Küllerinden Doğan Şampiyon



Dünyanın en dengesiz takımı, Fenerbahçe erkek voleybol takımı, bir kez daha şampiyon. Son dört yılda üçüncü kez üst üste ikinci kez favori olmadan girdikleri play-off'da bütün beklentileri aşarak hepimizi bir kez daha şaşırtmayı başardılar.

İlk kez bu kadar yoğun bir seyirci önünde başa baş başladı maç. Bloklarda etkinlik sağlayamayınca ikinci teknik molaya kadar skorda kopma olmadı. 17-17 iken Agamez'e çıkan önce sarı sonra kırmızı kart, ardından Ahmet ve Hüseyin'e çıkan sarı kartlarla set bir anda oyun oynanmadan 21-17 oldu durum. Tam işler bizim lehimize giderken Coskoviç'in ayağı burkuldu, seti 25-20 kazandık ama Coskoviç'i kaybettik. Tam o an bir flash-back'le İstanbul B.Ş.B ile oynanan final serisinin ikinci maçına Arslan'ın sakatlandığı pozisyonu hatırlayıp bir eyvah çektim. Arslan'ın sakatlığı sonrası 1-0 önde olduğumuz seride moralman çökmüş ve seriyi 3-1 kaybederek şampiyonluğu kaybetmiştik.

Coskoviç'in yerine oyuna giren Soner Mezgitçi, savunmada Coskoviç'ten daha etkin bir performans çizerek endişelerimizi giderdi. İkinci sete çok iyi başlayıp 8-4'le ilk teknik molaya önde girdik. Ivan ve Marshall'ın etkinliklerini arttırmaları, Soner'in iyi servisleriyle ikinci teknik molaya da 16-11 önde girdik. Savunmada tüm sene boyunca gösteremediğimiz kadar gayret gösterince ve Agamez de maçtan kopunca seti kolaylıkla 25-17 alıp 2-0'ı bulduk.

Üçüncü sete yine çok etkin başlayıp Marshall'ın servisleriyle 8-3'ü bulduk. Taraftarın şampiyonluk havasına girmesi oyuncuların özellikle savunma çabasını çok üst düzeye çıkardı. İkinci teknik molaya doğru 3-0'lık bir seri yaparak Arkas biraz farkı kapatır gibi olsa da ikinci teknik mola sonrası arka arkaya bloklarla fark bir anda açıldı. Moralman oyundan tamamen düşen Arkas'a karşı her topa atlayıp zıplayan Fenerbahçeli oyuncular farkı giderek açtılar ve 25-16'lık sonuçla bu seti de kazanıp final serisini geçen yılki gibi süpürerek şampiyon oldular.

Castellani'ye ayrı bir parantez açmak lazım. Takıma geldiğinde oyuncular arasındaki sürtüşme zirveye çıkmış, takımı sahiplenme konusunda problem bariz olarak sahaya yansımıştı. Arslan ile Marshall arasında ve İvan arasında bir türlü istenen uyum yakalanamamış takım özellikle geriye düştüğünde en ufak bir kazanma refleksi göstermemekteydi. Castellani normal sezonda gelene geçene yenilen, play-off'ta nal toplayan Galatasaray'a bile iki kez kaybeden bu takımı ayağa kaldırdı. Play-off yaklaşırken yavaş yavaş toparlanan takım, Türkiye Kupası finalinde Arkas'a çok ufak farklarla 3-2 kaybederken düzelme sinyalleri veriyordu. Belediye ve Ziraat serilerinde özellikle İvan'ın omuzunda serilere tutunan takım, Arkas serisinde bütün oyunculardan verim almaya başlayınca sonuç beklenenden daha kolay geldi.

Final serisi sonunda bireysel ödüller verilirken Ivan'a hiç bir ödül verilmeyişi komedi. Marshall'a verilen MVP ödülü açık ara Ivan'ın hakkıydı. Koskoca voleybol ligi şampiyonuna verilen kupa da tam anlamıyla rezalet. İnsan adam gibi bir kupa yaptırır, her evin vitrininde bulunabilecek büyükçe bir vazo benzeri şeyi kupa diye vermek ayıp.

Bu sene büyük sıkıntılardan geçen ama yine en zor yerde ayağa kalkmayı beceren, kendilerinden bu sene umudu olmadığını açıkça beyan eden ben dahil bütün Fenerbahçelilere sözlerimizi yediren takıma tebrikler. Kişisel çekişmeleri bir yana bırakıp hırsını takımın emrine verdiğinde ülkenin en iyi pasörü Arslan'a, sezon içindeki performansıyla Guiza'dan sonra en büyük palavra dediğim ama final serisinde beni utandıran Marshall'a, dünyanın en iyi iki üç oyuncusundan birisi olan Özcan Alper'in nefis filmi Sonbahar'daki Yusuf karakterine (Onur Saylak) fiziksel olarak birebir benzerliğini sadece benim keşfettiğim Korkunç Ivan'a, yine sezon başında Özkan'ı gönderip bu adam alınır mı dediğimiz Kemal Kayhan'a, takımın hırs küpü Emre Batur'a, en çok eleştirdiğim libero Serkan'a, takımın bütün şampiyonluklarını kanlı canlı oyuncu olarak yaşamış tek yabancı Coskoviç'e, en kritik yerde girip müthiş katkı yapan Soner Mezgitçi'ye tecrübeleriyle takıma katkıda bulunan Cengizhan ve Burak'a binlerce kez teşekkürler.

Voleyboldan sorumlu yönetici Hakan Dinçay benim Fenerbahçe yönetiminde sevdiğim iki üç yöneticiden bir tanesi, özellikle onun emeklerine de teşekkür etmek lazım. Kadın basketboldan sonra erkek voleybolda da kupayı getirip hasat mevsimine iki kupayla başladık. Üçüncü kupayı bu sene bizi en çok üzen kadın voleybol takımından bekliyoruz. Sonra futbol ve erkek basketbolla beşte beşle sona erecek müthiş bir bahar olması dileğiyle.

Futbol dışı sporlarda çıtayı çok yükseklere çıkardık, artık buradan geriye adım atamayız. Yeni salonla beraber Avrupa'da da başarılı olacak takımlar kurup mutlaka maçlara devamlı giden, voleybolu, basketbolu bilen taraftar sayısını arttırmak için de birşeyler yapmak lazım. Bu kulüp potansiyelinin farkına yavaş yavaş varıyor. Geldiğimiz nokta bir son değil bir başlangıç. Beş sene içinde özellikle futbol dışındaki diğer iki branşın kadın ve erkek şubelerinin hepsinde finallerde olmak artık hayal değil ulaşılabilir bir hedef.


2 comments:

  1. Adsız dedi ki...

    büyük bir zafer kazandık , Arkas ve Agamez çaresiz kaldılar .

  2. orkun dedi ki...

    Ellerinize sağlık çocuklar, ikide iki oldu :)

    Ivan'ın ödül seremonisini boş geçmesi olacak şey değildi. Zaten MVP'nin adı anons edilecekken herkes Ivan'a döndü, öne doğru yürüsün diye kenara çekildiler, filan.

Yorum Gönder