Final Four'a Gidiyoruz


FB Acibadem

Fenerbahçe tarihinin Avrupa'nın en üst düzey kupasındaki ilk final-four'una nihayet ulaşabildik. Avrupa Şampiyonluğu için kurulan takım belkide Türk spor tarihinin en dominant takımı haline geldi. Türkiye Ligi, Türkiye Kupası Şamiyonlar Ligi'nde üç kulvarda tek bir mağlubiyet almadan ve bütün maçlar dahil edildiğinde sadece 3 set vererek bu seviyeye gelmek inanılmaz bir başarı. Şimdi bu seviyeye geldikten sonra artık kupa için iki maç kaldı geriye. Bu sene Rus takımlarının bir üst seviyesinde olan İtalyan takımlarından Asystel Novara ve Scavolini-Bergamo ikilisinden biriyle final oynayacağız Cannes'i geçersek. Geçen sene şu anki kadromuzdan çok daha zayıf bir takımla CEV Cup Final Fourunda karşılaşmış ve kaybetmiştik Novara'ya. Vakıfbank eşleşmesinde gördük ki Novara Vakıfbank'ı kolay elese de bizden daha iyi bir takım değil. Scavolini'de ilk grup aşamasında Vakıfbank'ın grubundaydı ve izlediğimiz maçları göz önünde bulundurursak onlardan da iyi durumdayız. Cannes'in hiç bir maçını izlemedim ama bu iki İtalyan takımından daha iyi bir kadroları yok. İki sene üstüste şampiyonlukları var Kupa 1'de 2002 ve 2003'te. O yıllardaki dominasyonları yok son yıllarda ama evsahibi avantajı voleybolda tehlikeli bir şeydir. Beklenmeyen bir performans gösterebilirler.

Final-Four'un bir numaralı favorisi biz gözüküyoruz. Cannes, Novara ve büyük ihtimalle üçüncü takım olarak gelecek Scavolini Pesaro bizim kadar domine ederek gelmediler bu seviyeye. Tek korkum bu sene 5 seti geçtim 4 setlik bir maçı bile zor oynamamız. Eczacı'yla süper kupa ve Vakıfbank'la ligin ilk yarısındaki maç 4 set sürdü. Sadece Dinamo Moskova maçı 5 sete uzadı. Dengimiz bir takımla oynadığımızda maçın başa baş gitmesi durumunda bu duruma oyuncuların nasıl tepki verebileceğini bilmeyecek olmamız bir dezavantaj olarak görülebilir. Takımda son derece tecrübeli oyuncuların olması, defalarca buraları yaşamış "winner" oyuncuların olması bu durumla baş edebilmemiz konusunda bize yardımcı olacaktır yine de.

Bu arada Galatasaray bayan voleybol takımı da Eurochallenge Cup'da Final-Four oynayacak. Şimdi bu kupayı kazanırlarsa(ki rakiplerinin adını sanını Avrupa Voleyboluyla en ilgili kimsenin duymuşluğu bile yoktur) muhtemelen bizim hiç bir halttan anlamayan spor basını Galatasaray'ı yine Avrupa Şampiyonu ilan edecektir. 5.sınıf bir kupada 5. sınıf rakipleri yenerek elde edilen bir kupaya utanmadan Avrupa'nın en büyüğü falan demeye başlarlar. Geçen sene bayan basketbol takımının Eurocup gibi üçüncü sınıf bir kupada şampiyon olmasını Avrupa Şampiyonluğu diyerek veren Euroleague ile Euro Cup arasındaki dağlar kadar seviye farkını umursamayan bilgisiz medya ve taraftarından bu senede aynı saçmalığı bekliyoruz.

Umalım ki Final Four'a yükselmeyi yıllardır hak eden ama kah yönetimin transfer konusundaki son hamleyi yapmaması kah statünün azizliği kah son salise basketiyle yıllardır Final-Four'un bir adım ötesinde kalan Fenerbahçe Bayan Baketbol takımı da voleyboldaki hemcinslerinin başlattığı geleneği gelecek yıl devam ettirsinler. Erkeklerden umudumuz yok onlara Allah selamet versin ...

TRT'ye de bir çift laf edelim. İki haftadır bizim voleybol maçının saatleriyle Ermeni tasarısı oylamaları çakışıyor. TRT'de bu haberleri vereceğim diye ekranın neredeyse yarısını kaplayan bir çerceve koyuyor. Bin tane kanalın var git onlardan ver çok önemli buluyorsan haberi yok illa vereceğim diyorsan alt yazı geç, nedir bu maç yayınının içine etmek? 3-4 Nisan'da Ermeni tasarısı görüşmeyi planlayan meclis varsa da uyaralım. Final-Four maçları nedeniyle erteleyin kardeşim şu görüşmelerinizi de adam gibi maç seyredelim!


3 comments:

  1. alde dedi ki...

