Tarihinde Kocaman Bir İz Var



Tarihinde Kocaman Bir İz Var from evren topaloglu on Vimeo.

Fenerbahçe'nin sokaktan, caddeden, mahalleden süzülüp gelen 100 yılı aşkın tribün kültürü içerisinde Okul Açık müstesna bir yer edindi son yıllarda.

Kendisini daima Fenerbahçe tribünlerinin işçisi olarak gören, bundan gurur duyan abilerin, kardeşlerin, ablaların hep birlikte arı gibi çalıştığı nefis bir jenerasyon var o tribünlerde.

Onları tek tek tanır gibisinizdir aslında. Kimisi falanca şehirde filanca üniversitede öğrenci; kimisi istanbul'un falanca semtinde arkadaşının arabasıyla gidiyor geliyor; kimisi 20 yıldır deplasmanda, kimisi 5 senedir çalışıyor; kimi 5 aydır iş arıyor; kimi fikir bulur, kimi şablon çıkarır; kimi pankart yapar, kimi daha o gün ilk kez gelmiştir, heyecandan bayılacak gibidir... Ama iddia ediyorum, "Fenerbahçe'yi şu kadar severim, bu kadar fedakarlık yaparım" diye her övündüğünüzde bu insanları düşünür, emeklerine bakar mahçup olursunuz..

Koreografi videolarının gönüllü işçisi Evren'in videoları geliştirme konusundaki iştahı da harika sonuçlar veriyor. Bu video için de özel teşekkür etmeden geçemezdik. Fenerbahçeli olmanın yolunun Aykut Kocaman'dan emeğin en yüce değer olduğunu öğrenmekten de geçtiğini pek de güzel ortaya koymuş.

Fenerbahçe tribün tarihi paylaşmanın, takımdaşlığın, emeğin ve özverinin tarihidir. Bir tek formasındaki alınterine güvenebileceğini iyi bilenlerin kulübüdür.. İşte tam da bu yüzden Fenerbahçe yıkılmaz.


10 comments:

  1. rene gallimard dedi ki...

    tanıdık yüzleri görünce mutlu oldum..

    pazar günü tribünler, eskiler, yeniler hep beraberiz..

  2. Tolga YILDIZ dedi ki...

    Bu video facebook ortamında paylaşılabilir olmalı bu videoyu daha çok yaymalıyız. Bu taraftar neden büyük herkes görmeli

  3. gumgumok dedi ki...

    Türkiye tribün tarihinin en güzel koreografilerinden biridir bence bu. Emeği geçen tribün sanatçılarının ellerine, yüreklerine sağlık. Umarım Aykut Kocaman yıllarca bizimle olur.
    Her maç okul açıkta olmak da ayrı bir mutluluk artık.

  4. akbulut dedi ki...

