Bu Transfer Dönemini de Boş Geçmezsiniz. Geçer misiniz?
Geçen sene Josico - Maldonado efsane orta sahası ömrümüzden yerken Ali Koç açıklama yapmıştı "devre arası transfer yapacağız". Biz orta saha en az 1, kanatlara birer oyuncu, en az 3 as, 2 yedek gibi hesaplar yapıyorken birden "kadromuz yeterli" demeye başlamışlardı bile. Neticede transfer yapmadılar, sezon sonunu zor getirdik. Bu sene yine "kadro daha iyi ve alternatifli fakat yine de 2 bölgeye transfer ve kaliteli yedek" gerekli diyorduk ki "kadro iyi" kısmını duymuş olsalar gerek, futbolcu kovmaya başladılar.
Kazım'ın hiçbir zaman vasatı geçeceğine inanmadım, sahada sadece kendi oyununu düşünen bir oyuncu Fenerbahçe'nin beklediği seviyeyi yakalayamaz. Önder'in ne kadar kötü bir oyuncu olduğunu grafiklerle, videolarla bile anlattık. Roberto Carlos'un da iki sene önce gönderilmesi gerekiyordu. Bu oyuncuların gönderilmesi iyiye işaret. Diğer taraftan istatistik var elimizde, işte ilk yarının sonunda bütün istatistikler. Fenerbahçe 28 resmi maça çıkmış, R. Carlos 19, Önder 13, Kazım 19 kere oynamış. Yani Kazım ve Carlos maçların % 68'inde, Önder % 46'sında oynamış.
Gönderdiğiniz oyuncuların iki tanesi 10 maçın 7 tanesinde oynuyorsa, diğeri yarısında oynuyorsa "transferi düşünüyoruz fakat uygun olursa alacağız" deme hakkınız yok. Dalga mı geçiyorsunuz hocanızla? Madem takım içinde çözüm vardı, neden 10 maçın 7 tanesinde oynadı bu oyuncular? Buna cevabınız "alternatifleri sakattı ve düzeldi" ise o alternatifler yine sakatlanınca ne yapacaksınız?
Rakamlarla Aristo mantığına bile gerek yok. Lugano-Bilica as kadroya kafadan yazılıyor. Yedeği kim bu adamların? İlk yarıda ligde toplam 100 dakika forma giyen Bekir mi? Bekir hiç sakatlanmadı, Önder'e iyi bir alternatifse neden Önder'in 4'te 1'i kadar süre buldu? Ya da Deniz mi alternatif? Bu kadar önemli bir oyuncuysa neden 2 senedir oynadığı maç sayısı bir elin parmakları kadar? Sağ bek alternatifiniz kim?
Transferde ses seda yok. Akıl mantık açıklayamıyor bu durumu. Geçtiğimiz senelerde yaşananlardan sonra "bekleyin biraz" denmesi de kimseye rahat vermiyor. Kadroda yamanması gereken yerler var derken as oyuncular gönderiliyor, yerlerine alınan kimse yok. Daha "forvet sıkıntısı" konusuna bile gelemedik. Lugano'nun cezalı, Bilica'nın sakat olduğu bir maça Bekir-Deniz defansı ile çıkıyoruz. Buradan istediğiniz çıkarımı yapın. Yorumlara gelip "kimi alsınlar" yazacak arkadaşlar da bizi yormasın, muhtemelen yönetimin aradığından fazla oyuncu önermişizdir iki senedir. Bu soruları işini son dakikaya bırakan, ciddi bir planlama yapamayan yönetime sorun.
Kazım ve Önder'in kovulma gerekçeleri daha sinir bozucu. Önder gibi bir oyuncunun Fenerbahçe'de bu kadar senedir forma giyiyor olması bir garip zaten. Oynadığı oyun beğeniliyormuş gibi bugüne kadar tutuldu, şimdi mistik bir sebeple gönderiliyor. Zico zamanında uzunca yazmıştım "bu kadronun sorunu maç seçmesi ya da disiplinsizliği değil, yetersizliğidir" diye. Tutup o yazıdan sonra disiplini ile ünlü Aragones'i getirmişlerdi, başarısızlık sebebi olarak penaltı çeken tercüman gösterilmişti. Aragones geldi yine olmadı. Bu sefer başkan "ben Deivid ve Alex'in kulağını çekeceğim" dedi çare olarak. Televizyonda ayılıp bayılıp gaipten aldıkları kozmik enerji ile insanları tedavi ettiğini söyleyen adamlar gibi her şeyi "disiplinsizlik" ile açıklıyoruz iki senedir. 10 maçın 7'sinde as oynayan adamları gönderip yine disipline sokuyoruz takımı. Çare bu.
