Finalden Bir Adım Uzaktayız



Sakatlıklar, uzun süredir maç oynamamanın verdiği ritim kaybı, Efes'in daha çok galibiyete ihtiyacı olan taraf olması gibi nedenlerle maç öncesi epey soru işareti vardı kafamızda. Beklenen kadar seyircinin gelmediği ve atmosfer olarak da takımı ateşleyecek bir ortamın olmadığı bir salonda kötü başladık maça. Efes Kerem-Kerem pick and rolleri ve Vujcic'in pas yeteneği sayesinde hücumda hepsi asist üzerinden sayılarla maça başlarken, biz daha dağınık ve deorganize bir şekilde Ukiç-Tomas ikilisiyle bulduk ilk sayıları. Sinan'ın Ukiç'e yaptığı baskılı savunmanın da Fenerbahçe hücumunu bozmasıyla Efes 7-8 sayılık bir avantaj yakaladı. Emir ve Saras'ın girip hücumda inisiyatifi ele almasıyla periyotun son bölümünde oluşan farkı kapatıp ilk periyotu başa baş bitirdik. 18-19.

İkinci periyot Kerem Gönlüm'ün iki faulle kenara gelmesiyle Efes'in pick and roll eksenli sayıları kesildi, Fenerbahçe savunması biraz daha dirençli hale geldi. Saras'ın Oğuz'la oynadığı ikili oyunlar sonucu bulunan kolay basketlerle hücumdaki tıkanıklığı aşınca skor olarak öne geçtik. Efes hücumu Rakoçeviç'in perdeden çıkıp bulabileceği şutlar üzerine kalınca sene başından beri verim vermeyen bu düzen bir kez daha verimli olmadı, bizim dış atışlardaki düşük yüzdemiz farkın açılmasını engelledi ve ilk yarıyı 37-35 önde kapattık.

Efes ilk periyota başladığı gibi üçüncü periyota da etkili başladı. Savunmada vidaları sıkınca zaten verim alamadığımız uzunlar üzerinden çember dövmeye başladık. Fark tekrar 7 sayıya çıkaran Efes'e Saras'ın üçlüğüyle yanıt verip o zamana kadar etkisiz eleman şeklinde sahada dolaşan Sean May'in hücum ribauntu, asist, blok derken her şeyi yaptığı 3 dakikalık bölümde skorda üstünlüğü yakaladık. Son saniyede May'in tiplediği hızlı hücum sonrasıyla da son periyoda 55-52 önde girdik.

İlk yarı boyunca son derece etksiz olan Ömer Onan'ın üçünü periyotun sonu itibariyle devreye girip hücumda ipleri eline alması ve arka arkaya bulduğu sayılarla maçın son bölümüne avantajlı girdik. Saras ve Ukiç'in birlikte oynadığı 4 kısalı 5'te hücum ribauntu problemi yaşasak da maç boyunca zorluk yaşadığımız dış atışlarda önce Tomas'la farkı 8'e çıkardık. Efes Pilsen'in iki hücumda basket bulmasına karşın Ukiç'in üçlüğüyle de maça noktayı koyduk. 79-70.

İstatistiklerde iki takım arasında fark yaratan en önemli parametre üçlük yüzdesi: Efes 3/13 ile atarken biz 8/16 ile atmışız. Ribaunt, asist, top kaybı, top çalma gibi istatistiklerde fark yaratan bir şey yok. Uzun rotasyonundan bu kadar az verim alabildiğimiz bir maçı bir şekilde kazanabilmek Fenerbahçe'nin kapasitesinin ne kadar büyük olduğunun da bir göstergesi. Tüm sezon boyunca beklenileni veremeyen Saras ve May'in ekstra katkısı bugün işimizi çok kolaylaştırdı. Ömer'in ve Tomas'ın da tam ihtiyaç duyulan yerde yaptıkları kritik katkı da maçı bize çeviren etkenlerden.

Seriyi 2-0'a getirip büyük avantaj yakaladık, ayrıca bu sene oynadığımız üç Efes maçını da kazanarak Efes'e karşı ciddi bir psikolojik avantaj elde ettik. Bundan sonra Efes'in bizi üç kez arka arkaya yenmesi çok zor ama tabii tedbiri elden bırakmadan Cuma bu seriyi bitirmek lazım.

Spormax'in absürt ötesi spikerinin maç sonrası röpörtajında Ufuk Sarıca'ya sorduğu "artık seyirci avantajı sizde taraftarlarınıza ne söylemek istersiniz" sorusuna aldığı "açıkcası öyle bir avantajımız olduğunu düşünmüyorum bizim Fenerbahçe gibi yerleşik bir seyircimiz yok çünkü" cevabı da son derece komikti. Ufuk Sarıca'nın gaza gelmeden doğruyu şak diye söylemesi ne kadar güzelse böyle saçma sapan bir soru soran basketboldan bihaber sunucu kızımızın durumu da o kadar trajikomikti.


0 comments:

Yorum Gönder