Temmuz Yalanları: Sanat Eseri Soruşturma



resmin büyük hali - enlarge your propaganda piece

5 Temmuz 2011 tarihinde medyaya "İşte Şike Örgütü'nün şeması" başlıklı bir haber servis edildi. Güzel bir resimle desteklenen haberde "şike örgütünün" o meşum şeması fas edilip, polisin ne kadar da güzel çalıştığı ortaya koyuluyordu. 6 Temmuz tarihinde bu şema üzerinden Telegol programında baransulayanlar soruşturmayı bir sanat eseri ilan ederken, dinleyenler de Türk polisinin birden CSI standartlarında araştırmacılığa, Norveç emniyeti kalitesinde dikkate sahip olması karşısında heyecanlarını gizleyemiyordu. Oysa sonra ne oldu?

3 Temmuz operasyonunun amacı ilk haftada bir kamuoyu algısı yaratarak gözaltına alınan herkesin peşinen suçlu olduğu yönünde bir kabul yaratmak, bu kabul üzerinden de gelecek itirazları peşinen engellemekti.

O yüzden Aziz Yıldırım'ın montajlanmış görüntüleri servis edildi, TFF Başkanına savcılık bu sebeple "son 5 maçın sonuçlarını bildiğini", "maçları gülerek izlediğini" beyan etti, Emniyet yetkilileri fellik fellik dolaşıp gazetecilere "hayatımın en süper operasyonu" derken "19 maçta şike ve teşvik primi tespit ettik" gibi her tür hukuk kuralını çiğneyen ifadede bulundular.

Temmuz yalanları, kamuoyunun algısını ve vicdanını iğfal etmek için kurgulandı ve uygulandı. O yalanların da "şeması" şu üstte yer alıyor.

Şemada yer alan isimlere bir bakalım:

Aziz Yıldırım - Tutuklu yargılanıyor, ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü kurmak
Olgun Peker - Tutuklu yargılanıyor,
Mecnun Odyakmaz - Tutuksuz yargılanıyor,
Ömer Ülkü - Tutuksuz yargılanıyor,
Abdurrahman Yakut - Tutuksuz yargılanıyor,
Şekip Mosturoğlu - Tutuksuz yargılanıyor,
İlhan Ekşioğlu - Tutuklu
Bülent Uygun - Tutuksuz yargılanıyor,
Ümit Karan - Tutuksuz yargılanıyor,
Bekir Acar - Tutuksuz yargılanıyor,
Levent Eriş - Tutuksuz yargılanıyor,
Erman Ertaş - Tutuksuz yargılanıyor,
Tamer Yelkovan - Tutuklu
Hakan Karaahmet - Tutuklu
Özden Tütüncü - Tutuksuz yargılanıyor,
Korcan Çelikay - Tutuksuz yargılanıyor,
Mehmet Yıldız - Tutuksuz yargılanıyor,
Sezer Öztürk - Tutuksuz yargılanıyor,
Emmanuel Emenike - Tutuksuz yargılanıyor,
Mahmut Boz - Tutuksuz yargılanıyor,
Serdar Külbilge - Tutuksuz yargılanıyor,
Haldun Şenman - Tutuklu
Vedat Emre Küçük - İddianamede adı şüpheli olarak bile geçmiyor
Sami Dinç - Tutuksuz yargılanıyor,
Ali Kıratlı - Tutuklu
Abdullah Başak - Tutuklu
Doğan Ercan - Tutuksuz yargılanıyor,
Özden Aslan - Tutuksuz yargılanıyor,
Tarık Özertem - İddianamede adı şüpheli olarak bile geçmiyor

Şimdi herkese soruyorum bu nasıl bir sanat eseri soruşturma?

5 Temmuz günü, 8 aylık bir soruşturma sürecinden sonra, "İŞTE ŞİKE ÖRGÜTÜNÜN ŞEMASI" diye caps lock açık medyaya bangır bangır servis edilen bir şemadaki 29 kişiden ancak 8 tanesi tutuklu. CMK 100'e göre örgüt üyesi olmakla suçlananların tutuklu yargılanması mümkün. Yani başarı oranı üçte bir bile değil. Üstelik daha sadece iddianame kabul edildi, Özel Yetkili Mahkemelerde görülen her 10 davanın 4'ünde mahkumiyet çıktığını hesaba katarsak bildiğiniz şu resmin tamamı yalan!

