Bir Kez Daha; Haramilerin Saltanatını Yıkacağız



İşin buralara gelmiş olmasının bir dolu sebebi olabilir. Basketbol dışı etkenleri, dile getirmek, fazlaca yazmak istemesekde hakemlerin serinin altını üstüne getirdikleri aşikardır. Memleket basketbolunun son 25 yıldaki lokomotifi olmanın verdiği gücü kirli oyunlarda kullanma becerisi Efes'in pek bilindik marifetlerindendir zaten.

2 haftadır bizler bu birbirinden gergin maçlarda tribünde olmanın yorgunluğunu ve stresini öylesine yaşadık ki artık sabırları taşıran yanlı yönetimlerin çileden çıkarttığı oyuncuların hakem masasını tekmelemelerini falan doğal karşılayabilecek durumdayım. Bu oyunun masumiyetine, haklı olanın, daha çok emek verenin, hakedenin kazanacağına dair inancımız yıllar önce sarsılmıştı ama serideki her maçı geren, kavgalara zemin hazırlayan, all-star maçında bile sportmenlik dışı faul almayı becermiş adam olarak tarihe geçen Kaya'yı kendilerine itiraz ettiğinde yanağını okşayarak sakinleştirip, top kendisinden dışarı çıkmasına rağmen topu Fenerbahçe'ye veren hakemin kararını düzeltip topu rakibine verecek kadar sportmen bir adam olan Ömer Onan'ı itiraz ederken itip kakan hakemlerin bu kadar ayan beyan biçimde niyetlerini belli etmeleri de artık iyiden iyiye kabak tadı vermeye başladı.

Beşiktaş'lısının, Galatasaray'lısının Efes tribünlerinde boy göstermeleri, birden bire memlekette Efes basketbol sevdalılarının sayılarının artması, nerede Fenerbahçe varsa orada cümleten, renk ayrımı gözetmeden kirli ittifakların ortaya çıkması da artık gülünç hale geldi.

Ne büyük camiayız ki karşımıza çıkan milyonlarca destekci kazanıyor, sezon boyunca kendi takımlarıyla ilgilenmeyen Galatasaray, Beşiktaş taraftarları pozisyon pozisyon Efes-Fener serisini takip ediyor, yorumluyorlar. Ergin Ataman ve Kaya Peker'i kahramanlaştırıyorlar.

Bu hasetle doğan ittifağın sebebi ligi son 2 yıldır domine ediyor olmamızda değil, şampiyonluklara hasret geçirdiğimiz yıllar boyunca kah Çukurova, kah Paşabahçe, kah Ülker taraftarı kesilen aslan cimbomluları, vahşi kartalları çok gördük.

Beşiktaş’lıların Efes’e kendilerini ve diğer kulüp takımlarını basketbol salonlarının dışına itmeye çalıştığına dair haykırışları hala kulaklarımızda çınlarken, Galatasaray’lı taraftarların 2 sezon önce ( kendi cafe crownluklarını unutup ) kendilerini lig şampiyonu ilan ederken Efes Pilsen ve ( Fenerbahçe ) Ülker müessese asıl şampiyon biziz diye pankart açıp güya müesseselerin salon sporlarındaki hakimiyetine karşı duruş sergilerken bugünlerde Efes Pilsen’in en büyük destekçileri kesilmeleri bizim için şaşırtıcı değil ama memleketimizdeki taraftarlık kültürü açısından hakikaten düşündürücü.

Bu omurgasızlık, bu renk belirsizliği, bu kendisini sadece Fenerbahçe düşmanlığı ekseninde ifade edebilme hastalığı kronikleşmiş artık.

Ne diyelim, tedavi olmak istemeyen hastayı kendi haline bırakmak lazım.

Öte yanda, gerçekten Efes Pilsen’e gönül vermiş insanlar hiç yok değil tabii. Ama onlarda şu kural kitabından copy-paste yapıp son 13 saniyedeki faule kurallar gereği sportmenlik dışı faul verilmeliydi diye ortalığa atlamayı bırakmalılar artık.
Geçen yıl hatırı sayılır miktarda Euroleague ve Avrupa’daki çeşitli liglerden maçlar seyrettim. Bir kez dahi böyle bir faul çalındığını görmedim, he belki Eskişehir ortaokullar arası basketbol şampiyonasında falan çalınmıştır, ya da ne biliyim Hollanda’da amatör maçlarda falan.