    Challenge Cup'la değil Şampiyonlar Ligi'ni CEV CUP'ı karşılaştırmak bile pek mümkün değil. Bu yıl İtalya, Hollanda, Polonya gibi ülkelerin takımları bu kupaya katılmayı bile gereksiz gördüler zira kazansanız dahi ne maddi ne de prestij olarak bir getirisi var. F4'te Polonya takımı olması kafaları karıştırmasın o takım da CEV CUP'tan elendiği için Challenge Cup'a geldi. Challenge Cup'ın şu haliyle bizim ligde ilk 8'deki her takım iddialı olur. Bunu anlamak için puan durumuna bakmak yeterli. Şampiyonlar Ligi'yse apayrı bir olay. Challenge veya Cev Cup'ta ortalığın tozunu atabilecek takımlar burada çeyrek final bile göremiyorlar. Burada Galatasaray bu kupada F4 oynuyor diye yazmıyorum ama Challenge Cup Inter Toto'dan bile daha hafif bir turnuva. Bunu Avrupa'da bu işi takip eden kime sorsanız aynı cevabı alırsınız.

    Fenerbahçe'nin bu yıl en büyük şansı ekonomik kriz yüzünden İtalyanlar dışındaki ekol ülkelerin voleybolda pek yatırım yapamaması oldu. Cannes mücadele gücü çok yüksek ve kolay kolay maçı bırakmayan bir takım ama F4'e direkt geldeikleri için Fransa liginde antrenman havasında maçlar oynamak zorunda kaldı. Fenerbahçe'nin de çok sert rakiplerle oynadığı söylenemez ancak en azından takım belli seviyenin üzerinde rakiplerle oynadı.

    İtalyanlar içinse söylenecek bir şey yok. İtalya ligi voleybol dünyasının NBA'idir. Bu ligde küme düşmemeye oynayan takımlar bizim Eczacı, VGS gibi kalburüstü ekiplerimizi çok rahat yenebiliyorlar. Bunun en net örneği İtalya'da gelenin gidenin yendiği Novbara'nın VGS'yi güle oynaya geçmesi, öncesinde Perugia'nın yine VGS'yi hazırlık maçında rahat yenmesini gösterebiliriz. Ayrıca sezon boyunca hep kıran kırana maçlarla geçtiği için en büyük avantajları bu Cannes ve bize göre. Bir yanda Fransa ve İtalya gibi formalite icabı oynanan iki ligde rakipsiz kalmış dolayısıyla tam potansiyeli soru işareti olan iki takım diğer yanda bütün sezonu zor maçlarla oynamaya alışmış iki takım olacak. Fenerbahçe'nin ilk maçının Cannes'la olması bu açıdan bizim için bir avantaj ancak Cannes'ın seyirci desteğiyle bu maçta potansiyelini çok çok zorlayacağı da bir gerçek. Biz şu ana dek hep rahat tempoda maçlar çıkardık. Kontrolümüzün dışında bir maç oynama fırsatı bulamadık pek. Belki İstanbul'daki Dinamo maçı biraz bizi zorladı fakat F4'te kontrolün elden kaçtığı anlar mutlaka olacak işte o zaman takımın ve kenar yönetimin reaksiyonunun ne olacağı bizim kaderimizi belirleyecek. Manşet zaafımız olduğu bir gerçek ancak Cannes'ın da aynı zaafları var. Benim en çok kafamı kurcalayan nokta Cannes çok iyi blok tutabilen bir takım. Bizim Drickx'le oynadığımız periyotlarda orta hücumları neredeyse hiç yapmıyoruz. Paslar sürekli köşelere gidiyor fakat ortadan da iyi silahlarımız var. Rakipler köşelerde bizi durdurursa Drickx oyunu ortaya yaymada ne kadar başarılı olabilir benim için bir soru işareti. Aynı şekilde manşet zaafı da bizi zaman zaman çok sıkıştırıyor. Özellikle finale çıkarsak karşımıza gelecek İtalyan takımı bizim en ufak zaafımızı bile değerlendirebilecek kapasitede olacak. Fenerbahçe'nin en büyük gücüyse servis ve hücumdaki bol alternatifli üstünlüğü. Tabi ortaları yeterince kullanmazsak bu üstünlük kağıt üzerinde kalmaya mahkum. Bakalım 20 gün sonra bu sorulara bir cevap bulacağız.

  2. benden bu kadar dedi ki...

    @alde

    çok teşekkürler, çok güzel bir yorum.

  3. fatih dedi ki...

    final -four'un dördüncü takımı kendi sahasında 3-2 kaybettiği maçın sonunda scavolini pesaro yu deplasmanda 3-1 yenen volley bergamo oldu bu arada. türkiye'de de epey bir hayranı olan skowranska ablamızın olmadığı bir final-four olacağı anlamına geliyor bu sonuç.

Yorum Gönder