Top 16' da Ne Yaparız?




Dün Twitter'da istek grubu diye yazmıştım bugün çektiğimiz grubu, kura da o şekilde çıktı. Tozluparkeler gruptaki takımları gayet ayrıntılı değerlendirmiş ben de ek olarak bir şeyler söyleyeyim. Biz grubu böyle istedik diye gruptan elimizi kolumuzu sallayarak çıkacağız diye bir şey yok tabii. Sonra bana küfretmeyin ne biçim istek grubu bu diye :)

Basketbolun birbirinden farklı bin tane parametresi var, parkeye o gün hangisi yansıyacak ya da yansımayacak ona göre çok şey farkedebiliyor. Geçen sene Top 16'da bir sakatlığın, bir faulün bir top kaybının nelere mal olabileceğini deneyimledik. Zalgiris maçında bir hakem düdüğü onlara değil bize çalınsa Top 8 i garantiliyorduk, Olympiakos karşısında 5 dakika akıl tutulması yaşamasak grubu lider bitirip Final Four için Siena'yı bekliyor olacaktık falan filan.

Bu sene de yine benzer şeyler olacak. Gruptaki takımları çeşitli parametrelere göre sınıflasak çok farklı sıralamalar çıkar. Mesela takım kimyası olarak sıralama yapsak Pana, Kazan, Fenerbahçe, Armani sıralaması çıkar, oyuncu potansiyellerine göre sıralasak Armani birinci sıraya gelip Kazan son sıraya düşer, neler olup biteceğini hangi potansiyelin o gün daha çok öne çıkacağı, tecrübenin mi tutkunun mu ,kimyanın mı egonun mu o maçı kazandıracağını bilemeyiz. Gelelim rakiplere

Panathinaikos tabii ki grubun bir numaralı favorisi ama bu sene daha kırılgan bir yapıya sahipler. Yıllardır olduğu gibi Diamantidis-Batiste ikilisini temel alan ve etrafındaki rolleri iyi oturtan bir kimyaya bu sene de sahipler. Ama ne içerde ne dışarıda yenilmez değiller, bu sene Bamberg'in bile Pana'yı zorladığını, geçen sene bizim ligde ve play-off da maç vermediğimiz Efes'e yenildiklerini belirtelim. Kişisel olarak da Siena ya da Maccabi deplasmanındansa Panathinaikos deplasmanını tercih ederim. Hücum potansiyeli Siena ya da Maccabi kadar olmadığından deplasmanda iyi savunma yaparsak maçı kafa kafaya götürme şansımız fazla olur.

Deplasman demişken Top 16'da biraz içimizi serinleten şeylerden biri bizim deplasman performansımız geçen sene 8 bu sene 5 deplasman maçı olmak üzere 13 deplasman maçı yaptık. Bunlardan sadece Siena maçını başa baş oynayamadık, hadi zorlayıp Valencia maçını da ilave edelim o da 3 dakika kala falan koptu. 11 deplasmanda ki bunların içinde Barcelona Caja Laboral, Bilbao, Olympiakos gibi zor deplasmanlar olmasına rağmen maçın içinde kalmayı becerdik. Bu alışkanlığımız bu sene de gruptan çıkma konusunda en güvendiğimiz yön olacak.

Üçüncü torbadan Malaga'yı değil Kazan'ı isteme nedenim Kazan deplasmanının daha az baskı hissedeceğimiz dolayısıyla hakemlerin de daha dengeli olacağı bir ortam olması. İspanyol takımlarıyla mümkünse eşleşmemek hele hele kritik maçları onlarla oynamamak bence Euroleague'de ciddi bir şans. Unics Kazan takım kimyasını oturtmuş ama potansiyeli sınırlı bir takım. Bu sene oyununu bir aşama daha geliştiren Domercant sayesinde bu grubu üçüncü bitirdiler ama Marko Tomas'ın kendine gelmesi durumunda bizim Domercant'ı iyi savunacağımızı düşünüyorum Ömer- Marko ikilisi sayesinde.

Armani de tuhaf bir takım o atmosferde Partizan'ı ölüm kalım maçında yenebilecek kadar potansiyel barındıran ama Spirou'ya yenilebilecek kadar da dengesiz bir takım. Efes her iki maçta da bu sene elini kolunu sallayarak yendi Milano'yu. Tek tek bakıldığında Fotsis Bourosis gibi iki çok iyi uzuna sahip Mancinelli gibi çok yönlü Nicholas gibi skorer barındırmasına rağmen kimyayı bulamadılar. Ayrıca koçları Scoriolo'nun koç olarak maça müdahale konusunda zayıf kalan koçlardan biri olduğunu düşünüyorum.

