Avrupa Şampiyonu Fenerbahçe
Hikayeye nerden başlasak bilmiyorum, Fenerbahçe'ye dair şu yaşa kadar büyük hüzünler ve büyük mutluluklar yaşadım, son on yılda özellikle ikinci ligden birinci lige yükselip müessese saltanatını sallamaya başladığımız dönemde kadın voleybol takımıyla taraftar arasında müthiş bir bağ oluşmaya başladı. İstanbul'dan yüzlerce kilometre ötede yaşayan bir Fenerbahçeli olarak İstanbul'a dair en çok gıpta ettiğim şey şu kızların bir maçını salonda izleyememekti. 2006-2007 sezonunda yıllardır yenilmez bildiğimiz Eczacı'yı yendiğimiz maç en az futboldaki bir derbi zaferi kadar sevindirmişti beni, Özlemli Çiğdemli Bia'lı Seda'lı kadro Fenerbahçe'nin voleybol diye bir branşta da kafaya oynayabileceğini ispatlamıştı bize. 2008 de yine ucundan kaybettik şampiyonluğu Eczacı'ya.
O yaz Mardin'de bütün dünyayla ve dolayısıyla Fenerbahçe'yle ilişkimin sıfıra indiği askerlik sırasında Eda'yı Beşiktaş'tan transfer ettiğimizi okudum bir yerde. Askerde aldığım en güzel haberlerden biriydi, o sezona iyi başlamasak da Jan De Brant'ın gelişiyle kulüp tarihinin ilk şampiyonluğunu Eczacı'nın ucube salonunda almayı başardık, final serisinin 3. maçında salondaydım, 3 sezondur içinde olmayı çok istediğim topluluğun bir parçası olmak çok iyi hissettirmişti. İki gün sonra bir Pazartesi akşamı televizyonun önünde 5 sayı kaldı 4 sayı kaldı diye geriye sayarak ve son sayı geldiğinde Eda'nın Seda'nın Anja'nın gözyaşlarına eşlik ederek taşrada yalnız bir şekilde şampiyonluğu kutladım.
Müessese saltanatını kırmış voleybolda çağ değişimini başlatmıştık, Nati Gamova ve Naz transferleri ve Acıbadem sponsorluğuyla görülmemiş dominantlıkta bir takım kurmuştuk, Türkiye Ligi'ni güle oynaya kazansak da Şampiyonlar Ligi finalinde Bergamo'ya 5. sette kaybetmiş ve Avrupa Şampiyonluğu'nun sinyalini vermiştik.
Geçen yıl Avrupa Şampiyonluğu konusunda o kadar çok inandırmıştım ki , hayatım boyunca sürekli kontrolü, temkini elden bırakmayan biri olarak Vakıfbank'a elendiğimiz günkü kadar şaşkın bir halde hissetmemiştim kendimi. Çanakkale'den İstanbul'a giderken Cumartesi Vakıf maçı sonrası şöyle yaparım böyle yaparım diye plan yapmış, arkadaşımla sözleşmiştim, Vakıfbank son servisi atıp maçı kazandığında salonda öylece kalakaldım, Denizli faciasını Trabzon trajedisini yaşamış bir taraftar olarak aslında görkemli hayalkırıklıklarına alışmış olmam gerekirken bu mağlubiyetin bu kadar koyması enteresan gelmişti. Programımı falan iptal edip doğrudan otele gidip sıkıntılı sıkıntılı uyumayı bekledim, bir gün sonra kupanın Özge'nin elinde yükselmesini büyük bir kıskançlıkla izledim. Takım yarı finalde elenince takıma sinirlenmiştim ama 3. lük maçında takımı izlemeye gitmeyecek kadar -yani M.Ali Aydınlar kadar- gaddar değildim.
