Ömer Getirdi, Emir Bitirdi
Bir an önce maçı koparma hevesi ve gerginliğiyle maça girdik. Arka arkaya iki üçlükle öne fırlasak da içeriyi iyi kullanan ve hücum ribauntlarında etkinliğini hissettiren Valenica, skor olarak hep yakın kalmayı başardı. Kinsey'in yokluğunda Tomas'ın da erkenden ikilemesi yüzünden topa baskıyı yeterince yapamadık. Ömer'in ve Emir'in hücumda takımı sürüklemesiyle skoru kolay ürettik ama kendi potamızda da kolay sayılar görmeye başladık. Kolay basketi biz bulmak üzereyken yaptığımız top kayıpları farkın açılmamasına yol açtı ve ilk periyodu 21-20 önde kapattık.
İkinci periyot momentumu ele geçirdiğimiz ve tokatı atıp geçebileceğimiz bölümlerde yine çok basit top kayıpları yaptık. Clever ve Martinez'in orta mesafe şutlarıyla maça tutunmaya çalışan Valencia'ya karşı Mirsad'ın oyuna girmesiyle ribauntlarda dengeyi sağlayıp 7 sayılık bir avantajla devre sonuna girsek de Valencia farkın yine çift hanelere çıkmasına izin vermedi ve ilk yarı 37-33 sona erdi.
Üçüncü çeyrek Marko Tomas, Olympiakos maçının ikinci yarısındaki gibi başladı. Arka arkaya üçlüklerle farkı 9'a kadar çıkardık. Valencia bir kez daha geri gelmeyi becerdi. De Colo ile Martinez'in hücum ve Lischuk Javtokas'ın savunma katkısıyla skorda eşitliği tekrar yakaladılar. Sürekli skor olarak önde kalsak da bir türlü farkı 5-6 sayının ötesine çekemedik. Üçüncü periyodu da 2 sayı farkla, 54-52 önde kapadık.
Dördüncü periyot Ömer'in yine sazı eline aldığı savunmada birkaç top çalmayla kolay sayılar bulduğumuz bölüm sonrası bir kez daha hamle yapıp son 3-4 dakikaya 8 sayı önde girmeyi başardık. Artık kapıyı kapatıp maçı 6-10 sayı civarında bir farkla kazanabilecekken Valencia'nın bir kez daha gelmesine izin verdik. Son hücumlarda Emir'in ve Ukiç'in yanlış tercihleriyle son topta Valencia'ya kazanma şansını versek de Emir, son saniyede üst üste yaptığı iki blokla Martinez'e dur deyince maçı 75-73 kazanıp ikide ikiyi cebimize koyduk.
İyi oynamadığımız, 17 top kaybı yaptığımız, 18 hücum ribaundu verdiğimiz, rakibin bizden 15 kez daha fazla topu potaya gönderdiği bir maçı kazanmak aslında mucize. Üçlük yüzdemiz istatistik hanesinde bize üstünlük sağlayan yegane bölümlerden biri. Olympiakas maçındaki yüzde 80'den sonra bu maçta da yüzde 50 üçlük attık.(9/18)
Beş numara pozisyonunda oynayan iki oyuncumuz Kaya ve Oğuz'dan toplam sadece 4 sayı bulduk ki bu bizim uzunların ne kadar etkisiz kaldığının göstergesi. Oğuz ve Lavrinoviç aynı anda sahadayken neredeyse net ribauntumuz yok. Savunmada topa baskıyı hiç yapamadık maçın büyük bölümünde, dış adamlara daha önce alışmadığımız kadar boş şut verdik. Takım olarak bir oyuncuya bağlı olmadan skorun eşit dağıldığı bir takım olmamız çok iyi ama bu sistem içinde bazı oyuncuların kilit rolünü görmemizi engellememeli.
Bu takımın rahat maç kazanması için verim alması gereken bir numaralı oyuncu Ukiç. Bu sene Ukiç'in olmadığı Siena ve Karşıyaka maçlarını kaybettik, Ukiç'in rotasyon olmadığı için son periyotta dağıldığı Galatasaray maçını da kaybettik, yani Ukiç'in bu denli verimsiz olduğu bir maçı ilk kez kazanıyoruz diyebiliriz.
