Türkiye’nin 4’te 3’ü ne ister?



İnsanoğlu çok şey ister. Öğrenciyse şu sınavları kazasız belasız atlatsın ister. İşsizse emeğinin karşılığını aldığı bir işi olsun ister. Yalnızsa kendisini anlayan, seven bir hayat yoldaşı olsun ister. Muhtemel ki dostlarla mutlu ve uzun pazar kahvaltıları, içtikçe sohbetin demi kehribara dönen rakı sofraları ister. Gamsızın teki hep ağız dolusu gülsün, hiç ağlamasın ister. Aylak olanı akşamları geç yatsın, sabahları erken kalkmasın ister. Boğazına düşkünü dilediği kadar yesin, içsin ama hiç kilo almasın ister. Şayet bizimki gibi bir ülkede yaşıyorsa daha absürd şeyler istemek de hakkıdır elbet. Bu ülkenin koca yürekli adamları “suça sürüklenen çocuklar” tarafından, kadınlar kocaları tarafından, kot taşlama işçileri, madenciler açgözlü işverenleri tarafından öldürülmesin ister. İçini benimki gibi tekinsiz bir sıkıntı kapladığı zaman, iç çekip “Bir teneffüs daha yaşasaydı tabiattan tahtaya kalkacak” çocuk henüz vakit varken Maveraünnehir’in nereye döküldüğünü keşke söyleyebilseydi ister. Bu ülkenin insanlarının basit istekleri de vardır. Mesela hepsi futbolu sever, ekseriyetle çoğunluğu tuttuğu takım şampiyon olsun, en azından o hafta kazansın ister. Ama, tam olarak bu ülkenin 4’e 3’ü ne ister diye sorarsanız, inanın bilmiyorum. Elimde güvenilir bir veri olmadan, bir tarafımdan da sallamak istemem.

Malumunuz Sadri Şener, Süper lig bağlamında düşünüldüğünde oldukça anlamlı bir orana işaret eden önemli bir istatistik veriyi henüz paylaştı. Bizzat kendilerinin ülke genelinde yaptırmış olduğu kapsamlı bir araştırmaya göre bu ülkenin 4’te 3’ü Trabzonspor şampiyon olsun istiyor. Sadri Bey’e göre bize düşen ise buna engel olmamak. Sadri Bey muhakkak titiz bir araştırma yaptırmıştır. Bu durumda kalan haftalarda oynayacakları rakiplerin kaçının bu 4’te 3’lük dilimde olduğunu biliyordur. Dahası önemli bir derbi öncesi böyle bir açıklama yaparken, elinde anlamlı bir istatistik olmaksızın böyle bir açıklama yapmasının ne kadar yanlış anlaşılabileceğini, ne kadar etik dışı olabileceğini de biliyordur. Maalesef benim elimde onun sahip olduğu istatistikler yok. Bu yüzden bu yazının başlığının aksine, bu soruya cevap veremem. Tek yapabileceğim ortalama bir sporsever ne ister onu tahmin etmeye çalışmak.

Mesela daha geçen sezon ligin son maçında hiçbir iddiası olmayan takımı, şampiyonluk adaylarından biri ile berabere kalıp onu şampiyonluktan ettiğinde şartların bugünkinden hiçbir farkı olmadığını Sadri Şener söyleyebilsin ister. Trabzon’nun bugüne kadar aşmayı, yönetmeyi beceremediği taraftar baskısının, rekabetin had safhaya ulaştığı zamanlarda en büyük rakibi haline geldiğini itiraf edebilsin ister.

Mesela, bir kulübün yöneticilerinin henüz sözleşmesi devam eden bir teknik direktörleri varken, sessiz film oynar gibi “yerli mi yabancı mı” oylamasıyla teknik direktör seçmesinin etik olmadığını itiraf edebilsin ister. “Deli” lakabını kaptanlarına madalya gibi takıp, delilik yaptığı için kovduktan sonra, kovdukları kaptanlarına bir basın toplantısını çok görüp bunun adına demokrasi kültürü demesinler ister. Savurgan transfer politikalarıyla hesapsız kitapsız onlarca transfer yapıp, kulübü borç batağına sürükledikten sonra, taraftarını hem ligde hem de Avrupa’da hayal kırıklığına uğrattığında, beceriksizliğine başka takımların başarısını gölgeleyerek kılıf aramasın ister. Daha dün internet sitelerinden futbol federasyonunu artık tarafsızlığını yitirdiğini söyleyenlerin, “şampiyonluk sizin, kupa bizim” parolasıyla çıktıkları maçta, aldıkları kupayı dönemin futbol federasyonu başkanının babasına kendi elleriyle götürdüklerini hatırlasın ister.

Mesela, asırlık bir takıma tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşatanların, 52 bin kapasiteli stadın bomboş koltuklarına karşı gazozuna maç yaptıranların, bütün beceriksizliklerinin üstünü ezeli rakiplerinin ofsayttan bulduğu golü bayrak gibi açarak kapatamayacaklarını bilsin ister. Dahası halkın vergileri, devletin olanakları kullanılarak kendilerine hediye edilen stadın açılışında, taraftarları bu kıyağı geçenleri ıslıkladığında, kendi taraftarını tek tek kamerayla tespit edip, gammazlamayı marifet bilen yöneticilerin, ne federasyonu, ne MHK’yı, ne de rakiplerini bir zamanlar gammazladıkları bu taraftarlarına şikayet edemeyeceklerini bilsin ister.

