan bir beyefendiyle, kendi takım tribününe hoş görünmek için Fenerbahçelilere hareket çeken bir futbolcuyu karşılaştıramazsınız zaten.
Adnan Polat olaylarda suçludur ama senin söylediğin hiçbir sebepten dolayı değil. Bence söylediklerinin hepsi saçma zaten yok saat göstermiş falan, bu memlekette neler neler oluyor saat olabilecek en masum esprilerden biri, haa koymuş olabilir biraz orası ayrı, ona bakarsan FBTV'de yer6 diye program yapan, resmi sitesinde 6S diye yazan bir takımın taraftarısın.
Adnan Polat suçludur çünkü o zavallı çocukları, evine gelen misafiri koruyamamıştır. Gerekli önlemleri almamıştır. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün sağduyulu açıklamaları çok büyüktür. Ama Galatasaray Spor Kulübü de senin yazdığın gibi "Fenerbahçeli bir futbolcu bir Galatasaraylı futbolcu ile tartışmış" tarzında bir bahane bulmamıştır.
Saygılarımla
28 Aralık 2010 08:33
http://lucarelli-breitner.blogspot.com/2009/11/motorsun-sen-motor-kal.html
kadıncağıza bak kadıncağıza olay kadıncağız madıncağız olayı değil iki klüpte yapıyor bunu tahammülsüzlük hat safada umarım galatasaraya sağlam cezalar verilir 19 mayıs 2007deki 5 maç gibi yoksa stadı yakanlara 2 maç verip daha ufaltılmış bir ceza verilip işten sıyrılmaz federasyon
28 Aralık 2010 08:50
bahsettiğimiz zihniyet tam da böyle bir zihniyet işte. bir kadına "motor" diye bağıran, o kadının neden o hareketi yaptığını düşünmeyen, bir hareket çekildikten sonra bunun meşru ve doğru tek tepkisinin binlerce kişilik tribünün aşağı inip kadına, basketbolculara saldırması olduğunu zanneden, bunu doğal karşılayan, dolayısıyla olayları ancak tahrik / provokasyon dengesinde irdeleyebilen, şiddeti meşru sonuç olarak gördüğü için şiddeti doğuran sonuçlarda, insanların kendilerine birhayvan gibi sahip olamaması, başka bir insanın hakkını çiğneme gibi unsurları değil, hayvanı kafesinden çıkartan son hareket olarak algılayan, motor tipli kadın diye blog yazısı yazıp, altına da o kadının ismini yazabilen ve sonra buraya gelip bize "kadıncağıza bak kadıncağıza" diyen zihniyet.
ozan evet, seni de sevmiyoruz burada.
28 Aralık 2010 09:16
@aethewulf nerenden anladığını bilmiyorum ama 2 olayda yanlış ama sen o blogdaki son yazıyı okumadan konuşma bence şimdi ben kadiköye gidip orta parmak çeksem durup duruken beni dövmezler mi döverler ben zaten bunu farkında olduğum için çekmem çirkeflikte yapmam ama siz 2-3 şerefsizin yaptığını tüm galatasaraylılara mal edersiniz
ben o çocuklardan özür dilerim gerçek galatasaraylılık bu değildir gücü 16-17 yaşına yeten şerefsizler zaten galatasaraylı değildir ama birazda her iki yönden bakın hiç bir zaman tirbünde şiddet uygulamadım ve gidip koltuk sköüp sahaya falan atmadım otuurp adam gibi maçımı izledim ama etiketleme konusunda uzman olduğun için şiddet yanlısı diye yapıştır etiketi sana zaten kim beni sev dedi ki olayı anla yeter ve o blogdaki son yazıya bak
http://lucarelli-breitner.blogspot.com/2010/12/tribun-terorunun-rengi-sadece-sar-krmz.html
eğer bunların olmasını istemiyorsak ortak bir noktada buluşup bu tahrikçileri provakatörleri sorunlarını şiddetle çözenleri tribünlerden silmektir
28 Aralık 2010 09:25
@aethewulf beni anlayamamışsın gerçekten yazık eğer ben anlatamadıysam özür dilerim sorun beni sevip sevmen değil beni tanımadan yorum yapman o savunduğunuz kadın masum değil benim demek istediğim o o kadının yaptığından daha büyük hatayı zaten tribüne inenler yaptı sonucunda büyük cezalar aldık zaten cezasız kaldımı hayır bu da cezasız kalmasın ama ceza vermekle engellenmiyorsa hep beraber kazımak lazım bu tribün terörünü olay galatasaray yaptı beşiktaş yaptı fener yaptı değil olay sporda şiddetin her yere bulaşması her tribünde var bu tribün magandaları provakatörler onları kazımak lazım eğer beni şiddet anlışı görüyorsan ben burda bonuşa yazmışım ve olaylar karşısında boşuna kendimi fenerlilere karşı mahçup görüyorum geçen seneki arda olayına da bak baroni arda önünde geçiyor diyemi tahrik oldu ardaya bulaştı yapmayın ya tahrik eden suçludur tahriğe kapılan ondan daha suçludur
28 Aralık 2010 09:54
@aethewulf birde şu yazıyı okumanı öneririm o zaman ortak noktada buluşucaz
http://lucarelli-breitner.blogspot.com/2009/11/abdi-ipekcide-dinamiti-patlatan-iki.html
28 Aralık 2010 14:04
Klubünüzü korumak konusunda ne kadar maharetlisiniz !
