Dünya Şampiyonası: İkinci Günün Ardından



İkinci gün Ankara grubunun ilk maçı grubun en zayıf iki halkası arasındaydı. Beklenildiği gibi Çin, Fildişi Sahili'ni kolay yendi. İlk yarı 10 sayı civarında gidip gelen maç ikinci yarı bir ara 15'lere çıksada sonunda yine 10 sayıyla bitmiş oldu. Takımın en önemli skor opsiyonu olan Ji Yianlian 26 sayı 9 ribauntla takımın yükünü çekerken Wang da 25 sayı 7 ribauntla ona eşlik etmiş Çin'de.Fildişi'nde ise kayda değer performans Diabete'nin 20 sayı 7 ribauntu. Fildişi'nin bu grupta galibiyet alamayacağı herhalde az çok belli bakalım Çin birinin canını yakabilecek mi.

İkinci maçta Yunanistan son ana kadar başa baş geçen maçta Porto Riko'yu 83-80 yenmeyi başardı. Dünyada maç sonu oynamayı en iyi beceren takım olduklarını bir kez daha gösterdiler. Son dakikalardaki ebedi dostları hakemlerin yardımı ve Spanoulis'in faul almak için yaptığı sahte penetrelerle bol bol faul çizgisine gidip Porto Riko lehine çalınmayan bir faul sonrası benche verilen teknik faulle maça noktayı koydular. Maç boyunca 33 kez faul çizgisine gitmişler, Porto Riko ise 18 kez. Bakalım bizim maçta da hakemler her zaman sempati gösterdikleri Yunanistan'ın yanında olmaya devam edecekler mi?

Bizim maçsa tam da beklenilen gibi oldu. Savunmaların konuştuğu hücumda iki takımın da akışkanlık sağlayamadığı bir ilk bölümden sonra ilk beşi tamamen değiştirip alan savunmasına dönünce Rusya gibi zaten atıcısı olmayan bir takıma karşı 10 sayı civarındaki farkı yakaladık. Kerem'in üç numara, Semih ve Ömer'in 4 ve 5 numara oynadığı Sinan'ın deli gibi topa baskı yaptığı bu acayip savunma karşısında Rusya geri adım attı. Hücumda biz de zorlama şutlar bulsak da akılla değil tutkuyla yaptığımız savunmanın sonunda ilk yarı boyunca sadece 22 sayı yedik. İkinci yarı maça başlayan beş yine durgun girip 6-0'lık bir seriyle farkı 5-6 sayı civarına düşürse de Ömer ve Semih'le çift hane seviyelerinde farkı tutmayı becerdik. Son periyot Hidayet'in de devreye girmesiyle alan savunması aksasa da galip gelmeyi bildik. Genel anlamda tüm turnuvadaki takımlara bakarsak savunmamız çok üst düzeyde. Hücumda bir delicilik sorunumuz var, evimizdeki maçta sadece 11 kez faul çizgisine gitmişiz ki bunu en az iki katına çıkartmamız lazım. Alan savunmasını bu denli uzun süreli yapacağımız bir başka maç olmayacak büyük ihtimalle.

İstanbul'da ikinci günün ilk maçında "bize her yer Ljubliana" sloganıyla İstanbul'da Balkan havası estiren 8-9 bin Sloven'in desteğiyle ABD karşısına çıkan Slovenya ABD'nin topa baskısı karşısında afallayınca ilk periyodda çift haneli farkı gördü. İkinci çeyrek biraz ABD'yi şaşırtmayı başarsalarda devre sonuna doğru tekrar kontrolü kaybettiler. İkinci yarının başında ABD'nin masaya yumruğu biraz daha sert indirmesiyle de maçtan koptular. Slovenler adına en önemli performans Nachbar ve Vidmar'dan geldi yine dünkü gibi. Vidmar repertuvarında olmayan dripling üstü iki smacıyla bu bizim bildiğimiz Vidmar mı diye sordurdu salondaki Fenerlilere. ABD'yi yenmek için ekstra şut sokmak, baskıyı delmek ve mümkün olduğunca sete set kalmak gerekiyor. Slovenler bu üç şeyi de yapamadılar ve ABD'yi zorlayamadılar.ABD' de herhalde bu maça dair hatırlayacağımız şey sağ kolundan birisi tutarken diğer koluyla basket faulleri birer birer yapan Kevin Love'du. Nasıl bir güçtür bu arkadaş?