Mesela, bu ülkenin futbol bilginlerinin hayalini kurdukları Anadolu devriminin, yıllar sonra bir kez İstanbul ili sınırları dışında bir takım şampiyon oldu diye gerçekleşmeyeceği bilinsin ister. Bu ligin takımları arasındaki gelir, futbolcu kalitesi uçurumu kapanmadıkça, amatör liglerdeki karın tokluğuna futbolcu, antrenör sömürüsü bitmedikçe, Anadolu’daki genç yeteneklere değil okulu, akademiyi bir kramponu çok görüp, onları taşra değirmeninde öğütürken, Almanya’da yetişen genç yetenekleri şoven bir dille tehdit etmeyi yetenek avcılığı sanan zihniyet değişmedikçe, Anadolu devriminin üç büyüklerin şampiyon olmamasını dilemeye indirgenmiş yavan bir söylem olduğu bilinsin ister.

Bu ülkenin dörtte üçü ne ister bilmiyorum. Ortalama bir Fenerbahçe’li olarak ben, şampiyonluk bir yana, bu sene sezon başında yaşanan olumsuzluklara, gerilimlere rağmen, futbol takımımın ortaya koyduğu ve bu takımın tarihinde çok sık şahit olmadığımız mücadele, takım ruhu, kazanma azmi, Gençlerbirliği maçında yan hakem ofsaytı kaçırdı diye hor görülsün istemiyorum. Sadri Bey anketine bu seçeneği de ekletsin lütfen.



6 comments:

  1. flyingdupe dedi ki...

    Ben insanların içine kaçan Hıncal çıkarılsın istiyorum.

    hersene aynı komplo teorilerine bu bünye alıştı artık. Bu takım ne zamanki tepede yalnız kalacak olsa, hep aynı senaryo ortaya konuluyor. Haftaya bu 3 klübün futbolcuları ortak pankartları taşıyarak çıksınlar bana kalırsa maçlara.

  2. Sekhranikos dedi ki...

    Kazanırken peygamber kıvamında ortalıkda cirit atanların kaybetmeye başladıklarında hatta kaybetme riski ortaya çıktığında -Sadri, Şenol, geçen sene ertuğrul- çirkefleşmesin ister! Bunlara övgüler üdzen yalaka medya mensubları olmasın ülkede ister. Fenerin golü ofsayttı diye bağıran gırtlak sahibinin luganonun verilmeyen golü gümme gitti diye bağırmasını da ister!

    Ağır olacak ama sadri gibiler bi zahmet gidip çay koysunlar ister.

    Ağır sövüyorum bu aralar çok ağır!

  3. KaanKRBY dedi ki...

    hala trabzonlu taraftar çıkıp Aziz Yıldırım federasyon üzerinde etkili demesin ister ama nafile.
    evet aldık hepsi bizim yapıcak bişi yok diyorum artık bende.

  4. medgallis dedi ki...

    sevgili olgu,

    bu yazıyı tarifsiz sevdim. haddimi bilmesem altına imzamı atardım. ama haddimi biliyorum. ben de gittim 'meçhul öğrenci anıtı' nı okudum. 'solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine' yol aldım.

    sağol...

  5. Cengiz dedi ki...

    uzakdoğu görüp kendini filozof zannederek ağzından emeğe saygı lafını düşürmeyenler, ilk devre ile ikinci devre arasında takımının oyununa çağ atlatan ve bunu yapmak için gecesini gündüzüne katan meslekdaşının emeğine saygısızlık yapmasın ister.

    farklı kaybedilen bir maçın ardından yenilgilerini 80'inci dakikada çıkmayan karta bağlayanların, skoru gayet ortada olan diğer maçın ardından verilmeyen nizami gollerine karşı gösterdikleri ağırbaşlılık ve sağduyuyu(!) her zaman görmek ister.

    bir takımın yedek kalecisini yediği hatalı golden dolayı şikeci ilan edenlerin aynı hatayı aynı takımın as kalecisi yaptığında da ortaya çıkmasını ister.

    başarılarını günlük-sezonluk performanslara endekslemiş, vizyonları havaalanlarında taraftar rekoru kırmak, her sene 8-10 transfer yapıp bir o kadarını da kavga dövüş göndermek ve bu sayede kulüplerinin geleceklerini ipotek altına almak, rakibinin başarısızlığı(!) ile masturbasyon yapmak, kendi içinde bulunduğu derin çukura bakmadan, belden aşağısı batakta ve mütemadiyen batmakta iken devamlı yukarıdakilere laf yetiştirmek, devlet baba bize stat yapsın diye kapı kulu olmak olan kulüp yöneticilerinden kurtulmak ister.

  6. juvenal dedi ki...

    harika bir yazı.ama kime anlatıyorsun.yönetimlere,teknik direktörlere diyecek bir şey yok.onlar tabii ki başarısızlıkları örtmek için sağa sola çamur atacaklar ama bu basit oyuna kanan saflara inanamıyorum.

Yorum Gönder