Ömer Onan'a artık parantez açmak falan az, heykelini dikmek lazım. Şahane bir oyun konsantrasyonuyla bildiğimiz savunmasına hücumda da öldürücülüğünü ekledi bu sene. Sene başından bu yana üçlük çizgisinin uzamasına rağmen ligde de Euroleague'de de %50' nin üzerinde üçlük atması mantık ve matematik dışı. Kaptanın bu performansına şapka çıkaralım.
Maçın ikinci kahramanı Emir'in Dikembe Mutombo'yu hatırlatan iki blogu da bu haftanın Top 10'unda bir numaradaki yerini alacaktır. Emir şu savrukluğunu biraz azaltsa, oyun zekasına bir de soğukkkanlılığını ekleyebilse Avrupa'nın en iyi çok yönlü oyuncusu olabilir, yine de sene başındaki verimsizliği düşünülürse bu seviyelerde bu denli katkı vermesi süper.
Uzunlarımızdan Mirsad dışında vasatı aşan bir performans gelmedi ama Oğuz'a bir çift sözüm var; Senin 33 yaşındaki kaptanın kendini yerden yere atarken sen de bir zahmet şu ayaklarını kaldır be Oğuz. 17 dakikada sadece 2 ribaunt alır mı 2.10 boyundaki bir adam?
Hakemlere gelirsek deplasmanda Barca ve Olympiakos maçlarını kazanmış bir takım olarak hala hakemlerden gerekli saygıyı görmüyoruz. Zaten taraftar olarak hakem üzerinde bir etkimiz yok, kıyamet koparılacak düdüklerde düşük yoğunluklu bir uğultu çıkıyor sadece. Resmen Valencia'yla deplasmanda oynuyormuşuz gibi düdük çalındı, hele ikinci yarıda devamlılık diye basket faul çalınan bir pozisyon var ki tam anlamıyla skandal.
Şimdi okyanusu geçtik önümüzde iki kağıt üzerinde kolay maç var. Bu iki maçı kayıpsız geçip Olympiakos ve Valencia'nın birbirlerini yemesini bekleyeceğiz. Biz iki Zalgiris maçını kazanıp bu iki takımdan biri de bu iki maçta tulum çıkarırsa 4. maçlar sonunda gruptan çıkmayı garantileyebiliriz. İkisi de birer maç kazanırsa son iki maçtan bir galibiyet çıkarmamız gerekebilir. Olympiakos'la burdaki maç da, Valencia'yla deplasmandaki maç da hiç kolay değil. Son olarak da Murat Kosova'ya bravo. Maçın bütün heyecanını sesine yansıtmayı bu kadar becerebildiği için.
28 Ocak 2011 01:49
fb ülker arena nın önüne dikilir mi o heykel ?
28 Ocak 2011 09:41
ömer gelsin futbol takımında da 11 oyanr emrenin yanında mis gibi selçuktan iyidir.
28 Ocak 2011 10:43
:)) valla doğru, ömer orta sahada oynar bence..ciddiyim ha, hızlıda zaten o fizikle bayıltır valla..
maça gelince sertlik arttıkça uzunlarımız iyice sırıtıyor..:( kaya bile eksik kaldı yani.. zaten hücümu yok onunda, allahtan mirsad katkı verdi de biraz olsun skor almış olduk uzunlardan.. ah gasper ahhh tam senlik kavga vardı dün pota altında..:( emir o double bloğu yapmasaydı o herif ordan 3 lüğü saplayacaktı hepimize .. bu arada tomas da baya iyiydi.. kinsey'in mücadelesini ve o içeriyi çılgıncada olsa zorlayışını da aradık yani..işllh olympiakos valencia yı 2 kez yener ve biz de zalgiris'i 2 kez yeneriz ve işi garantileriz ve 1. mi olsak 2. mi nin muhabetini yaparız burda:))