"Karaktersiz"


medya

Geçtiğimiz günlerin büyük tartışması gene Hıncal merkez siklonunda döndü. Bu büyük polemik ustası, komplo teorisyeni, Aslan amcasının biriciği MHP seçmeni şahıs herhalde yaş haddinin de dolması sebebiyle bariyerleri hepten kaybettiğinden taraftarlararası barış girişimlerinin zemini olma yolunda ilerliyor. Herkesin onda sevmediği en az bir şey var. Buna karşın hakkı, adaleti, gerçeği savunmak bazen Hıncal’ı da savunmak olabilir öyle ki medyanın iğretiliğindeki köşetaşı bir adam bile medyanın zifirleri karşısında aydınlık gözükebiliyor.

Haberlerden gidelim. Milliyet olayı “Hıncal Uluç’un Sözleri Annesine Kriz Geçirtti” manşetiyle duyurmuş. Manşetin tasvir ettiği hadise fecaat, Hıncal’ın gerçekten çok korkunç, insanın manevi duygularını bütünüyle yaralayan, ağır sözler söylediğini tahmin ediyoruz. Nitekim haberin geri kalanı bu beklentiyi karşılıyor. Haberin ilk versiyonuna göre Hıncal Uluç şöyle demiş:

Bu oyuncu nasıl milli takım kaptanı oluyor anlamıyorum. Kendine ve takım arkadaşlarına saygısı olmayan karaktersiz biri. İsviçre maçında da gördük. Bunun liderlik vasfı yok. Son 5 yılının yüzde 80’ini sakatlıklarla geçiren ve maçı ancak 60 dakika oynayabilecekken 90 dakika oyunda kaldığı zaman hocasına teşekkür bile eden biri. Böyle karaktersiz birine ben karşıyım. Emre’den kaptan olmaz, lider olamaz. Türk gençlerinin önüne bunu lider diye koyamazsınız'


Karaktersiz ithamının kabul edilemez olduğu noktasında sanırım herkes mutabıktır. Kamuoyu etkileme gücü olan bir insan canlı yayında bir futbolcunun karaktersiz olduğunu iddia ediyorsa bu halde açıkça hedef gösteriyordur. Bir annenin bundan yaralanması çok doğal.

Nitekim Vatan Gazetesi de durumu yukarıdakine uygun bildirmiş, manşet: “Karaktersiz”

Bu oyuncu nasıl Milli Takım kaptanı oluyor anlamıyorum. Kendine ve takım arkadaşlarına saygısı olmayan karaktersiz biri. İsviçre maçında da gördük. Bunun liderlik vasfı yok. Son 5 yılının yüzde 80’ini sakatlıklarla geçiren ve maçı ancak 60 dakika oynayabilecekken 90 dakika oyunda kaldığı zaman hocasına teşekkür bile eden biri. Böyle karaktersiz birine ben karşıyım. Emre’den kaptan olmaz, lider olamaz. Türk gençlerinin önüne bunu lider diye koyamazsınız


Daha sonra Hürriyet’e bakıyoruz. Manşet: “Emre Kamptan Ayrıldı”

Hıncal’ın açıklamaları şöyle:
“Takımın lideri Emre... Emre’den olsa olsa anti lider olur... Bir liderde olmaması gereken ne kadar vasıf varsa Emre’de var. Antipatik, medya nefret ediyor... Seyirci sevmiyor... Takım arkadaşlarının kendisine sevgisi saygısı yok. Son 5 yılda futbol hayatının yüzde 80'ini sakat geçirmiş. Sahaya çıkarken bile "En çok 60 dakika oynarım, 64 dakika oynarım... 90 dakika bana tahammül ettiği için hocama teşekkür ederim." Emre, milli takımın lideri Türkiye'de, başka hiç adam kalmamış gibi...
Ben şahsen Emre karakterinde birinin Milli Takım’a alınmasına bile karşıyım. Ama hocası almış ona karışmam. Takımın lideri, benim liderim, benim güvendiğim adam... Türk Milli Takım kaptanlığı bu kadar ucuz değil. Türk Milli Takım kaptanlığını bu düzeye düşürmeye kimsenin hakkı yok.
Basın tribününe işaret yapan o, İsviçre maçındaki olaylar çıkartıp ceza almamıza yol açan o... Ben bu adamı Türk Milli Takımı’na kaptan yapmam... Türk milli takım kaptanlarını şöyle bir göz önüne alın, listeye de Emre'yi koyun bakalım. Yakışıyor mu?..”

Bu sözler en fazla “ağır eleştiri”dir. Burada bir hakaret yok. Hıncal Uluç şahsi, subjektif görüşüyle Emre’nin “liderlik vasıflarına” sahip olmadığını iddia ederek Türk Milli Takımı’nın kaptanı olamayacağını beyan etmiş. Bunda öyle alınacak, darılacak bir şey bulunmuyor. Karaktersiz yok, hakaret yok.

Durum daha sonra daha da ilginçleşiyor, Milliyet haberi düzeltiyor ve olayı Hürriyet’de yayınlandığı gibi yansıtıyor. Çünkü Hıncal Uluç gerçekten “Karaktersiz” ithamında bulunmamış. Bu adresten izlenebileceği gibi bütün program boyunca da böyle bir şey demiyor.

Ancak Vatan yazı işleri nereden programı dinlediyse Hıncal’ın karaktersiz dediğini iddia ediyor, sanki böyle demiş gibi yansıtıyor, Milliyet bunu hiç kontrol etmeden aynen alıp basıyor (Daha sonra değiştiriyor) aynı gruptan Hürriyet ise haberi bambaşka ve aslına uygun veriyor.

Bunun adı haksızlıktır. Bunun adı çarpıtmadır. Bunun adı kamuoyunu bilinçli ve kasıtlı bir şekilde yanlış yönlendirmektir. Bu basın ahlak ve ilkelerine uymadığı gibi herhangi bir ahlaki akideyle de bağdaşmaz zira basının görevi olayları çarpıtarak, kendi anladığı gibi yansıtmak değil, olanı olduğu gibi kamuoyuna iletmektir. Basının kamuoyunu bilgilendirme görevi gerçekler noktasında başlar, üretilmiş, çarpıtılmış, fabrikasyon veriler üretimi olarak değil. Bunu çok iyi yapan Hıncal dahi bugün bundan zedelenebiliyor, itibarı ve şahsiyeti incitilebiliyorsa böyle bir zifir karanlık medyanın halktan güven beklemek için hiçbir sebebi kalmamış demektir. Bunlar basın değil, şirkettir. İzleyici üreten ve izleyecilerini aynı bir mamül gibi reklam şirketlerine pazarlayan birer Anonim Şirket. Kamuoyunu çarpıtarak ceplerini doldurmaya çalışan günlük hayatın tutsakları. Bunlar yalanın bir tüketim maddesine dönüştüğü ahlaki atmosferin pompalarıdır ancak.

Yaptıkları yapacaklarının teminatı olduğu için, bizi yalanlarla besledikleri için, basın ahlakını bizzatihi yerle yeksan ettikleri için “Medya” mevcut ciddiyetini hak ediyor. Ne kadar okumazsak o kadar iyi.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/9856047.asp?gid=211&sz=11778

http://www.milliyet.com.tr/Spor/SonDakika......&b=Emre%20kamptan%20ayrildi
http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Karaktersiz_197927_5&Newsid=197927


0 comments:

Yorum Gönder