Lefter de Fenerli mi canım? Hadi ordan!
Tartışmalardan biraz uzak kaldım, Semih konusunu okudum, onu haksız bulanların yorumlarını okuyamadım, fakat az çok ne dediklerini tahmin edebiliyorum. Aynı tartışmaları geçen haftalar Roberto Carlos'un gidişi üzerine de yaşadık. O tartışma üzerine İbrahim Kutluay'ın Fenerbahçeliliğine toz kondurabilenlerin bugün Semih Şentürk'ü haksız adam ilan etmeleri şaşırtıcı değil.
Mantığın kelimeye döküldüğü cümleleri sıralamak çok anlam ifade etmiyordu sloganlarla tartışma kültürü olanlara. "Kutsal forma bu, bedava giyilir" ile başlayıp "Fenerli nasıl bunu yapar takıma" diye bitirilebiliyordu tartışmalar. Şimdi resimleri koyuyoruz karşılarına, bu boş sloganlar 5 para etmiyor. Derdimi en başta, en temel biçimiyle söyleyip sonra o resimleri koyacağım. Fenerbahçelilik tek taraflı fedakarlık değildir, bir sporcu başarı için, kariyer için ve hepsinden önemlisi iyi para kazanmak için oynar. Fenerbahçeliliği bunlarla bağlanamaz, bunlardan fedakarlık yapması istenerek sorumluluktan kaçılamaz, bunlar yüzünden yönetimle ters düşen sporcuların Fenerbahçeliliğine halel gelmez. Çok iddialı geldiyse buyurun:
Önce Fenerbahçelilik konusu geçtiği zaman "Ben Fenerbahçeliyim" videosu hemen olaya dahil edilen Rıdvan. Gerçi Rıdvan'a da demediğini bırakmayan bir tayfa var, onlar bu fotoğrafı görünce sevinirler, haklı çıktıklarını düşünürler ama her hafta nasıl bir Fenerbahçeli olduğunu yineleyen Rıdvan'ın Fenerbahçe yönetimini kara kara düşündüren pazarlığı işte böyle haber olmuş.
Rıdvan'ın Fenerli olmadığına ikna olanlar için babalarımızdan dinlediğimiz başka bir efsaneye geçelim, Alpaslan Eratlı. Efsane kadrolara yazılan, Fenerbahçe tarihinde ayrı bir sayfası olan Alpaslan da transfer döneminde çatır çatır pazarlığını yapmış, hatta kulübe rest çekmiş.
Alpaslan da sonradan transfer olmuştu, onu da Fenerli saymıyoruz mu diyen oldu? Hani şu "kutsal forma" konusu geçtiğinde kafası sarılı fotoğrafı akla gelen, o fotoğrafı bayraklara basılan, mücadelenin, takım sevgisinin simgesi olan Basri Dirimlili var. Hatırlamanız için hem o fotoğraf, hem de Basri'nin 15.000 lirayı kifayetsiz bulması ve kulüple yaptığı pazarlık.
Basri'nin kafası yarılmış halde oynadığı futbolu, yaptığı para pazarlığı kıymetsiz mi yaptı? Fenerbahçe marşında ismini haykırdığınız Can Bartu var şimdi. Yetmedi mi? Bugün sokağa çıkıp "Fenerbahçe efsanesi kimdir" anketi yapsak % 95 oranla ismi çıkacak Lefter var. 70.000 lirayı az bulan iki futbolcuyla pazarlıklar haftalar sürüyor. Marştan çıkarıp, heykellerini mi yıkacaksınız şimdi?
İbrahim Kutluay önce 7 milyon dolar karşılığında Tofaş'a satılmak istenmişti. Gitmek istemedi. Aziz Yıldırım ve Mahmut Uslu'nun nefretini kazandı. Bir sene sonra kulüpte konuşmaya gittiğinde konuşacak insan bile bulamamıştı. O sene sonunda Efes Pilsen'e gitti ve hâlâ kendisine lanet yağdıran "Fenerbahçeliler" var. Fenerbahçe basketbol takımına zaten o sene yatırım kesildi ve play-off'a katılmaya oynayan bir takım oldu. İbo 2 sene sonra Avrupa'nın en büyük kupasını kaldırdı. Neden gitti diye soranların yaptığı aynen şu "Ankaragücü'nde Messi gibi bir adam varsa takım sevgisi nedeniyle takımında kalmalı". Zaten yukarıda da ismi geçen iki efsaneden Can Bartu İtalya'da, Lefter de İtalya ve Fransa'da oynadılar. Bir süre sonra dönüp Fenerbahçe'de oynayarak futbolu bıraktılar, tıpkı İbrahim Kutluay gibi. Altyapınızdan yetişmiş, Avrupa'da kupa kaldırmış, uluslararası basketbol camiasında bilinen ve sevilen bir oyuncunuz varsa ona basketbolu takımında bırakma fırsatı verir ve emekliliği sonrası görevlendirip kullanırsınız. Oysa İbo bizde nefret objesi yapıldı, yönetim sevgisi fetişine oyuncak edildi.
