Eşcinsellerin Hakemlik Yapma Hakkı
Sosyal hayatta karşı karşıya olduğumuz ve yeni örnekleriyle her gün karşılaştığımız türden bir istibdat rejimi veya proto faşizmden futbol da bağışık değil. Örgün eğitimin makbul bulacağı türden bir ırkçılık, “Mehmet olunmaz Mehmet doğulur” pankartları, “Hepimiz Ogün’üz” sloganları ile zaten sahalardaydı. Her sabah andımızı okur gibi İstiklal Marşı okuyarak maça başlamamız ise 28 Şubat günlerinden kalma bir alışkanlık. Yani futbol sahalarında hali hazırda bir damarı ve karşılığı bulunan hamasi-milliyetçi bir söylem var. Bu söylemin doğal uzantılarından birini de bugün okuduk.
“Sağlık sorunları sebebiyle askerlikten muaf tutulanlar hakemlik yapılamazlar” kuralı sebebiyle bir eşcinselin hakemlik yapma hakkı elinden alınmış.
Faşizm yalnızca totaliter, topluma belirli bir ahlakı dayatan ve insan hak ve hürriyetlerini bu kapsamda yok eden rejim değildir, faşizm aynı zaman geniş halk kitlelerinin haksızlıklar karşısındaki suskunluğu ile de meşrulaşan bir sistemdir. Başkalarının da uğradığı haksızlıklara karşı çıkan insanlardan oluşan bir toplumda faşizm kök salamaz. Ancak yahudileri savunmanın toplum tarafından “makbul” bulunmadığı ve insanların konformist sebeplerle sustuğu, farklı cinsel veya dini tercihe, etnik veya kültürel kimliğe sahip insanlar mezalime uğrarken kalanların sessiz kaldığı bir yer faşizmin bereketli toprakları sayılabilir.
Bir insanın eşcinsel olduğu için mesleğini yapmaktan mahrum bırakılması da buna koşut bir durum. Eşcinsellerin neden hakem olamayacağı pek anlaşılır değil. Bir insanın cinsel tercihi, saha içerisinde koşmasına, futbol kurallarını öğrenmesine ve uygulamasına engel olamaz. O halde bu insanların bir meslekten men edilmesinin sebebi nedir? Tabi MHK uygulaması buna bir “kılıf” bulmuş. O da “sağlık sorunları sebebiyle askerlik yapmayanların hakem olamayacağı” kuralı. Bu kuralın başlı başlına saçmalığı bir yana, eşcinselliğin bir sağlık sorunu olduğunu ima etmesiyle de basbayağı gerici, düpedüz yanlış, buz gibi hilaf-ı hakikat. Bunun üstüne bina edilen bir uygulama bu çağda ancak ve yalnız sistematik bir ayrımcılığı ifade eder. Azınlığa mensup bir grubun mensupları sadece azınlık oldukları için “norm” karşıtı olarak belirlenmiş ve onların yine azınlığa mensup olmalarına neden olan kimlikleri ile diğerlerinden farklı bir muameleye maruz bırakılabileceği –konumuzda da bırakılacağı- düşünülmüştür. MHK alenen belirli bir cinsel tercihin dışındakileri kendi meslek gruplarından atmak istemiş, bu homofobik proto faşizan akılla da kendine bir “bahane” üretmiştir.
Eşcinseller hakem olabilir. Mühendis, bakkal, berber, taksi şöforü ve bilim adamı vesaire her mesleği yapabilecekleri gibi. Zira herkesin insanlık onuru içerisinde çalışarak kendi refahlarını arama hakkı bulunmaktadır. Bu hak da hiç kimsenin elinden zorla, saçma sapan bahaneler ve önyargılarla alınamaz. Bu çağda oturup şunları anlatıyoruz ya, insanın isyan edesi geliyor. En aşağı 5 sene boynca her gün “Ülküm yükselmek ve ileri gitmektir” diye bağırıp geldiğiniz noktanın bu olmasından hiç üzülmüyor musunuz?
13 Mayıs 2009 20:03
Bu eşcinsel meseleside bir tuhaf aslında. Onlarınki cinsiyetten çok cinsel tercih. haliyle kapılar ardında pek çok işin döndüğü göz önüne alınırsa toplum normallerinin dışındaki tercihlerini alenen yaşayan insanlar bunlar. yani eşcinsel denmesi bir tuhaf.
Eşcinsellik diye bahsedilmesi gereken çift cinsel uzuvla doğanlar olmalı sanki. yani kelime mana itibarı ile bunu kapsıyor. yoksa erkek cinsel organı olan birinin erkekten hoşlanması onu eşcinsel yapmaz snaki. veya ne bileyim saçmalıyorumdur:)
işin en garip yani normaller meselesi. yani yarın bir gün bu tür yaklaşımlar toplumda yayıldığında benzer faşizm heterolar için uygulanmak zorunda kalacaktır. garip vesselam.
14 Mayıs 2009 04:49
o değil de stadlarda istiklal marşı 28şubattan çooook önce terörü protesto amaçlı seyirciler arasında başladı, hatırlatayım..
14 Mayıs 2009 08:58
"yarın bir gün" paranoyasına kapılmadan doğru olanı savunacağımız günler nerede acaba?
14 Mayıs 2009 12:03
Muhteşem bir yazı. Tebrikler.
Bu karar önce devlet mahkemeleri, ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde federasyona bela olacaktır. Türkiye tarafını bilemem ama AİHM, bu karar yüzünden Türkiye'ye kesinlikle mahkum edecektir.
14 Mayıs 2009 12:27
Mesele sadece escinsellik meselesi de degil... Uzun sureli fiziksel zorluklari kaldiramayacak bir insan da askerlikten bu sebepten muaf olabilir fakat hakemlik yapmak icin yeterli fiziksel yapiya sahip olabilir. Militarist dilin hakim oldugu, olmenin kutsandigi, askere gitmeyene is, ev, kiz verilmeyen memlekette pek tabii sorgulanmayacak bu kararin mantigi da. Milli dirence aykiri unsurlari bu sekilde bir bir temizliyoruz iste. Her Turk asker dogar, o yuzden her hakem de asker olmalidir, hatta bir sonraki adim hakemlerin sadece asker kokenli olmasi olsun.