Hakemlerin sevmedikleri, uygulamaya direndikleri bir kuraldır bu. Zira oyunun bugün Avrupa’da geldiği aşamada ruhu sertlik üzerine kurulu, rakibe topu oyuna sokmadan başlayan baskıyı kasti fauller çalarak yumuşatırsanız bugün bildiğimiz Avrupa basketboluna zarar verirsiniz. Bu kuralın uygulanması için ya Thornton’un yapılan fauller sebebiyle topu oyuna sokacağı süreyi kaçırması, ya topu oyun alanına gönderirken faul yapılan oyuncunun temas sebebiyle topu tutamayıp top kaybının yaşanması, ya da oyuncuya sert ve kasti bir faul yapılması gerekir. Yoksa bu faul bu düzeydeki maçlarda ilk kez uygulanan bir kural olarak kayıtlara geçmelidir. Ve eğer bu faul ölçü alınacaksa, final serisi boyunca sadece o maçta bile 10’larca sportmenlik dışı faul çalınmalıydı.

Ama yine de tartışmayı o maça ve o faule indirgemek asıl yapılmak istenendir. İşte Fenerbahçe’liler kuralı bilmeyip kuru gürültü çıkarıyorlar yanılsamasını yaratmaktır.

Seri boyunca yaşananları gördük, sadece 3. maçta Sinan’ın son 10 saniyede Solomon’dan kaptığı top öncesi yaptığı açık faule bile Efeslilerin bugünlerde ellerinden düşürmedikleri kural kitabında yazanlar uygulansa bugün bunları tartışmıyor olurduk.

Neyse yaşananlar bizim açımızdan sürpriz değil. Ama bu camianın kuruluşundan bu yana haramilerin saltanatına, kendisine karşı kurulan ittifaklara, ayak oyunlarına nasıl cevaplar verdiğini bir kez daha hatırlatmak zamanıdır.


13 comments:

  1. Murat YILMAZ dedi ki...

    Umarım son maçta yaşananlar hem taraftara hem de basketbolcularımıza ders olmuştur. Ali Şen zamanında futbol takımımız sahaya 'Fenerbahçe düşamnlarını yeneceğiz' pankartıyla çıkmışlardı. Bugün de basketçilerimiz benzer bir pankartla sahaya çıksalar keşke.

  2. PVH dedi ki...

    Gs ve Bjklilerin Efes askindan bahsediyoruz bir haftadir, bunlar neden bahsediyor diye merak eden varsa

    http://i297.photobucket.com/albums/mm229/papazincayiri/efes_td.jpg
    http://i297.photobucket.com/albums/mm229/papazincayiri/efes_gs.jpg
    http://i297.photobucket.com/albums/mm229/papazincayiri/efes_bjk.jpg

  3. aethewulf dedi ki...

    PVH şunları diyor

    photo1
    photo2
    photo3

  4. aethewulf dedi ki...

    tozlu çok güzel bir yazı olmuş.

  5. stalker dedi ki...

    hakikaten psikolojik yardıma ihtiyacınız var sizin. bjkliler ve gslilerin efes aşkı demişsiniz, birkaç forum ergeninin bilet arayışını örnek göstermişsiniz. gslileri bilmem de bjklilerin organize bir şekilde efese destek verdiğini söylemek için ya süzme fenerli ya da mal olmak gerekiyor. efes tribünlerini gördük şahenkte. taraftar değil seyirci vardı. buna rağmen bjklilerin efes aşkı diyorsanız yazık size be. üç-beş formalıyı örnek verip toptan satıyorsanız, bütün fenerlileri de sahaya giren anguttan saymamız lazım o zaman.

    fenerin kazanmamasını istemek efesi desteklemek demekse, ırakı işgal eden abdye karşı çıkarken de saddamcı olmuşuz demektir. sanırım sahaya girip dayak yiyen o kel de tanıdığınız. geçmiş olsun :)

  6. aethewulf dedi ki...