Semih bir sporcudur. Opsiyonu varsa bile nezaketen kendisine sorulur. Hakkı defalarca yenilen bir sporcu olarak iki kere düşünmeye hakkı vardır. Daha iyi teklifler gelirse aynı parayı Fenerbahçe'den istemeye de hakkı vardır. Bu oyuncular Fenerbahçe'nin malı değildir, onlara kutsal forma edebiyatıyla masa gibi davranamazsınız. Bu oyuncular Fenerbahçedir. Can, Lefter, Basri boş mukaveleye imza atma geyiğiyle popülizm yapmamıştır, hak ettikleri parayı istemiş, hissettiklerinde takımı bırakıp İtalya'da kariyerleri peşinde gitmiş oyunculardır ama Lefter ve Can Fenerbahçedir. Basri hâlâ mücadelenin simgesidir. Kafası patlayıp soyunma odasına giden, geri dönüp 40 sayı atan İbo da simgedir. Semih'in çevirdiği, kurtardığı onlarca maç yönetimin iş bilmeyen iş ahlakı yüzünden bir saniyede silinip atılamaz. Semih de İbo da Lefter kadar Fenerbahçedir, Fenerbahçelidir.
4 Ocak 2010 00:17
Olur mu PVH? Semih yönetim ne derse kafasını emme basma tulumba gibi sallamalıdır her şeye. O bizden biri ya, Fenerbahçeli ya, altyapıdan geldi ya, kuzu gibi kabullenmelidir olanı biteni. Sorgulamak yasaktır. Antuculardan bazıları hiç utanmaları da yok, "$emih $entürk" falan yazıyorlar artık. Yahu ayıptır, günahtır. Nasıl bir kitledir bu ya? Tek bir el tarafından mı yönetiliyorlar, çözemedim? Komplo teorileri üretir oldum.
4 Ocak 2010 00:23
semih özellikle paranın sorun olmadıgını söylemiş, derdi ne peki?
4 Ocak 2010 00:25
r. carlos un opsiyonu olsaydı yönetim onunla konuşmadan böyle bir açıklamayı yapabilecek miydi acaba. altyapıdaki oyuncuya uluslararası yıldızına insan muamelesi yapacaksın. semih in yerinde olsam bir dakika bile kalmam fenerbahçe'de. oyuncuyla taraftarı karşı karşıya getirmenin kaçıncı örneği bu. sembolleşme yolundaki türk oyuncuların hepsine böyle bir tavır takınılıyor.
4 Ocak 2010 00:25
Milli takımlarda prim pazarlığı yapılırken maaş zammı istemesi niye tuhaf oldu anlamadım.
Her zaman söyledim, Aziz Fenerbahçe'de olduğu sürece sportif başarıdan bağımsız olarak hep daha kötüsü olacak.Birileri teklif götürsün, stada ismini versin karşılığında başkanlığı bıraksın.
4 Ocak 2010 00:28
tümer metini, emre bölözü bağrına basanların semihi ipe yollamalarını anlamak zor değil aslında. hakkının yendiğini düşünen adam elbette hakkını savunmak için adımlar atacaktır. işbilmez ve hatta işgüzar yönetimi doğru hareket etmesi için uyarmak yerine, semih'in fenerbahçeliliğini sorgulamak düpedüz saçmalık. iyi sonuçlanır bu mevzu diye umuyorum sadece, kulübede de olsa semihin de olmadığı bir fenerbahçe izlemeyelim hiç olmazsa.
