Teşviğin Makbuzu
Bugün Adnan Polat hakkında "hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmak" suçunu işlediğine yönelik olarak hazırlanan iddianame kabul edildi. Esasında bu olaya hiç girmek istemiyorum. Nihayetinde burada suçlanan biri var, kendisi savunma hakkını kullanmalı, Galatasaray Spor Kulübü de iddialardan pay aldığı oranda elindeki belge ve bilgileri ortaya koymalı. Ancak süreç içerisinde ilginç bazı şeyler var.
Bülent Tulun'un Mektubu
Kamuoyu Tulun'un mektubundan 5 Ağustos 2011 tarihinde haberdar oldu. Mektupta aynen şöyle deniyordu [1]:
15 Haziran 2007
Sayın Polat; Uzunca bir süredir Sasa Iliç’in transferi sırasında, yani Temmuz 2005’te yapılan bir işlem dolayısıyla şahsımı suçlayıcı söylemlerinizi izlemekteyim. Mevkur tarihte oyuncunun resmi menajeri yoktu. Kendisine transfer pazarlığını yapan ile yardımcı olan bir kişiye “Adı bende” 75.000 Euro ödedik. Bununla ilgili yönetim kurulu kararı mevcuttur. İşlem Galatasaray menfaatleri için yapılmıştır. Umarım Mayıs 2006’da iki parti halinde şoförünüzün makbuz imzalayarak aldığı 1.500.000 ABD Doları da Galatasaray menfaatleri için kullanılmış olsun. Söz konusu makbuz kopyaları bende mevcuttur. Hoşça kalın... Bülent Tulun
6 Ağustos 2011 tarihinde Adnan Polat savcılığa ifade vermeye gitti. Burada kendisine 1 milyon doların ne olduğu sorulunca bu paranın Song'a verildiğini ifade etti.
Oysa söz konusu paranın 2006 yılında Mayıs ayında Denizlispor'a teşvik primi olarak gönderildiği iddiaları yer alıyordu.
2006 tarihli bir Hürriyet gazetesi haberinin manşeti aynen şöyle: "İşte Şike İşte Belge" Haberde şu ifadeler geçiyor: [2]
TÜRKİYE hep o ismi konuştu. Ali İpek.. Denizlispor Başkanı.. Sezonun bitimine doğru birkaç kez ortalığı ayağa kaldırmış, ligin şaibeli olduğunu iddia etmişti;
- F.Bahçe maçından sonra dönen dolapları açıklayacağım. Sezon sonunda konuşacağım.
- Bir konuşursam yer yerinden oynar..
- Ortalıkta dolaşan çantaların haddi hesabı yok..
Ali İpek, küme düşme potasında bulunan ya da şampiyonluk yarışı yapan takımların "Şike yaptığı" imasında bulunuyordu.
Yani bağlantıları kurmak çok da zor değil. Ortalıkta o tarihlerde Galatasaray kulübünden "iki parti halinde" çıkan bir para var, aynı tarihlerde Denizlispor Başkanı şampiyonluk yarışı yapan takımların şike yaptığı imasında bulunuyor, bir takım çantaların gezindiğini ifade ediyor, konuşacağını söylüyor ancak takım kümede kaldığı için susuyor.
Polise sunulamayan belge: 1 milyon dolar nerede?
Velhasıl ne oldu? Galatasaray muhasebe kayıtları içerisinde bu bir milyon doların nasıl harcandığı bulunamadı. Galatasaray nihayetinde bir dernek olarak belirli defterleri tutmak, harcamalarını ve gelirlerini belgelerle ispatlamak zorunda. Dolayısıyla bu makbuzların da varolması gerekiyor. Oysa bir milyon doların nereye harcandığını gösteren bir makbuz yok.
Bunun üzerine Galatasaray kulübünden bu makbuzlar istendi, Galatasaray da bir açıklama yaptı ve aynen şunu söyledi [3]:
Bugün saat 22.45 sularında yöneticimiz Sedat Doğan, Organize Suçlar Müdürlüğü'nü arayarak tüm hafta sonu boyunca çalışıldığını ve kulübümüzden Cuma günü talep edilen belgelerin tercümeleri ile birlikte hazır olduğunu, eğer emniyet tarafından arzu edilirse derhal teslim edilebileceğini ifade etmiştir.
Emniyet görevlileri ise belgelerin yarın teslim edilmesinin daha uygun olacağını belirttiklerinden, ilgili belgeler yarın sabah erken saatte emniyete teslim edilecektir.
Medyada çıkan "belgelerin eksik olduğu ve bu yüzden teslim edilemediği" yönündeki haberlerin asılsız olduğu bir kez daha ispatlanmış olmaktadır.
İşe bak, Galatasaray 7 Ağustos 2011 tarihinde belgelerin eksik olduğu iddialarını yalanlıyor ve belgeleri ibraz etmek için 2 gün süre istiyor. Yani belgelerin tam olduğunu ifade ediyor.
8 Ağustos 2011 tarihinde Radikal müjdeyi veriyor, "Belge Bulundu" [4]
Geçen hafta Galatasaray Kulübü'ne yönelik operasyonda polisin harcamalarla ilgili istediği belgeler polise teslim edildi.
Galatasaray Kulübünün, paranın Kamerunlu futbolcu Song’un transferi için kullanıldığına dair belgeleri bugün emniyete ve savcılığa sunduğu belirtildi.