Bu zihniyetiniz devam ettiği sürece bu şiddet bitmez.
Fenerbahçenin sahada aldığı bir sonucu basit bir çekişme malzemesi olarak kullanmasıyla delnan polatın kolunu dirseğe kadar sıvayıp hulusoy ikramı kirli tezgah ürünü , papermoon pazarlıkları sonucu şampiyonluğu kutlaması (!) aynı şeydir zaten !
Yada 19 mayıs 2007 de asy de yapılanlar aylar öncesinden planlanmamıştır. Hatta geçen sezon yönetime tepkisinden yada son maçta kaçan şampiyonluğun üzerine maç bittikten sonra sadece kendine ve takımına stadına zarar verir biçimde stadın bazı bölümlerini yakması sonucunda Fenerbahçe ligden ihraçla cezalandırılmalıydı (!) Sulu derbiye 5 maç ceza veren zihniyet Saraçoğlunu ebediyen kapatmalı Fenerbahçe liglerden atılmalı ve bir kaç FBli futbolcu ve hatta yönetici de ibret-i alem için santra noktasında sallandırlmalıydı.
Ve bu ülkenin engin spor kültürünü temsil eden değerli ve şerefli medyanın da desteğiyle GSye iadei itibar edilmeli ve o 5 maç cezayı telafi etmek için gsye 15 puan ilave edilmeliydi.
Çünkü her durumda Fenerbahçe suçludur ve cezalandırılmalıdır(!)
16-17 yaşında çocuklara saldıranları korumak adına bu yorumları yapabilenlerin tamamı o hareketi yapanların değer ve kalitesinderi gözümde.
Söyleyeceğiniz tek şey var , lafı gevelediğiniz her kelime yukarıdaki paragrafa yönlendirilir :
Bu yapılanın savunulur hiç bir şeyi yoktur.
Bunu savunmak anlamına gelecek her kelam bu hareketi yapan zihniyete cesaret verir.
28 Aralık 2010 14:33
İşte bu olay için böyle bir yorum yapılabilir .
Hem de bir gsliden:
" Fatih Altaylı‚
28/12/10
U-TAN-DIM...
Hem de çok...
Neden utandım biliyor musunuz‚ Galatasaraylı olduğumdan. Ve bundan utanacağım hiç aklıma gelmezdi. (Gerçi basketboldaki sahtecilik olayından da çok utanmıştık ama...)
Pazar günü yaşanan rezalet her Galatasaraylı için ciddi bir utanç vesilesidir.
17 yaşın altında çocuklar maç yapıyor.
Maçın bir yerinde bir gerilim yaşanıyor‚ çocuklar tartışıyor‚ belki de kavga ediyor. Önemli değil. Sahadalar‚ yorgunlar‚ delikanlılar‚ ateşliler. Olabilir.
Ama sonrasında olanlar olamaz.
Tribünde oturan bir grup hayvan ‚ rakip takımın‚ yani Fenerbahçenin oyuncularına‚ daha doğrusu çocuklarına saldırıyor.
Dövüyor‚ kırıyor.
Tartışan çocukları ayıracaklarına‚ çocukları dövüyor.
Bu gerçekten utançtır.
Tabii sonrasında olanlar da utanç verici.
Galatasaraylı hiçbir yöneticinin çıkıp adam gibi özür dilememesi‚ konuyu geçiştirmeye çalışması falan da utançtır.
Galatasaraylılar birkaç yıldır övünüp duruyorlar‚ En fazla taraftar bizde diye.
Ben artık bununla övünmüyorum.
Böyle taraftar olacaksa‚ olmasın.
Biz eski günlerdeki gibi bir avuç taraftar olmaya razıyız.
Biz insan gibi taraftar istiyoruz.
Bunları değil. "