4 Ocak 2010 00:33
@trapano
Guiza'nin arkasinda yedek dustugu icin gitmek istiyordur, bundan daha normal bir sey goremiyorum. Yarin futbola baslasam, Guiza'nin yedegi yapsalar "beni top toplayici yapin" derim, futbolu ayni gun birakirim.
4 Ocak 2010 00:57
ben anlamıyorum bu işi. aurelio'da da aynısı oldu. adamlar 1 yılı opsiyonlu anlaşma yapıyorlar bu opsiyonu kullanma imkanı da yönetimde. itirazın sebebi ne acaba, ilerisini düşünemiyor sanırım futbolcular..
4 Ocak 2010 01:34
Taraftar veya yönetim suçlanamaz.Bu bizde var.
Evin hayırsız oğlu istediğini yapar.O nasıl olsa hayırsızdır.Hayırlı evlat onun yüzde birini yapsa linç edilir.Kasabın sevdiği postu yerden yere vurduğu başka hangi topraklarda iddia edilir?
4 Ocak 2010 02:01
Semih'i haksız bulanları anlamak mümkün değil yahu bu adamlar değil miydi sırf çubuklu formayı giyiyor diye Emre'ye,Tümer'e laf ettirmeyen?Semih 10 yılda ilk defa ağzını açtı diye mi hain oldu?Hakkını isteyen haksız oluyor çubukluya yakışmıyor da,çubukluya küfreden nasıl yakışıyordu?Sen yıllarca öz evladına sahip çıkma Kezman'a Guiza'ya sabret ama Semih bir maçta gol atmayınca hemen Semih'e sallamaya başla,adam gol atsın maç alsın gol kralı olsun şampiyon yapsın sesini çıkarmayıp yedek beklesin sorun olmasın,ama hakkını istediğinde hain olsun.Çubuklu asıl Semih'e $emih yazanlara yakışmıyor...
4 Ocak 2010 02:40
cantona manu'dan ayrılırken kendisine bir kramponmuş gibi davranılmasından şikayetçiydi, türkiye'de yaşasaydı nasıl isyan ederdi kral. fenerbahçe'de bizim oğlanların krampon kadar bile değeri yok. ses çıkarmıyor diye iyice mazluma bağladılar semih'i, tümer gibi küfretsin, belki o zaman kıymete biner.
4 Ocak 2010 05:33
Semih, bu kulüpte Fenerbahçelilerin başına ne geldiğini unutmuş. Galatasaraylı olmak ya da Fenerbahçe'ye küfretmiş bulunmak gerek şarttır Fenerbahçe'de görev alabilmek için.
4 Ocak 2010 06:20
ne alakasi var Lefter ile
kimse Semih'e kontrat imzalarken pazarlik yapiyor diye kizmiyor ki
Olayi hala idrak edememissiniz.
Semih'in yaptigi altina imzasini atigi anlasmayi Aurelio davasini koz olarak kullanip gecersiz hale getirmeye calsimaktir.
Bunun Turkcesi "Yasal bosluktan faydalanip attigim imzaya ve soze ihanet edip ben sene sonunda bonsevissiz gidecegim" dir.
Hayir su an yonetime kizanlar eger bu opsiyon kullanilmayip sene sonunda Semih GS ya da BJK'e gitseydi kimi suclayacakti? Gitmez demeyin Rustu'yu hatirlayin.
Yonetim Fenerbahce'nin cikarini korumak icin gerekeni yapmistir. Benim icin Rustu, Semih isimleri onemli degil; onemli olan Fenerbahce'nin cikarlari. Elini kolunu sallayarak, altina imzasini attigi sozlesmeyi hice sayarak rakip takima gitme opsiyonu olacak Fenerbahce yonetimi de duracak. Asil o zaman kizin yonetime.
4 Ocak 2010 07:46
Bu Şekip Mosturoğlu'nu her gördüğümde aklıma Kurtla Vadisi'nin ilk sezonlarındaki konseydeki avukat klıma geliyor.Arka planda kalıp ama herşeyin başı ortya çıkmıştı ve konseyi de baronu da yanlış yönlendirip hatalı kararlar aldırıyordu.Fenerbahçe2de de insani ilişkiler ve bazı stratejilerde böyle hatalar oldukça,aklıma hep bu gelir...
