Psikoloji Bozmak


fb bjk

Şu sıralar ortalarda olmamamın sebebi tatile çıkmam. Seneler sonra tatil için İstanbul'a gelmek ilginç bir ruh haline sokuyor insanı, öyle bir turist psikolojisine girmişim ki vapurda karşıya geçerken Kız Kulesi fotoğrafı bile çektim. İlk geldiğim gün fasulyedencilerle blog ödülleri törenine gittim. Ödüllerde kopyala-yapıştır usülü çalışan bir Fenerbahçe blogunun ikinci, eskrim blogunun üçüncü olması sebebiyle okuyucularımızı kınadım. Yine de afili giysileri ile törene katılanların arasında tezahuratlarla ve yamyamlıklarıyla törene renk katan fasulyedenciler papazınçayırı için "yenilsen de yensen de taraftarın seninle, papazında çayırında seninle birlikte" tezahuratı yaptı. Gönüllerin şampiyonu olduk...

Bir sonraki gün Beşiktaş maçımız vardı. Uzun ayların ardından maça gitmek isterdim fakat 70 milyonluk bilet fiyatı öğrenci bütçemi sarsacaktı. Aynı akşam bir arkadaşım tarafından Beşiktaş'ın orta yerinde satılınca aklıma bir muziplik geldi. Gittim Beşiktaş'ın göbeğinde bir kahveye, eski usül maç izlemeye... Maç öncesi insanların yüzlerinde bir rahatlık vardı, Sivas da puan kaybetmiş, Fenerbahçe'de Gökhan Gönül stoper oynayacak, Lugano ve bunları boş geçmeyen Alex zaten yok. Eminim üç farktan aşağısına ceketini veren bile bulurdum.

Fenerbahçe ayağa pasla, oyunu ve orta sahayı kontrol ederek başladı maça. Beşiktaşlılarda hâlâ bir rahatlık var gibiydi, sanırım Fenerbahçe'nin eksiklerine ve bu sezonki performansına güveniyorlardı. Guiza alışkanlığı gereği Rüştü'nün üzerinden topu aşırınca girdikleri şekle çok gülmek istedim ama vize başvurusu için fotoğraf çektirmem lazımdı, gözlerim mor çektirmesem iyi olurdu, kafamı öne eğdim. Guiza'dan yedikleri gol öyle bir şoka uğrattı ki küfür bile edemediler. Kazma, küçük emrah, acıların çocuğu dedikleri adam dönmüş sus yapıyordu suratlarına, küfür bile edemiyorlardı. En çok da her maç izlenen ortamda bulunan heyecanlı adamı izliyordum golden sonra. Beşiktaş topu orta sahada bile alınca ayağa fırlayan eleman kafasını sandalyeye vurmaya başladı, ve ben hâlâ gülmüyordum, daha büyük bir sabır testini geçemem.

İkinci yarı Ali Bilgin asist yapınca ne olduğunu anlamadılar, ben tek kelime bile etmiyordum, hiç tepkim yoktu ama nedense yanımdaki adam beni teselli etmeye çalıştı. Beşiktaş gol atınca nedense çok sevindiler, hatta golden sonra kamera Semih'e döndü ve orada bayağı bir küfür ettiler, nedenini tam anlamadım. Ben aynı tepkisizlikle oturuyordum, sanırım "2-1 oldu yahu neden sevinsin" diye düşündüler, işte o zaman Bjk ikinci golü atmasın diye çok dua ettim çünkü onda da aynı tepkisizliği görünce foyam ortaya çıkacaktı.

Sivas kazanmış olsaydı hem izlediğim yerde hem de İnönü Stadında olaylar çıkar, küfürler dinmez, biz daha da çok eğlenirdik, fakat bu durumda bile şampiyonluk şansları yüksek olduğu için sineye çekip oturdular. BJK'nin varlık amacı Fenerbahçe'yi yenmek. Senelerdir berabere bile kalamıyorlar. Tevazuya gerek yok, Alexsiz, Luganosuz, Edusuz, Gökhan Gönül stoperli, Ali Bilginli kadroyla dalga geçe geçe yendik. Çaktırmak istemeseler de çok fena sinirlerini yıpratmış durumdayız. Eminim kupada bizi yenmeyi şampiyon olmaktan çok istemeye başlamışlardır diyordum ki biraz önce Beşiktaşlı bir arkadaşı gördüm ve bu kanaatimin doğru olduğunu bizzat onayladı. Tahir Kıran-Ulusoy ikilisi de İnönü Stadında maçı izliyordu, bakalım kupa finaline Selçuk Dereli verilecek ve Ulusoy'un hasta akrabalarına Fortis Kupası ile manevi destek sağlanmaya devam edilecek mi.


1 comments:

  1. aethewulf dedi ki...

    bkz: (http://sairlerparki.blogspot.com/2009/05/bitis.html)

Yorum Gönder