Teşekkürler Sarı Melekler
Her şeyden önce Türkiye'de futbol dışında bir sporu, bir hafta sonu bile olsa gündemde bir numaraya yükselttiği için bu takımı tebrik etmek lazım. Maalesef futbol dışındaki bütün sporlara gözünü kapamış insanların ve medyanın olduğu bir ülkede şu maç bile Fenerbahçe-Galatasaray'ın futbol rekabetinde birbirine üstünlüklerini dile getirme araçlarından biri olarak görülüyor forum ve sözlüklerde.
Aziz Yıldırım'ın yönetim tarzını kişilik özelliklerini falan ben de dahil olmak üzere bu blogdaki herkes kaç sefer ağır bir şekilde eleştirdik ama kendisinin hakkını verelim; futbol dışı branşlara verilen önemle Fenerbahçe'nin spor kulubü olduğunu diğer büyük kulüplerin başkanlarının aksine çok daha fazla özümsemiş bir başkan Aziz Yıldırım. Bugün ligde çok kritik bir maç oynanmasına rağmen yönetimin çok önemli bir bölümü voleybol maçında kızların yanında olmayı tercih etti. Bu bile çok önemli bir gösterge.
Maça dönersek Bergamo bizden daha komple bir takım. İtalyan voleybolunun ne düzeyde olduğu zaten belli geçen sene bu takımın omurgasını oluşturduğu İtalyan Milli takımı elini kolunu sallayarak Avrupa Şampiyonu oldu. Bizden daha iyi savunma yaptıkları, çıkmaz denilen topları bile çok acayip yerlerden defalarca çıkardıklarını gördük. İlk iki set 20'lere kadar başa baş götürsek de set sonunu bizden daha iyi oynayarak 2-0'ı buldular. Gamova'nın hiç devreye giremediğini ve çoğu zaman sadece Nati'yle ayakta kalabildiğimizi gördük kaybedilen iki sette. Üçüncü sette 16-13 gerideyken bir anda Bergamo'yu yakalayıp Eda'nın maç içindeki tek iyi servisiyle öne geçip zor da olsa üçüncü seti alıp maça geri döndük. Bu setin sonlarına doğru o ana kadar aldığı her topu paralele vurup öldüren Ortolani'yi durdurmayı da başardık. 4. sete yine müthiş başlayıp önce Nati sonra Gamova'yla farklı bir şekilde öne geçince Del Core ve Ortolani'yi biraz da 5. sete saklamak için İtalyan koç kenara aldı. Setin sonunda küçük çaplı bir krize girsek de fark çok açık olduğu için bir şekilde seti koparmayı başardık. Bu setin sonunda dağılmış olan Bergamo'yu tekrar maçın içine sokmamız 5. set için belirleyici oldu. 5. set de yine Gamova'yı maça sokamayıp Piccinini'nin smaçlarını karşılayamayınca fark açıldı ve kapatmak 15 sayılık bir sette mümkün olmadı. Özellikle beşinci sette iki takım arasında libero farkı maçın sonucunu büyük ölçüde belirledi. Merlo neredeyse imkansız topları bile çıkarırken Nihan'ın üstüste çok basit iki manşeti pasöre getirememesi setin momentumunu çevirdi. Sonuçta ilk kez katıldığımız Şampiyonlar Ligi'nde buralara gelmek çok ciddi bir başarı. Bu sene bayanlarda basketbol ve voleybolda tüm sezon boyunca sadece üç yenilgimiz var bu üç yenilginin sonucunda üç kupa kaybettik. Final sendromunu zaten dibine kadar yaşayan bir camia olarak kahredici bir istatistik daha.
Bu takım iki sene üstüste Eczacı'ya çok küçük farklarla şampiyonluk kaybettiğinde gördüğümüz göz yaşları geçen yılki şampiyonluğun habercisiydi. Umarım bu maçtan sonraki gözyaşları da gelecek yılki Avrupa Şampiyonluğu'nun habercisi olsun. Takıma bugüne kadar gösterdikleri müthiş mücadele ve bize yaşattıkları bu gurur için ne kadar teşekkür etsek az. Sadece futbol üzerinden takım tutanlara bir kez daha hatırlatalım: Fenerbahçe Spor Kulübüdür.
Son olarak Milliyet'in bu maçtan sonra attığı "Avrupa'da Kupa Hayal! " başlığını tam da Milliyet'in düzeyine yakışacak cinsten. Aklı sıra küçümsüyorlar bu kızların verdiği mücadeleyi. Çıplak poz veren voleybolcuları voleybolun kendisinden daha çok önemseyen Türk spor basınından da başka bir şey beklenmezdi.
5 Nisan 2010 00:25
Bunu gördüğüm iyi oldu.Futboldan tiksinmiştim, boyutu genişletip toptan bu ülkenin sporundan tiksiniyorum.
O yarıştırdıkları kendi sidiklerinde boğulsunlar.
Zeki Demirkubuz'un meşhur sözü vardır, gerçek Beşiktaşlılar kalsın diye Beşiktaş küme düşsün ister.Ben onun kadar olamam, Fener futbol takımının Avrupa şampiyonluğunu istemem ama dilerim ki bir süre lig şampiyonluğu görmesin ve Şampiyonlar Ligi'ne katılamasın Galatasaray.
Lafa gelince ''Akp hükümeti ülkeyi skertti vik vik'' e yavşak sen onların pompaladığı futbol üzerinden çirkinleşmede sınır tanımıyorsun, yetmiyor başka sporlara da pisliğini sıçratıyorsun.
Konuyla ilgili ise voleybol denince ismi en çok duyulan iki takımla ardarda karşılaşmak büyük dezavantajdı, olmadı.
