Büyük bir gümbürtü var bu sokaklarda
Gazete sayfalarından taşıyor sesleri; televizyon programlarından, radyolardan, dava dosyalarında dinlenen konuşmalardan. Meclis Başkanları konuşuyor; Kulüp başkanları, sekreterleri, ortak basın açıklamaları, mafya babaları çıldırmış gibi. Aklını kaybetmiş bu kalabalığın ortak dili Türkçe, cümleleri küfür, iddiaları yalan, delilleri komplo teorisi.
Belediye Başkanları "Fenerbahçeliliğimi dondurdum, bu sene şampiyon olamayacak" diye bağırıyor. Zamanında Fenerbahçe'de kaleci olmuş bir futbolcunun gol yemesinden bin teori uyduran taraftar, Ankara'da Fatih Tekke için pankart açıyor, tam bir hafta sonra bir anda sevdası Rıza Çalımbay oluyor.
Genel Başkanları İsviçre'de 8 hesabı olduğu iddia edilince iftiracılar, yalancılar diye köpüren partinin milletvekilleri, televizyon kanallarında "duyum" üstüne açıklama yapıyor "yalansa nasılsa ortaya çıkar" pişkinliğine hızla geçiyor. Meclis Başkanları "Trabzon'un Şampiyon olmasını istiyorum" diye bağırıyor, iki haftada bir kere. Ezeli rakibin takım kaptanı katılıyor koroya, canlı yayında.
Gençlerbirliği futbolcularının "Trabzon için oynadık" sesi, Karabüksporlu bir futbolcunun "saha içinde de iyi oynuyorlar saha dışında da" iftirasına karışırken, bir hafta sonra, Sivasspor'un Fenerbahçelilere ayırdığı tribüne kadar bulaşıyor yöneticilerin dilleri.
Ceza sahası içindeki açık müdahaleye penaltı çalınmasına "şaibeli" diyenler, Burak Yılmaz'ın ceza sahası dışında verilen penaltısında havaya zıplayanların ta kendisi.
Tam 10 sezondur yüzü kızarmadan Fenerbahçe'nin federasyonu, medyayı, hakemleri ve kuzey deniz saha komutanlığını parmağında oynattığını iddia eden, su testisi kriteri Hıncal, Darth Sidious tonuyla bağırıyor yeniden "penaltılar penaltı değil, Fenerbahçe'nin şampiyonluğu önceden belli."
Küme düşmeyeceği 31. hafta kesinleşenle, 17'de 17 parolasıyla yola çıkıp ilk 5'e gireninden, Fener maçında savunma öncelikli olarak sahaya çıkıp Trabzon maçında "açık futbolu" tercih edene kadar hepsinin ağzında delirmiş kelimeler.
Gümbürtüyü duyuyor musunuz?
Bu sarı lacivertin gelişinin paniği.
Gökkubbeyi yere indirseler, bastığımız toprağı bir halı gibi ayağımızın altından çekseler, ayı gümüş, güneşi altın diye önümüze serseler bir kez olsun dönüp bakmayacağız.
Anasını sikin diyen Mafya babalarının, İBB maçında 60.000 kişiye oynadığı zaman susan ama takvim Sivas olduğunda konuşan genel sekreterlerin, "saha içinde de saha dışında da iyi oynuyor" sözünden "deplasmanda da iyi oynuyor" sözünü çıkartan ancak "biz futbolu böyle oynarız" yazısından "yani nasıl oynarlarmış, ne demek bu" diye komplo teorisi yaratan zihniyetlerin inadına,
Şampiyon olamasak da, olmasak da, kupanın yanından geçemesek de,
Ben diyorum ki hüznümüzü gönlümüze bastırıp gururla duracağız karşınızda,
Bu manyak, bu akıldışı, bu ahlak dışı, bu rezil dünyanın tam ortasındayız bizler, işte aldığımız formalar kardeşim, işte gördüğümüz şampiyonluklar, işte bir Denizli maçından sonra kalbimize dercettiğimiz gözyaşlarımız var.
Çok acı gördük, çok büyüklük gördük, çok yükseldik ve düştüğümüz de oldu, hep daha iyi oynasınlar istedik, hep daha çok gol atıp yensinler. Yetmedi bize kardeşim 3-5, 6 olunca 10'u istedik.
