Haydi Hep Beraber Tempo, Şappi


Kazım(Antalya)

Futbol herkesin konuştuğu bir şey olunca beklentiler de ona göre çeşitli ve zor karşılanır oluyor. Örneğin bir maçta 7-8 orta yapan oyuncunun ortalarından sadece 2 tanesi yerini bulsa hatırlananlar onlar değil rakip tarafından karşılanan 6 orta oluyor. Elimde istatistiği yok ama Dünya'nın en iyi kanat oyuncularının bile % 20'den yüksek isabetle orta yaptığını sanmıyorum. Buna rağmen mesela Gökhan'ın tek kusurunun isabetsiz ortaları olduğunu düşünen binlerce taraftar var. Ümit Özat Fenerbahçe sol kanadının son 15 senedeki en verimli oyuncusu olmasına rağmen hâlâ dağlara orta yapan bir oyuncu olarak hatırlanıyor.

Futbol takımından beklenen oyun da kanat oyuncularının ortalarıyla aynı kaderi paylaşıyor. Fenerbahçe hakkında yapılan yorumlardan anladığım rakibe topu göstermeyen, 90 dakikanın 90'ında da rakibi boğan, 30 pozisyon bulup 8-9 tane atan bir takım beklendiği. Burada bu rakamları yazınca komik görünüyor fakat dünkü maçın ardından Rıdvan'ı dinleyin, Mehmet Demirkol'u okuyun, birkaç blog ve forum gezin ve rakamlar abartılıysa gelip "evet abartmışsın" yazın. Benim anladığım, tarif edilen takım böyle bir takım.

Bir sebebi maçın yorumcusu. Lig TV maç yayınlarına artık yorumcu koymasın, yorumcuların futbolu en iyi insanların bile düşüncelerine etki ettiklerini düşünüyorum. Dünkü maçın ardından Ersun Yanal "Fenerbahçe bir iki pozisyon buldu ama temposuzlar, bu şekilde işleri zor" dedi. Bunu anlayıp saygıyla karşılıyorum, fakat bugünkü Galatasaray maçının devre arasında "Bu maçın Galatasaray galibiyetiyle bitmemesi için mucize lazım" manasına gelecek bir yorum yaptığında o zaman işler değişiyor. O zaman gördüğü futbolu yorumlamak yerine rüzgarın estiği yönü, medyanın takımlara verdiği rolleri kafasına iyice oturtmuş ona göre yorum yapıyor diyorum. Dün Fenerbahçe'nin ilk yarı oynadığı futbol bugün Galatasaray'ın ilk yarı oynadığı futboldan iyiydi. Şimdi yazının içinde anahtar kelime Galatasaray geçtiği için buraya üşüşüp yorumlarla konuyu saçma sapan yerlere götürecekler olur, o yüzden şimdiden gireyim araya, sizinle ilgisi yok kardeşim gaza gelmeyin. Galatasaray iyi oynuyor, en azından iyi oynadığı söyleniyor, o yüzden onların oyununu referans alıp Fenerbahçe'yi konuşuyoruz.

Galatasaray'ın sezon başından beri bütün maçlarını izledim. Berabere girdiği maçların son kısımlarında karşı sahaya yıkılıp gol için bastığı dakikalar dışında Fenerbahçe'de olmadığı için şikayet edilen tempo Galatasaray'da da yoktu. Bu bahsedilen baskı da tempolu oyunsa, Fenerbahçe dün 60-80 arası bu baskıyı kurdu. Üstelik Gökhan sakatlanıp Semih girince CM'nin efsane taktiği 4-1-2-1-2'ye dönülmesine rağmen. Bu geçişten sonra 5-6 dakika takım zorlandı çünkü Fenerbahçe'nin tipik çok pas yaparak ortada boşluk arayan ya da kanatlara açılan oyunu orta saha bir kişi eksik kalınca sekteye uğradı. Sonra defans iyice öne çekilip neredeyse orta saha çizgisi önünde kurulunca Cristian'ı ilk defa bu kadar hücum oyununun içinde gördük zaten. O dakikalarda yoğun bir baskı vardı. Alex'in şutu, Bilica'nın kafası, Guiza'nın karşı karşıya kaçırdığı 2 hücum, Cristian'ın kaleci tarafından kurtarılan şutu, Guiza'nın kanatlardan gelen iki ortayı ıskası, 3 tane direkten dönen top, 1 tane verilmeyen penaltı ve 2 tane gol. Bunlar elimizde. Kanat adamlarından Santos ve Gökhan çok formsuz, Vederson idare ediyor, Kazım iyi oynuyor. Yenilen gol Gökhan'ın bireysel hatası, yapılmayacak bir hata. Mehmet Demirkol bu kadar atak geliştirilen bir oyunu "Fenerbahçe sadece özet görüntülere oynuyor" diyerek eleştiriyor. Benim takıldığım nokta da bu. Bir takım bu kadar şut çekip bu kadar iyi hücum yaptıysa sürekli yüksek tempoda oynamasına gerek yok zaten. Fenerbahçe'yi çeyrek final oynatan oyun da tempoyu yükselterek maça hükmeden değil, topa daha fazla sahip olup tempoyu kendisine ve skora göre ayarladığı oyundu.

