Babadan Oğula Sansürcü Bunlar
Daha 3. senemiz dolmadı ve "yazacağımız başka şeyler vardı fakat birçok insan okuyamadığı için sansür konusunda yazıyoruz" ana fikirli ikinci yazı oldu bu. Cumhuriyet tarihi sansüre, yasaklamaya, insanları mağdur etmeye alışık. Biz de mağdur olmaya alışığız. Yakın tarihimizde basın emekçilerine yapılan zulümlere bakınca bu mağduriyetimiz onlarınkinin yanında sözünü etmeye değmeyecek kadar ufak kalıyor. Yine de insan, tamamen haksız yere cezalandırılınca büyük öfke duyuyor. Bu karar, bu mağduriyet durup dururken ortaya çıkmış değil elbette. MEB, kendi sitesine koyduğu bir belgeyle Türkiye'de basın sansürünün tarihini özetlemiş. Bugün gelinen nokta bir kültürün sonucu, o kültürün de her dönem aşağıdaki örneklerde olduğu gibi mağdurları oldu.
1946: Derginin (Marko Paşa) siyasal düzlemlere uzanan eleştirel içeriği ve 60.000'lere ulaşan tirajı, siyasi iktidarların baskılarına neden olur. Sürekli kapatılan dergi, birinci sayfasından “Ne gün fırsat bulursa o gün çıkar, çıktığı gün saat 8 ile 9 arası satılır, 9'da toplamaya başlarlar.” şeklindeki açıklama yazılarıyla dikkati çeker. Dergi daha sonra sırasıyla Merhum Paşa, Malum Paşa, Yedi-Sekiz Hasan Paşa, Öküz Paşa, Bizim Paşa, Ali Baba, Medet gibi adlarla yayınına devam eder. Derginin Sabahattin Ali ve Aziz Nesin'den sonra en önemli yazarı Rıfat Ilgaz'dır. Üç yazar toplam 8 yıl, 2 ay, 15 gün hapse mahkûm oldular ve cezaevinde yattılar.
1954–1960 yılları Türk basın tarihinde sonu gelmeyen davalarla dolu bir dönemdir. Yalnız dört yıllık süre içinde 1161 gazeteci hakkında kovuşturma yapılır, bunlardan 238’inin mahkûmiyetine karar verilir. 1959–1960 yıllarının gazetelerini duruşma haberleri ve tutuklanan gazetecilerin resimleri kaplar. Yeni Sabah ve Milliyet gazeteleri kapatılır.
60 darbesinin ardından tutuklanan ilk gazeteciler Aziz Nesin ve İhsan Ada olur. 18 Mayıs 1961 tarihinde Birinci Şube’nin iki memuru gazeteye gelerek Aziz Nesin ile İhsan Ada’yı gözaltına aldı.
12 Mart 1971’de komutanların muhtırasıyla Adalet Partisi’nin iktidardan uzaklaştırılmasına yol açan bunalımla Türkiye sıkıntılı bir ortamda girer. Yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen Nihat Erim’in güvenoyu almasının üzerinden üç hafta bile geçmeden 11 ilde sıkıyönetim ilan edilir. Cumhuriyet ve Akşam gazeteleri 10 gün süreyle kapatılır. Ardından da Ant dergisi ile Bugün ve Yeni Sabah gazetelerinin süresiz olarak kapatıldığı ilan edilir.
1981, 1982 ve 1983 yıllarında çok sayıda gazeteci hakkında dava açıldı, tutuklama kararı verildi. Gazeteciler hakkında açılan soruşturma ve dava sayılarının gazetelere göre dağılımı şöyledir: Cumhuriyet 28, Tercüman 27, Hürriyet 14, Milliyet 14, Milli Gazete 4, Dünya 4, Akşam 3, Son Havadis 3, Hergün 2, Arayış 2, Hayat 2, Nokta 2, Yankı 1, Demokrat 1, Politika 1, Adalet 1, öteki yayın organları 75.
Bu dönem içinde gazeteci, yazar, çevirmen ve sanatçılara verilen mahkûmiyet kararının toplamı da 316 yıl, 4 ay 20 gün hapistir.
Gazeteciler Cemiyeti’nin raporlarına göre 1991 yılının ilk 11 aylık döneminde gazeteler ve gazeteciler için 73 dava açıldı. 1991 yılında 77 gazete ve dergi toplatıldı. Toplatılma gerekçesi genellikle, “bölücülük ve sınıf farkı yaratma” oldu. Basın Konseyi’nin aynı yıl için hazırladığı raporda ise 21 olayda 44 gazetecinin saldırıya uğradığı belirlendi. 1992–1993 yıllarında öldürülen gazeteci sayısı 19’a ulaştı.
14 Subat 2011: TİB bünyesinde 2007’de kurulan İnternet Daire Başkanlığı’na yılda ortalama 90 bin dolayında ihbar geliyor. Daire, bugüne kadar resen (idari) ya da yargı kararıyla 7 bin dolayında internet sitesini kapattı.
2 Mart 2011 13:13
Papazın çayırı tarafını belli et.Bertaraf olma!
4 Mart 2011 13:18
Kararın 1. Sayfası
http://i52.tinypic.com/2mfybl2.jpg
Kararın 2. Sayfası
http://i53.tinypic.com/jhpiex.jpg
Bunlarıda yayınlarsanız sevinirim.