Akıllarını Kaybettiler: Korcan
Deli gibi yağmur yağmış, top kaygan, çimler kaygan, futbolcular dahi kayarak yere düşüyorlar. Dakika 41, Selçuk Şahin şu yukarıdaki vuruşu yapıyor. Topun kalecinin elinden veya yerden kayması son derece muhtemel. Ne oluyor? Top gerçekten de kayıyor filelere giriyor. Millet aklını kaybetmiş neredeyse Korcan'ı vatan haini ilan edecek. Şike yapmış, Aziz Yıldırım'dan para almış da ondan topu kaçırmış. Bu hale geldiler. Bu kadar büyük iddiaları bu kadar kolay sarfedebiliyorlar.
Korcan'ı neredeyse idama getirecek an bu an. Topu kaybetmiş. Bir kaleci nasıl topu tutamazmış. Hepsinin ağzında aynı büyük kelime: şike. Ucuz adamlarla rekabet ediyoruz, ucuz insanlarla, basit bayağı yaratıklar da var karşımızda. Biri insanı bu kadar kolay şerefsizlikle, onursuzlukla suçlamak Fenerbahçe nefretinin gözünü kör ettiği insanlar için bile büyük bir adım.
Çünkü kardeşim ıslak zeminde insanların ayağı kayabilir, ıslanan top demirin mıknatısa yapıştığı gibi yapışmayabilir, buyrun Buca - Trabzonspor maçı, gol atıldıktan hemen sonra başlayan Trabzonspor atağında Umut Bulut koşu yapıyor, engelleyecek defans oyuncusunun ayağı kayıyor Umut'un açısını düzeltiyor.
Korcan'ı böyle yargılayanlar, Buca'da bulunan bu gol karşısında ne diyecekler?
Bundan bir kaç sene evvel, bu sefer Galatasaray maçı, Selçuk gene bayağı uzak bir mesafeden topun başına geçiyor, sonuç şöyle:
Allah aşkına Galatasaray kalecisi de mi Aziz baba'dan para alıyor, şike yapıyor?
Böyle ruh hastalarının arasında şampiyon olmak, bunca kötü düşünen karanlık kalpli adamın tüm yaptıklarına rağmen 82 puan toplamak bir Fenerbahçe'nin başarabileceği bir iş. Nefret Koalisyonunun saha içinde, saha dışında kurduğu tüm organizasyonlara böyle bir cevap verebildiğimiz için de gurur duyuyoruz.
23 Mayıs 2011 21:37
Volkan'ın yediği 2. gol de ıslak zeminin azizliği idi. O gole bi şey yakıştırmıyorlar mı?
23 Mayıs 2011 22:13
Ya da 2. golün başlangıcında ayağındaki topu kaptıran Lugano ile espritüel başkan sadri Şener arasında bir bağlantıdan bahsedene hiç rastlamadım...
Hakikaten ama hakikaten futbolumuz da tüm sporumuz da biz Fenerbahçeliler de bu sığlıkları hiç ama hiç haketmiyoruz lütfen yeter artık! bi sussunlar.
23 Mayıs 2011 22:54
Bir de suçlayan Beşiktaş'lılar var, bu adam kendi alt yapılarından yetişme, hala futbolcuları, insan az biraz utanır kendi elinde yetişmiş futbolcuyu maç satmakla suçlarken. Volkan Babacan'ı harcadılar yetmedi sıra bu çocuğa geldi, Can Arat daha kötüsünü yaptı geçen hafta, kimseden ses çıkmadı.
23 Mayıs 2011 23:04
patron , galatasarayliyim ama bu kadar da ayip yani. yok elinden bilerek kacirdi falan artik ayip oluyor, yani elalem nelerle ugrasiyor , biz nelerle ... hani taktik , hani teknik , hani hocalar hani oyuncular hani performanslar ....
her seye bir sey yakistirmalar ... abi Ahmet cakar erman toroglu reha muhtar- serhat ulueren zihniyeti butun futbolseverlere hakim olmus ... yani esas suclanmasi hakkinda yazi yazilmasi gereke bu adamlar ve bunlari futbol yourmcusu olarak kabul edip boyle basit tartismalara giren yurdum insani .. iğreniyorum yani ..
galatasarayliyiz ama , biz sampiyon olsak da ayni muhabbet olacak fener olunca da , birakalim herkes keyfine baksin , sampiyonlugun tadini cikarsin...
ahmet cakar ve sa arkadaslarini istemiyoruz arkadaslar.....
23 Mayıs 2011 23:51
neredeyse 1 yıldır bloga bir şey yazmıyordum, çok benzer seyler yazdım bugün. beni de delirttiler. ne çok sayko varmış.