Diğer yandan asıl disiplinsizlik içinde yüzenin bizzat yönetim olduğunu görüyoruz. Futbolcuların, teknik adamların çalışma ortamına, özel hayatına müdahil olana kadar kendilerine bir çekin düzen verseler her şey düzelmeye başlayacak. Geçen sene "kendi isteğimizle" Roberto Carlos'un sözleşmesini uzattık. Geçen sene hiçbir şey oynamadı üstelik. Neden? Bu sene gideceğim diye tutturdu, 4 aydır en ufak katkı sağlamadı. Şimdi gitti, "sen sağ ben selamet" prensibiyle ayrıldı sanırım, bonservisinden haber yok. Kim uzattı bu adamla sözleşmeyi, madem uzatıldı ne kadar kâr edildi bu işten? Bundan daha felaket disiplinsizlik mi olur?
Şimdi Allah aşkına bırakın şu "kadro yeterli", "asıl sorun disiplin" geyiklerini de işinizi yapın, takımın takviyeye ihtiyacı var. Üstelik yönetim şovu için yıldız oyuncu almaya uğraşarak vakit kaybetmeye lüksü de yok takımın, imkansız isimlerle kaybedilen her saniye şampiyonluktan bir metre daha geri atıyor.
12 Ocak 2010 00:47
Uche-Högh ikilisi bilmeden bize büyük zarar verdi.Sene 2010, betondan anlayan başkan defans ikilisini aynı tip adamlardan oluşturuyor.
Sorun futbolculara büyük para ödemektir.
Ödediğiniz para ve realitedeki hedefleriniz uyuşmuyorsa ödediğiniz paranın dolayısıyla futbolcuların esiri olursunuz.
Bakın Manchester City belini asla doğrultamaz.
Parasını alan yan gelip yatar.Nasıl olsa para bol ve garanti.
Bizde ayrıyeten fazla alan da var, almayanın gözü kalıyor.Bol keseden yıllık ücretleri saç, sonrasını düşünme.
Özgür Çek'i gönderip Bekir'e güvenen adamlar bir zahmet transfer yapmasın, şimdikinden daha kötü olur bu günleri ararız.
12 Ocak 2010 03:25
Benim kafami karistiran Aykut Kocaman'in Eskisehir maci oncesi soyledikleri. "Ihtiyacimiz olursa transfer yapariz" demis Aykut. Onun yonetimde olmasi bana guven veriyor. Gecenlerde yaptigi basin toplantisinda da boyle sifreli konusmustu. Bu lafini da degisik sekillerde algilayabiliriz.
"Ihtiyacimiz olursa" derken neyi kastetti Aykut Kocaman? Bu laftan ihtiyacimizin su an olmadigini veya ihtiyacin henuz belirlenmedigini cikarmak zor degil. Ihtiyacin henuz belirlenmemis olmasi sacma olur, gorulecek daha ne var yani? Belki su an ihtiyacimiz yok demeye calisiyordur. O da olmaz, PVH'nin yazdiklari alenen transfer ihtiyacimizi gosteriyor.
Belki Daum'un sozlerine atifta bulunuyor Aykut Kocaman. Zira Daum "ozellikle Kazim'in gitmesinden sonra hucumcu ihtiyacimiz olustu" dedi, transfer ihtiyacini da zaman zaman medyayla paylasti. Yani Aykut diyor ki "Ihtiyac olursa transfer yapariz. Daum diyor ki ihtiyac var. Yani biz de transfer yapacagiz".
Bunlar Aykut Kocaman'in bir cumlesinin negatif ve pozitif okumalari. Hakikaten bu transfer isleri bize kafayi yedirecek.
12 Ocak 2010 09:34
bir sağ bek de oynayabilen stoper
bir sol açık
bir sağ açık
bir forvet
olmazsa olmaz
ama klasik devre arası transfer yapılmaz gerekçesiyle yapılmayacaktır.
devra arasında nobre'yi ve anelka'yı getirmedik mi biz?
beşiktaş'ı şampiyon yapan devra aarsındaki ernst ve yusuf transferleridir.
sivas'ı geçen senede potada tutan devra arasındaki murat erdoğan transferidir.
hikaye anlatmasınlar da dillerinden düşürmedikleri "büyük kulüp"'e yakışan alternatifli bir kadro oluştursunlar.
12 Ocak 2010 10:08
Fenerbahçe ayarında bir kulubün transfer aramasına anlam veremiyorum. Bu büyüklükte, bu finansal güce sahip olan her organizasyonun hareket planları tanımlanmış olmalıdır.
