Spor Yayını Özürlüsü Ülke



Sezon başında müjdelerle duyurmuştuk İspanya Basketbol Ligi ACB’nin TRT tarafından yayınlanacağını. Üstelik Yiğiter Uluğ ve Murat Murathanoğlu’nun bu maçları anlatacak olması daha bir takdir etmemizi sağlamıştı TRT’yi. Aradan 8 ay falan geçti. İspanya Ligi play off finali zamanı geldi çattı, ve dün gece itibariyle de son buldu. Yayın haklarını elinde bulunduran TRT İspanya Ligi finalinin hiçbir maçını canlı vermedi. İlk maç TBMM TV’ye takılmıştı, ikinci maçı galiba Formula 1'le çakıştırıp banttan vermeyi tercih ettiler, dün de tarihe geçen olağanüstü bir maçı yine Meclis TV yayını yüzünden izleyemedik.

10 tane kanalı olan bir kurum hiçbir açıklama yapmadan yayın hakkını elinde bulundurduğu bir organizasyonu nasıl yayınlamaz anlamak mümkün değil. Yaptığı onca aptallığın yanında kırk yılda bir hayırlı bir iş yapıp İspanya Ligi’nin yayın hakkını alıp bunu eline yüzüne bulaştırmak büyük bir yayıncılık başarısı.

Final serisinden bir tane maçı bile canlı yayınlama gereği görmediğiniz bir organizasyonun neden yayın haklarını aldınız? Bu bile bile kamuyu zarara uğratmak olmuyor mu? Daha önce voleybolda Şampiyonlar Ligi maçlarında da aynı şeyi yaptı TRT, yayın haklarını elinde bulundurmasına rağmen yayınlamadığı ve bunun için ceza ödediği maçlar oldu. Bu umursamaz, plansız davranışların sorumlusu kim? Başka kurumlardaki bir kuruşluk kamu harcamasını bile bin tane prosedüre bağlayan, personelden hesap soran devlet bu TRT’ye niye böyle bir şey yapıyorsunuz diye niye soramıyor. İngilizce bilmeyen adamları olimpiyat yayınlamaya gönderen, basketbol maçlarına bile yorumcu olarak Ömer Üründül’ü koyan bu zihniyet mi Türkiye’de spor yayıncılığının kalesi?

TRT spikerlerinin yıllardır övündüğü bir şey var, kendileri sadece futbol değil diğer spor dallarında da anlatım yapacak şekilde yetiştirildiklerini, öyle olduklarını orada burada söyleyip dururlar. Tabi gerçeğin bununla alakası yok. Levent Özçelik’e yüzme anlattırmak onun yüzmeyi iyi anlatabildiği anlamına gelmiyor, ya da Güven Göktaş’a atletizm anlattırmak onun atletizmi müthiş takip ettiği anlamına gelmiyor.

Türk spor basını en büyüğünden en küçüğüne sporu hala ciddi bir iş olarak görmüyor. Şimdi herkes Dünya Kupası nedeniyle haklı olarak TRT’yi eleştiriyor ama 2008 Avrupa Şampiyonası’nda ATV’nin rezil yayıncılığı ya da 2006'da Kanal 1'in Dünya Kupası yayını da tam anlamıyla fiyaskoydu. O çok beğendiğimiz kaliteli bulduğumuz NTV bile geçen yıl Avrupa Basketbol Şampiyonası’nı nasıl yayınladı bir hatırlayalım. Doğru düzgün bir stüdyo programı yapmadan, iki-üç kişilik bir canlı yayın ekibiyle.

Dünya Yüzme Şampiyonası ya da Dünya Atletizm Şampiyonası Alman Televizyonu tarafından nasıl yayınlanıyor, bu kurumlardaki hiçbir çalışan izlemiyor mu bunu acaba? Hadi atletizmi, yüzmeyi nasıl olsa kimse takip etmiyor diye doğru düzgün özen göstermeden yayınlıyorsunuz da bari futbolu basketbolu adam gibi yayınlayın. Dünya Kupasını yorumlarıyla renklendirecek, değişik veriler sağlayacak adamlar Ömer Üründül müdür, Sergen midir, Mustafa Doğan mıdır? Dünya Kupasındaki takımlar hakkında bu adamların bilip ortalama bir futbolseverin bilmediği ne olabilir? Ülkede basketbolu futbolu ve tüm sporları takip eden bunca insan varken hala bu köhnemiş eski futbolcu, asırlık sözde futbol duayeni ikilemine sıkışmış bir yayın anlayışını sürdürmek akılla mantıkla açıklanacak bir şey değil. TRT’den NTV Spor'a, LİG TV'den Spormax'e bu zihniyet değişmedikçe ekrandaki logonun ne olduğundan bağımsız olarak Türk televizyonlarındaki bütün spor yayınları niteliksiz olmaya devam edecek.


3 comments:

  1. cikkoleite dedi ki...

    Eger Ispanya Ligi maclari icin örnegin TRT 3´de yayinlanacak diye anlasilmissa karsi tarafla sezon icinde kanal degisikligi yapilamiyor diye biliyorum.

  2. TribunselSevda dedi ki...

    Gene kötünün iyilerini seçmişsin sen...Ya diğer programlarda ki yorumculara ne demeli ? Hele Serhat UluVeren'in programı...Sporu ayağa düşüren bu adamlar...Sonra neden ilerlemiyoruz diye soruyoruz...Çünkü sporun ilerlemesini bu adamlar engelliyor.

  3. mirmak dedi ki...

    Rezil Rüsva spor basını.

    Eline sağlık güzel yazmışsın. Yalnız olmadığımı bilmek çok mutlu etti beni.

Yorum Gönder