Siz baktığınızda kahrolursunuz, bizin gönlümüzde Alex'in Ankaragücü'ne attığı gol değil, sanat. Orada heykel gibi bir duruş var, Michalengelo'nun Davud'u, orada topun inişi iniş değil, Van Gogh'un fırça darbesi, arkasından yükselen tezahürat değil, ses değil, gönüllerinizi yakan, gözlerinize yaş düşüren, Mozart'ın requiem'i.
Sarı lacivert çubukluyla çıktı mı bu çocuklar sahaya, oynadıkları top değil, sevgimiz, heyecanımız, çünkü iyiler de kazanır lan bu dünyada. Küfürlerinize rağmen kazanırlar, ağzınızı işgal edip dudaklarınızda iftira olan hırsınıza rağmen kazanırlar, Devlet Bakanlarınıza, nüktedan Başkanlarınıza, TBMM Başkanlarına, Büyükşehir Başkanlarına, her şey mübahtır anlayışınıza rağmen kazanırlar.
İpinden kopmuş komplo teorisyenleriyle çizdiğiniz algı gümbür gümbür sallanıyor ya her golde,
Lugano'nun vurduğu top fileye değil de, hepinizin hayallerine giriyor ya hani, geminin limana girişi gibi,
Mızrak gibi kalkıyor ya binlerce kol, onlar kol değil Davud'un Calut'un alnında patlayan sillesi.
Gümbür gümbür geliyoruz. Öyle afilli. Bembeyaz şortlarımız, bembeyaz çoraplarımız, simsiyah kramponlarımız yemyeşil çimlere her değdiğinde, titretiyoruz hepinizi, "yine kazanacaklar" diye.
Çünkü tam bitmişti derken kalkabilir Fenerbahçe. Malatya'ya yenilmesiyle dalga geçerken boğazınıza dizer Arena'da, İnönü'de, 19 Mayıs'ta, Atatürk Olimpiyat'ta, iki haftada bir Saraçoğlu'nda.
Çünkü top oynuyoruz kardeşim biz. 7 kişi 8 kişi 70 dakika kapanan takımlara karşı 90. dakikanın uzatmasının son saniyesinde didiniyoruz hala.
Çünkü manyaklığınızla uğraşıyoruz, yumruk atan adamları bağrınıza basmanızla, sahaya rakı şişesi atan adamları unutturmanızla, 17 yaş altı takımını kendi evinde dövenleri sahiplenmenizle, berabere kalan bir maç sonrasında maçta oynamayan bir takımı suçlayacak başkanlarınızla, hıncalınızla, ermanınızla, ağaoğlularla, evdeki son maçında bilet almayıp bir hafta boyu komplo teorisi kuran taraftarlarınızla, kafamıza attığınız mermerle, 5000 kişi sahayı bastığında "bahane arıyorlar" tiynetindeki başkanlarınızla, başka adamın formasıyla sporcusunu sahaya çıkartıp bunu herkese yedirmeyi bekleyen yöneticilerinizle, kimsenin kıymet vermediği gazete yazarlarınızla.
Şampiyon olmayalım,
Sarı laci sahaya çıktığında gümbür gümbür sağır ediyor ya kulaklarınızı, titriyorsunuz ya kupaya elimiz değecek diye, biliyorsunuz ya iyi olduğumuzu, her maçı izleyip kahroluyorsunuz ya, yalanınız, iftiranız son sığınağınız olduğunda bizim hala gözlerimizi yaşartan Alex'imiz var ya,
Mutluyuz yahu?
Biliyoruz kimin iyi kimin kötü olduğunu,
Görüyoruz kimin iftira attığını ve kimin iftiraya maruz kaldığını,
Duyuyoruz emek harcayanları ve emeği şikeyle, şaibeyle karanlığa boğmaktan haz alanları,
Umut kuruyoruz, hayal ediyoruz, bu pisliğin içerisinde güzel bir maç daha bekliyoruz,
Boğazınızdan geçmiyor ya hiçbir golümüz,
Gümbür gümbür geliyoruz.
Duyuyorsunuz, sokaklarda, caddelerde, gittiğiniz her yerde.
Önce uzaktan geliyor, sonra evinizin içinde, bir patırtı, karmaşa, gökgürültüsü gibi bir anda:
Fenerbahçe. Fenerbahçe. Fenerbahçe. Fenerbahçe.