    01.05.2011 Fenerbahçe-IBB maçında neler olmuş bir bakalım. İddianamede 25.04.2011 günü saat 14:08'de Aziz yıldırım Bülent İşçen'e Ahmet Çelebiyi yarın öğlen bana getir diyor. Aynı gün saat 14:09'da Bülent İşçen Ahmet çelebi'yi arayıp yarın öğlen Aziz abimin yanına gideceğiz kimseye söyleme diyor.Ertesi gün Ahmet Çelebi Okan isimli bir şahsın buluşma isteğini Aziz başkanla buluşmamız var deyip reddediyor. 26.04.2011 Saat 15:21'de Bülent İşçen Ahmet çelebiyi arayıp yarım saat sonra buluşalım aşağıda beraber çıkarız diyor. Aynı gün Saat 15:15'te Ahmet çelebi Bülent İşçeni arayıp çıktım deyince Bülent hadi bende çıktım diyor. Aynı gün saat 16:58'de Abdullah Başak kendisini arayan ali Ali Kıratlı'ya kulüpteyim, İlhan abi şimdi çıktı, başkanın yanındaydım şimdi çıktım, Ahmet abi,Bülent abi beraberdik diyor. Aynı gün bu toplantının hemen ardından saat 17:03'te Ahmet Çelebi Yusuf Turanlıyı arayıp acele buluşalım diyor. Aynı gün saat 20:14'te Yusuf Turanlı İbrahim Akın'ı arıyor ve buluşmaya çağırıyor. O akşam İbrahim Akın ile Yusuf Turanlı buluşuyor. Buluşmadan sonra saat 23:01'de Yusuf Turanlı Ahmet Çelebi'yi arıyor ve sen nasıl diyorsan odur diyor.Aynı gün saat 23:15'te İbrahim Akın imamı arıyor ve "Hocam bir şey sormam lazım sana ya şimdi bizim hafta sonu Fener’le maçımız var ya, demişler ki İbo gol atmasın, yüz bin dolar para verelim ona diye" diyor. Hocayla konuşmasından 4 dakika sonra 23:19'da Yusuf Turanlı "OK verildi abi" diye mesaj çekiyor. Yusuf Turanlı bir dakika sonra İbrahim Akına "Tamamdır harıka:) yarın aksam bulusuruz senle" diye mesaj çekiyor. Aynı gecenin akşamı saat 02:48'de İbrahim Akın Yusuf Turanlıya “100 dolar degil 100 euro abi ole dedi ;)” diye mesaj çekiyor.

    Öncelikle burada bir duralım arkadaşlar. Buraya kadar olan biten nedir bir adını koyalım.Buraya kadar olan biten maalesef şike teşebbüsüdür arkadaşlar.

    Aziz Yıldırım->Bülent İşçen-> Ahmet Çelebi-> (Aziz YIldırım,Bülent İşçen, Ahmet Çelebi, Abdullah Başak toplantısı) -> Ahmet Çelebi -> Yusuf Turanlı -> İbrahim Akın -> Hoca -> İbrahim Akın -> Yusuf Turanlı-> Ahmet Çelebi zinciri yukarıdaki tapelerde net olarak takip edilebiliyor. Şimdi kritik soru şu paranın adı miktarı maksadı hangi konuşmada geçiyor. İbrahim Akın ile imamın konuşmasında. Peki bu bizi kurtarır mı bence kurtarmaz. Olayların akışı muntazam bir neden sonuç içeriyor. İbrahim Akın şizofren olmadığına göre hocaya Fenerden gol atmaması karşılığında geldiğini söylediği 100 bin dolarlık teklif ona Yusuf Turanlı ile buluşunca teklif edildi. Peki Yusuf Turanlı bu teklifi vahiy ile mi uydurdu? O da mı şizofren. Burada da bu bizi Ahmet Çelebi ile olan buluşmaya götürüyor. Bu mantıksal zincir takip edildiğinde maalesef zincirin başı Aziz Yıldırım ile başlıyor arkadaşlar. 25.04.2011 günü Aziz yıldırım bülent işçen'i arayıp Ahmet Çelebi'yi ertesi gün kulübe çağırmasaydı bu olayların hiçbiri gerçekleşemezdi mantıksal olarak. Bazı arkadaşlar bu diyaloglar kesilmiş biçilmiş diyebilir. Arkadaşlar iddianamenin eklerinde bu olayla ilgili tapelerin hepsine baktım. Maalesef kesme biçme yok. Elbette iddianameyi kısa tutmak için diyalogların bazıları seçilmiş iddianameye koyarken ancak tüm telefon diyaloglarının asılları mahkeme kararı belgeleri ile beraber eklerde mevcut.

  5. cromvemitra dedi ki...

    Emeğine sağlık kardeşim.

  6. cromvemitra dedi ki...

    "akbulut" yazdıkların tamam da, Aziz başkan "başarınızda TEK BİR LEKE BİLE YOK!" dedi ve şu ana dek Aziz başkanın küfürlü konuşmasından başka birşey yok. Hemen her şey yalan, uydurma çıktı. Yadigar boğa ve korcan'ın ablası diye 2 de hayalet var. Zaten şike yaptıysak bizi düşürsünler ama Aziz başkan daha taraftara bir tek kere dahi yalan söylemedi. Ben Aziz başkana inanıyorum.