O sezon Türkiye Ligi'nde istenilen olmadı çünkü kanat adamlarımız çok zayıftı. 4-2-3-1 için hiç uygun değillerdi. Bu sezon en azından Kazım bu katkıyı veriyor, ve kanatlardan en az iki oyuncu bu katkıyı verirse bu sistem Türkiye'de de yürür. Türkiye'de 90 dakika tempolu oynayacak takım var mı ki Fenerbahçe'den bu bekleniyor. Geçtim Türkiye'yi Avrupa'da Barcelona dışında kaç takım her hafta böyle oynuyor? İnönü'de izledikleri Manchester maçın kaç dakikası tempolu oynadı? Fenerbahçe'nin oyununun eleştirilmesini anlıyorum ama kendi ayarladığı maç temposundan şikayet edilmesine katılmıyorum. Bu sene ligin puan kaybedilebilecek takımları Gençlerbirliği, Eskişehirspor ve Bursaspor. Bursaspor maçında şikayet edilen yavaş tempoyla deplasman takımının yapması gerekeni yaptık, maçın hızını biz ayarladık ve Bursaspor'a ciddi bir pozisyon vermeden galip geldik. Gayet iyi bir takım olan ve çok iyi bir boş alan forveti olan Bursaspor bile o maçtan sonra kötü bir takım ilan edildi. Sürekli tempo yükseltmeye çalışan Fenerbahçe'nin arkada 2 tane yavaş defansla bu takımlara karşı yüklendikçe yüklenmesi bekleniyor sanırım. Fenerbahçe'nin bu sezon istediklerini yapamadığı ve kötü oynadığı tek maç bence Manisaspor maçıydı, bir de Twente var. Genel bir yorum yapılır belki ama Galatasaray'ın sezon başından beri oynadığı maçlara bakıp Fenerbahçe'nin dün oynadığı oyundan net olarak iyiydiler diyeceğimiz maçı yok. Buna rağmen Rıdvan sözüne "Fenerbahçe kötü oynayarak kazanıyor, Galatasaray dolu dolu oynuyor" diye başladı. Rüzgarın yorumcuları çok etkilediğini düşünüyorum, aynı rüzgar rakipleri de psikolojik olarak etkiliyor tabii.

Fenerbahçe'nin sorunu yok mu, var tabii, hem de çok net gözlemleniyor artık. Geçen haftaki İBB maçından sonra da bahsetmiştik, Fenerbahçe'nin golcü sorunu var. İkinci golü bir türlü atamıyoruz. Bursa'da da, İBB maçında da, dünkü maçta da sorun buydu. Oyun yapısı nedeniyle gol pozisyonuna giremiyor değiliz. İBB maçının 30. dakikası ve Antalya maçının 60. dakikası rahatlıkla 2 farkla geçilebilirdi. İsim verelim, tek sorun Guiza. Kanatların formsuzluğu ve özellikle sol kanadın içeriye kat etmemesi de başka bir sorun ama Guiza varken bunlara sıra gelmez sorun listesinde. Kısa vadede çözüm Guiza yerine Semih veya Kazım'ın oynaması, orta vadede çözüm devre arası Guiza ve Deivid yerine Nobre tarzı iki tane forvet bulunup getirilmesi, uzun vadede çözüm sene sonu artık tek forvet oynayabilecek az buçuk yetenekli oyuncu alınması. Guiza yerine vasat bir golcü bile olsa ne Fenerbahçe'nin temposu ne yavaşlığı konuşuluyor olurdu. Guiza sadece fiziksel ve psikolojik olarak çökmüş değil, aynı zamanda yeteneksiz. Karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda dikkat ettiyseniz topu biraz sağa çekip sürekli kalecinin sağına vuruyor. Guiza ile karşı karşıya kalan kaleci direkt soluna yatarsa büyük ihtimalle kurtarır. Sol ayağı hiç yok, o yüzden soluna topu çekip kaleci geçme şansı falan da yok. Hava toplarında zaten 1.60'lık oyunculardan top alamayacak kadar kötü bir fiziksel gücü ve zamanlaması var. Kısacası çok kötü forvet ve Fenerbahçe'ye çok zarar veriyor, Fenerbahçe'nin bu kadar eleştirilmesinin tek sebebi de kendisi.