İkinci maçta Hırvatistan İran'ı zorlanmadan 75-54 yendi. İran'ın fark ne olursa olsun her top için mücadelesi takdire değer. Haddadi'nin 27 sayı 9 ribauntu etkileyici. Başka destek gelmediği için bir sonuca ulaşmıyor bu bireysel çaba ama saygıyı hakediyor.Bizimkilerden Ukic 13 sayı 6 ribauntla oynarken taze Fenerli Marko Tomas 9 sayı 6 ribauntla oynamış.

İstanbul'daki günün son maçında Brezilya Tunus'u 80-65'le geçip ABD maçı öncesi son provasını yapmış oldu. Barbosa'nın 21, Splitter'in 16 sayısı dikkat çekici. Maçı izlemediğim için Tunus hakkında bir şey söyleyemem ama Brezilya koçu Magnano Tunus'un mücadelesini takdir etmiş maç sonu.

Kayseri grubunun açılış maçında başa baş bir mücadele vardı. Angola ve Ürdün son 5-6 dakikaya kadar başa baş bir maç oynadılar. Angola son dört beş dakika 9-10 sayılık bir fark yakalasa da Ürdün 4-5 sayı civarlarına çekmeyi başardı maçı ancak Angola'nun hücumda ısrarla boş adamı bularak bulduğu dışarıdan sayılara engel olamayıp kaybettiler. Angola dün Sırbistan'dan 50 sayı fark yemesine rağmen bizim gruptaki Fildişi'nden daha organize bir takım görüntüsü verdi izlediğim son periyotta. Maçın başa baş olduğu anlardaki soğukkanlılıkları gerçekten takdire şayan. Savunmada ellerin kolların hareketli olması ve zaman zaman yaptıkları baskı Ürdün'ün 25 top kaybı yapmasının en önemli nedeni.

İkinci randevuda uzun zaman unutulmayacak bir maça tanıklık etti Kayseri seyircisi. Baştan sona başa baş bir şekilde geçen maçta son 2 dakikaya Almanya 6 sayı önde girse de Rasiç'in Partizan'dan bildiğimiz üçlükleriyle Sırplar geri döndü. Son hücumda biraz faulle karışık Almanya'nın potaya gitmesini engelleyen Sırbistan maçı uzatmaya götürmeyi başardı. Uzatmada yine Almanya öne geçti Sırbistan kovaladı. Son hücum şansını yine değerlendiremediler ve maç ikinci kez uzatmaya gitti. Almanya 5-6 sayıyla bir kez daha öne geçti Sırbistan karşısında. Jagla'nın 40 saniye kala 24 saniye dolarken attığı mucize üçlük maçın dönüm noktası oldu. Buna rağmen Sırbistan bir kez daha geri geldi ama son hücumu değerlendiremeyince maçtan 82-81 mağlup ayrıldı. Almanya'yı hakikaten tebrik etmek lazım. Hiç bir üst düzey oyuncusu olmamasına rağmen sistem içinden kendi yıldızını çıkarıyorlar her maç. Dün Jagla öne çıktı. Bizim ligimizde oynarken sertlik karşısında geri adım atan Jagla, İspanya liginde sertliğe alışmış. 22 sayı 9 ribaunt ve 4 asistle takımın bütün istatistik alanlardaki lideriydi. Sırbistan'da Peroviç'in 20 sayısı yetmedi. Teodosiç ve Krstiç'in yokluğunu çok hissettiler Almanya karşısında. Velickoviç ve Macvan'dan bekledikleri katkıyı alamadılar ve grupta işlerini bir hayli zora soktular. Eksiklerin tamamlanmasıyla Arjantin'e karşı ne yapacaklarını göreceğiz.