  7. gumgumok dedi ki...

    @akbulut
    Bizi deli ettiğiniz noktalardan biri de bu işte. Daha savunmalar bile yokken Fenerbahçeyi bir bütün olarak yargılayıp asıyorsunuz. Utanmasanız 104 yıldır aldığınız her başarınız şaibeli diyeceksiniz. Utanmasanız "Metris'ten Bennet Cantu maçına müdahale var" diyeceksiniz. Bu başlık altında yazdığın yoruma bak.

  8. akbulut dedi ki...

    Yukarıda bıraktığım yerden devam ediyorum. şimdi bu durumda hukuki bakım ne olur inceleyelim.

    1) TFF'ye göre durum: 58. madde gereği küme düşeriz. Aziz Yıldırım hak mahrumiyeti alır

    2) UEFA'ya göre durum : Eğer UEFA kriterlerinde bulunan yaptırımı (küme düşme karşılığı arkadaşlar) TFF uygulamazsa (58. maddeyi değiştirip UEFA kriterlerine aykırı hale getirirse veya hiç ceza vermezse) Türk futboluna ve Fenerbahçeye ceza verilir.

    2.05 SAYILI KARAR: UEFA'nın match fixing bölümündeki madde, teşvik ve şike uygulaması, kurumlardan ve kulüplerden bağımsız olarak tamamen kişisel girişimle dahi olsa adı geçen kulübün 1 ile 18 puan arasında puanının silinmesini hükmediyor. (Yani herhangi bir taraftar veya kulübe yakın bir kişi, kulüp yönetiminin bilgisi dışında kendi kendine bir takım için şike ya da teşvik uygulamasına gitse bile, söz konusu kulüp 1 ila 18 puanın silinmesi cezasıyla karşı karşıya kalır.)

    2.07 SAYILI KARAR: Eğer şike ve teşvik girişimi, kulüp yöneticilerinden haberdar veya bizzat kulüp yöneticilerin katılımı ile gerçekleşmişse söz konusu kulüp bir alt lige düşürülür. Eylemlerin sayısına göre alt lige düşürmeler devam eder.

    2.05/2.07 SAYILI KARAR : Şike ve Teşvik Primi suçlarında mevcut Ülke Federasyon'u gerekli yaptırımları uygulamalı şayet yaptırım uygulanmaz suç görmezden gelinirse 2.05 ve 2.07 maddeleri uyarınca Mevcut Federasyon,Kulüp yada Kulüp'ler cezalandırılır.

    3) MAhkemeye göre durum : İbrahim Akın emniyette şike teklifini itiraf etti ama ben yapmadım dedi. Aynı İbrahim Akın savcılıkta hem teklifi hem para alışverişini itiraf etti. Parayı ne yaptığını bile anlattı. Bundan sonra anlaşıldığı kadarıyla mahkemede bunları reddedecek. Teklifi reddetmesi baya zor çünkü imamla konuşmasını açıklamasını isteyecek hakim. O soruya verebileceği mantıklı bir yanıtı yok. Muhtemelen ifadesinde teklif aldığını ama kabul etmediğini söyler. Bu sefer ilk etapta hakim Yusuf Turanlı'ya sorar İbrahim Akın'a yaptığın teklifi kim yapmanı istedi diye. Ordada mevcut trafik dolayısıyla birinin ismini vermek durumunda. Bu zincir Aziz Yıldırım'a gelmeden muhtemelen biri (büyük ihtimalle Ahmet Çelebi) suçu üzerine alıp ben insiyatif aldım diyecek. Peki hakim buna inanır mı? Bence inanmaz. Çünkü Ahmet Çelebi'nin Yusuf Turanlı'yı araması herhangi bir anda olmuyor. Ahmet Çelebi Aziz Yıldırım ile kulüpte görüştükten hemen sonra Yusuf Turanlı'yı arıyor. Hakim inanmasa da verilecek kararda delil yetersizliği sebebi ile Aziz Yıldırım ufak bir ihtimal ceza almayabilir. Ama ben bu kadar kuvvetli deliller,inkar edilse bile verilmiş olan savcılık ve emniyet ifadelerine bakarak ceza vereceğini düşünüyorum.