Aykut Hoca da tempo kelimesini kullanıp bundan şikayetçi oldu. Sanırım Diyarbakırspor maçının ikinci yarısında oynadığımız oyun seviyesinde bir oyunu kastediyor. Andre Santos ve Gökhan'ın formu düşmeye başladığından beri o maçtaki pas organizasyonunu yapma şansımız olmadı. Bir de Emre'nin yokluğu etkiledi tabii takımı. Yalnız Aykut'un bahsettiği tempo da Rıdvan'ın, Demirkol'un istediği şey değildir, çünkü onlara(ve çokça başkalarına) göre Fenerbahçe hiç iyi maç oynamamış bu sezon. Fenerbahçe beklenilen seviyede değil ama bu kadar pozisyona giren ve orta saha-defans-kanat uyumunu kısa sürede tutturup az gol yiyen takımın sürekli aynı kelimelerle eleştirilmesini de biraz insafsız buluyorum. İyi bir forvet olsa bu takım çok daha fazla keyif verir, birileri çekirge diye kendilerini kandırmaya devam etsin. Geçen hafta son dakikada galibiyeti kurtaranlar için kimse çekirge demedi "ama o ilk yarıdaki penaltı pozisyonu" dendi, bu hafta nedense "ama Uğur'un tepesine çullanılması" diyen duymadık, koskoca gazete "çekirge yine zıpladı" diye başlık atmış. Ver tempoyu ver coşkuyu çekirge zıplamaya devam etsin.


12 comments:

  1. basar dedi ki...

    eline sağlık. ama güiza hakkında benim yorumum kötü olduğu değil bizim kullanamadığımız.

  2. Adsız dedi ki...

    çok iyi bir analiz. demirkol sinsisinin 2 hafta sonra yazacağı yazıda burdan pasajlar görebiliriz.

  3. mete1907han dedi ki...

    Herşeyi anlarım da bu Güiza'yı kötü yeteneksiz bu lige yakışır topçu değil pis kaka gibi görmeyi anlayamam


    Bir kez şunu en başta söylerim Güiza Türkiye'deki bütün golcülerden bir adım öndedir benim için. En sert rakibi Baros'tur onun da sertliği tartışılır ya neyse


    Güiza kötü topçu Kezman kötü topçu Anelka kötü topçuydu! bu kulübeye alınan Zafer Biryol'ları İlhan Parlak'ları saymıyorum bile. Yani bu takım hiçbir zaman iyi bir forvet oyuncusu görmedi şu yakın tarihinde o zaman.


    Eğer genel kabul buysa yani Fenerbahçe forvetleri uzun zamandır kaliteli olmmadıysa o zaman kusura bakmayın suç ya yönetimdedir gidip üst üste 5-10 defa yanlış tercih yapmış demektir(bkz: neredeyse her yıl bir forvet transferi yapılmış) ya da sistemde


    Bence sistemde ancak bu sistem öyle 4-4-2 4-3-1-2 gibisinden değil türkcell süper ligde Fenerbahçeye uygulunan anlayışın getirdiği sistemde. Onlarda da suç yok onlar da işlerini yapıyorlar suç bizim buna karşı oluşturamadığımız savunma mekanizmalarında. Hücuma bir tek Alex'in akıl dolu pasıyla kalkıyoruz. O zamana kadar Güiza boş dolaşmıyor tabi oraya buraya koşuyor durmadan, zaten üstünde büyük bir piskolojik baskı oluşmuş bir de gücünü zaman geçtikçe kaybetmeye başlayınca isterse boş kale olsun o top üç direğin içinden geçemiyor. Kezman'da da bu böyleydi, geçen sene ligin gol kralı Baros'u da getirsek aynısı olacaktır. Sorun Fenerbahçe'ye kaliteli topçunun gelmemesi değil dediğiniz gibi kısır bir vuruş tekniği dahi olsa bu adam liginde 20küsür golle gol kralı olmuş yani bu kısırlığıyla dahi atabilen biriyken sorunun bunlara indirgenmesi bence her gelene haksızlık yapılmasına ve bu yönde de bir RÜZGAR oluşturulmasına sebep oluyor!


    Bugün Torres'i alıp bu takıma koyun sezon sonu kimse ona iyi topçu demeyecektir bu bu kadar açık! Kaldı ki İspanya milli takımında Torres'ten sonra diyebileceğimiz bir adamı biz harcadık bile onun da hakkından geliriz evelallah!!!

  4. Ortega dedi ki...

    Demirkol olayı nedir?

