"F.Bahçe 2 kere şampiyon olan takımı niye dağıttı, anlamadım"


rıdvan dilmen

Üslubumuz değil ama Türk futbolunun Gandalf’ı konuştuğu zaman bu bir yere tekabül ediyor. Rıdvan Vatan Gazetesi’ne bir röportaj vermiş, okumayanlar okusun, bizim açımızdansa internet limbosunda bu analiz kaybolmasın diye kopiliyorum aynen peystliyorum.

F.Bahçe tüm sorunlarını çözmüş harika bir kulüp değil miydi kısa zaman öncesine kadar, ne oldu F.Bahçe’ye?
F.Bahçe’nin Christoph Daum’dan sonraki süreci uzmanlar tarafından çok iyi incelenmeli. Kadrolar aynı olduğu halde ciddi iniş-çıkışlar yaşanması garip. F.Bahçe Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale kadar yükselmiş bir takım. Aynı takım Türkiye Ligi’nde şampiyon olamamış. Bu takımla Kadıköy’de Avrupa’nın bütün devlerini yeniyorsunuz, sonra bir tek Mehmet Aurelio gidiyor. Yerine Güiza’yı ve Emre Belözoğlu’nu alıyorsunuz, Şampiyonlar Ligi’nin grup maçlarını ancak 2 puanla bitiriyorsunuz. Bu, oyuncuların karakteriyle, kazanmak isteyip istememeleriyle ilgili bir durum. Bir maçta gol kaçırabilirsin ama koşmamazlık yapamazsın.
Futboldan anlayan biri Servet’i Fener’de tutardı

En temel problem ne?
Aziz Yıldırım ve kardeşi, her şeye sadece kendileri karar veriyor. “Biz futbolu biliyoruz” dememeliler ve işi bilenlerle konuşmalılar. F.Bahçe’de Maldonado’nun bu takıma uymayacağını bilen birinin olması gerek. Servet Çetin’i Sivas’a verirken “Bu oyuncu başka takıma gidemez, giderse de şu kadar para alırım” maddesini koydurmalısın sözleşmeye. G.Saray’ı şampiyon yapan adamı öyle kolay veremezsiniz istediğiniz kulübe. Servet’in bu liglerin en iyi stoperi olduğunu birileri Başkan’a anlatmalı. “F.Bahçe dünya kulübü” diyoruz, 5 yıldır aynı sistemle oynuyor. Başka sistem yok mudur kardeşim? Aziz Yıldırım’ın bir taraftar olarak mayıs seçimlerinde devam etmesini isterim. Ama kavgaları da artık rahatsız ediyor beni. Tahir Kıran’la, Sadettin Saran’la, taraftarla. Kalbi çok iyidir Aziz Yıldırım’ın ama farklı bir adamdır. Sevmek için tanımanız lazım.

Aragones F.Bahçe’yi tek forvet oynatıyor. Siz buna karşısınız değil mi?
G.Saray şu anda 4-2-3-1 sistemiyle oynuyor. Milan Baros forvette tek başına gibi gözükse de arkasında Arda-Kewell-Lincoln gibi bir üçlü var. Hepsi de 10’ar tane gol atıyor, hücum yönleri kuvvetli. Aslında 4-2-4, yani 4 forvetle oynuyorlar. F.Bahçe de daha önce 4-2-4 oynuyordu. 2 ön liberonun önünde solda Tuncay, sağda Deivid ya da Anelka vardı. Forvet arkasında ise Alex. Tek forvet arkası ve 3 oyuncu aslında 4 forvet gibi oynadı. Gol ortalaması 50 idi. Şimdi Colin’le Uğur’un gol sayısı toplam 6-7 olmaz. Tuncay, Anelka yok, aynı sistem devam ediyor. Sıkıntı burada...


Yönetim ne hatalar yaptı sizce bu sezon? Transferler iyi değil, başka?