Nedim Şener bugün kendisine sunulan tüm verileri doğru mu değil mi diye bakmaya bile zahmet etmeden aynen yazan "demokrasi bekçisi" yazarlardan bahsetti. Siteminin büyük çoğunluğu zulüm karşısında sessiz kalan, hatta zulmün paydaşı olan gazetecilereydi.

Evet onlar aynı insanlar.

Evet Fenerbahçe'ye bunu yapanlarla, Balyoz'da, Oda TV'de, Ergenekon'da, KCK'da, tutuklu öğrencilerde, insan haklarına tecavüz edenler, bu tecavüzlere seyirci kalanlar aynı insanlar.

Evet medya üzerinden soruşturma süreci yürütenlerle, hukuki haklarını korumak isteyenler arasında derin bir uçurum var ve her gün görüyoruz ki biz uçurumun adalet isteyenler tarafındayız. Onlar yenilene kadar da asla kazanmış sayılmayacağız.


6 comments:

  1. BOSS dedi ki...

    En güzeli de, Emniyet Müdürü'nün; "19 maçta şikeyi delillendirdik ancak kamuoyunun desteğine ihtiyacımız var" açıklamasıydı.
    Kamuoyu, tahmin ettiğinizden bile fazla destek verdi amirim ama gördüğünüz gibi hiç bir işe yaramadı.
    Ben de diyorum ki;
    3 Temmuz'dan beri, onursuz, şahsiyetsiz ve kişiliksiz 19 kişiyi tesbit ettim.
    O kadar yüzsüzler ki; görevlerinden ayrılmalarını sağlayabilmek için kamuoyunun desteğine ihtiyacım var.

  2. kale 724 dedi ki...

    Bu kadar yetersiz iddialarla insanların aylardır içeride olmalarına neden olanalar vicdanlarıyla baş başa kaldıklarınde ne yapıyorlar acaba? Delillendirdik dedikleri bir poşetin görüntüsü. Adalet sistemimiz adına utanıyorum.

  3. 2Os dedi ki...

    Allah'ım; varlığının en güzel ismi olan HAK'kın mutlak galip olacağı güne kadarki zaman içinde bunun mücadelesini verebilmeyi bize nasip et. Ve bu mücadelelerden bir tanesi de FENERBAHÇEmize karşı yapılan HAKSIZlıklara karşı savaşabilmek ise eğer; gücümüzün yıpranmasına neden olabilecek mağlubiyetlerden bizi koru.

  4. (Süper)Cem dedi ki...

    dostlar, geçen ay evime hırsız girdi. evin içinden kovaladım adamı. kaçtı gitti, her neyse.. hasar tespit kontrollerinden sonra notebook ve bir telefonun çalındığını gördüm. polisi aradık, geldiler. bilgisayarın mac adresini, cihazın imei numarasını falan versek son sinyalin alındığı yerden tespit edilir mi? diye sordum. o dediklerin arka sokaklar dizisinde oluyor, dedi. güler misin, ağlar mısın?

    kıssadan hisse; şu yukarıda verdiğim örnekteki cümleyi kurabilmiş bir polisin bağlı olduğu emniyet müdürlüğünün yapacağı soruşturma herhangi bir sanat eserinin kıyısından köşesinden geçemez. ve işin acıklı, gerçekten acıklı yanı, bunu tüm yurttaşların biliyor olması. memlekette polise güvenen, polisin alnının akıyla muhteşem işler çıkarabileceğine inanan vatandaş sayısı bir elin parmaklarını geçmez. kaldı ki, polisine söven, hiç güvenmeyen, olabildiğince polislik işlerden uzak durmaya çalışan bir toplumuz ama nedense konunun öznesi Fenerbahçe olunca tüm toplum bir anda devletçi, polisçi kesilebiliyor ülkemizde. işte bu gerçekten çok acıklı bir durum. insanların kafataslarının kalınlığını gösteriyor bu bize. beyinlerine sinyal gitmiyor bu kalınlıktan, algılama sorunu çekiyorlar.

    öyleyken böyle..

  5. tufan dedi ki...

    Turk polisinin en buyuk gorevi "opusun, barisin, sikayetinizi geri alin, bizi de ugrastirmayin, siz de ugrasmayin" degil mi? ne zamandir sanatla ugrasiyor bunlar? hani ergen geyigi vardir ya, "istanbul emniyeti guzel sana atlar fuck'ultesi"

  6. ERTONG dedi ki...

    Naçizane söylemek isterim ki medyada bu konularla ilgili tek bir kelime yazılmıyor, yöneticilerimizin, avukatların tv'lere çıkıp bu hukuksuzlukları tek tek anlatması gerekli...

Yorum Gönder