Halbuki bugün kabul edilen iddianameye göre bu belgeler hala yok. Nitekim bu açıklama bir çok kez yalanlandı.
9 Ağustos 2011 tarihinde belgelerin "gazete küpürü" olduğu ortaya çıktı, sanıyoruz Radikal gazetesinin ilgili muhabirinin kalbi sıkışmıştır [5],[6]:
Belge diye sunulan klasörü açan polisler, makbuz yerine o dönem G.Saray’da forma giyen Rigobert Song’la yaşanan ödeme krizini anlatan haberlerin bulunduğu gazete kupürleri ve menajeriyle yapılan ödeme yazışmalarıyla karşılaştı.
Galatasaray: Taşınırken kaybetmiş olabiliriz, arşivde olabilir, arıyoruz
7 Ağustos 2011 tarihinde belgelerin tam ve eksiksiz olarak emniyete sunulduğunu ifade eden Galatasaray bundan 6 ay sonra şu açıklamayı yaptı [7]:
1. Kulübümüz son altı yıl zarfında, yapılanma çalışmalarına bağlı olarak birden fazla mekan değiştirmiş ve son olarak yaklaşık 8 ay önce bugünkü merkezi olan Ali Sami Yen Spor Kompleksi TT Arena’ya taşınmıştır. Halen geçmiş yıllar arşiv düzenlemesi çalışmaları imkanlarımız ölçüsünde sürdürülmektedir.
2. Kulübümüz açısından çeşitli ödemelerin gecikmesinden kaynaklanan fevkalade ciddi sorun ve ihtilafların yaşandığı bir dönemde, özellikle UEFA ve başta CAS olmak üzere hukuk kurumlarına intikal etmiş davalar sırasında ilgili kurumlar ve Kulübümüz avukatlarının talebi üzerine pek çok belgenin aslı ilgili dosyalara, kişi ve kurumlara sunulmuş bulunmaktadır.
3. Genel Kurulumuzca ibra edilmiş olan söz konusu döneme ilişkin, gerek Kulüp Denetim Kurulu gerek mali denetim kurulları ve gerekse İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçiliği tarafından yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen raporlarda bahis konusu hususa yönelik hiçbir usulsüzlük tespit edilmemiştir.
Yani Galatasaray dedi ki, kardeşim biz o dönemi zaten ibra etmiştik, bir çok kereler de taşındık, arşivlerde bulduğumuz belgeleri emniyete ibraz ettik, arşiv çalışmaları da devam ediyor, bulursak onu da emniyete sunacağız.
Hangi belgeyi? Tekrardan zarar çıkmaz, 7 Ağustos tarihinde tam ve eksiksiz olarak emniyete sunduklarını iddia ettikleri belgeyi.
Savcının Görüşü: Teşvik Priminin makbuzu yok, o yüzden Teşvik suçu da yok
Velhasıl kelam, kabul edilen savcılık iddianamesinde şu görüş yer alıyor:
Galatasaray Spor Kulübü Derneğine ait 1 milyon dolar tutarındaki paranın hangi amaçla ve nereye harcanmış olduğunu ikna edici bir makbuz ya da belge ile tevsik edilemediği dikkate alınarak, harcamanın yapılmış olduğu 16 Mayıs 2006 tarihi itibarıyla Galatasaray Spor Kulübü Derneğinde kulüp başkan yardımcısı olarak görev yapan, bahsi geçen ödemenin yapıldığı iddia edilen futbolcu Rigobert Song ile yapılan sulh ve ibra kontratlarında kulüp başkan yardımcısı sıfatıyla imzası bulunan Adnan Polat'ın eylemiyle 'Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak” suçunu işlemiş olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Yani ne diyor savcı? Bu paranın nereye gittiği belli olmadığı için, Galatasaray bana bu paranın nereye harcandığını ispatlayamadığı için, dönemin Galatasaray Spor Kulübü Başkanını güveni kötüye kullanmaktan dolayı suçluyorum.
Bu ayıp tek başına yeter. Koca Galatasaray kulübü taşındığı için belge bulamıyor, emniyet güçlerine belge olarak gazete küpürü sunuyor, medyayı yalancılıkla itham ediyor ama bir yandan da kendisi yalan söylüyor.
Esas önemli konu şu, savcı aynı iddianamede diyor ki:
Denizlispor-Fenerbahçe futbol takımları arasında oynanan maç öncesinde ve sonrasında 14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte Galatasaray Spor Kulübü adına teşvik primi olarak herhangi bir ödemede bulunulduğuna dair kayıt bilgi ve belgeye rastlanılmadığı görülmüştür.
Dikkat isterim savcı diyor ki: Galatasaray Spor Kulübünün teşvik primi olarak değerlendirilebilecek herhangi bir ödeme bulunduğuna dair BELGE OLMADIĞI için, teşvik primi yok.
Yani diyor ki, teşvik primine yorulacak bir ödeme makbuzu yok o yüzden de teşvik primi yok.
Şimdi zurnanın zırt dediği yer şurası, Fenerbahçe Spor Kulübü şike davasında tek tek mali kayıtlarını açtı, anılan dönemle ilgili bütün belgeleri mahkemeye sundu.
Fenerbahçe'ye yönelik davada savcının elinde şike veya teşvik primine yönelik bir ödeme gösteren bir tane makbuz, belge, kayıt hiçbir şey yok.