Aziz Yıldırım Aragones’i transfer ettiği zaman “Ben böyle bir teknik adamla daha önce hiç çalışmadım, bırakın çalışmayı, görmedim bile” dedi. Bu lafı yemek kolay değil. Ben, Daum, Mustafa Denizli, Zico hepimizi kenara attı. Bu lafı söyleyince de, takım kötü giderken hamle yapamıyor tabii. Ama görüyoruz ki, tarihinin en kötü zamanlarını geçiriyor F.Bahçe. Antrenörlerin oyuncuların doğruluğu-yanlışlığı çok tartışılıyor, ama yöneticiler hiç tartışılmıyor. Kulüplerde ekonomik gelirler arttıkça antrenör ve oyuncu kıyımı başladı. Yöneticiler koltuklara yapıştı. Bizim zamanımızda çok sık kongre yapılırdı. Çünkü yöneticiler ceplerinden para koymak zorundaydı. Digitürk geliri, iddaa geliri yoktu o zaman. Yöneticiler ceplerine para koyuyor demiyorum ama işin forsu büyüdü. Olan da maalesef Türk futboluna oldu.

Siz Aragones’i nasıl buluyorsunuz peki?
Tek başına teknik adamı suçlamamak lazım. Başkan’ın ve oyuncuların performansını da sorgulamak lazım. F.Bahçe 2 yıl üstüste şampiyon oldu, 3. sene Denizli’deki son maçta kaybetti, 81 puan toplamıştı. Şimdi o takımın ilk 11’inden 10’u yok. Bu, çok ciddi ekonomik giderdir. Başarılı takım bozulmuş, yerine yeni bir takım kurulmuş. Ve olmamış. Transfer hataları çok olmuş. Bu yanlışları “Aziz Yıldırım gitsin” diye söylemiyorum. Mutlaka kalmalı ama taraftar olarak bir şartımız var. Sadece doğruları yapması lazım Aziz Yıldırım’ın ama o sürekli yanlış yapıyor. Bu oyuncuların F.Bahçe’yi hakedecek kalitede olmadığını görüyoruz. F.Bahçe Bursa’yı yeniyor, bir anda Aziz Yıldırım’ın Samandıra’da oyuncularla konuştuğu çıkıyor ortaya. Yıldırım bu konuşmalardan defalarca yapmıştır. Eğer bu başarıyı getiriyorsa Aziz Yıldırım Samandıra’da yaşasın, evine bile gitmesin...

Çözüm ne sizce?
10 numara, yani forvet arkası oyuncular Türk futbolunun en büyük düşmanı. Alex, Delgado, Lincoln diyorsun ama onlar sahadayken bu sefer diğer oyunculara çok fazla yük biniyor. Teknik adam da sistemle uğraşmak zorunda kalıyor. Ama sel gidiyor, kum kalıyor sonuçta. Yöneticiler yerinde, diğerleri değişip değişip duruyor. “Bu mevki” bitti artık dünya futbolunda. 10 numaların en iyisi Kaka, adam Milan’da müthiş koşuyor. Bunların yürüyerek oynayanları da Türkiye’ye geliyor. Ve çok sahiplenilen, beğenilen oyuncular oluyor. Aslında arkalarında oynayan takım arkadaşlarını çok yoruyorlar. Arda’yı, Ayhan’ı, Mehmet Topal’ı, Selçuk’u, Emre’yi, Cisse’yi, Sivok’u... Bakıyorsun sonuçta adam 15 gol atmış ama futbol artık bu değil. Koşacaksın. Sergen bile bunu söylüyor. Düşünün artık!


Ne yapması lazım F.Bahçe’nin peki?
F.Bahçe’nin çok radikal bir karar alması lazım. Ya teknik adamla yollarınızı ayıracaksınız ya da takımdan en az 7 oyuncuyla. Aziz Yıldırım, Aragones’e göre mi takım yapacak yoksa takıma göre mi hoca bulacak karar vermek zorunda. Bu takımın oyuncuları özellikle Zico döneminden beri inanılmaz ehlikeyif... Çok rahatlar. Hep söylüyorum Samandıra’da yangın çıksa yarım saatte anca kaçar bunlar. Tin-tin-tin yani.. Skorla pek ilgilenmiyorlar. Hoca ise çok otoriter ve koşan adam istiyor. Alex, Guiza, Deivid, Maldonado, Josico böyle. Edu iyi ama vahşi bir kimliği yok. Trabzon’la Sivas niye başarılı sanıyorsunuz? Çünkü mücadele ediyor, savaşıyor 11 futbolcu birden.

