Altın Kızlar Altın Setle Şampiyon



Erkekler basketboldaki Türkiye Kupasından sonra sezonun ikinci Türkiye Kupas sarı meleklerden geldi. Alışıldığı gibi yine bıçak sırtında yürüyerek çok da geçmişi olmayan bu kupayı tarihimizde ilk kez kazandık. Geçen sene Türkiye Kupası finalinde Eczacı'ya ilk maçı 3-1 kaybettikten sonra ikinci maç 2-0 öne geçmiş ama sonra kılpayı üçüncü seti kaybedip oyundan düşmüş ve maçı 3-2 vererek Türkiye Kupasını kaybetmiştik.

Maça gayet iyi başlayıp Eda'nın etkili servisleri ve Gamova'nın smaçlarıyla ilk iki seti açık ara aldıktan sonra üçüncü set Özge'nin servisleri Neslihan'ın hücumlarıyla oyundan tamamen düşüp 2-1 e gelmesine engel olamadık. 4. set 20-15 i yakalamışken hücumda bir türlü top öldüremeyip Vakıfbank'ın geri gelmesine müsaade ettik. Nihan'ın bu anlardaki felaket manşetlerine de değinmek lazım. Genelde takımlar servisi liberodan kaçırarak diğer oyuncuların üzerine yıkmayı denerler oysa üçüncü ve dördüncü sette gerek Özge gerekse Güldeniz direkt olarak Nihan'ı hedef seçerek servis attılar. Dördüncü setin sonlarını felaket oynayınca maç 2-2 ye geldi. Beşinci sete çok da iyi başlamasak da fazla kopma olmadan saha değişimi oldu. Bir ara 11-9 geriye düşsek de Çiğdem'in servisleriyle maça tutunup Gamova'nın sayısıyla maçı alıp altın sete gittik.

Altın sette çok zorlanacağımızı ve işimizin hiç de kolay olmayacağını düşünüyordum ama Vakıfbank oyunu tamamen Neslihan'a yıkıp biz de Neslihan'a iyi blok getirince maç bir anda koptu. 13-2 gibi abuk bir skor çıktı ortaya pek görmeye alışkın olmadığımız. Rehavetten 3 sayı versek de Seda'nın öldürdüğü top ve manşet hatasından gelen sayıyla altın seti ve sezonun Süper Kupa'dan sonraki ikinci kupasını da kazandık. Geriye kaldı lig şampiyonluğu.

Bu final bize gösterdi ki şampiyonluk öyle çantada keklik değil Vakıfbank kolay kolay teslim olmayacaktır. Zayıf yönümüz olan manşet iyi servis atan takımlara karşı çok daha barizleşiyor. Bugün Nihan'ın 3 ve 4. setlerde manşette nasıl dağıldığını görmek gelecek için korkutucu. Takımın üç gün içinde bir deja vu hissine kapılıp 2-0 dan 2-2 ye gelmiş bir maçı ordan çevirebilmesi de ciddi bir mental sağlamlık göstergesi. Bu anlamda Jan de Brant'ı da tebrik edelim.

İki parantez açmamız lazım maçla ilgili bir tanesi Eda. Eda'nın Beşiktaş'tan bize transferini öğrendiğimde askerdeydim, gülümsemenin emre tabi olduğu bir yerde haberi aldıktan sonra mütebessim bir gün geçirmemi sağlamıştı en azından bir gün. Bu kızın yüzündeki ifadenin, kazanma hırsının, samimiyetin, heyecanın hastasıyım. İyi ki Fenerbahçelisin Eda. Son parantez de taraftar için müthiş bir tribün vardı bugün, Dış hatları yakmamıza gerek yok melekler için, salon her zaman böyle olsun onlara yeter.


5 comments:

  1. Arkhe dedi ki...

    Ayakta alkışlandılar. Ayakta alkışanacaklar.

  2. Sosyal_FB dedi ki...

    Olacak... Takımın daha fazla bir şey yapmasına gerek yok belki ama tribün daha iyi olacak. Fenerbahçe'nin aklı başında, neyin ne olduğunu bilen tribüncüleri salona sık sık geldikçe her şey daha güzel olacak.

  3. tozlu parkeler dedi ki...
    Bu yorum yazar tarafından silindi.
  4. tozlu parkeler dedi ki...

    Eeeerooolll, daha çok kupa vereceksin çubukluyu giyenlere. Üzülüyorum,kabus gibi bir şey olmalı bu senin için.
    İyisi mi, hastalandım falan de, erkek takımının final serisi maçlarına gitme bir de erkeklere şampiyonluk kupası vermek zorunda kalabilirsin, benden uyarması.

  5. turkuaz0707 dedi ki...

    Bu erol neyin nesi. çöreklenmiş voleybol federasyonunun üstüne. halukten bile kurtulan bu ülke eroldan kurtulamaz mı acaba. bi de alev anakök denen adam yeminli bilirkişi midir ki, trt ve ntv vleyboldan anladığı bile şüpheli fener düşmanı adama maç yorumu yaptırırlar... ondan da krutulmanın bir hal çaresi var mıdır acaba?

Yorum Gönder