Bu seneki takımın Avrupa'nın en iyisi olduğunu sezon başından beri söyledim ve bu sene şampiyon olacağımız konusunda garip bir rahatlık vardı, en büyük rakibimiz olacak Vakıfbank ve Rabita Bakü'nün dışarıda kaldığı bir Final Four'u kazanacağımızı düşünüyordum. Dinamo Kazan maçının ilk başlarında bir ara geçen seneki Vakıfbank maçındaki ifadeleri gördüm oyuncuların yüzünde, ama ikinci seti kötü oynayıp kazandıktan sonra üçüncü sette o ifadeler düzeldi ve bugün de Cannes maçında takım dönüp arkasına bakmadan kolayca kazandı şampiyonluğu. İki senedir bir ucundan tutup kaybettiğimiz kupayı nihayet kazanabildik. Kulüp tarihinin ilk Avrupa Şampiyonluğu bir kez daha kutlu olsun
Takdir teşekkür bölümüne geçelim önce oyuncular, Nihan benim ve pek çok insanın en çok eleştirdiği oyuncuydu bu takımdaki, 2010 ve 2011 deki F4 lerde takımın en zayıf halkasıydı, bu sene kendisini müthiş geliştirdi, özellikle Final Four'da çok iyi savunma yaptı, takımın en zayıf halkası olarak başladığı bu senede böyle görkemli bir yükseliş gerçekten takdire şayan. Kim için "Asya'nın Gamova'sı" tabiri kullanılıyor ama bence Kim Gamova'dan daha iyi oyuncu, Eda için bir şey söylemeye gerek yok en az benim kadar Fenerli olduğunu biliyorum, taraftarın sahadaki temsilcisi gibi. Yağmur'dan Duygu'ya Fabi'den tüm sezonu sakat geçiren kaptan Çiğdem'e bütün oyuncuların emeklerine sağlık. Kulüp tarihinin en karanlık senesinde bize böyle bir sevinci yaşattıkları için. Ze Roberto geçen seneki Vakıfbank maçından sonra bir senedir bu maç için yaşıyordu turnuva başlamadan önce Eurosport'a verdiği röpörtajda Brezilya milli takımının rakiplerini bile doğru düzgün takip etmediğini aklının fikrinin F4 de olduğunu söylemişti, sonunda camiaya bu sevinci armağan ederek omuzundan büyük bir yük kalkmıştır herhalde. Tüm teknik ekibe de yarattıkları bu takım için teşekkürler.
Tabii en özel teşekkürü başkana yapmak lazım. Aziz Yıldırım'ı her konuda sert eleştiren birisi olarak futbol dışı sporlara verdiği destek için kendi adıma müteşekkirim. Bu kulübün her branşta Avrupa Şampiyonu olabileceği vizyonunu bizzat koyan irade Aziz Yıldırım'ın iradesinden başka bir şey değildi. Seda stres kırığı belasıyla uğraşırken her hafta antrenmana gidip ona moral vermeye çalışan, Eda'nın düğününe cezaevi revirinden mektup gönderen, oyuncularla tek tek ilgilenen bir başkana karşı bu kızlar da en anlamlı hediyeyi verdiler.
Fenerbahçe kuşatma altında bile pes etmeyeceğini, kadınıyla erkeğiyle her cephede kendisiyle uğraşanları geri püskürtebileceğini bir kez daha gösterdi, Bu kulüp son on yıldır bütün branşlarda Türkiye'nin lokomotifi haline gelmiş, olimpiyata gidecek sporcuların neredeyse yarısını bünyesinde barındırır durumdayken bu kulübü 3 Temmuz operasyonuyla tarihinin en büyük sıkıntısına sokanlar,Temmuz ateşine odun taşıyanlar şimdi Fenerbahçe'ye methiye düzüp kutlama kuyruğuna girmiş haldeler. Fenerbahçe de Fenerbahçeli de sizin yaşattıklarınızı asla unutmayacak. 3 Temmuz sonrası bu ülkeye aidiyet duygusu azalmış,Fenerbahçe'ye aidiyet duygusu üçe beşe katlanmış insanlar sizin kutlama telgraflarınızı zerre kadar samimi bulmuyor.