5 Nisan 2010 10:05
''Bu takım iki sene üstüste Eczacı'ya çok küçük farklarla şampiyonluk kaybettiğinde gördüğümüz göz yaşları geçen yılki şampiyonluğun habercisiydi. Umarım bu maçtan sonraki gözyaşları da gelecek yılki Avrupa Şampiyonluğu'nun habercisi olsun. ''
fatih, maç bitiminde tam anlamıyla aynı şeyleri düşündüm. Bu takımda bu ışığı görmemek mümkün değil ancak voleybol federasyonunun yabancı sayısıyla ilgili uygulayacağı sınırlama önümüzdeki en büyük engel olacak.
5 Nisan 2010 10:29
Öncelikle kızlarımıza binlerce teşekkür. Verdikleri mücadele ve emekle bize müthiş bir heyecan ve Fenerbahçeli olmanın gururunu bir kez daha yaşattıkları için. Çok istediler, çok istedik... Olmadı...Sağlık olsun...
Bir gün öncenin müthiş oyuncusu Gamova üstüste iki büyük maçı kaldıramadı. Nataşa sahne aldı bu kez.Dün 5.setin 21. sayısındaki tek kişilik bloğunda kaldığı yerden devam etti tüm oyun boyunca ama özellikle de 3. ve 4. setlerde zirve yaptı.kazansak tartışmasız mvp'iydi. Ama yetmedi gücü, gücümüz 5. seti almaya...
3. set oynanırken 2. teknik molaya 16-13 geride girince 3-0 kaybedeceğimizi düşündüm bir an ve böyle bir skor bu oyunculara,bu takıma zul olacaktı. İsyan ettiler, başlarını kaldırdılar... o anda 11 yaşındaki oğlum "kabus geri döndü" dedi. Anlayamadım önce "ne kabusu" dedim, "Fenerbahçe Acıbadem kabusu" dedi...Eczacıdan 24-26lık setleri alan, Dinamo Moskova'dan 0-2'den maçı çeviren ve en önemlisi bir gün önce defalarca maç sayısını çeviren yenilmez armadanın efsane dönüşleriydi oğluma kabus geri döndü sözünü söyleten. Ve 11 yaşındaki oğlum daha o seti almadan "baba biz 4. seti de alırız maçı da" diye devam etti... Belki maçı kaybettik, belki kupayı kaybettik... Ama melekler yaptıklarınızla bize bir şey kazandırdınız, 11 yaşındaki çocuğun yüreğine beynine bir şey kazıdınız. "Biz fenerbahçeyiz... Yıkılmayız... Yenilmeyiz..." Bunun için teşekkürler...Milyonlarca kez...
Bu arada kızlarımızı tercih edip kayseri maçını izleyemedik canlı olarak. Ama maç özetlerini izlerken gördüm attığı muhteşem kafa golünü Lugano'nun. Ayak parmalarından tepesindeki saçlarına kadar koca bir yürek olan Lugano'ya da bin selam ... bin teşekkür...
5 Nisan 2010 12:33
Dün akşam Saraçoğlu tuhaf bir yerdi . Sezon başından beri önce göz aşinalığı sonra devre arası sohbetleriyle tanış olduğumuz kombine komşularımızla beraber hepimiz skorborddan verilen ve kimin aldığını anlamayıp her sayıya oley çeken taraftarın gözü sahada kalbi , gönlü Cannes'da Sarı Meleklerin yanındaydı.
Bazıları ise evinde tv yok sanırım (!) sahadaki futbol maçı yerine büfelerin oradaki tvlerden voleybol maçını izlemeyi tercih etti.
Hele Lugano'nun kafasıyla gelen 2-0 'dan sonra etrafım birden seyrekleşti . Cep telefonundan voleybol maçını seyredenlerin naklen anlatımıyla kulaktan kulağa yayılan skorlar tribünde ahhları , haydiiileri tetikledi .
4. sette son sayının alındığını herkes tribünden yükselen sevinç uğultusuyla anladı.
Fenerbahçe sahada sezonun en iyi futbolunu oynuyor ama tribünün ilgisini toplayamıyordu.
5. set ise yüzlerin asıldığı bakışların bulandığı hatta gözlerin dolduğu anlarla bir çırpıda geçiverdi.
Ama hiç kimsede bir serzeniş , bir sitem yoktu.
Unifeb'in açtığı " ARMANIN GURURU SARI MELEKLER " pankartı tüm stadda buruk duygularla alkışlandı .
İmkan varsa Sarı Meleklere tribünlerin o hallerinin görünüleri izletilsin . Boşa çabalamadıklarını , her maç tribünde görmeye aşina oldukları yüzlerin dışında binlerce , milyonlarca FENERBAHÇE taraftarının arkalarında olduğunu bilmeliler.
Bu takım için söylenen "şampiyonlukları için sevmedik" lafı dün akşam bir tribün efsanesi olmadığı ispatlandı.
Sarı Meleklerin yaşattığı duyguyu isimlendirmek zor . Kaybetmeyi kabullenmemek deyin , bitti denen yerden doğrulmayı alışkanlık haline getirmek deyin , ne derseniz deyin . Bu taraftar bu kızları da yaşattıklarını da çok sevdi.
Kupayı getirseler çılgın bir şey olurdu ama olsun , seneye inşallah.
6 Nisan 2010 00:40
fenerlihüseyin,
Unifeb'in açtığı " ARMANIN GURURU SARI MELEKLER " pankartı tüm stadda buruk duygularla alkışlandı .
O pankartı sadece Unifeb asmadı :)
Bi de tüm stad da buruk duygularla alkışlamadı. Bazı hıyarlar malum pankartın yüzünden sahayı göremediğini (dk.88 bu arada) söyledi ve pankartı çekiştirmeye başladı. Bunu da yazalım.