Fenerbahçe'nin hesap veremediği 1 TL bulunmuyor. Savcının da usulsüz bulduğu tek 1 TL'lik finans akışı yok.
Manzara da şu,
Galatasaray bir milyon doların nereye gittiğini gösteren bir tane belgeye sahip değil, ancak teşvik primi gösteren belge de yok o yüzden teşvik primi yok,
Fenerbahçe'nin açık 1 TL'si yok, her kuruş belgeyle ispatlanmış, savcının elinde teşvik veya şike gösteren bir tane mali kayıt yok ama savcı şike ve teşvik suçunun işlendiğini iddia ediyor!
Şimdi bu ne?
Özel Yetkili Savcıların ne şekil bir özel yetkiye sahip olduğunu kamuoyunun çok daha iyi anladığı bu günler için bile bu durum basbayağı absürd.
Eğer teşvik primi iddiasını ispatlayan şey buna yönelik bir ödeme belgesi ise, yani bir milyon doların nereye harcandığını gösteren bir belge olmaması bile teşvik primi iddiasını güçlendirmiyorsa Fenerbahçeli tüm yöneticilerin bugün beraat etmesi, hepsinin de dışarıda olması lazım.
Tekrar etmek istiyorum, savcı teşvik priminin delili olarak bir ödeme belgesi arıyor, kasadaki açığı bile, bu açığın varolmasını bile delilden saymıyor. O halde Fenerbahçeliler neden içeride?
Kurgu diyoruz ya hani, işte kurgu böyle mantık hatalarıyla dolu, adaletsiz bir sahne kurduğu için çöküyor.
[1] http://www.muhalifgazete.com/17733-Kayip-parayi-acikladi.htm
[2] http://www.hurriyet.com.tr/spor/4789722.asp?gid=53
[3] http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10768.php
[4] http://www.radikal.com.tr/R=1059255
[5] http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18445053.asp
[6] http://spor.milliyet.com.tr/..=haberici
[7] http://www.galatasaray.org/kulup/haber/12673.php
2 Mart 2012 20:27
Bir kişi de çıkıp savcıya demiyor ki "Ulan teşviğin belgesi mi olur p...k?"
2 Mart 2012 20:54
şu kadarcık imkanla; bu kadar büyük gerçekleri gözler önüne serebiliyorsun... yürekten tebrik ediyorum. bu büyük oyunu, bu yalan-dolanı, sen, bizler ve bizim gibi düşünenler; bir bir ortaya döküp BOZACAĞIZ !!!
2 Mart 2012 22:04
bu bloga gereken değer verilmiyor .mınakoyim kaç kişi okudu lan yukardıkileri
2 Mart 2012 22:15
Süper yazı dostum. Elimden geldiğine yaymaya çalışacağım bu yazıyı
2 Mart 2012 22:18
Blogunuzu hayranlikla takip ediyorum. Inanin su kahpe basina arastirmaci ve ilkeli gazetecilik dersi veriyorsunuz. Kalpten sevgilerle yolunuz acik olsun diyorum.
2 Mart 2012 22:25
Bırakın 1 Milyon Doları 1 TL. açık bulsalardı şimdiye çoktaaannn cezamız kesilmişti..
2 Mart 2012 22:32
Fenerbahçeye operasyonu başlatan savcı ve polis müdürü 6s kongre üyesi, savcı değişti ama müdür kaldı. Floryaya gitmeden önce bilgi verdiğine eminim Ona rağmen 6 aydır makbuz yok piyasada. Bu o.ç. QTM den ses yok. Stad yap, para ver, kolla, şampiyon yap, her türlü pisliğini ört. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz, bundan ala işgal mi olur?
2 Mart 2012 22:54
http://arifinmencistiraattigigol.blogspot.com/2012/02/aziz-yldrmn-savunmasndaki-komiklikler.html
bide bu oyunu bozsana papazın çayırı..
2 Mart 2012 23:26
Gençlerbirliği maçının çürütülecek bir şeyi yok.
neden?
6222 sayılı kanun ve spor hukuku çerçevesinde müsabaka sonucunu etkileme suçunun belirli unsurları var.
1- birden fazla taraf olacak
2- taraflar müsabaka sonucunu etkilemek için aralarında anlaşacak.
3- bu anlaşma karşılığında taraflar bir menfaat elde edecek.
yazıdaki dökümanlarda farazi konuşmaların yorumu var.
öncelikle "taraf" yok, ilhan ekşioğlu gençlerbirliğinden herhangi biriyle konuşmuyor,
taraflar arasında bir anlaşma olduğunu gösteren bir bulgu yok,
ve gene taraflar arasında bir anlaşma olduğunu gösteren menfaat yok.
ekşioğlu onu demiş, bunu demiş, şöyle demiş böyle demiş. bu konuşmaların hangi amaçla yapıldığını ne ima ettiğini bilmiyoruz, her şey olabilir.
ancak hukukun temel kaidesi, herkesin iddiasını ispat zorunda olduğudur.
şunu sorarız
1- madem emniyet birimleri bu maçta şike oldğunu düşünmüş neden bütün tarafları takip etmemiş?
2- neden ortaya bir anlaşma olduğunu gösteren tek bir delil bile koyamamış?