Hiç böyle sevmediniz be kardeşim, İzmir'in alsancağında sarı lacivet bayraklar olacak pazar günü, aynı Sakarya'da, Düzce'de meydana asılacağı gibi. Sivas festival yapacak o gün, aynı Ankara'nın Kızılay'ında formalı çocukların güleceği gibi.
Babalar oğullarına forma alacak o gün, Lefter'i anlatacak bir kere daha, küçücük kızlar Alex'i izlemek için geçecek televizyonun karşısına, Kayseri'de 55 yaşında bir adam koltuğun üstüne çıkacak uğuru bozulmasın diye, Atina'da bir Fenerbahçe'li Hz. Meryem'den yardım dileyecek, Trablus'ta bir adam Allah'a dua edecek o gün. Şam'dan Bosna'ya, Bakü'den Edirne'ye kaç dilde yakaracaklar rablerine,
Gümbür gümbür geliyoruz,
Yapayalnız, tek başına, birbirinin halinden anlayanlarla, gökte uçan uçurtmaya bakar gibi balkondan sallanan bayrağa bakanlarla, sokakta Niang diye bağıran çocuğun neşesiyle, sağ kanattan bindiren Gökhan Gönül'ün teriyle, bağırmadan çağırmadan, iftira atmadan, kalbinden geçeni saklamadan,
Şampiyon olmak için geliyoruz.
Oradayız. Tam karşınızda.
19 Mayıs 2011 00:42 Bu yorum yazar tarafından silindi.
19 Mayıs 2011 00:48
Inanilmaz yazi, inanilmaz durumdayim.. Canim Fenerbahcem..
19 Mayıs 2011 00:51
Sağolasın, varolasın. Gözlerim doldu, gururlandım, hiddetlendim, sevdalandım. Bu camianın bir parçası olmak... Anlatılamaz. Yaşa Fenerbahçem!
19 Mayıs 2011 01:14
mükemmel bir yazı!hakkınızı vermek lazım gerçekten gönlünüze, fikrinize, yüreğinize sağlık!!
19 Mayıs 2011 01:16
bir sürü cümle denedim hiçbiri olmadı,
üstüne söz söylemek gereksiz.
bir başka taraftarın anlayamacağı şekilde, çok mutluyum, çünkü ben zaten şampiyonum.
19 Mayıs 2011 01:18
hocam harikasın ya
19 Mayıs 2011 01:19
cok guzel yazi. formalarimiz ve bayraklarimiz hazir pazar gununu iple cekiyoruz. ispanya'dan sevgiler.
19 Mayıs 2011 01:22
brehhh.. yazıyı oku, hizaya gel .. ellerine, yüreğine, klavyene sağlık :)..
19 Mayıs 2011 01:29
böyle yazmalı, fenerbahçe olunmalı. diline, zihnine sağlık aethewulf.
19 Mayıs 2011 01:34
Bu yazıyı bizim takım futbolcularına okutmak lazım.
19 Mayıs 2011 01:56
Ben böyle yazı okumadım, çok kıskandım.
Bi de çok mutlu oldum be...
19 Mayıs 2011 02:13
harika bir yazı olmuş yüreğine sağlık son zamanlarda okuduğum en güzel yazı
19 Mayıs 2011 02:48
Hocam naptin sen ya...harikayi birak efsane bi yazi olmus...ellerin dert görmesin...
Evet oradayiz !
19 Mayıs 2011 03:01
yazı da fener gibi gümbür gümbür vallahi, imbat gibi serinletti, kış ortasında doğan güneş gibi ısıttı. ellerin dert görmesin kardeşim...
19 Mayıs 2011 03:10
üstümde lefter forması sag elım sol gogsumde bı solukta okudum yazıyı.
elıne yuregıne saglık.
helal olsun.
19 Mayıs 2011 03:22
abi gece gece moda soktun, eline yüreğine sağlık.
19 Mayıs 2011 08:47
bunun adı his tercümanlığı ağzınıza elinize sağlık...
19 Mayıs 2011 08:55
Abi yazın her zamanki gibi muhteşem başka kelime yok söylenecek. Ah bi de ekşi de yazsan fenerbahçeyle ilgili yazılarını ne güzel olur.