    stalker sağlıklı psikoloji nedir? sağlıklı psikoloji sinan engin'in menejeri, yıldırım demirören'in başkanı, arada bir kendini fesh edeceğim diyen bir taraftar grubunun "simgesi" olduğu bir kulübün diğerlerinden büyük farkları olduğuna inanmak mıdır? sağlıklı psikoloji son kerterede kendi stadında öldürülen insanlar, otopark mafyası kavgaları olan bir şiddet kültürünün omurgadan devamını sağlayacak bir dili, sistematik fenerbahçe düşmanlığını ve demonizasyonunu devam ettirmek midir? sağlıklı psikoloji, bu tip şiddet eylemlerini mümkün ve zorunlu kılan ezikler, büzükler, efes kapağı, psikolojik yardıma ihtiyacınız var sizinden mürekkep bir hakaret dilini kullanmak ve bu dilin sorumsuzluğuna inanmak mı? sağlıklı psikoloji efesi destekleyen beşiktaşlıların var olduğuna ve onların da çok olduğuna dair bir gerçeğe gözlerini kapatmak mı? buysa evet sağlıklı bir psikolojimiz yok, sağlıksız psikolojiden mutlu ve mesuduz. değilse, o zaman sende de çok sağlıklı bir psikoloji yok, öğütlediğinden sen de mesulsun.

  7. stalker dedi ki...

    örnekler güzel. her birini ayrı ayrı tartışabiliriz, toptan söyleyeceğim şey ise hiçbirini savunacak kadar gözümün dönmüş olmadığıdır. ben burada blog olarak sizin psikolojinizden bahsediyorum, sen tutup camia boyutuna taşıyorsun. camiaları tartışacaksak, bugün başarı için ruhunu a.y.nin altına yatıran fb tcamiasını da konuşuruz. dün kadıköyde başkanın adamı ricardinhoya saldırırken, itaat et pankartları açılırken,, bugün efeslilere yönelen organize fb yönetimi saldırısından konuşuruz. konuşuruz da konuşuruz.. demagojiyle sıyırmaya çalışmanızı da bir yere kadar anlıyorum. klasik hikaye. kadıköyde silahla adam vurulurken, her maçta onlarca insan bıçakla yaralanırken vs. inönüdeki cinayeti doluyordunuz ağzınıza. yine aynı mevzular sahnede. burada fb taraftarının salona inip efeslilere saldırmasına da laf etmiyporum. hakemlerden yakınmanıza da. tribüncülük, tarftrarlık dediğimiz şeyin içinde vardır bu. suçlanacak birileri varsa fb yönetimi ve olayların önünü açan kolluk kuvvetleridir. taraftar en son suçlanacak mercidir.

    neyse.. siz hala efesi destekleyen bjkliler masalını anlatıyorsunuz da, biz niye şahenkte göremedik bunları? tv, bilgisayar başından fener mağlup oldu diye sevinenlere bakacaksak, bu ülkede adam kalmaz. karşıtı üzerinden kendini var etmeye çalışanlardan değilim. sadece taraftarlığın içinde bir bölümü oluşturur bu. sevilla yensin diye evde bağırıp çağırdığımı bilirim. ama anti-fb anti bilmemne üzerinden tanımlamam kendimi. sizin bu "dünya bize karşı birleşmiş" sanrınızın sakatlığından bahsediyorum. etki-tepki.. gerisi lafügüzaf..

  8. aethewulf dedi ki...

    bu suclamalari oturup da burada yayinlayabiliyorsak psikolojimizde bir sorun yok gibi geliyor bana. alenen bizim bloga geliyorsun, gene bu blogda alenen bize `ruh sagliginiz bozuk` diyorsun, demogoji yapmakla vesaire suclayabiliyorsun. oldugumuzu iddia ettigin gibi olunsa bunlar olabilir mi? butun soylediklerine ragmen konusma ve anlasma zeminini acik tutmaya calisan insanlara, alenen gelip hakaret etmen `saglikli` bu hakarete efendi gibi cevap vermeye calismak `demogoji` diye tanimlaniyorsa o tanimin sacmaliginin altini cizmek, bizzatihi yazarken aklina gelmeyen `yahu ben bunlari sucluyorum ama` sorusuna buradan bir imkan acmak lazim.

    sorunun ikinci kismi, evet efesi tutan besiktaslilar vardi oyle bir iki de degildi bu. neden senin fikrin ile o adamin fikri esit duzeyde olmasin. o da besiktasli sen de, o da besiktas hakkinda yazi yaziyor sen de yaziyorsun. o efesi tutmus sen ne yapmissin o belli degil, her halukarda onun varligi da senin kadar gercek, senin kadar belirleyici. ayhan sahenk icerisinde hic bir besiktaslinin olmadigini iddia etmek ise zaten turkiyenin en aptalca iddialarindan biri olurdu petr naomoski doneminden beri uc takimdan da insanlar efesi tutuyorlar hele efesin karsisinda fenerbahce oldu mu daha bir sevkle bu takima sahip cikiyorlar.