3- bu anlaşmanın tarafları arasındaki maddi menfaat nerede? emniyet güçleri neden bu maddi menfaati takip edememiş?
bunun yanında maddi deliller de fenerbahçe - gençlerbirliği maçında bir şike olmadığını gösteriyor.
neden?
burada - http://papazincayiri.blogspot.com/2011/08/emniyet-tarafndan-sike-yapldg-iddia.html
2 Mart 2012 23:45
cissenonda!
sen bu yazının yorumunu yapsaydın ya kardeş. söylediğin konu bu yazının konusu değil ama en sağlam delilin olan D.Ercan itirafının sonunda bile gerçekleşmediği ifade edilmiş. yani şike yapılmadı demiş D.E. hani gençlerden oyuncu? yönetici, D.E nerede?
sen cevap ver şimdi; 1,5 M$ nerede, para nerede?
2 Mart 2012 23:49
Fb'den Manisa'ya giden 500 bin icin ne diyeceksiniz? Ne farki var bundan. Manisa baskanina borc vermismisler. Tesaduf o siralar Ts ile maclari var.
3 Mart 2012 00:29
o paranın geri alındığına dair de belge var. teşvik primi banka hesabına mı yatar? sonra geri mi ödenir? ya allah aşkına bir mantık olsun.
500.000'e teşvik bağlanıyorsa bu adam manyak mı karabük maçında 9 milyon $ verip şike yapsın? sonra da 75.000'e de murat şahini alsın? böyle bir hesap var mı?
dünyada hangi gerizekalı, teşvik veya şike primini banka hesabından para yatırarak yapar, dünyada hangi gerizekalı emniyet teşkilatı buz gibi belli olacak bu girişimi anlayamaz, gidip müdahale etmez, delillendirmez?
dünyada hangi salak bir maça 9 milyon diğer maça 500 bin ötekine 75 bin şike parası verir?
yani artık kuşların uçtuğunu ispatlamak gibi bir şey bu. kardeşim serçeler uçar. teşvik banka hesabından ödenmez. her işin bir rayici vardır, aralarında bu kadar uçurum olmaz. bunca yalana kanacak kadar saf mısın, safa mı yatıyorsunuz, anlamadım ki?
şurada mali hareketleri belgelendirilmiş, normal tüm olayları şikeye yoruyorsunuz da
14 mayıs 2006 günü oynanan bir maçın ardından 16 mayıs tarihinde kulüpten 1 milyon çekilip, elden akibeti belirsiz bir yere gitmesine, bu paranın da nereye gittiğinin 6 sene sonra bile delillendirilememesine hiç mi aklınızda bir şey uyanmıyor? bir inşaat işçisi lafından 45 şike senaryosu yazanlar burada ne yapıyor?
bu galatasaray suçlu filan demek değil, galatasaray da belgeyi çıkartır ortaya koyar. ortada acaip bir durum var.
ama ortada normal bir durum varken, bu duruma bakıp, saçma sapan yorumlarla şike çıkartanın da hakikatle, dürüstlükle filan ilgisi yok. mesele orada. adam diyor ki borç verdim, al buyur belgesi, sen diyorsan ki hayır bu borç değildi, o zaman ne olduğunu, neden öyle olduğunu ispatlamakla da sen yükümlüsün. ispatlayabiliyor musun? hayır. sesini kesip oturacaksın o halde.
3 Mart 2012 00:43
Tesvik icin vermisler iste, belki bir futbolcuya belki iki. maci kazanamamislar parayi geri almislar.
Hadi oyle olmasin peki hangi ustun zeka gercekten sampiyonluk icin kapistigin takimin 1 hafta snr mac yapacagi takimin baskanina sozde borc para verir? Bu gercekten iyi niyet ile olsa bile etik olurmu veya suc olmazmi? Veya insan dusunmezmi bunu duyarlarsa kiyamet kopar diye?
ne belgesi varmis bunun merak ettim
3 Mart 2012 00:49
fenerbahce dusmanlarini yenecegiz....
emegine saglik dostum
3 Mart 2012 02:34
murat, aziz yldırım'ın savunması bir kaç post aşağıda duruyor, açar bakar okursun.
"Aziz Yıldırım’ın, yani şahsımın, Kenan Yaralı’yla teşvik primi amaçlı irtibat kurduğum söylenmektedir. Ben ilerideki tape kayıtların dair beyanlarımda da açıkladığım üzere 10.02.2011 tarihinde Kenan Yaralı’ya gönderdiğim 500.000$ nakit parayı, şirketinin hesabına geçtim. Maç ise 22.02.2011 tarihinde oynanmıştır. Siz daha oynanmayan bir maç varken; diğer bir maç için hem de resmi kanaldan para gönderir misiniz? Diyelim ki Manisaspor o gün galip gelseydi Kenan Yaralı kendi şirketindeki bu parayı nasıl Manisaspor Kulübüne verecekti?
Teşvik primi söz konusu olsa, maç gününün ertesi günlerinde ödenmez mi? Siz sözde böyle bir parayı 4 adet çekle Mayıs – Haziran – Temmuz ayları tarihli olarak mı geri alırsınız? Yoksa hemen ödenmesini mi istersiniz?