19 Mayıs 2011 09:13
Bu sezon okuduğum en güzel Fenerbahçe yazısı. Birisi bunları böyle güzel ifade edebilmeliydi. Günlerce böyle bir yazı aradım her yerde. Eline sağlık.....
19 Mayıs 2011 09:45
Bu güzel yazı için teşekkürler. Şampiyonluk herşey değildir.. Herkes şampiyon olabilir ama herkes FENERBAHÇE olamaz..
19 Mayıs 2011 10:26
Bravo!!! Ne bir şey diyebilirim, ne de yorum yapabilirim.Söylenecek her şeyi söylemişsin.
Fenerbahçeli olmakla bir kere daha ölesiye mutlu oldum.
19 Mayıs 2011 10:29
eline yüreğine sağlık gene müthiş gene mükemmel
19 Mayıs 2011 10:31
Mükemmel mükemmel mükemmel.
Ellerinize sağlık.
19 Mayıs 2011 10:52
Budur....
19 Mayıs 2011 10:59
Nefisti..
Seven yüreğine, söyleyen diline yazan eline sağlık.
19 Mayıs 2011 11:09
Ellerine, yüreğine sağlık...
19 Mayıs 2011 11:28
allanı seveyim aethewulf...
19 Mayıs 2011 11:34
Sabah sabah tuylerimi diken diken ettin..!! Helal olsun, eline, diline yuregine saglik..! Izninle kendi blogumda paylasiyorum..!!
19 Mayıs 2011 11:40
Hani Klüp yönetimi sonra açıklamaya yapacağı diyor ya.
Al bunu virgülüne dokunmadan açıkla.
Yüreğine sağlık
19 Mayıs 2011 11:56
Hocam süper bir yazı,ellerine yüreğine kalemine sağlık!
19 Mayıs 2011 11:56
cama çıkıp bağırmamak için zor tutuyorum kendimi:
"...seeeniiinnn sevgiiinnn buuuu dünyaaaadaaaa..."
19 Mayıs 2011 12:09
Sabah sabah gözümden yaş akmasına sebep oldun ya, alacağın olsun! Ellerine, yüreğine, emeğine sağlık.
Teşekkürler.
19 Mayıs 2011 12:19
vay vay bu nedir ya? dehşet. üstat yine harikasın.
19 Mayıs 2011 12:22
gerçekler buradadır (nokta).
19 Mayıs 2011 12:27
Cok güzel bir yazi, ellerine saglik.
19 Mayıs 2011 12:28
.
19 Mayıs 2011 12:31
Her cümlede içim titredi...İyi ki Fenerbahçelisin,İyi ki Fenerbahçeliyim....
19 Mayıs 2011 12:35
Bıraktım şampiyonluğu felan, Fenerbahçelilerin yüreğinden geçen ne varsa yazmışsın,üstüne bir kat daha eklemişsin,muhteşemsin
19 Mayıs 2011 12:46
Efsane bir yazı olmuş. ellerine sağlık...
19 Mayıs 2011 12:46
gözyaşlarımı zor tuttum içimde. Fenerbahçe sevgisi ve büyüklüğü bu kadar güzel anlatılamazdı. Yazdığın her bir harfe binlerce kez helal olsun.
19 Mayıs 2011 13:02
Gözlerim dolarak okudum yazınızı. Her yönüyle o kadar güzel anlatmışsınız ki Fenerbahçe taraftarının yaşadıklarını ve yaşattıkların. Duygularımıza terciman olduğunuz içib teşekkür ederim.
19 Mayıs 2011 13:04
anlayamadılar, anlayamıyorlar ve anlayamayacaklar gerçek sevdanın tadını...
19 Mayıs 2011 13:06
budur... fenerbahçeli olmak ve yaşamak...
19 Mayıs 2011 13:23
Sen ne biçim bir insansın...Gözlerinden öpüyorum...
19 Mayıs 2011 13:39
İslam Çupi - 19 Mayıs 1974 : "Şampiyon olmak mümkün‚ Fenerbahçe olmak imkansız"
19 Mayıs 2011 13:50
Onlar palavralarıyla avunadursunlar, Alex koşmuyor desinler, son anda şampiyonluk kaybettiniz deyip son anda ligde kaldıkları gerçeğini örtmeye çalışadursunlar, biz Pazar günü sadece futbol ve Fenerbahçemiz için sokaklarda olacaz. Teşekkürler hocam, ellerin dert görmesin.