Alex’in mukavelesi 2 yıl daha uzatıldı, bu doğru karar mıydı Fenerbahçe için?
Radikal bir karar. Alex önemli oyuncu. Ben de F.Bahçe için çok önemli bir oyuncuyum, simge bir oyuncuyum ama Alex benim performansımın çok çok üstünde hizmet etmiştir F.Bahçe’ye... “10 numara bir insan” diyor tüm arkadaşları ama takımdan götürdükleri de var. İspanya’nın gol kralıyla Türkiye’nin gol kralını yanyana oynatamıyorsunuz F.Bahçe’de. Sebebi Alex. Alex’in arkasındaki 3 adamı doğru seçememek teknik adamın ve yönetimin hatası. Appiah-Emre-Marco gibi bir üçlü bulacaksınız. Aurelio’nun gidişi büyük hataydı. Tek forvet oynayacaksanız tercihim Semih’ten yanadır. Güiza boş adam değil, dolayısıyla bu 2 oyuncuya göre takım yaratılmalı. Semih’i kulübede oturtmak daha kolay geliyor, bizim oğlan olduğu için. Adam gibi ikisini de kullanmanın yöntemini bulmak zorundalar. Bu formülü bulamıyorsanız, zaten bu işi bırakın. Yapmaları gereken çok iyi 2 orta saha oyuncusu almaktan başka bir şey değil. İki Appiah bulacaklar yani. Alex’in 5. senesi doluyor, Türk statüsünde oynayabilir, bu da süper.

Forvette ya Semih ya Güiza oynar fikrini doğru bulmuyorsunuz. Sizin öneriniz ne?
Semih, Güiza ve Alex’i G.Saray’da orta sahanın önüne koy, açık ara şampiyon olurlar. F.Bahçe’de Ayhan, M. Topal, Barış, Arda gibi 2 yönlü oynayacak adam olmayınca, Güiza ile Semih’i yan yana oynatamıyorsun. Olan Semih’e ve Milli Takım’a oluyor. Fildişi maçında özgüvenini kaybetmiş bir Semih izledim. Güiza’nın iyi oynaması için yanında bir partneri olması lazım. Semih-Güiza ikilisi beraber 40 gol atarlar. Gökhan Gönül’ün Avrupa’nın her takımında oynayacak Türkiye’deki tek adam olduğunu düşünüyorum. Zaten Edu-Lugano-Gökhan-Carlos’lu defans Türkiye’ye çok fazla.


Emre Belözoğlu’nu beğeniyor musunuz?
Emre toparlandı, formunu buluyor. Lider ruhlu en başta. Alex gibi tek yönlü bir adamla oynamakta zorlanıyor. Bu aralar yıldızlaşabilir. Maç eksiği, performansını olumsuz etkiledi.


Aragones’le iyi anlaşıyor mu futbolcular?
Aragones mücadele etmeyen hiçbir futbolcuyu oynatmak istemiyor. Katı kuralları var. Zico ise dost olmuştu oyuncularla. 2 gün antrenman yapmayanı bile kadroya alırdı. Emre Kiev maçı öncesi “Adelem ağrıyor, dinlenmek istiyorum” demiş, almadı çocuğu takıma. Zico olsa alırdı. Doğrusu Aragones’in yaptığı ama yıldızlara bunu yapamazsın. Buna alışkın tipler değiller her şeyin başında. Başkan’a söylemiştim “Zico’yu göndermen doğru ama getireceğin adam Zico’dan biraz daha ciddi olmalı. Ama tam da tersi olmamalı” diye... Aragones’le bu takım yürümez. Şimdiki görüntüde ya takımı ya hocayı seçeceksin. Doğrusu, teknik adamına göre kadro kuracaksın.

Devre arasında neden doğru transferler yapılamadı sizce?
Aragones takımına uymak istemiyor, kendi bildiğini yapmak istiyor. Ara transfer döneminde gereken takviyeleri yapmak için fırsat da doğdu aslında ama Aziz Yıldırım’la aralarında ne geçti, bilmiyorum. Emre ve Güiza önemli transferler ama, teknik adam alırken önce şunu sorarsın: Sen hangi sistemle oynuyorsun? A ya da B. O sisteme göre adamlar transfer edilmesi lazım. “Bende Türkiye’nin en iyi santrforu Semih var, Güiza var, bir de çok önemli oyuncu olmasına rağmen maalesef hiç defans yapmayan Alex var” dersen, arkasını buna göre daha sağlam kurabilirsin. F.Bahçe işte bunu yapmadı. Önümüzdeki yıl yapmamalılar artık. Dünya orta sahayla futbol oynuyor artık, F.Bahçe’de ise orta saha yok.