İddianamede olmayan bir hususu, Kenan Yaralı ile dostluğumuzu göstermek babında izah etmek isterim. Kenan Yaralı’ya bunun haricinde, 15 Mart 2011 tarihinde 2.000.000 YTL lik kredimi de kullandırdım. Bunu hangi maç için acaba kullandırdım? Tam bir saçmalık. Kenan Yaralı ile aramızda mevcut dostluk ilişkisi kapsamındaki maddi ilişkilerimiz, somut delillere dayandırılmadan, suç olarak nitelendirilmiştir. 10.02.2011 tarihinde yani Kenan Yaralı’ya parayı gönderdiğimiz tarihte Mahmut Özgener ile yaptığımız telefon görüşmesine ait tapeyi (EK-10: 2161 No.lı Tape Kaydı) okursak her şeyi daha iyi anlarız.
Bu konudaki şahidim de eski T.F.F. Başkanı Mahmut Özgener’dir. İddianamede, eylemin değerlendirilmesi kısmında Kenan Yaralı’ya verdiğim paranın 1 ay sonra ödendiği söylenmektedir. Hâlbuki 1 ay sonra, 4 ay sonraya kadar çek alınıyor. Ödemeler bu vadelerde yapılıyor. Ancak Savcılık bu tapeyi belli ki işine gelmediği için iddianameye koymuyor.
Hiçbir şekilde teşvikle ilgili girişim yapılmamıştır. Tapelerde bu açıkça görülmektedir. Ancak dostlar için yapmış olduğumuz maddi destek karşımıza teşvik parası olarak çıkartılıyor. Onlara ’vicdanlı olun’ dan başka bir söz söylemek gerekmiyor."
3 Mart 2012 10:32
Güzel yazı...
Teşvik için verilen paranın, maçın sonucu teşviğin yapıldığı doğrultuda gerçekleşmezse, geri verildiğini bu yazının altına yapılan yorumlar sayesinde öğrendim.
İnsan nasıl bakmak istiyorsa öyle görürmüş.
Emeğine sağlık.
3 Mart 2012 11:17
Aethewulf sende de ne sabır varmış birader, üç-beş ergene uzun uzun laf anlatıyorsun. Biz bunları Fenerbahçelilerden ve mahkemeden başka kimsenin anlamasını zaten beklemiyoruz. Muratgiller 3 Temmuz'dan önce de Aziz Yıldırım'ın şikeci olduğunu söylüyordu, şimdi de şikeci olduğunu söylüyor. O zaman da işkembeden sallıyorlardı, şimdi de işkembeden sallıyorlar. Yani delil varmış-yokmuş, onlar açısından değişen bir şey yok. Nato kafa nato mermer. O yüzden gözünü seveyim bunlara laf yetiştireceğim diye kendini paralama. Savunmadan alıntı filan yaptığına da değmez. Üçüncü cümleden sonra devreleri yanacağı için uzun metinleri okumaları, okusalar da anlamaları mümkün değil.
3 Mart 2012 13:16
ecdatca :)
Anlamak istemiyorsunuz galiba. Doğan Ercan o itirafları neden yapmış neden öyle cümleler kurmuş telefonda bir açıklasana. Bak ben ne demişim Doğan Ercan üzerinden şike olmamıştır şike teşebbüsü vardır.Şike Serdar Kulbilgeyle olmuştur. Okuduğunuzu nasıl anlamıyorsunuz ben gerçekten anlayamıyorum.Zaten Doğan Ercan şike yapamadığı için azarlanıyor :)
Hani Gençlerden oyuncu mu ? Serdar Kulbilge adanaspor da mı oynuyordu. Mahmut Boz diyarbakırspor da mı ? Doğan Ercan tutuksuz yargılanıyor.Zafer Önder İpek tutuksuz yargılanıyor daha niceleri ? Ne iddianame ne ek klasörleri okumuşsunuz gelip oradan buradan etkilenip hani nerde hani nerde diyorsunuz?
Doğan Ercan her şeyi açıklamış be.
Zafer Önder İpek savcılık ifadesinde;
İ.Ekşioğlu'nun S.kulbilgiyle transfer görüşmeleri Fb ve Ts maçları öncesi hızlanmıştı.Daha doğrusu Ts maçı zamanı bu bayağı artmıştı. Ts maçında Serdar sakatlanıp oyundan çıkınca ve Ts maçı alınca bu transfer bir ölçüde riske girmişti.Eğer Ts maçında iyi oynasa Fb'nin alacağını duymuştum. Fakat bu iş bu nedenle yarım kaldı.
İlhan Ekşioğlu,Ts-Gb maçından önce ''bu maçta çok iyi oynasın,maçta puan alsın Fb'ye transferini yüzde yüz yapacağım demişti.Serdar bana karşılıksız 25-30 bin tl para verecekti.Transfer işi olmayınca bizde sıkıntıya girdik. Daha doğrusu ben girdim. Ancak İlhan Yüksel'in kesinlikle böyle bir teklifi oldu.
Sen bunlara cevap ver bakalım.Konuya gelince merak etme en az biz de fener kadar pislik işlere girmişizdir.Bugün Göksel Gümüşdağ gibi ahlaksız adamlar bizim başkan olabilirdi ve şike teşvik işlerine bulaşabilirdi.Ben bunu önleyemem. Hiçbir zaman da Gs bu işleri yapmamıştır demedim demem de. Ben nerden bileyim Aziz Y gibi insanların Gs kulübünde yer almayacağını.1.5 milyon dolar nerede bilemem. Sen kesin biliyorsan getirir gösterirsin. B.tulun ile Polat arasındaki mektupta sen Denizliyle ilgili bir şey gördün mü.Denizliyle ilgili hesaplarda bir şey gördün mü.B.tulun makbuzlar bende diyor. Denizliye giden makbuzlar onda mı :) Elden vermiş midir olabilir ama sadece söylentide kalır bunlar. Bak Cihan Oskay Mart sonunda şov yapacak ama kanıtlayamadıkça her şey boş.