24 Mayıs 2011 01:14
26‚ 1:16 ve 2:27. saniyelerdeki golleri izleyin.Yine Korcan, bu adam hata yapıyor zaten.
http://www.youtube.com/watch?v=JrR05Iiu5CE&feature=related
24 Mayıs 2011 02:46
18de 17 yapmış takımla niye uğraşırsın hala. anlamadım. en geç 2 ay içinde yeni sezonun havasına girip yeni senaryolar üreteceğiz nasıl olsa.
24 Mayıs 2011 02:54
selçuk'un galatasaray'a (leo franco'ya) attığı gol belirttiğiniz gibi "bundan birkaç sene evvel" değil, geçtiğimiz sezonun ikinci yarısındaki maçta atılmıştı. o kadar yakın bir zamanda yani.
24 Mayıs 2011 03:56
Aklı başında olan hiç bir "17 takım" taraftarı Korcan'ın o golü bilerek yediğini düşünmedi zaten. Biraz zayıf karakterli birini intihara sürükleyebilecek kadar baskı ortamının oluşturulmasının şu saatten sonra Trabzon'a da faydası yok, Sadri Şener gibilerinin 20 yaşındaki bir çocuğu bu duruma soktuğu için yaşından, konumundan utanması lazım her şeyden önce.
Korcan, Hakan Arıkan gibi kaleciliği hobi olarak yapması gerekenlerden çok çekmiş bir Beşiktaşlı olarak son paragrafına kadar hemfikirim bu yazıyla. Ama işte iddia edildiği gibi diğer takımların Fenerbahçe kompleksi var ise, en rafine Fenerbahçelinin de her duruma uyguladığı bir "ben tek, siz hepiniz" kompleksi var; o da şampiyon olunan şu en mutlu günde bile blog'un dilini Antu.com "save etmek için tıklayınız" animasyonlarının tonuna çeviriyor. Bir insanın -belki de- ruh sağlığı için aynı konuyu savunabilecekken, ilk defa "1'e karşı 17" olmayacak iken, yine masaları devirtiyor, olası bir diyalog ortamını baltalıyor.
"Diyalogdan bahseden kim, biz bize yeteriz, Bobo'nu da al git" ise cevabınız, eyvallah.
Ortak noktası "yazı yazmak" olan bir insan olarak iyi niyetli bir eleştiri idi amacım.
24 Mayıs 2011 04:23
Kalten, nasil bir 1'e karsi 17 imasi gordun bu yazida veya diger yazilarda?
Haram puandan bahseden yoneticilerden, her hata yapan futbolcuyu sikeyle suclayan teknik adamlardan ve her zaman yazdigimiz Hincallardan bahsediliyor. Diger takimlarla ne alakasi var bu paragrafin veya yazinin?
24 Mayıs 2011 05:25
"Böyle ruh hastalarının arasında şampiyon olmak, bunca kötü düşünen karanlık kalpli adamın tüm yaptıklarına rağmen 82 puan toplamak bir Fenerbahçe'nin başarabileceği bir iş. Nefret Koalisyonunun saha içinde, saha dışında kurduğu tüm organizasyonlara böyle bir cevap verebildiğimiz için de gurur duyuyoruz."
Su gereksiz ulusalci gururu olmasa var ya, cok guzel olacak her sey.
Evet, Turkiye'de komplo kurmaya merakli zibilyon tane insan var. Buraya kadar tamam. Ama lutfen Fenerbahceliler, Besiktaslilar, Galatasaraylilar vs. hic komplo kurmamis/komploya maruz kalmamis gibi yapmayalim.
Besiktas iki sene once Sivasspor ile sampiyonluk icin yarisirkenki medya soylemlerini hatirliyor muyuz mesela?
Bizim insanimiz hastalikli. Bu sene daha 24. haftadan, hem Fenerliler, hem de Trabzonsporlular "O yatti, bu kalkti" hesabina girmediler mi? Ruh hastalari, karanlik adamlar her yerdeler, siyah takim elbiseli adamlar utbolun icine el birligiyle ediyorlar.
Su yazinin son paragrafina kadar altina imza atarim. Ama o son paragraf yok mu, akliselimi kapi disari ediveriyor iste.
24 Mayıs 2011 22:21
Bu ülkenin en büyük sorunu başkasından beklenen siyaseten doğruculuğun, bekleyen tarafında asla bir karşılığının olmaması. Dahası bu karşılıksızlığın hiç umursanmadan yorumlar yapılması.
yazının linki
http://eksibesiktas.blogspot.com/2011/05/sampiyon.html
Kalten'in yorumlarından alıntılar:''Fenerlileri de biraz olsun insan sanıp cevap atanda suç
Kendi kendinize yetiverin, Bilica'nızı da alın gidin''
Ayrıca Sivas maçında Alex'in yerde yatan oyuncu varken gole gitmesi üzerinden Alex'in ne kadar Fenerbahçe'ye yakıştığını belirten şöyle bir pasaj da var:
'O değil de, dünkü maçın ilk yarısında Sivas'ın sağ beki Uğur yerdeyken o-çok-centilmen-heykeli-dikilesice-efendi-ailebabası Alex'in çapraz koşuyla yerde kıvranan oyuncunun boş kalmış alanına giriş yapıp pozisyona girmesine (ve kaçırmasına) kimse hiç bi yerde bi'şey dememiş.