Fenerbahçe kulübüne en büyük kupayı ben getirdim diye gerim gerim gerinen M.Ali Aydınlar, takım destansı bir mücadele gösterip 3-2 Şampiyonlar Ligi finali kaybettiğinde "Fener'e Avrupa'da kupa hayal" başlığı atabilecek kadar dangalaklaşan Milliyet, Şampiyonlar Ligi finaline muhabir göndermeyi aklından geçirmeyen, bağlantı yapmaya bile gerek görmeyen ama Galatasaray'ın üçüncü sınıf Cev Cup finalini "Cimbom destan yazdı" diye lanse eden objektif spor kanalı Ntvspor, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olduğu günün akşamı Cev Cup Finalisti Galatasaray Kadın Voleybol Takımıyla stüdyo programı yayınlayan Ligtv 3, Şampiyonlar Ligi final maçına iki dakika önce bağlanıp,dünyanın en önemli koçunu itip kalkan dil bilmeyen muhabirle rezil yayın yapan TRT, sizi üzdüğümüz için üzgünüz ama Fenerbahçe Avrupa Şampiyonu.
Fenerbahçe kendi ülkesinin yargısına, yürütmesine, yasamasına, medyasına karşı verdiği savaşı da kazanacak siz hiç merak etmeyin. Kim'in Eda'nın Logan'ın vurduğu toplar bugün zalimin tetikçiliğini yapanların da bir gün yüzünde patlayacak elbet... Şampiyonluk yazılarını dünyanın en güzel isim tamlaması Şampiyon Fenerbahçe diye bitiriyordum bu sefer değiştirdik dünyanın en güzel zincirleme isim tamlaması Avrupa Şampiyonu Fenerbahçe.
26 Mart 2012 01:27
Aziz başkan bunlar senin eserin selam olsun büyük insan..Sana bu yapılanların hesabı sorulacak
26 Mart 2012 03:33
Devrimi hep kadınlar başlatmıştır.
26 Mart 2012 03:41
hocam naz'dan da biraz bahsetse miydik acaba?
26 Mart 2012 07:42
Bu mesajı Bakü'den yazıyorum. Yaklaşık 8 aydır Bakü'de yaşıyorum ve bu finali canlı izlemek kısmet oldu. Bütün oyuncular harika olağanüstü fakat Naz Aydemir insan değil, böyle bir oyuncu hayatımda görmedim. Lütfen kıymetini bilelim, gerçekten efsane olacak, benim için oldu bile. Ayrıca bütün -özür dileyerek- şerefsizlere inat kupayı aldık fakat polis(!) havaalanında taraftara biber gazı sıkıp otobüse tekme attı.. bunun hesabı sorulmayacak mı? Bu nasıl bir düşmanlık. Lanet olsun hepsine.
26 Mart 2012 09:29
Bizim sevindiğimiz medyanın genelinin üzüldüğü bir maç oldu dünki final.
26 Mart 2012 10:22
Herkezin emeğine yüreğine sağlık kimsenin taktirine özellikle medyanın şakşakçılığına ihtiyaç yok bu bizim ve bu biz fenerbahçeyiz diyen tüm taraftarın ilacı bu şampiyonluk ;ağır konuşmamı arkadaş ortamında yaptım MAA için burda kına yaksın deyip kısa geçicem ... Tşekkürler sarı melekler...
26 Mart 2012 10:25
Tek kelime ile müthiş:
Dünyanın en güzel zincirleme isim tamlaması Avrupa Şampiyonu Fenerbahçe.
26 Mart 2012 10:37
Merhaba, ben de sizi bekleirm bloğuma.. sevgiler.. :)
www.LensMarket.Com
26 Mart 2012 10:47
tarih havaalanında avrupa şampiyonu olmuş takıma ve taraftarına saldırıp küçük bir kızın bacağını kıran poliside yazar.
26 Mart 2012 10:50
miliyet gazetesinin o igrenc basligini unutmadik daha
26 Mart 2012 11:06
aslında aziz yıldırımla geçen 10 küsür seneyi özetleyen bir kupadır bu, yatırımıyla, sponsorlarıyla, olayan bir amatör şubeyi ayağa kaldırmak, sonra o sporcuları sahiplenmek, üstüne taraftarın sahiplenmesini sağlamak ve sonunda gelen başarı.