4 Ocak 2010 11:07
Antremanında Fenerbahçe marşı çaldığı için taraftarada Fenerbahçeyede laf eden 6alatasaray kaptanına milyon eurocuklar vermeyi dusunebilen Sayın Aziz Yıldırım Bizim çocuk Semihe neden bi telefon actırıp opsiyonu kullanıyoruz nezaketini gostertmez akıl alır gibi değil...
Buna çocuk doguran kadın mantalitesi diyorum bazı kadınlarımız cocuk dogurunca boşanma riskinin ortadan kalktıgını dusunur bizimkilerde o zaten maloldu takıma gidemez hiçbiryere mantıgı hakim..
Ne guzel yonetim tarzıdır anlaşamazsan yada anlaşma ihtimalin zorsa kullan opsiyonu haber bile verme sorun cıkarırsa SANAL ALEMDEKİ AÇ KURTLAR saldırır bitirirler bizede leşini yerden kaldırmak düşer..
4 Ocak 2010 12:03
Futbolcular elbette ki profesyoneldir ve her profesyonelin yaptığı gibi çalışma hayatları sırasında en çok ücreti kazanmaya çalışmalılardır. Bunda en ufak bir sorun yoktur. Futbolcu sözleşme zamanı geldiği zaman elbetteki en iyi kontratı almak için çaba gösterecektir.
Ancak Semih'in durumunu birebir bu durum ile örtüştürmek doğru değildir. Semih 2 sene önce kulüp ile bir sözleşme imzalayarak 3 yıl için anlaşmaya imza atmıştır. Bu anlaşmanın sadece 3. yılında devam ettirip ettirmeme hakkı Fenerbahçe Spor Kulübüne belli koşullar karşılığında tanınmıştır. Semih ve yetkili avukatıda bu sözleşmeye imza atarak bu hakkı Fenerbahçe'ye devretmiştir.
Semih elbette ki profesyonel olarak bu sözleşmeye itiraz hakkına sahiptir. Neticede kendi haklarının yendiğini düşünüyorsa veya daha az ücret aldığını düşünüyorsa o zaman bu itirazı yapmak gayet doğaldır. Bu itirazı yaptığı için kimse Semih'e haksız diyemez.
Ancak işin ana olgusu Semih Fenerbahçe Futbol Takımının 2. kaptanı olmasıdır. Altyapımızdan yetiştiği için sevilen ve sayılan bir oyuncu olmasıdır. Kaptanlığa sahip bir oyuncu , kulübüyle TFF arasında devam eden savaşı görüp ona göre hareket etmelidir. Kaldı ki aynı TFF değil miydi Semih'e daha yeni 2 maç ceza veren ? Aynı TFF değil miydi diğer Fenerbahçe'li oyunculara haksız cezalar veren. Aynı TFF değil miydi Fenerbahçe Spor Kulübü'nün hakkını her alanda gasp etmeye çalışan. Bütün bunları Semih bilmiyor muydu ?
Semih hepsini bilerek hareket etmiştir ve işin en üzücü noktası Semih şikayeti sonucunda neler olucağını bilerek hareket etmiştir. Yani Semih kısaca gemileri yakmayı tercih etmiştir.
Bu saatten sonra ne mi olur ? Bilmiyorum , elbetteki buna yönetim karar verecektir. Eğer Semih sarı lacivert çubukluyu giyerse desteğimiz sonuna kadar devam edecektir ancak bence Semih , kendisini taraftarın gözünde özel yapan özelliğini bence kaybetmiştir. En azından benim için artık Fenerbahçe'li Semih deil , Profesyonel Futbolcu Semih durumuna geçiş yapmıştır.
4 Ocak 2010 16:51
adsiz arkadasin dedigini bi dusunun bence de. semih in derdi kendisinin de soyledigi gibi para degil. oynamak. bunun icin de daha onceden sartlarinda anlastigi sozlesmeyi yirtip atip, sezon sonu bedavaya gitmek istiyor.
lefter, can, ridvan, ibrahim ornekleri de abesle istigal olmus. bu adamlar tek baslarina takim arkadas. semih degil. semih iyi bir oyuncu, duzgun bir karakter sadece.