    dunya bize karsi birlesmis de pek sanri degil buz gibi gercek. mesela nasil bir gercek, kupayi alan bir baskanin federasyon baskaninin amcasinin evine kosmadan evvel papermoon da rakibiyle yemek yiyip biz sampiyon olamazsak gs olsun isterim nevinden aciklamalar yapmasiyla ortaya cikan bir gercek. oyle bir gercek ki her bransda, her sene tekrarlanan olaylar, kumpaslar, ittifaklar ile kendini belli ediyor. belki sencileyin bir taraftar bu isin icinde degil ama senin gibi bir taraftardan daha belirleyici olan kurumsal yapilarin aktorleri bu isin icinde. boyle olunca, bunun muadili de hic bir kulube olmayinca insan ister istemez birlesilmis diyor, madem birlesilmis bunu kabul edin bari bu haliyla komik oluyor.

  9. stalker dedi ki...

    yorum yayınlayıp yayınlamamak meselesine kadar düşürdüysen olayı, zaten konuşacak şey yok demektir. üslubum bu, gerisi size kalmış. ben blogda da benzer bir dil kullanıyorum, öfke ve hakaret de ruh sağlığı kavramına dahildir. haddim değil ama biraz arno gruen okumak faydalı olabilir bu yönden.

    benim demagoji dediğim senin ise cevap dediğin ruh halinden bahsetmiştim, iyi bir örnek oldu o. bjkliler efesi şahenkte destekledi iddiasına itirazım vardı. sen gittin başka yerlere taşıdın mevzuyu. benim taraftar algımda ilk sırayı alanlar, bizzat stadlara salonlara giden taraftar tipolojisi. geri kalanı zaten gündemi belirlemez. ben böyle bir organize bir güruhun olmadığını söylüyorum. sen ısrarla efesi takip eden, destekleyen ufak ve heterojen bir gruptanbahsediyorsun. böyle toptancılık olmaz. öyle olacaksa, "belirleyicilik yönünden eşitlik" hani, bu yılki fb-bjk maçında maratonda bursapor forması giyen denyoları nereye koymalı? ya da ankaragücü-bjk maçına fb atkılarıyla, formalarıyla gelenleri? bu sakatlıktan bahsettim, cevap vermek yerine topu bana geri yolladın. ha onları da tartışırz. hiçbiri birbirinden bağımsız da değil elbette. ama elmalarla armutları karıştırırsak laf sokma yarışına döner bu iş.

    sanrıyı buz gibi gerçek olarak almana da diyecek söz bulamıyorum. benzer kişisel ilişkilerden yola çıkarak türkiyede bursaspora, denizlispora filan karşı da ittifak kurulduğunu sözümona ispatlayabiliriz. ulusalcı zihniyetin fb halini temsil ediyorsunuz diyeyim de daha rahat anlayın. sağlık burada devreye giriyor işte..

  10. aethewulf dedi ki...

    stalker sağlık orada devreye girmiyor, sağlık yumuşak g'ye basmayayım bastığıma dönerimden mürekkep algının print outu olan "efes'i beşiktaşlılar desteklememiştir, desteklemişse de tribünde desteklememiştir, tribünde desteklediyse de amigo değildir, amigo da olsa bizim evden değildir, bizim evdense de kardeşim değildir"e kadar uzanan, uzanabilecek, uzatmak için de her yerinle yırtındığın, reddetmek için bir şansın olmadığı için bizim psikolojik durumumuzdan girip ulusalcılığımızdan çıktığın çevre tesirli zihniyetinden kaynaklanıyor. beşiktaşlılar forumlarda, bloglarda efesi destekledi mi? evet. peki tribünde beşiktaşlılar var mıydı? vardı. destekledi mi? destekledi. sen desteklemedin? harika.ama beşiktaşlıların efesi desteklediğini beyan etmek ve söylemek için alen markaryan'dan yazılı olur, harun'dan noter tasdikli dilekçe, ankaralı'nın efes tribününde boy fotoğrafı gerekmiyor. varlarsa, oradalarsa ve bu neviden bir etki yaratıp bu kadar mutlu oldularsa zımnen, manen ve madden destekledikleri de ortaya çıkar. bu kadar adam, yazısıyla, sözüyle, fiiliyle bedeniyle efesi desteklerken kıytırıktan stalker hazretleri beşiktaş taraftarının haşa kata desteklemediğini zira kendisinin temsilci saydığı bir takım adamları televizyonda göremediğini beyan ederse bu dalga geçilecek beyanatını adam yerine koyup da cevap verdiğimiz için teşekkür etmeli, kaprise teşne "yorumlarımızı da mı basmayacaktınız yani, toptancılık yapıyorsunuz, ufak heterojen gruplar bunlar, minimin 10 milyon beşiktaşlı desteklemediyse destekledi denilemez bir kere, alen nerede, harun yoktu"dan mürekkep cümleleri hüsnü gönülülükten başka bir sebeple normal bir yerde yer alamaz çünkü.