    4) Vicdanımdaki durum : Maalesef bu maçta biz Aziz Yıldırım'ın kararıyla İbrahim Akın'a 100 bin dolar teklif etmişiz. Bu olayda % 0,0001 bile şüphem yok.

    Bıraktığımız yerden devam edelim diyecemden bundan sonra gerek bile yok devam etmeye. Aslında devam edincede paranın İbrahim Akın'a ulaştığını gösteren birçok delil (Fahriyle balyalar elimde konuşmaları, Yusuf turanlı ile paranın bir kısmının direk kumar borcunu kapatmaya gitmesi diyalogları) var ancak gerek yok devam etmeye varsayalım ki bundan sonra para ulaşmadı yine de yukarıdaki UEFA'nın 2.07 2.05/2.07 kararları gereği biz küme düşeceğiz arkadaşlar.

    Buna karşı yapılabilecek hiçbir şey maalesef yok. Nihat Özdemir 58. madde değişsin diyor ancak bu değişiklik 2.07'de tanımlanmış karara aykırı. TFF bu değişikliği 18 kulüpte istese başbakan da istese yapamaz. Yaparsa Türk futbolu UEFA tarafından cezalandırılır. UEFA üyeliğinin düşmesi bile gündeme gelebilir.

    İddianame UEFA tarafından geçtiğimiz hafta istendi. Onlar bu diyalogları okuduklarında %1 bile şüpheleri kalmayacak. Çünkü hasta bir Fenerbahçe taraftarı olan ben bile yukarıdaki olayın bir şike teşebbüsü olduğunu söyleyebiliyorsam onlar kesinlikle söyleyecektir.

    Peki o zaman biz HALA NEDEN AZİZ YILDIRIM'A sahip çıkıyoruz arkadaşlar. Biz neden hala CAN ÇEKİŞİYORUZ arkadaşlar.

  9. momos dedi ki...

    @akbulut
    burada kimse aziz yıldırıma sahip çıkmıyor. bunu anlamak çok mu zor? konu ile ilgili tüm yazılarda özellikle hukuksuzluğa vurgu yapılıyor. isyanımız kişiye göre işletilmeye çalışılan adalete. şöyle diyelim, allah korusun birileri senin hakkında hırsızlık ile ilgli iddialar uydursa ve bunu da gizlice dinlediği mahrem tlf görüşmelerine dayandırsa, sonra savunman olmadan başkaları seni yargılayıp suçlu ilan etse ne hissederdin? suçlu bile olsan yapılan yargısız infaz değil midir? ve yargısız infazın senin işlediğin suçtan beter olması mümkün değil mi? suçlamalar ile ilgili aziz yldırımın savunmasını görmeden şike yapılmış mı yapılmamış mı hakkında ne konuşsak boş. ancak şu an açık bir şekilde yaratılmış infaz ortamını konuşabiliriz ve burada konuşulan da bu.
    eğer ki sunulan deliller çok net olsaydı, örneğin aziz yıldırım birine al şu parayı şike yapması için bilmem kime ver diye bir konuşma olsaydı veya şike amaçlı belglenmiş bir para transferi olsaydı o zaman belki tff den çabuk bir karar beklentisine girilebilinirdi mevcut organizasyonların yürütülmesi adına. e bu da yok, o zaman neden bir başkan şampiyon biziz açıklaması yapma cüretinde bulunuyor.
    benim iddianameden anladığım aziz yıldırımın çok az sevilen ama çok korkulan bir figür olduğu. ne fenerbahçeye verdikleri, ne mafya ilişkileri, ne bozuk ağzı, ne sosyal iletişimi beni ilgilendiriyor şu an. beni ilgilendiren tek şey şu, an itibariyle kendisi bir sanık idir ve bir sanık olarak tüm haklarına tecavüz edilmiştir. bu mağduriyet onun değil hepimizindir. bu ülkede yaşamaya devam edeceksek bu mağduriyetin sebeplerini anlamak ve başkalarının başına gelmemesi için neler yapılması gerektiğini savunmak boynumuzun borcu olmalıdır.

