Yiten Bir Düşün Ardından


rick wright

Lefter'i, Can Bartu'yu anlatıyorlar bize. Zeki Rıza'yı anlatan bile olmuyor, sadece okuyoruz. Benim ve muhtemelen bu yazıyı okuyan birçok Fenerbahçelinin hatırladığı efsane Rıdvan, Aykut oluyor. Yine de "Lefter bir başkaydı" denildiğinde biraz gururlanıyor biraz da hüzünleniyoruz. Lefter'i izleyemedik, izleyemeyeceğiz de. Belki bu yüzden Alex'i ayrı bir seviyoruz... Bizim de torunlarımıza anlatacağımız bir oyuncu olacak. Gollerini alkışladığımız, ayakta adını haykırdığımız, saygı duyduğumuz bir efsanemiz var. Samsun'a attığı golü, İnter maçında bel kırıp yaptığı asisti, Ankara'da 3 dakikada Gençlerbirliği maçını almasını anlatacağız. Neden anlatıyorum ki bunları? Çünkü aethewulf'a da söylediğim gibi hüzünlendim bugün.

Üstelik daha 20 saat önce müzik dünyasının en efsanevi gruplarından birisini canlı canlı izleyip keyfini en az bir hafta sürecekken hüzünlendim. Richard Wright da göçüp gitmiş. Zaten Meddle ile, The Dark Side of the Moon ile, Wish You Were Here ile hep hatırlanacak... Sadece rock müziğin 9. senfonisi Shine On You Crazy Diamond bile adının yüzyıllarca yaşamasına yetecek, ama onun gidişi sadece mükemmel bir müzisyenin, harika bir hikaye anlatıcının gidişi değil, onun gidişi bir başka umudun daha bitişi. Nasıl Lefter'i izleme şansımız yoksa artık Pink Floyd izleme şansımız da yok. Bizim yaşımızdaki rock müzik sevenler için büyük bir düştü bu. Sadece hayalini görmek bile keyiflendiriyordu bizi. Oysa seneler önce John Lennon'la birlikte ölen hayeller şimdi Wright'la birlikte öldü. Umudun ölmesi ise insana acıdan çok hüznü tattırıyor. Çaresizlik, üzüntü ve hayal kırıklığı hüznü yaratıyor. Artık Pink Floyd'u sadece plaklardan dinleyebileceğiz, onları görme şansımız yok, kalmadı, bunu söylerken bile hüzünleneceğiz. Elimizden gelenin en iyisi Pink Floyd'u daha iyi anlamak olacak, bu bizi biraz daha hüzünlendirecek.

Kaybolan bir düşün yerini başka düşlerle dolduracağız işte o zaman. Pink Floyd ve Rick Wright'ın "Time"da anlattığı yitip giden zamanı hatırlayacağız. Kulak asmayacağız artık "o adamda iş bitti, 40 sene önce iyiydi" diyenlere. Efsanelere gereken değeri hayattalerken vereceğiz. 82 yaşında hala tura çıkan Chuck Berry'nin bize nasıl bir fırsat sunduğunu göreceğiz belki. Rock müzik dinliyorum deyip rock müziğin mucidini bilmeyenlere hatırlatmak olacak görevimiz, hiçbir şey için geç değil ki... Üstelik 9 Kasım'da İstanbul'a geliyor rock müziğin mucidi, bundan iyi fırsat mı olur? Lefter'i izleyip alkışlayamadık belki, bu hep hüzünlü bir hikaye olacak bizim için, ama hüznümüz bize Alex'in ne kadar özel bir insan olduğunu hatırlatacak. Lefter'i hatırladıkça Alex'i daha bir coşkuyla alkışlayacağız, attığı her golün, sahada durduğu her saniyenin değerini daha iyi bileceğiz.

Müzikçalarlarımızda hayatı anlatmaya devam edeceksin ama düşlerin ve umudun da hayatın kendisi olduğunu hatırlattığın için bir kez daha teşekkürler Rick Wright. Ruhun şad olsun.


0 comments:

Yorum Gönder