3 Mart 2012 13:54
ortada, nereye gittiğinin hesabı verilemeyen,belgelenemeyen bir para var. benzer bir durumda, mahkemede acaba Aziz Yıldırım bahsi geçen paralardan herhangi birisinin dekontunu gösteremeseydi, nereye gittiğinin hesabını veremeseydi ve "taşınırken kaybolmuştur" diye bir savunma yapsaydı, bu gün ulusal ve sosyal medyanın nasıl bir cephe alacağı,bu savunmaya nasıl bir cevap verileceği çok ortada değilmidir? ikiyüzlülüğün bu kadarı diyebiliyorum sadece, ben böyle adalet anlayışının....
3 Mart 2012 16:25
yine bir sike/tesvik davasi ve yine tek bir adam yapiyor herseyi, ne futbolcu var ne de rakip.
kisacasi adalet masturbasyonu yasaniyor, yine. ama ne hikmetse bu sefer ki sessiz sedasiz, ozel yetkili gazeteci, ozel yetkili medya, ozel yetkili savcilarin tantanasindan uzak.
ne gs ye ne fenere ne de digerlerine, ben bu memlekete yaniyorum valla. yazik bu ulkeye. bu rezil adelet duzenini haketmiyoruz. bu rezil medya kokusmuslugunu hak etmiyoruz.
3 Mart 2012 22:59
olm hakem kötü doktor kötü her şey kötü savcılarımız ayrı bir mal hakikaten bu ülkenin bazı insanlarının sütü bozuk
4 Mart 2012 15:47
aziz yıldırım manisa başkanına teşvik meşvik göndermedi lan. alın okuyun: http://img29.imageshack.us/img29/4831/capture3lu.jpg
bunun gibi bir tape daha var. aziz yıldırım, kenan yaralı'nın durumunun kötü olduğunu, ağlaycak duruma geldiğini anlatıyor üçüncü kişilere. ve bu yüzden borç verdiğini. bunun üstüne takdir de ediliyor. siz hala daha teşvik demeye devam edin.
5 Mart 2012 09:14
Aziz Yıldırım ve İlhan Yüksel Ekşioğlu arasında 02.03.2011 günü yapılan telefon görüşmesinde şahısların “Üç Tarlayı Da Sürdük” şeklinde şifreli konuşmalar yaptıkları anlaşılmış, bu şifrenin deşifresine yönelik çalışmalarda şahısların ligin 24. haftasında 04.03.2011 günü oynanan Kayserispor-Manisaspor, 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB Spor, 06.03.2011 günü oynanan Beşiktaş-Trabzonspor müsabakalarında şike ve teşvik primi faaliyetlerinin yürütüldüğünü kastettikleri, yine aynı hafta 07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe müsabakasında da şahısların şike faaliyeti yürüttükleri görülmüş, bu bilgiler ışığında şahısların şike faaliyetlerinin deşifresine yönelik olarak; 01.03.2011 günü menajer Doğan Ercan, 02.03.2011 günü Fenerbahçe Mali İşler Sorumlusu Tamer Yelkovan, 03.03.2011 günü Ali Kıratlı, 08.03.2011 günü menajer Mehmet Şen, 10.03.2011 günü menajer Yusuf Turanlı hakkında şike faaliyetleri içerisinde yer aldıklarınındeğerlendirilmesi sonucunda iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanmış, yine aynı hafta 10.03.2011 günü Cengiz Demirel, 14.03.2011 günü kaleci Serdar Kulbilge hakkında da iletişim tespiti çalışmalarına başlanmıştır.
Cissenonda,iddianame diyor ki, Aziz Yıldırım-İlhan Ekşioğlu 2.3.2011 tarihinde "Üç tarlayı da sürdük" şeklinde şifreli konuşmalar yaptıkları için 7.3.2011 tarihinde ki G.Birliği-F.Bahçe maçında da şahısların şike faaliyetini yürüttükleri görülmüş ve menajer Doğan Ercan'ın 1.3.2011 tarihinde iletişim tesbit çalışmalarına başlandığı.....
Yani bir gün önce.....Müneccim mi acaba bu sanat eseri soruşturmayı yapanlar.Bu hiç şüphe uyandırmıyor mu sizde.
Serdar Kulbilge ile şike yapıldı diyorsun. Ama ne hikmetse Serdar Kulbilge nin telefonu 14.3.2011 tarihinde dinlenmeye alınıyor. Yani maçtan bir hafta sonra.Peki bu da normal mi!!!
iddianameyi, ek klasörleri okumadan gelip burada.... demişsin. hayatında kitap okumayanlar bile iddianame okumaya başladı. Ek Klasörleri okuduk. Ayrıca senin alıntıladığın bölümler sadece iddianame den.Ek klasörler de o tapelerin detayları var.Orada resim çok net. iddianame gibi flu değil.İddianame, "algı" yaratmaya yönelik hazırlanmıştır. Mahkeme heyeti için hazırlanmamıştır. Basın için,medya için hazırlanmıştır.Zira Gerçekler umurunda değildir hazırlayanların. Algılar önemlidir onlar için. Bu koyun sürüsü topluma da yetmiştir zaten gerekli algı yı oluşturmak.