Geçen hafta Alex’in maç bitmeden soyunma odasına gitmesi dikkat çekti ama oyundan çıkartılması gerçekten tuhaf değil miydi?
Büyükşehir maçında, Deniz’i çıkarıp Semih’i oyuna sokmalıydı Aragones. Tek ön libero oynayıp forveti ikilemeliydi. Bazen hücum oynayarak da savunma yapabilirsiniz. Bunu en iyi Fatih Hoca yapıyor. Her şey tartışılabilir ama Alex kesinlikle çıkmazdı o maçta.

G.Saray’ın yabancıları verimsiz boş yere hakeme saldırmasınlar
G.Saray 83 puanla şampiyon olduğu Gerets döneminden sadece 1 yıl sonra 56 puan toplayabildi. Üstelik aynı oyuncular ve aynı teknik adamla. İşte bu beni çok şaşırtıyor. Milli maç sonrası oyuncularla aynı uçakta geldim, onlar da buna şaşırıyor. Maç seçme diye kötü bir huyu var futbolcuların. Yerlilerde çok değil ama yabancılarda bu çok sık görülüyor. Takımların % 60’ı yabancı artık. Lincoln mesela. Sürekli sorun yaratıyor. Schalke’den niye gönderildiğine bakmak lazım. Hafta sonu Sivas’ta kar var, gitmiyor. Sonra çarşamba günü Sami Yen’de oynayabiliyor mesela. Bu dengesizliğin nedenleri araştırılmalı. G.Saray’ın geniş bir kadrosu var. Lincoln’ün istatistiklerine bakın, 3 ya da 4 kere deplasmana gitmiştir. 3 defa oyundan atılmıştır. Tatil dönüşü zamanında dönmemiştir. Bu kadar sorun varken, yöneticiler hakemlere taarruz ediyor. Aynısını F.Bahçe ve Beşiktaş da yapıyor. 4 G.Saraylı oyuncuyla konuştum, Skibbe’ye hayranlar. “Müthiş biri... Takımı da iyi çalıştırıyor” diyorlar. Bu övgüler beni korkuttu. Bir hocayı bu kadar sevmek iyi değildir. G.Saray yabancılardan verim alamıyor. Boş yere hakemlere saldırmasınlar. Taktik değişiklik yapmaya müsait bir kadro ama kalitesine oranla az puanı var. Yönetim, Skibbe’yi çok aşağıladı. Feldkamp’ı getirdiler, Ümit Davala’yı gönderdiler. Yöneticiler “Skibbe’nin tazminatı yok” diyor ama 1.3 milyon Euro tazminatı varmış adamın, bu yüzden gönderemiyorlar.

Beşiktaş’ın şampiyon olma şansı var mı?
Yüzdeye vurursan en az şansı olan takım F.Bahçe. Çok zor şampiyon olması. Sivas ile Trabzon haricinde bakarsak, Üç Büyükler’den bugün Trabzon’u yenerse Beşiktaş şampiyon olabilir. Yenilirse onların da hiç şansı kalmaz. Denizli’nin şablonu Beşiktaş’a uymadı. 4-3-3 çok başarısız bir sistem. Baktın olmuyor 4-4-2 oynat veya 4-3-1-2’yi dene. Sistemden dolayı ya Bobo ya Nobre oynamıyor. Hoca 4-3-3’te ısrar ettiği için bazen Holosko kalitesinde bir adam bile kenarda kalıyor. Sistemi nasıl değiştirmiyor, inanamıyorum.