    şike ile ilgili suçlara verilmesi gereken cezanın da küme düşürme ile sabitlenmesi de başka bir adaletsizliktir.

  10. aethewulf dedi ki...

    Bu arkadaşların sayısı arttıkça şunu anlıyoruz, yazılarımız yine belli yerlere dokunmuş ki güçlü bir refleks geliyor. Bu aralar bu refleks -herhalde yeni bir iletişim yolu buldular - ben de chpliyim ama AKP çok müthiş! tadında geldiği için de hiç şaşırmıyoruz.

    murat olsun, akbulut olsun hepsi profillerini aralık ayında oluşturmuş arkadaşlar. çok detaylı bir şekilde davaya da hakim olduklarına, iddianamenin ek klasörlerinin tamamını okuduklarına göre ya çok vakitleri var ya da meslekleri bu. doğrusunu söyleyeyim ben daha ek klasörlerin tamamını okumadım.

    ama cevap vereyim

    1- hayır tff bahsedilen cezayı veremez çünkü bahsedilen maddelerde "müsabaka sonucunu etkilemek için yapılan bir anlaşma" kıstası aranmaktadır. arada bir fenerbahçe yöneticisi ile bir oyuncunun / yöneticinin bir menfaat karşılığı müsabaka sonucunu etkileme konulu bir anlaşma yaptıklarını gösterir bir delil var mı? yok. maddi edlil var mı? yok. yorumla ceza verilir mi? verilmez. daha 4 temmuz günü "fener kümeye" diye bekleyen koro daha çok bekler.

    2- uefa fenerbahçeye veya türk sporuna ceza veremez. uefa zaten bunun bir iç mesele olduğuna yönelik bir açıklama yaptı ama anlatayım, uefa federasyonların içişlerine uefa tüzüğü ile çelişmedikçe karışmaz. disiplin yargılaması bir iç iştir. eğer fenerbahçe uefa'ya katılsaydı ve şikeden mahkum olsaydı uefa o zaman fenerbahçe'ye ceza verebilirdi çünkü şampiyonlar ligi yönetmeliği ve disiplin yönetmeliği gereği yalan beyanda bulunmak ciddi müeyyideye tabi. fenerbahçe şampiyonlar liginde mi? değil. yalan beyanda bulunmuş mu? hayır. uefa'ya ne.

    3- mahkemeyi bilemem. adalet varsa bu iddianame üstüne ceza verecek mahkemenin aklını karışlarım. davanın önemli bir kesiminde "haklarında delile ulaşılamadı ama gene de şike var" gibi mantığı zorlayan beyanatlar var. bir tane fiziki delil yok. örgütlü suçun ne olduğu yargıtay kararları ile bellidir, ispatı için fizki deliller gerekir. var mı? yok. suç var mı? yok.

    4- biz can filan çekişmiyoruz. bir zalim var, zulmediyor, biz de isyan ediyoruz. cezayirde katliama uğrarken "ya arkadaşlar bırakın cezayirliliği artık biraz fransızları kabul edelim" filan diyen bir adamın estetiğinde buraya gelip, aralık ayında açılmış accountlarınızla dezenformasyon yapıp "yaaa niye mücadele ediyoruz salla gitsin, bırak adamın haklarına tecavüz etsinler biz de uzaktan izleyelim" diyecek bir ahlakı yaymaya çalıştığını(zı) da görüyoruz.

    beş misli gelir, haberiniz olsun.

Yorum Gönder