Esir Şehrin İnsanları
Dün gece derbi mağlubiyetinden sonra saf saf internette gezinirken bir kaç blogda ve forumda Tanjeviç'in gittiği haberlerini okuyup bir an için şu ahir ömrümüzdeki bütün dertleri unutup mutlu oldum ama bir yandan da gece yarısı da olsa kulubün resmi sitesinden bir an önce doğrulanmasını bekledim. Gece 2 ye kadar ses seda gelmedi kesin gönderildiği yolundaki haberler bir kaç sitede daha gözükmeye başlandı. Kutlamaları Pazar günü yapacağımızı düşünüp uyudum öğlene doğru kalkıp şu iş resmileşsin diye kalbim çarparak bilgisayarı açtım, resmi siteye uğramadan önce Salsa'ya baktım gönderildiği haberini orda da gördüm. Kulüpten hala ses seda çıkmamıştı ama nihayet öğleden sonra kulüpten bir yalanlama geldi. Takriben 12-14 saatlik bir heyecanın ardından Tanjeviç'in gönderilmediği haberini gördüm. Yani bir süreliğine de daha düşman işgalinden kurtulmayı bekleyip cepheden işaret almaya çalışan sivil halk gibi hissetmeye devam edeceğiz. Ne ÖSS ne KPSS sonuçlarını bu kadar heyecanla beklememiştim. Sözlüğü ne zaman açsan sol frame de Bogdan Tanjeviç başlığı görmeyi dileyerek, Fenerbahçe forumlarında Tanjeviç Gönderildi başlığını okuyabilmeyi umarak yaşıyorum son bir haftadır.
Kemal Tahir'in "Esir Şehrin İnsanları" ruh halimizi anlatmak için daha teferruatlı ama itiraf edeyim ki Necip Fazıl'ın şu dörtlüğünü bile artık Tanjeviç' in gönderilmesini düşünerek seviyorum.
ne hasta bekler sabahı,
ne taze oluyu mezar,
ne de seytan bir gunahi,
seni bekledigim kadar.
şair bu dizelerde koçun istifasını beklediğini anlatmak istiyor öğretmenim.
otur sıfır!
22 Kasım 2009 17:45
bir de siirden anlamadiginiz cikti ortaya..