Sağduyu Öldü



Normalde kolay sinirlenen birisi değilim hayatım boyunca pek çok olay karşısında kontrolümü kaybetmeden doğru düzgün mantıklı tepki gösterebilmeyi başardığımı düşünmüşümdür, kaybettiğimiz için çok üzüldüğüm rüyalarıma giren basketbol maçları oldu daha önce, Fenerbahçe’yi hayatının bir parçası haline getiren herkes gibi bir anda dünyamızın karardığı, herşeyin simsiyah gözüktüğü saatler ya da günler geçirdiğim olmuştur.

Dün o düdükten sonraki kontrolden çıkmış halimi hayatımın geri kalan bölümünde bir daha yaşamayacağıma eminim. 27 yıldır beni yüzlerce maç seyrederken görmüş ailemin ilk kez yüzümde gördükleri ifadeden paniğe kapılıp sağlığımdan endişe ettiklerini, ellerimin ve bütün vücudumun titremesine şahit olup ne oldu da böyle oldu diye arada televizyona anlamsız gözlerle baktığını gördüm.

Şimdi anti-Fenerbahçeli olmayı hayatının parolası yapmış kah Efes’i kah Botaş’ı voleybolda Eczayı masa tenisinde Çukurova’yı destekleyen hiç utanmadan Beşiktaş ve Galatasaray formalarıyla Efes tribününe oturup taraftarlık üzerine ahkam kesen taraftar müsveddelerinin “e kural böyle Fenerbahçeli cahiller bilmiyor laflarına gelelim.”

Fatih Söylemezoğlu bugün çıksa ve ben bu düdüğü Olympiakos-Panya final serisinde ya da Vitoria’da Barcelona –Tau sersinde 13 saniye kala çalardım arkadaş ve o salondan sağ çıkardım desin ben de bundan sonra basketbol üzerine tek satır yazmayayım. Böyle bir şey yapamayacağını biliyoruz, o düdüğü Abdi İpekçi’de 12.000 Fenerbahçeli önünde de çalamayacağını biliyoruz. Eğer dünkü maçın hakemleri o salondan fiziksel bütünlüklerine halel gelmeden çıkabildiyse dua etsinler bizim o hep şikayet ettiğimiz bilinçli basketbol seyircisi olmadığındandır. Şu olay Yunanistan da İsrail de İtalya’da ya da İspanya’da olsa sahaya giren birileri tarafından çoktan darp edilmiş olurdu üç hakem de.

Çarşamba günü Abdi İpekçi’de bir maç daha var, telafi düdükleriyle serinin 3-3 e gelmesini sağlayacaktır Federasyon, zaten Efes’in de çok asılacağını zannetmiyorum maça,bu maçın sonucundan ve gidişatından bağımsız maça gidecek her Fenerbahçeli tavır göstermek zorundadır, maçın hakemlerinin aleyhte her düdüğünde haklı ya da haksız ayrımı yapmadan kıyameti koparmalıdır, salonu boşaltmaya asla yürekleri yetmeyecek kimse merak etmesin,başta Efes Pilsen benchine ve özellikle Kaya’ya fair-play falan dinlemeden tepki göstermelidir. Hayatımda ilk kez şiddetle arasına mesafe koyan, pasifizmi yücelten birisi olarak bu maçta olabilecek herhangi bir olayı eleştirmeyeceğimi ve derin bir oh olsun duygusuyla karşılayacağımı belirteyim. Efes Pilsen’i Euroleague maçlarında yıllardır destekleyen birisi olarak kesinlikle bu yıldan itibaren Efes’in her maçında rakipler için dua edeceğimi,bu onursuzluğu kendine ilke edinmiş, yatırım küçültme tehdidiyle hakemleri esir almış şirketin Türk basketbolünden elini eteğini çekmesini dört gözle beklediğimi belirteyim. 1992-1993 sezonunda Ali Sami Yen’de Galatasaray ‘a yenildiğimiz maçta Wagenhaus’un Erdal’a yaptığı harekete Ahmet Çakar penaltı çalmış ve o pozisyon Türkiye’de benzer pozisyonlarda çalınan ilk penaltı düdüğü olmuştu. Dün de sağolsun hakemler basketbolda bir ilki yine Fenerbahçe üzerine denediler. Kulübün hala resmi bir açıklama yapmamasını ve kendini Mehmet Topuz transferi nedeniyle havalarda görmesine bir anlam veremiyorum. Efes ürünlerinin boykotunu bile talep edebilir yönetim oysa taraftardan. Çarşamba günü Efes Pilsen Abdi İpekçi’de o kupayı kazanırsa nasıl 96’daki Türkiye Kupası finalinde Demirel’in kafasına pet şisesi atabilecek kadar cüretkar olabiliyorsa bu taraftar o salonu Efes’in başına yıkabilecek kadar da cüretkar olabilir. Kimse taraftardan sağduyu falan beklemesin, olacakların sorumlusu bu hakem atmalarını yapan Federasyon ve onları baskı altında tutan Efes Pilsen kulübüdür. Fenerbahçe yönetimi uyusa da Fenerbahçe taraftarı sahipsiz bırakmaz bu kulübü.