19 Mayıs 2011 14:01
her fenerbahçelinin içinden geçenler, her eziğin bildiği ve ağladığı gerçekler, güzel bir harman ve efsane bir yazı.
ellerine sağlık üstad.
19 Mayıs 2011 14:30
en içten sevgilerimle...
19 Mayıs 2011 15:02
Hayınsın zalımsın Aethewulf! Fenerbahçeli'nin kalbini biliyorsun ağlatıyorsun
19 Mayıs 2011 15:14
tüylerim diken diken . .
gümbür gümbür geliyoruz !
19 Mayıs 2011 15:19
Aethewulf ne yaptın abi sen yaa.Dilim tutuldu,gözlerim yaşardı. TEK BÜYÜK FENERBAHÇE!
19 Mayıs 2011 15:23
kalbimizi ayaga kaldirdin,
kendilerini her firsatta "piyon" olarak gorenlerle
kendilerini sadece "sampiyon" gormek isteyenlerin arasindaki bir mucadele bu.
biz sampiyon olmak için geliyoruz. gumbur gumbur.
-canina degsin-
19 Mayıs 2011 15:28
aethewulf nettin mubarek? muhteşem olmuş
19 Mayıs 2011 15:33
Gözlerim doldu. Boyle bir yazi gormedim ben daha.
Ahaha ne yorum yazacagimi sasirdim. Cidden tüğlerim diken diken oldu gözlerim fena doluktu...
Hala FENERBAHÇE. Şampiyonluk bizim...
19 Mayıs 2011 15:38
helal olsun, mükemmel yazı.
19 Mayıs 2011 15:39
Abi söyleyecek kelime bırakmamışsın...
19 Mayıs 2011 15:58
Böyle bir yazı olamaz. Helal olsun her bir kelimesi, her bir harfi için. Teşekkürler ve tebrikler.
19 Mayıs 2011 17:20
Bu yazi BUYUK FENERBAHCE'nin taraftari olma gururunun bir vesikasi olarak basucumuzu susleyecek bir saheser, ayni zamanda FENERBAHCE dusmanlarinin yuregini saran korkunun en guzel, en anlamli ifadesidir. Eline yuregine saglik aethewulf. Boyle bir yaziyi yazmak ancak senin gibi kalem ve kelam ustasina nasip olurdu.
19 Mayıs 2011 17:25
Okudum; okuduğum yazıdan da, gönül verdiğim renklerden de gurur duydum. Helal olsun Aethewulf ayakta alkışlıyorum seni!
19 Mayıs 2011 17:33
Gökhan Gönül'ün facebook sayfasına yazının linki koydum ama tüm takımın bu yazıyı okuduklarından emin olmalıyız. Sizler de bu linki twit, face'ini bildiğiniz futbolcularımızın adresine gönderin lütfen.
19 Mayıs 2011 17:45
Abi süper olmuş yaa.. Tamm Kapakk yazısıı.. ağzına sağlık
19 Mayıs 2011 20:27
Şimdi bu yorumu yazacam ama biliyorum yukarda ismimin yanında DEDİ Kİ yazacak..
Halbuki diyecek başka birşey kalmadı bu yazıdan sonra..
Gerçekten geliyoruz.. sanki pazar günü kurulacak ve ilk maçına çakacak bir takım gibi.. ve ilk maçında Şampiyon olmak isteyecek bu takım !!!
19 Mayıs 2011 22:34
Teşekkürler çok güzeldi
20 Mayıs 2011 08:01
oyunun güzelliğine hürmeten..
20 Mayıs 2011 09:56
Şu yazıyı okuyup da duygulanmayan yoktur, mağdur edebiyatı değil bizimkisi, hiçbir zaman da mağdur olmadık ama hep mağdur edilmeye çalışıldık! Yediler bitirdiler kendileri bir tek biz kaldık ayakta...