Şaşırmadım, tek efendi addedilen futbolcusu da bunu yapınca "yakıştı" dedim.'
Gürcan Ulusoy da katkısını esirgememiş aynı pozisyona: 'biz de evdeki arkadaşlarla izlerken keşke gol olsa dedik.
o pozisyon gol olsa idi geçen seneden beter halde olurlardı.
bilica'dan beter olurlardı.
haa, kaçırdılar da olmadılar mı o da ayrı konu.'
Böyle hissediyorken, Fenerlileri lütfedip insan sayarken, Alex'in bir Fenerliye yakışanı yapmasını bekleyip, Fenerlilerin beter olmalarını dilerken, Fenerli olmayı bir küfür haline getirirken ortaya çıkmayan siyaseten doğruculuğun bu yazının altında çıkması biraz tuhaf değil mi?
Fenerbahçe'nin kucaklayıcı olmadığını ama olması gerektiğini anlatmanın artık ne manası var ki.
Dahası bütün sezon boyunca emeği değersizleştirilen bir adamın bütün o baskıdan, neredeyse bir savaştan sonra ettiği söze takılanların, kendilerinin benzer koşullarda nasıl davranacaklarının bir muhasebesini yaptıktan sonra davranmaları gerekmiyor mu?
24 Mayıs 2011 22:41
kim ne düşünür bilmem ama ben o ilk 2 fotoğrafa bakınca Alex'in rakibi beyniyle geçişini görüyorum
25 Mayıs 2011 01:36
@nadas
Onları söyleten yorumları da buraya kopyala hep birlikte tartışalım istersen.
25 Mayıs 2011 02:23
25 Mayıs 2011 02:33
@kalten
ne diyorum yorumumda, dünyadan beklediğini kendin vereceksin. dünyanın nasıl bir yer olmasını istiyorsan önce kendin olacaksın. sorun olarak işaret ettiğim ise bu topraklarda herkesin kendi 'olumlu' kimliğini başkasının 'olumsuzluğu' üzerine inşa ediyor olması. yani, başkalarının hatalarına işaret ederek kendimizi doğru sayıyoruz. alıntıların amacı buydu.
sen, sana 'fenerlileri insan sayma' gafletine düşüren yorumları kendin kopyalarsın. bütün fenerbahçeliler akıl izan sahibi yorumlar yapıyor demedim. ama izansızlığa aynı izansızlıkla cevap vererek etik bir tartışmanın tarafı olunamaz.
dahası,kendine karşı eleştirel olmayan hiç bir dilin başkasını eleştirmek için bir dayanağı olamaz.
bütün fenerbahçeliler demişken, herkese david hume'la başlayan, bilim felsefesinde önemli bir mesele olan tümevarım problemi ile ilgili yazılanları tavsiye ediyorum...
25 Mayıs 2011 11:57
@nadas
http://papazincayiri.blogspot.com/2011/05/nefret-koalisyonunun-nedenleri.html
Doğrudur, o yüzden şuradaki yorumumda militanlaşan kesim derken kendimi de grubun içine katıyorum. Taraftarlık zaten irrasyonel bir duygusal durum, kolay-kolay açıklanamıyor, özellikle Türkiye gibi bariz sosyal statü veya etnik grupların taraftarlığı açıkça belirlemediği yerlerde aradaki çizgiler iyice belirsizleşiyor. Belki biraz din gibi, çoğunlukla içine doğuyorsunuz, ve inandığınız şeyin mantıksız olduğunu iddia edenle anında kavgaya giriyorsunuz.
Yine de bu işten para kazananların (veya parasını ortaya koyanların) eğer profesyonel ise, bunları yapmaya hakkı yok. Özellikle fair-play ruhunu marketing olarak kullananların hiç hakkı yok, çünkü kendi marka değerini düşürecek olan da bu hareketler. Yani taraftarlık irrasyonel, ama profesyonellikte irrasyonelliğe yer yok. Diğer türlü milli takım futbolcusu Gökhan Gönül'ün yaptıklarıyla Türk futbol camiasında hiç bir yeri olmayan benim blog yorumum aynı kefeye konmuş olur, komik olur.
Neyse, seviyeli tartışma için teşekkür. Fena olmayan bir felsefe geçmişim ve arşivim var. Belki de konu futbol değil felsefe olursa oturur konuşur, daha iyi anlaşırız.