Mustafa Denizli’yi beğeniyor musuz?
Bu kadronun başına geldi, elindeki malzemeye uyması lazım. Ben gazetede siyaset yazabilir miyim mesela? Mustafa Denizli bunu deniyor hiç gereği yokken. Yusuf hayatında hiç denemediği bir pozisyonda oynuyor şu an.Yusuf’tan koşan-mücadele eden adam yaratmak istiyor Denizli ama çocuk 35 yaşında. Yusuf da bir Alex. Mustafa Hoca geriye giden bir teknik adam. Yıllardır ilk kez büyük bir kulüpten teklif geldi, para almadan bile kabul ederdi. Ama hocadan beklentim şu andaki görüntü değildi. Çok ciddi puan kayıpları yaşadılar. Ertuğrul kalsaydı, Beşiktaş’ın bundan daha fazla puanı olurdu. Ernst, Mustafa Hoca’nın ihtiyacı olan bir transfer değildi. Boşuna o kadar paraya aldılar.Kaleci almak gibi bir şey...

Trabzon’u ve Ersun Yanal’ı nasıl buluyorsunuz?
Trabzon da bu sezon yaptığı çıkışı beklemiyordu bence. Sezon başlarken hedefleri şampiyonluk değildi. İyi bir takım kurmaktı. Rakipler dökülünce Trabzon iyice motive oldu. Trabzon’u, Trabzon kadar G.Saray, F.Bahçe ve Beşiktaş şampiyon yapacak. Sivas da Trabzon olduğu için şampiyon olabilir. Sivas tek başına olsa, şampiyonluğu yedirmezlerdi. Trabzon lobisi, önemli bir lobi. Anadolu kulüpleri bu sene kadar hiç yakın olmamışlardı şampiyonluğa.

Sivas’ı beğeniyor musunuz?
Bu aralar dağılacaklar gibi geliyor bana. Bugünkü Bursa maçı önemli, zorlanacaklar. Çünkü geçen haftaki Kocaeli maçında biraz havaya girdiklerini hissettim. “Büyükler’i yeniyoruz sizi mi yenemeyeceğiz?” gibi bir hale gelmişler. Bu tehlikeli! Trabzon’u Sivas’tan şanslı görüyorum şampiyonluk için. Onları bekleyen sıkıntı da C planlarının olmaması. A, B planları var ama C yok.

Fatih Terim’le her hafta halı saha maçları yapıyoruz
Her hafta 2 akşam NTV Spor Servisi’yle halı saha maçı yapıyoruz. Bizim takımda Acun, Memati, ben, Fatih Hoca, Metin Tekin, Oğuz Çetin var. Çocuklar gibi eğleniyoruz. Hoca da deşarj oluyor, taklalar atıyor, koşuyor, timsah dansı yapıyor. İlk maçta ne hileler yaptık, golleri saymadık ama yenildik. Hoca akşam aradı, “Bacağıma buz yapıyorum, haftaya bir maç daha al” dedi. O günden beri sürekli yapıyoruz.


1 comments:

  1. Nitin Gupta dedi ki...

    Rıdvan Dilmen gerçekten olayları çok güzel görmüş...
    Ben bir Beşiktaş'lı olarak Ersnt hakkında ki yorumlarına katılmıyorum...Çünkü orta alanda Cisse umarsamaz, tembel...Uğur ise defansif anlamda yetersiz...

    Ayrıca Mustafa Denizli futbolculara bir şey verebilecek bir hoca değil ve çok geriden geliyor...Şu haliyle kusura bakmasın ama Türkiye'de hiç bir takımı şampiyon falan yapamaz...
    Zaten herşey ortada...

    Ertuğrul Sağlam şu an takımın başında olsa en azında 6-7 puan daha fazla alırdık, çok eminim bundan...

    Yabancı transferi ise kesinlikle haklı olduğu bir konu...
    Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin bu Figer denen adamdan kurtulması lazım...Transfer konusunda özellikle Fenerbahçe'yi arka bahçesi gibi kullanıyor...

    Lugano, Alex, Maldonado...
    5 para etmez Maldonado'yu yıldız diye getirdi...Alex'e istediği sözleşmeyi imzalatmak için hep Beşiktaş'ı kullandı yıllardır...

    Deli dana gibi itişmekten başka bir şey yapmayan Nobre için resmen bonservis istedi bizden...
    Kendi blogumda da yazdım bu konu hakkında...Figer oldukça özellikle onun ağına düşen Fenerbahçe transferde zorlanacaktır...
    Güiza ile de bir ilişkileri ortaya çıktı sonunda...Nedense hiç şaşırmadım...

Yorum Gönder