ÇUBUKLU CANDIR, ÖMÜR BOYU HEYECANDIR..teşekkürler
20 Mayıs 2011 11:24
İş yerinde göz yaşlarımla okudum yazınızı. Abartıyor muyum diye sorarken kendime şimdi az bile seviyormuşum diyorum FENERBAHÇEMİZİ
20 Mayıs 2011 12:08 Bu yorum yazar tarafından silindi.
20 Mayıs 2011 14:31
Mükemmelsin. İzninle blogumda paylaşıcam. izin vermesende paylaşıcam. Bu yazıyı herkes okumalı. Futbolculara bu yazıyı okutmalıyız. Chemedya ( Ahmet Ercanlar ) bunu sen başarırsın....
Tek kelimeyle mükemmel..
20 Mayıs 2011 15:50
Diken diken oldu tüylerim..
Kalemine sağlık üstad..
20 Mayıs 2011 18:15
Bir kere de buradan yazayım: muazzam bir yazı. Göz yaşartan cinsten.
20 Mayıs 2011 19:11
Eline kalemine yüreğine sağlık ...
20 Mayıs 2011 19:39
Bu yazıyı okudum ve odamın en güzel yerine asılı olan o muhteşem renkli atkıya dakikalarca baktım .. Bu hazzı başka ne verebilirdi ki .. Eline yüreğine sağlık babacan .. Heryerinden öpüyorum ((:
20 Mayıs 2011 22:21
Bu mudur??? Budur!!!
21 Mayıs 2011 10:38
Her cümlesini tekrar tekrar okuyorum gözümde ki yaşı tutamıyorum. Sanat eserini yazan arkadaşımıza saygılar.
21 Mayıs 2011 14:04
Formamızı giyip izleyeceğiz maçımızı uzaklardan. Milano'dan sevgiler...
21 Mayıs 2011 14:28
çok güzel bir yazı olmuş tebrikler..
21 Mayıs 2011 15:28
Özenle seçilmiş kelimelerle son derece akıcı yazılmış bir yazı. tebrik ederim.
Aşağıda biri Beşiktaş diğeri Galatasaray ile ilgili iki yazının linkini vermek istiyorum.
İki kulübünde Fenerbahçeye benzemeye başladığı yanları olduğunu düşünüyorum. Yazıları okurken ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Beşiktaş ve transfer politikaları: http://footballent.blogspot.com/2011/02/beklentiler-yuksek-hocam.html
Galatasaray ve taraftar çehresi:
http://footballent.blogspot.com/2010/11/yine-taraftar.html
Adet yerini bulsun diye (!) not: Arsenalliyim :))
21 Mayıs 2011 15:46
çok abartıyorsunuz ya. her sene bi takım şampiyon oluyo sonuçta. rakibinin şampiyon olmasını istememek kadar doğal bir şey var mı. manchester liverpool u geçti diye neredeyse londra nın otasına gidip göbek atacaktı normal olan bu. real madrid barcelona dan bi kupa çaldığı için bayram yaptı normal olan bu. ne yani beşiktaş, galatasaray, trabzon son saniyede şampiyonluğu kaybetse siz dalga geçmiyecek misiniz? baros un, burak ın, quaresma nın gol atmasını hiç mi önemsemiyosunuz?
şurada iki takım da 82 puana ulaşacak. nasıl bir direnç nasıl bir azim !! helal olsun iki takımın oyuncularına da!! ama bazıları saçma sapan şeylerle uğraşıyor. yok "o ona yatmış, bu buna maçı vermiş, şu şuna selam vermiş yemek yemişler" falan filan. saçma sapan şeyler. herkesin bi hesabı var, hırsı var, onuru var. herkes çıkıyo maçını oynuyo. bu kadar basit
ayrıca bunların hepsini geçtim bana ne kim şampiyon olmuş olmamış. Ne yapacak seneye ülkeyi temsil etmek için o önemli. hangi takım ülke puanına ne kadar katkı yapacak o önemli.
artık bu hikayeleri geçelim bence
22 Mayıs 2011 01:29
Aşk Budur
Aethewulf'un duygularını çağlatan
Okuyan her fenerli yüreği ağlatan
Yazan tamam da, yazdıranı anlatan
Başka bir söz var mıdır acep,
Ondan başka sevda var mıdır acep...
23 Haziran 2011 15:56
şu ana kadar okuduğum en güzel blog yazılarından. eline, emeğine sağlık aethewulf.
19 Mart 2013 10:54
Ayda bir buraya gelir nu yazıyı okurum çok güzel bir yazı.