Tabii bu rakipler hakkında bir sürü şey söyledik ama bunların tali mesele olduğunu aslolanın bizim durumumuz olduğunu da eklemek gerek. Biz hangi seviyede olacağız, Tomas kendine gelecek mi, Mirsad hiç değilse 10 dakika katkı verebilecek mi, Oğuz sakallarını kestiğinde de iyi oynamaya devam edecek mi bunları bilmiyoruz. Yeni salonda geçen senenin ilk bölümünde Sinan Erdem'deki havayı yakalayabilecek miyiz, yoksa Ayhan Şahenk'in potaları gibi şut sokamıyoruz bu salonda diye hayıflanacak mıyız onu da bilmiyoruz. Rakiplerin ne yapıp ne yapamayacakları az çok öngörülebiliyor ama bizim durumumuz pek öngörülemiyor.

Bu grupta birinci olmak imkansız değil hele hele ilk ikiye girememek de çok ciddi bir başarısızlık olur bence. İkinci olursak saha avantaı kazanmış Barcelona ya da Maccabi 'yi elememiz mümkün olmaz, onun için gruptan çıkmak değil gruptan birinci çıkmak olarak hedefimizi koymamız ve oyuncuların da bu şekilde maçları oynaması lazım.

Galatasaray ve Efes için de bir şeyler söyleyeyim. İki takımın bir üst tura çıkacağı bir grupta bence eğer birinci torbadan kuraya girmiyorsanız birinci torbadan gelecek takımın herkesi yenebilecek bir takım olması, birinci torbadan gelen takımın daha az korkutucu olduğu bir kuraya göre daha iyidir.

Galatasaray bence bu bağlamda muhteşem bir kura çekti. Grupta birinci CSKA belli zaten, kimse onlar dan maç koparamaz şu formlarıyla. Yerel ligden aşina, yenebileceğine inandığı bir Efes ve son derece kötü bir Olympiakos'a karşı grup ikinciliği şansı hiç azımsanamayacak düzeyde. İlk maç Efes'le oynayacakları için şimdiden son maçta rakibini tırnaklayan Vujaciç'e ceza verilmesi için girişimlere başlamışlardır, bu işi iyi yaptıklarını biliyoruz. Eğer Zaza gitmese Galatasaray ciddi ciddi bu gruptan çıkabilirdi belki de. Efes'e gelince onlar için de aslında ikinci torbadan Olympiakos çekmeleri çok büyük bir şans. Bakalım ikisinden biri Olympiakos'u ilk iki dışına düşürmeyi becerebilecek mi?


4 comments:

  1. Adsız dedi ki...

    top 16ya grup lideri olarak kalmanın avantajı kullanabileceğimiz bir gruba düştüğümeze inanıyorum. pana, kazan ve milano hakkında yapılan değerlendirmeye katılıyorum. ama önemli olan bizim ne yapacağımız. sonuçta 1 torbadan gelebilecek en iyi takımda bizdik. gruptaki diğer takımlar da bizim gibi düşünüyor olabilir.

    top 16 ya grup lideri olarak kalıp 1 torbadan kuraya girdiğimize göre bizde ona lider gibi oynamaz zorundayız. ilk maçtan itibaren grubun lideri olduğumuzu kanıtlamamız gerekiyor. kazan ya da milonoyu cesaretlendirmememiz gerekiyor. eğer ilk maçtan itibaren bu karakteri yansıtıysak gruptan lider çıkma şansımız yüksek olacaktır.

    rakiplerimizi cesaretlendirmememk için zayıf rotasyonumuzun zayıf halkası olan 4 numaraya bir transfer şart gibi görünüyor. güçlü ve pozisyon bilgisi yüksek bir 4 numara takıma çok katkı sağlayacaktır.

    özellikle sakatlıktan çıkan oyuncular (ukic de dahil) yüksek form seviyesine en kısa sürede ulaşılsa ve iyi bir 4 numara (belki bir de 5 numara da düşünürebilir) takviyesi ile final 4 için şansımızın artacağını düşünüyorum. geniş rotasyonu kullanıp sert savunma yaparsak başarılı olacağımıza inanıyorum. ama 4 numara (hatta bir de 5 numara) transferini şart... teşekkürler.

  2. cromvemitra dedi ki...

    Acaba Thabo Sefolosha'nın tekrar transfer edilmesi çok mu zor? Ya da maliyeti çok mu yüksek?

  3. fatih dedi ki...

    @cromvemitra
    thabo oklohoma'nın sözleşmeli oyuncusu ve nba'de sözleşmesi devam eden bir oyuncuyu takas dışında parasını verip alma şansın yok.

  4. Adsız dedi ki...

    1 - gruptan çıkamazsak sorumluluk bu grubu isteyen fatih'dedir.

    2 - gruptan çıkarız ama birincilikten emin değilim.

    3 - milano takımının ilk ikeye giremese dahi ilk ikiyi belirleyecek takım olacağını düşünüyorum zira aslında seviyelerinin çok üzerinde potansiyeli olan bir takımlar, bir kaç maçta favorileri yenecekleri kanaatindeyim.

    4 - bizim açımızdan mirsadla tomasın ne denli hazır olacağı bence belirleyici faktörlerden biri olacak. şubat ayında tomas ın 80-85% kapasiteyle oynamaya başlaması demek çok daha dirençli bir takım haline dönmemiz demek.

    Allah yardımcımız olsun.
    Biz bu gruptan çıkarız.

Yorum Gönder