5 Mart 2012 21:14
Doğan Ercan'ın ifadesinden medet umanlar için, bir ortam dinleme tutanağı yazıyorum.
"yer : İlhan Ekşioğlu'nun yazıhanesi. Doğan Ercan ile İlhan Ekşioğlu başbaşa.
Konuşmalarının başlangıcı klasik spor ve ülke geyiği. Arada Doğan Ercan'ın menejeri olduğunu söylediği bir iki futbolcunun muhabbeti var. Onların pazarlığı var. Sonrasında da konuşmalar şu şekilde.
İlhan Ekşioğlu : Ya o değil de bu haftaki maçımız çok zor. Gençlerbirliği deplasmanı.
Doğan Ercan : Evet abi. Gençler de ters gelir zaten Fenere. Şimdi de iyi gidiyorlar. Ama yenersiniz siz. Sizinkiler de ikinci yarı düzeldi bayağı.
İlhan Ekşioğlu : Öyle de, Trabzon'un da sağa sola teşvik dağıttığını duyuyoruz. Adamlar adeta ayak kırmaya mücadele ediyorlar. Sanki AKP'li bakanlar bütün bütçeyi bunlara açmışlar.
Doğan Ercan : Yok yok Cavcav da girmez böyle bir işe. Aziz Başkanı karşısına almaya korkar. Zaten benim futbolcular da var Gençler de yapmazlar öyle bir şey.
İ.E : Kaç tane futbolcun var senin Gençlerde oynayan.
D.E. : Ooooo yabancılarla beraber 4-5 tane var.
İ.E. : Söylesene onlara teşvik meşvik işine girmesinler. Öyle ayak kırmaya falan değil yumuşak oynasınlar. Adam gibi oynasınlar. Trabzon için değil, kendileri için oynasınlar.
D.E.: Kabul etmezler hiçbir şey, ben konuşurum onlarla.
İ.E.: Görmedin mi Gaziantep maçında, Bursa maçında adamlar ayak kırmaya çıkmışlardı maça. Hatta Antep'in yedek kulübesi saha kapansın diye uğraştı resmen.
D.E : Yok abi konuşurum ben bizimkilerle merak etme sen. Olmaz Ankara'da öyle şeyler.
İ.E.: İyi hadi bak sana güveniyorum ha. Bak eğer teşvik falan duyarsan da haber ver bana.
D.E.: Tamam abi,
Sonrasında yine Doğan Ercan'ın yetkili olduğu iki futbolcunun transferi görüşülür ve Doğan Ercan, bu transferler için avansını alarak çıkar İlhan Ekşioğlu'nun yazıhanesinden."
Konuşmalar bu şekilde. araya bir iki küfür yerleştirin.Ortam dinleme tam olsun.
Şimdi bu konuşmalarda şike ve/veya şikeye teşebbüs bulan elemana ödül verip, Özel yetkili savcı yapacaklar.
5 Mart 2012 21:17
Bir de Manisa-Trabzon maçına teşvik primi gönderildiği iddiası var, dillere pelesenk olan. Kayıtlı gönderilmesini bir tarafa bırakın.
Sanki maçtan üç gün önce gönderiliyor, ama istenilen sonuç elde edilemeyince de üç gün sonra geri alınıyor gibi anlatılıyor. Sosyal medyada, asosyal tipler tarafından.
Maçın oynanma tarihi : 21.02.2011
Aziz Yıldırım'ın Manisa Başkanı Kenan Yararlı'ya banka havalesi ile 500 bin dolar gönderme tarihi : 10.02.2011
Kenan Yararlı'nın bu parayı iade tarihi ve şekli : 29.03.2011 tarihinde 125'er bin dolarlık 4 adet çek ile.
Çeklerin vadeleri : 29 Nisan, 29 Mayıs, 29 Haziran ve 29 Temmuz.
Demek ki neymiş, 10 Şubat tarihinde gönderilen paranın tamamen iadesi 29 Temmuz'da. yani maçın oynanmasından 7 ay sonra.
Bu parayla ilgili, Aziz Yıldırım'ın Kenan Yararlı'yı, "beceremediniz işi, benim para mı hemen iade et" şeklinde yorumlanabilecek herhangi bir görüşmesi, tapesi vb. var mı ? YOK
Hala bunun teşvik primi olduğunu iddia edeni yine Özel Yetkili Savcı yapacaklarmış, belki de bu iddialarla tutuklu yargılama kararı veren hakimin yerine oturturlar bilemem.
Kimse çeklerin verildiği tarihi, yani 29 Mart tarihini iadenin gerçekleştiği tarih gibi düşünmesin. Çeklerin vadesi var. Nakit ve peşin verilen teşvik priminin vadeli çeklerle iade edilmesi, eşyanın tabiatına aykırı.