    ama daha dur, papazın çayırında otlayanlar ve otlakları nevinden benzetmeleri tarkovski iç sıkıcılığında cümlelerle toparlayana cevabın başlangıcı bile değil, ilk cümlesi bu.

  11. stalker dedi ki...

    laf ebeliğinde senin kadar usta değilim maalesef. zamanında ahmet fetgerideki, sebadaki bjk-ülker maçlarına gelen fbli tribüncülerden bahsedelim o zaman. bunlara biletler iner, 30-40 kişi organize halde gelirlerdi. ülker ülker diye yırtınırlardı. bildiğin fb tribüncülerinden bahsediyorum. heterojen grup dediğim münferitlerden değil. toptansa toptan. kafanızda bir algı yaratıp buna inanmakta üstünüze yok hakikaten. dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum kusura bakmayın. ulusalcı psikolojisi sarmış dört bir yanı.. ilk yorumumdan beri ayn şeyi diyorum, şahenkte bjkliler organize olarak destekledi mi desteklemedi mi.. gerisi, bize karşı efesi, sevillayı tuttularla taçlanan ucuz taraftar numaraları.. herksete var aynısı. bize karşı birleştiler bilmemne ayaklarını geçecez, icraata bakacaz. aynı toptancılıkla gideceksek fbyi, gsyi, tsyi benzer etiketlerle desunabiliriz. bundan kolay iş yok.

  12. PVH dedi ki...

    stalker, biraz taraftar forumlarini oku, biraz besiktasli blogcularin bloglarini gez, boyle ya bizi yiyorsun ya da aptal yerine koyuyorsun, ya da gercekten hicbir seyden haberin yok. Hangisi cozemedim. Bir hafta oncesine kadar basketbolda play-off oynandigindan bile haberi olmayan adamlarin bugun centilmenlik, cirkeflik, kapak, koyma yazilarini art arda siralamasi Tanri'dan inen bir vahiyle mi oldu. Dun sizin blogculardan bir tanesi Bjk 4 - Fb 2, Efes 4 - Fb 2 diye bir yazi bile yazmisti. O olmasin, forumlardakiler olmasin, digeri de olmasin, bir sen ol Besiktas taraftari olarak. Saka gibi yahu...

  13. stalker dedi ki...

    ben başka şeyden bahsediyorum, ama mevzuyu inatla internetteki yorumlara çekiyorsunuz. en sonne yazmışım: aynı toptancılıkla gideceksek fbyi, gsyi, tsyi benzer etiketlerle desunabiliriz. bundan kolay iş yok.

    farklı bir şey getirin diyorum önümüze. fb forumnlarında, bloglarında yazılanlardan etiket çıkaracaksak ok. neler çıkar neler..kime karşı kimlerle birleşiyormuşsunuz filan hani. bjk ve gsliler şahenkte, abdi ipekçide organize oalrak birleşip tezahürat mı yapmışlar, onu soruyorum. bak ben örneğini verdim, zamanında fbli tribüncülerin ülkerle flörtünü. bildiğiniz, gördüğünüz varsa yazın. yoksa, böyle toptancılıkla uğraşmayın. siz de girersiniz o pakete.. liverpool bjkye 8 attığında neler olmuştu, hatırlayın. bunlar bitmez. herkes birilerinin rakiplerinden nemalanır, onalrın üzerinden laf sokar, takılır vs.. akıllı adamlarsınız; farklılık, fikir yaratmaktan filan bahsediyorsunuz, ama en ucuz, en bayağı popülizmin sularında yüzüyorsunuz.

Yorum Gönder