Teşekkürler dünya kulübü, SPOR kulübü Fenerbahce.
26 Mart 2012 11:18
@samael
Katiliyorum. Bir tek "genelinin" lafi fazla olmus...
26 Mart 2012 11:27
bir gün bu kupanın bayan voleybol takımından geleceğini biliyordum.. darısı erkek voleybol takımımızın başına..
26 Mart 2012 14:56
Ntvspor ile ilgili objektif olmadığı yönündeki eleştirilere katılmıyorum. Sadece şöyle bir huyları var: Kendi yayımladıkları maçların öncesi ve sonrasında yaygarayı koparıyorlar ama kendi yayımlamadıkları daha önemli spor olaylarında sesleri daha az çıkıyor. Olay bundan kaynaklanıyor bence. TRT ile ilgili eleştirilere ise aynen katılıyorum...
26 Mart 2012 18:02
Lokomotif ıle ıfade etmek ıstedıgımızı bıraz daha detaylı acıklamak gerekır ıse:
Amator branslardakı tartısmasız ustunlugumuz bır kenara, 5 ana dala ait son 55 şampiyonluk kupasının (ıcınde bulundugumuz yuzyıla aıt) 23'unu FENERBAHÇEmiz kazandı... Eczacıbasının 6; Efesin 5; Erdemir, Galatasaray ve Besıktasın ıse sadece 3 sampıyonlugu var.
FENERBAHÇEmiz > (Eczacıbası + Efes + Erdemir + Galatasaray + Besiktas)
Ayrıca bu 55'in şampiyon olamadıgımız 32'sinde ise en az 12 defa 2nci olduk.
29 Mart ve 1 Nısan'da Abdı Ipekcı'de olmayı unutmayalım.
26 Mart 2012 18:46
ROK, Baransu gibilerin görünümünde emniyet, bağımlı yargı, medya ittifakı birleşip darbesini vurur, fenerbahçenin adını kirletmeye çalışır; ama karşılarında 43 bin kadın çocuğu, forması ve başörtüsüyle dua eden yaşlı bir teyzeyi, milyonlarca kenetlenmiş taraftarı bulur.
Erman gibiler Telegolda atıp tutmaya alışmıştır; karşısında onu sus pus eden Cihan Kamer'i bulur.
Dilara Gönder gibi otoriteye boyun eğmişler, çıkıp alıştırıldıkları şekilde konuşur; Hakan Dinçay cevabını verir, taraftar bastırır, özrünü diletir.
Spordan zerre anlamayan bir muhabir, Ze Reborto'yu itip Ali Koç'la konuşmak ister; Ali Koç, dur bakalım diyip hocaya tercümanlık yaparak en büyük ayarı verir.
Polis kimbilir kaçıncı defa gaz bombalarıyla, coplarıyla saldırır; kızlarımız twitterdan medyanın göstermediklerini yazar, ailenin ne demek olduğunu gösterir.
QTM "Fener'e Avrupa hayal" manşeti atar; o manşeti yediren SARI MELEKLER çıkar, son manşeti atar.
Yavaş yavaş anlayacaklar. "Fenerbahçe o elleri lavaboya" sokar.
Teşekkürler Sarı Melekler, teşekkürler Aziz Başkan.
Binlerce kardeşim, kızkardeşim, renktaşlarım; teşekkürler.
3 temmuzdan beri en mutlu günüm.
26 Mart 2012 22:14
umarım artık kazanılan bu final kulübün üzerindeki final kazanamama tılsımını da çözmüştür. kim, logan, eda smaçlarını yıllardır bu takımın verdiği emeklere burun kıvıranların ağızlarına ağızlarına çaktılar helal olsun. kapıyı melekler açtı darısı kraliçelerin başına.
13 Ağustos 2012 11:25
http://www.lensomani.com/