6 comments:

  1. Adsız dedi ki...

    10 bin rasim olacak tribünlerde.bence işe efes i sponsorluktan atarak başlamalılar. sonra boykot çağrısı yapmalılar.

  2. Thevenin dedi ki...

    Maçın bitmesine 28 sn var. Mrsiç topu pota altınan oyuna dahil etme uğraşında. Tada bu sırada Ömer'e sarılmş biri. Hakem faule hükmetse sportmenlik dışı kararı çıkacak ama gözlre iniyor adeta. Çok değil 15sn kadar sonra aynı pozisyonu faul olarak değerlendiriyor.

    İşte o pozisyon.
    http://www.youtube.com/watch?v=mQPNzsz8kY0

  3. Serkan Sağlam dedi ki...

    Benzer şeyler yaşamışız...

  4. DusanPesic dedi ki...

    Fenerbahçe bu ülkenin bilinçaltındaki en büyük komplekstir...atılmaz,atılamaz.

    ve son 13 saniyeyi oynatmak için onlar geldiğinde Fenerbahçe'nin yanlarından geçerek sahadan çekilmesini isterdim.

  5. NYG dedi ki...

    @Bozkurt: harika bir tanımlama.

    lambuja.blogspot da tüm kurallarıyla detayıyla vermiş. bu kural kendisine avantaj sağlamak için yapılmış faullerde işliyor. yani sürenin işlememesi kendisine avantaj sağlayacak takım faul yaparsa. peki faul yapıldığında durum kaç kaç 68-68 ????

  6. Sekhranikos dedi ki...

    Fenerbahçe bu ülke için her zaman çok şeydir. hem tutanı hem tutmayanı için. Haliyle fenerin yanında veya karşısında birleşmek çok doğal. Her ne kadar anketlerde taraftar profilleri açıklansa da bilirim ki bu ülkenin yarısı fenerlidir yarısı değildir. Ortada bir takımdaşlık yoktur fenerli olup olmamak meselesidir. haliyle beşiktaş aslında efestir eczacıdır galatasaraydır denizlidir samsundur ve sair şeylerdir. Ama fenerim her zaman fenerdir ki zaten feneri tutmanın dayanılmaz güzelliği ve zorluğu burdadır. Bu sebepten forum yazarı kardeşlerimin bu kadar kızgın olmalarına kızıyorum aslında. Fener bir kupa alıcaksa her şeye/kişiye karşı almak zorundadır. 25 yıldır takip ettiğimden gördüğüm budur halende budur.

    Sakin olun bir kupayı alamasak da biz hep fener oluruz. bir sezon denizli bir sezon bilmem kimin kuklası yaltağı olmayız.

Yorum Gönder