4 Ocak 2010 17:46
arkadaslar, daha once ortega'nin blog'unda da benzer konuya denk geldim. konuyu ajite ederek aslindan uzaklasiyoruz. kimse semih'e pazarlik yapti diye kizmiyor ve bedavaya oynasin demiyor ki.
semih iki sene once bir sozlesmeye imza atmis. bu sozlesmedeki maddelerden birinde kulup; "eger senden memnun kalirsam x sartlarda bir sene daha sozlesmeni uzatma hakkim vardir" demis. semih de bu sozlesmeyi "bilerek ve anlayarak" imzalamis.
kulup hukuka uygun olarak, sozlesmeden dogan hakkini kullanarak opsiyonu devreye sokuyor...
su andaki olay semih'in oynayamadigi icin turkiye futbol federasyonu ve fifa arasindaki farkli yorumu kullanarak marko misali serbest kalmak istemesi.
bunun tumer, topuz, emre vs ile ya da RC ile ne akalasi var? bu saydiginiz isimler sozlesmelerine sadik kalmadiklari halde kulup tarafindan kollandilar mi?
benim fikrim ise semih'in fenerbahce kaptanina yakisir bicimde eger resmi bir basvuru ile hakkini aramak istiyorsa bile ilk once kulup ile gorusmesi gerektigi. Ama malesef semih bu yolu tercih etmemis.
umarim bu mesele uzamadan cozulur.
4 Ocak 2010 22:28
Böyle değerlerimizi kontrat bitiminine bir hatta bir buçuk yıl önceden uygun ortam ve zemin yaratılarak sağlam koşullarla, gönül bağını koparmadan takıma bağlanması gerekir.
İmza atmamakta diretildiğinde ise bir iki önemli maç bahanesine hiç sığınmadan, günlük çıkarlar yerine kulübün prensiplerinin gereği olan; a2 takımına, olmadı paf takımına göndermek, daha da olmadı kadro dışı bırakmak gibi yöntemlerin duraksanmadan uygulanmasına itiraz eden olmazdı sanırım.
Hal böyleyken,
Sn Sevgili Başkanımızın;
Tiribünlerin sövdüğü Aleks'i ayakta alkışlaması,
Gökhan için beş yıllık kontrat önerip imzalattırması gibi hoş ve şık davranışları yanında,
Aurello, Lugano, Volkan, Tuncay örneklerinde olduğu gibi kontrat sonuna kadar beklemek gibi bir takım anlamsız saplantıları olduğu hepimizim malumudur.
Semih'in takımına olan sevgisi ve aidiyetinin diğer oyunculardan az olduğu noktasına bu işi getirmek bile KURUMSAL anlamda eksiklik ve yanlışlığımızı yüzümüze vurmaya yeter.
Semih bir birey olarak kişisel, ailesel kaygılar taşıyabilir, yanlışa düşebilir, kırılıp küsebilir.
İşte hata yapmanın insani bir lüks olduğunu baştan kabullendiğimiz bu noktada;
Davranış kalıpları geleneklere dönüşmüş, prensiplerini oluşturmuş KURUMLAR, sahip olduğu değerlerin hata yapmaması için önlem ve tedbirleri çook önceden alırlar.
Bizde böylece sevdiklerimizi tartışıp, kırılıp, küsüp bir anlamda sevgimizi nefrete dönüştürerek KAYBETMEK yerine sevdiklerimizi efsaneye dönüştürerek kazanmanın yollarını aramakla meşgul oluruz.
Belki bir gün İnşallah diyelim.
4 Ocak 2010 23:03
Sorun şu, Roberto Carloslara, Emrelere, Alexlere aynı hareketi çekemeyen, gözü yemeyen bir yönetim bu. Lugano'nun yaptığın onda birini yapmadı Semih misal ama attılar milletin önüne vurun abalıya mantoığıyla. Semih nasıl olsa ses çıkarmaz diyerek iyice biniyorlar adamın sırtına. Ve bunu önünde Güiza gibi kazma bir forvet varken, bu yetmezmiş gibi Gökhan Ünal'ın peşinden koşarken yapıyorlar. Semih'in bu olayda hatası yoktur demiyor ki kimse. Lakin hata paylarına bakarsak %90'a varan biçimde hata bir kulüp nasıl idare edilemezin resmini çizen Fenerbahçe yönetimindedir.
5 Ocak 2010 10:34
takımda gerçek fenerbahçeli bulunmaya bulunmaya taraftar da sahip çıkma yetisini yitirmiş . Emreyi , tümeri alkışlayacak kadar şuurunu kaybetmiş , guizanın transfer bedelindeki sıfırlardan gözleri kamaşmış insanlar topluluğu. Dereağzında antreman izlememiş bir neslin fenerbahçeliliği bu kadar oluyor.