Bu maçın ardından Kayserili izleyiciler yine müthiş bir maça şahitlik ettiler. Arjantin karşısında Avustralya maçın büyük bir bölümünü önde götürdü. Farkı bir ara 10'a kadar da çıkardı. Özellikle pota altındaki Mariç -Skola, Skola- Andersen mücadelelerini izlemek çok keyifliydi. Arjantin son bölümde Scola ve Delfino'nun devreye girmesiyle 3 sayı önde girdi son dakikaya. Avustralya eşitliği yakalasa da Priginioni'nin üçlüğüyle bir kez daha avantaj yakalayan Arjantin taktik fauller sonrası iki sayı öne geçse de son hücumda Avustralya'nın attığı üçlük neredeyse potanın içinden çıktı ve basketbol Tanrıları Arantin'i korudu. Scola, Tau günlerinden esintiler sunduğu maçı 31 sayı 9 ribauntla tamamladı. Gutierrez yine can yakan üçlükleriyle (5/10) Arjantin'e çok ciddi katkı sağladı. Avustralya'da Ingles'in 22 sayısı yeterli olmadı ama ikinci yarıda bir cross-over sonrası basket faul var ki jeneriklik. Mariç, Avustralya adına hayal kırıkılığıydı: 13 dakikada 0 sayı.Dünkü Ürdün maçından sonra bugün gerçek Avustralya'yı gördük sahada, son saniyede şans yanlarında olsa kendilerini grup birinicisi bile yapabilecek bir galibiyete imza atabilirlerdi.

İzmir grubunun ilk maçı son topa kadar heyecanlı bir maç oldu. Litvanya bir kez daha gördük kü son derece kötü bir takım Kanada'nın maçın başındaki temposuna ayak uyduramıynca bir anda 15 sayı geriye düştüler. Üçlüklerde çember dövmeye devam ettiklerinden bir türlü maçın içine giremediler. Üçüncü periyodun bitimine 3-4 dakika kala savunmada vites artırıp Kleiza'nın sorumluluk almasıyla dengeyi sağlayıp 4. periyodun başında da öne geçtiler. Maçın sonuna kadar da 2-4 sayı civarında önde götürdüler. Kanada kendisine kalan son 7-8 saniyelik hücumda potayı bulmayı başarsa da sayıyı bulamayınca maçı kaybetti ve grubun dibine demir attı. Litvanya için kağıt üstünde ikide iki güzel başlangıç ama ne İspanya'yı ne Fransa'yı yenebilecek güçteler. Kleiza dünkü gibi yine takımın lideriydi 18 sayı 10 ribauntla.

Günün ikinci maçında Fransa rahat bir oyunla Lübnan'ı geçerken maça kırılan pota damgasını vurmuş. Art arda atletik Fransızların smaçlarına dayanamayan Halkapınar Spor Salonu'nun potaları nedeniyle maç yarım saat civarında durmuş. Lübnan'da favori adamım El Khatip 12 sayıda kalmış bu sefer. Lübnan'ın Litvanya'yı zorlayabileceğini düşünüyorum. Hedef maç olarak o maçı görüp bir galibiyet çıkarabilirlerse grubu 3. bile bitirebilirler. Fransa da iki galibiyetle iyice morallendi. Kendilerinden bir şey beklemeyen Fransız kamuoyuna yabana atılacak bir takım olmadıklarını gösterdiler. Grubu birinci bitirme konusunda çok ciddi bir avantajları var.
İzmir'in kapanış maçında İspanya Yeni Zelanda'yı ilk yarıda zorlansa da ikinci yarı farklı yenmeyi başardı. İlk yarı 44 sayı yemeleri İspanya adına düşündürücü Marc Gasol'ün 22 Navarro'nun 18 sayısı var. Yeni Zelanda'da turnuvanın sayı kralı olmaya aday oyuncusu Kirk Penney 21 sayı atmış yine.

NOT: Ankara'da Başbakan geldi diye salondaki ponpon kızların gösterilerinin iptal edilmesi tam anlamıyla bir rezalet. Başbakan'ın talebi bu yöndeyse bir rezalet, Başbakan'a yaranma içgüdüsüyle kendiliğinden yapıldıysa ayrı bir rezalet. Muhafazakar inancın kendi inanç alanını kutsallaştırıp her yerde bu sınırlar içinde hareket edilmesi gerektiği yönündeki rezil yaklaşımının Türkiye'deki sıradan örneği. Yazık.


0 comments:

Yorum Gönder