Kulüp herhangi bir oyuncusunu veya personelini kaybetmesi/göndermesi halinde yerini dolduracağı adaylar ve hatta ön anlaşmalar hazır olmalıdır diye düşünüyorum.
Aksi taktirde büyük olduğunuzu nasıl iddia edersiniz ki?
Eğer yoksa, hazırlığınızı tamamlamadan en azından aksiyon almama akıllılığını göstermek değil midir, iyi yöneticilik?
KOÇ organizasyonunda orta kademe şef -müdür demiyorum, şef diyorum- yerinden hareket ettiğinde bile yerini nasıl dolduracaklarının planı hazır olduğuna adım kadar eminim. Sayın Ali Koç, Fenerbahçe'de sanırım hiç alışık olmadığı tarzda bir yönetimin içinde bulunuyor. Kendisi hakkında benim merak ettiğim bu 'komediye' nasıl tahammül ettiği....
Lugano ve Bilica'nın şu anda Fenerbahçe'de vaz geçilmeziliği ortada... Önder'in kalitesi maalesef gereken (beklentilerimi yanıltarak) seviyede olmamasına rağmen, kadrodaki alternatifsizliği ile 13 maçta yer bulmuş, Fenerbahçe 11'inde... Bu boşluğun/eksikliğin güçlendirilmesini beklerken, eldekini de yollamak iş bilmezlikle tanımlamak kibarlık olmaz mı?
Hangi takımı tuttuğumu bir kenara bırakıyorum: Türk futbolu açısından en azından iki büyüğün (Fenerbahçe ve Galatasaray) kadrolarında yerli-yabancı/genç-yaşlı/as-yedek/performans beklenen-gelişmesi beklenen; mücadeleye çıkacak 11'lerinde yeşil sahanın forvet-defans/kanatlar-göbek dengelerini sağlayan ekipler hazırlamaları hem günümüz hem de gelecek için olmazsa olmazdır.
12 Ocak 2010 12:40
Böylelikle kulübede paslanan ali bilgin, selçuk, deniz, bekir gibi genç yeteneklerin oynamasına olanak sağlayıp, fenerbahçemizin geleceğini garanti altına almış olucaz. Pek bahsedilmesede kalemizinde yetersiz olduğunu düşünüyorum. Rüştü, Volkan, Serdar nere Volkan&Volkan nere.
Gel de imrenme : http://vliegendenederlander.blogspot.com/2009/01/old-traffordun-apprenticeleri.html
13 Ocak 2010 00:18
Benim bu arada Aykutada güvenim kalmadı. Sanki yönetim sıkıntılar için emniyet sübabı olarak Aykutu koymuş gibi ve Aykutda bunu biliyor gibi. Gayet suya sabuna dokunmadan işleri yürütüyor. Hiç bir şeye müdahil olmuyor. O orda oldukça taraftarda garip bir sükunet hali mevcut. Nasılsa Aykut var rahatlığı. Tuhaf, garip, anlaşılmaz bir gidişat var kulüpte.
15 Ocak 2010 02:47
Daum'un eline ne kadar oyuncu verirseniz verin o hala ihtiyacim var diyecektir. O yapida bir isim. Öbür taraftan alinan her oyuncu eldekilerden de istifade edememek anlamina gelir bir noktada... Yani simdi elde Deivid varken ve bu oyuncunun potansiyeli belli iken devre arasinda yabanci bir oyuncu pesine düsmek ne kadar saglikli olur?
Gelecek olan oyuncunun uyum süreci, hali hazirda transfer piyasasinda dolasan isimlerin icinde ise yararinin kac tane oldugu vs. hepsi birer kocaman soru isareti...
Önder gittikten sonra (affedilmesi de gündemde saniyorum), savunma anlaminda bir zaafin olustugu acik. Lakin oraya zaten bulunmasi ihtimali bir hayli zor olan iyi bir savunmaci aldin diyelim yabanci, sinirli olan yabanci hakkinindan ücünü ayni anda savunmada mi kullanmis olcaksin, bir tanesi sürekli yedek kalacak sekilde? Bu ne kadar saglikli bir yaklasim olabilir? Eger yerli alinacaksa piyasa kim var ki yerli orayi doldurabilsin. Onlarin en iyisi Önder kadar ki onu hic begenmediginizi söylemissiniz zaten...
Ben genel anlamda devre arasi transfere sicak bakmiyorum. Elimde istatistiki bir veri yok ama, galiba genel anlamda iyi verim de alinamiyor devre arasi transferden.
Sartlar uygun olur, iyi bir isim, uzun yillardir inceleme altinda olan bir isim alinabilir filan ama bu yazinin bize anlatmaya calistigi oranda bir alis-veris girisimine ben cok yakin duramiyorum...