5 Mart 2012 23:39 Bu yorum yazar tarafından silindi.
8 Mart 2012 10:42
bir galatasaraylı'nın veya trabzonlu'nun şike konusunu bir fenerbahçeli ile tartışabilmesi dava ile ilgili süreç hakkında çok donanımlı olması gerek ama o birikim yok nedense bu takımların taraftarlarında(ya da var, işlerine gelmiyor sadece).
yıllarca aziz yıldırım yüzünden fenerbahçe antipatisi oluştuğunu düşünen biri olarak; gelinen noktada aziz yıldırım'a yapılan zulmü görüyorum. dik duruşu, sözünü sakınmaması, sözünün eri olması nedeniyle işten izin alıp istanbul dışından çağlayan'a gidiyorum. taraftarın vefası ve duruşundan gurur duyuyorum. ne ultraslan ne de çarşı bu denli sevemez takımını bu denli arkasından gidemez. süreç bunu gösterdi bize. bu dik duruşa karşı anca; "bursa'dan gol haberi" ya da "2-2, 2-2" geyiği çevirebilecek kadar paspaye ve basit saldırıları olabiliyor ezeli rakiplerimizin ve ben onların bu haline bayılıyorum. zavallılıklarının farkında olmayan biçareler ve kafi derecede komikler...
8 Mart 2012 14:55
ADI ADAMLAR O KADAR ALENI YAPMISLARKI
TESVIK PARASINI BILE KLUBUN KASASINDAN ODEMISLER
KARSI TARAFIN PARAYI ELDEN ALDIGI ICIN
TABIKI MAKBUZU YOK SIKE KAPSAMINA GIRMIYOR..
PEKI BIZIM PARALAR HERSEYIN BELGESI VAR
SOZU EDILEN PARALARIN HICBIRININ
SUC USTU BILE YOK SADECE KONUSMA TAPELERI VAR
AMA NE HIKMETSE HERKEZ DISARDA BASKAN ICERDE...
12 Mart 2012 04:14
Bülent Tulun'un iddia ettiği meblağ ile nereye harcandığı belgelendirilemeyen 1 milyon dolar ayrı olaylar. Bülent Tulun'un iddia ettiği meblağın nereye harcandığı belgelendirilmiş, Florya'daki kasa defterine girişi ve nereye gittiği sabit. Diğer meblağın ise nereye harcandığı belli değil. Belirtmek istedim.
14 Mart 2012 18:46
olayı çarpıttığımızı söyleyen bir arkadaş var, şu aşağıdan nereyi çarpıttığımızı bir söylerse mutlu olurum.
"Şüpheliler Adnan Polat, şoförü Mustafa Kabasakal ve Galatasaray Spor Kulübünde bir süre sportif direktörlük yapan Mehmet Bülent Tulun hakkında, 14 Mayıs 2006 tarihinde oynanan Denizlispor-Fenerbahçe futbol takımları arasındaki karşılaşmada Denizlispor takımına "teşvik primi" verilmesi iddiasına ilişkin soruşturma yapıldığı kaydedilen iddianamede, şüpheli ve tanık beyanlarının yanı sıra, elde edilen delillere yer veriliyor.
İDDİANAMEDE ŞÖYLE DEVAM EDİLİYOR
"Denizlispor-Fenerbahçe futbol takımları arasında oynanan maç öncesinde ve sonrasında 14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte Galatasaray Spor Kulübü adına teşvik primi olarak herhangi bir ödemede bulunulduğuna dair kayıt bilgi ve belgeye rastlanılmadığı görülmüştür."
Galatasaray Spor Kulübü'ne ait hesap dökümlerinden olan muavin defterindeki döviz kasası dökümü incelendiğinde, 16 Mayıs 2006 tarihinde 1 milyon 23 bin 100 dolar tutarında kasa çıkışının görüldüğü belirtilen iddianamede, bu tutarın 23 bin 100 dolarlık miktarına makbuz düzenlendiği, diğer 1 milyon dolarlık bölümün makbuzla belgelendirilemediği ifade ediliyor.
Bu miktarın futbolcu Rigobert Song'a tazminat bedeli olarak verildiğinin belirtildiği ancak Galatasaray Spor Kulubünden Sinan Kalpakçıoğlu tarafından 5 Haziran 2006 tarihinde Song'un avukatı Banu Anıl'a gönderilen son hesap durumuna ilişkin elektronik postada, "bugün itibarıyla maç başına prim dahil ödenmesi gereken tutar 185 bin avro düşünülmesi gerektiği, ayrıca sezon sonuna kadar 1 Haziran 2006, 1 Temmuz 2006 ve 1 Ağustos 2006 tarihlerinde ödenmesi gereken toplam 325 bin 500 avro muaccel olmayan borcun" ifadelerine yer verildiği anlatılıyor.
Bu elektronik posta da dikkate alındığında, 16 Mayıs 2006 tarihli tediye fişiyle Song'a 1 milyon dolar ödeme yapılmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu anlatılan iddianamede, şu ifadelere yer veriliyor:
"Galatasaray Spor Kulübü Derneğine ait 1 milyon dolar tutarındaki paranın hangi amaçla ve nereye harcanmış olduğunu ikna edici bir makbuz ya da belge ile tevsik edilemediği dikkate alınarak, harcamanın yapılmış olduğu 16 Mayıs 2006 tarihi itibarıyla Galatasaray Spor Kulübü Derneğinde kulüp başkan yardımcısı olarak görev yapan, bahsi geçen ödemenin yapıldığı iddia edilen futbolcu Rigobert Song ile yapılan sulh ve ibra kontratlarında kulüp başkan yardımcısı sıfatıyla imzası bulunan Adnan Polat'ın eylemiyle 'Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak" suçunu işlemiş olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.""
okuma parçası üzerinde biraz çalışalım.