5 Ocak 2010 14:52
Gittikçe etik değerleri yitiren bir yönetime sahibiz. Kulüplerin değerleri olur. Evet elbet kulüp haklarını korur opsiyonu kullanır. Mesele insani ilişki meselesi. En yakın dostundan bir şey alırken haber edersin alıyorum diye velev ki bu adam senin yıllardır topçun. Arayıverirsin, bilgilendirirsin o da edebiyle kabul eder olayda sorun olmaz. Ama yok Aziz beyimiz kudret-i kebiresini gösterecek ya! Orda duramaz dediği hiç bir federasyon başkanına güç yetiremeyince kulüp içine hükümran beyefendi hazretleri!
Güçlüdür, ekonomik ve sportif başarılar elde etmiştir ama iş tipik bir vali olma değil adam olma meselesi! Yönetimiz adam gibi davranmıyor!
6 Ocak 2010 14:59
Semih'in arkasında dururken diğerlerini kötü göstermemiz nasıl bir mantık.Gazete başlıklarına güvenerek nasıl yola çıktığımıza inanamıyorum.Günümüzde ve tarihte rast geldiğimiz gibi bir çok yalan transfer,olay skandallar gazetelerin reyting kavgası.Can bartu,Lefter gibi isimlerin Fenerbahçe'li liğini nasıl tartışabiliriz.Babalarımızın bu renklere aşık olma sebepleridir.
Türk futbol standartlarının üstünde bir bedele futbol oynayan Semih yanlış yapmıştır.Başkalaını kötülemekle Semih'i aklayamayız.
6 Ocak 2010 15:46
captain, ya ben seni anlamadim ya sen beni anlamamissin.
7 Ocak 2010 15:45
semihin pazarlık yapması değil, attığı imzaya itiraz etmesidir sorun. ortada lefterin, canın ya da rıdvanın durumuyla alakalı birşey yok. aziz yıldırım ve yönetim bazı konularda hata yapıyor olabilir ama beğenmiyorda olabilirsiniz ama bazen her yaptıklarını her şekilde beğenmemek ve eleştirmek zorundaymışsınız gibi bir izlenime kapılıyorum.
10 Ocak 2010 15:21
Semih'in okuma yazması var çok şükür, avukatının menejerinin de vardır çok şükür, imzaladığı sözleşmede yazan bir husus yerine getirildi diye kulübünü şikayet eden adamın nesini savunmaya çalışıyorsunuz? Mevzu sözleşme bitiminde zam istemesi değil ki Canlar, Lefterler, v.b. gibi. Hukuki bir antlaşmanın altına imza atan adamın sonra ben oynamıyorum oyuncaklarımı verin masalıdır bu.
12 Ocak 2010 15:28
Amaç linç etmekse bu dün İbrahim olur, bugün Semih olur, yarın Alex olur.. olmaz demeyin..
Sebepler, isimler, karakterler önemli değil..
Fenerbahçe'de bir şeyler değişmeliyi 10 senedir tartışıyor herkes.. Ama gördüğüm şu; ama en başta kendi çocuklarını yiyen bir camia olmaktan kurtulmak gerekiyor.
Evet Semih kendini iyi pazarlayamamıştır hiç bir zaman, paf takımına alınıp 10 yıldır mücadele ettiği kulübünün kendisine sunduğu opsiyonlu sözleşme önerisini elinin tersiyle itememiştir..
Fenerbahçe yönetimi sanırım bunu bir zafer gibi gördü, onlar için Semih bir sözleşmenin altındaki imzadan başka bir şey değil.. Taraftarların çoğu için de böyle.. yönetim yine bir zafer kazanmış oldu belki.. kaybedenin Fenerbahçe olduğunu biliyorum ama..
13 Ocak 2010 07:32
elmayla armutu karistirmayalim! semih yeni bir anlasma yapsa istedigi fiyati cekse eminim kimsenin bir itirazi olmaz buna.ama zamaninda kabul etmis oldugu anlasmaya simdi niye itiraz ediyor.asil derdi para degilse neden ailemin gelecegini dusunmek zorundayim deyip celiskili aciklama yapiyor kendi kendine ters dusuyor.bu olaydan sonra eger semih takimda kalirsa malesef benim gozumde o eski semih olmayacak artik.