  5. PVH dedi ki...

    @ mete1907han, Pierre van Hooijdonk ve Nobre cok iyi forvetlerdi, ondan once de Kenneth Anderson iyi bir forvetti. Defalarca Guiza'nin iyi bir oyuncu oldugunu yazdim gecen sene, yalniz bu sene ozelliklerini mi yitirdi, motivasyonunu mu kaybetti ne oldu bilmiyorum. Yorgunsa da, morali bozuksa da yapacak bir sey yok, su anda kotu bir forvet.

    Fenerbahce 2004-2005 sezonunda Alex'le oynadi, iki forvet ciktigi maclar da oldu ama genelde Pierre veya Nobre tek cikti. Takim toplam 77 gol atti, Alex 23, Nobre 18, Pierre 8 gol atti. Sistem kurbani Kezman'in PSG ve Zenith gunlerini de goruyoruz. Guiza da su haliyle PSG'ye gitse o da aynen 2 sezonda 3 gol atip Rusya'ya transfer olur en fazla. Emin ol Torres gelse Alex'in istatistikleri karsisinda su anda 10 asist yaziyor olurdu. Arsenal kotu oynuyor ama Van Persie acayip bir top kontroluyle aliyor topu, hic bekletmeden donup vuruyor ve 3 puani kazanidiriyor. Bu ornegin sistemle, Alex'le, cift forvetle falan ilgisi yok, tamamen kisisel beceriyle ilgili. Torres, Van Persie gibi adamlar cok kaliteli, Guiza'yla ozellikle su mactan sonra karsilastirmamak lazim. Guiza'yi kazanalim ama su dakikadan sonra oynatarak kazanilmayacagi belli, uzerinde baski varsa bir iki mac oynamasin, deplasmanda kullanilacagina nispeten rahat bir macta baslasin, baskiyi atsin o zaman, ama su periyotta oynamasin, artik baska cozumu yok bu isin.

    @ Ortega, Demirkol olayi yok. Sadece Ridvan gibi Fenerbahce'yi elestirmis dunku yazisinda, ben de onlari elestirdim. Adsiz arkadas sinsi oldugunu dusunuyormus ama benim oyle bir derdim yok kendisiyle. Hem Ridvan'i hem Demirkol'u severim, soylediklerine ve yazdiklarina deger veririm. Yalniz bu hafta Fenerbahce hakkinda soylediklerinde hata oldugunu dusundum ve onlari elestirdim.

  6. gattuso dedi ki...

    @Ortega. Demirkol bizim mactan sonra "Gorulmemis bir gol" baslikli bi yazi yazdi, ilk cumlesi de "Fenerbahce maci sanki 3 dakikalik ozetleri seyredecek olanlar icin oynuyor" idi. Mehmet Demirkol medyada tutunmak icin Fener ile en ufak yakinliktan bile sakinmasi gerektigini anlayanlardan. Eskiden boyle degildi tabi. Hincal'la 90 dakika'da yasadiklari ona bazi seyleri ogretmis anlasilan.

    @PVH. Tempo konusunda sorunumuz olmadigi fikrine katilmiyorum. Antalya macinda son dakika golu gelmese bu rahatlikla tempoyu ayarliyoruz diyemezdik. Fener'in hakikaten temposuz oynadigi bir gercek. Medya sadece bunu abartip Fener'i yerin dibine sokmak icin kullaniyor, ama bir tempo sorunu yok da diyemeyiz. Antalya'yi temposuz oyunla da yenersin, ama bu hicbir seyi kanitlamaz. Fener'in hedefi global duzeyde iyi futbol oynamaksa tempoyu yukseltmesi zorunlu.

    Bunlari Galatasaray'i dusunerek soylemiyorum. Yani bizim yakalamamiz gereken tempo Galatasaray'in temposudur gibi sacma bir iddiam yok. Ama Fener'i kendi icinde degerlendirirsek daha hizli oynamamiz gerektigi gun gibi ortada.

  7. Serkan Sağlam dedi ki...

    Ne yalan söyliyim, yazmaya hazırlandığım yazıyı yazmışsın. Tebrik ederim.

    Hele hele Guiza konusunda çok çok haklısın.
    Bu adam iyi bir golcü değil, iyi bir futbolcu değil. Çok gol pozisyonuna giriyor olması bir şeyi değiştirmiyor. Atamıyor işte. Bu kadar basit.

    Reklam olacak ama,şurada (www.sarılacicubuklu.com) kendisiyle ilgili yazdığım yazıda "takunyalı" benzetmesi yaptım. Bir futbolcunun, bir forvetin bu kadar beceriksiz olması çok enteresan.

  8. Azgard dedi ki...

    Kantlarda İlker,Ali Akdeniz,Ali Güneş,Halil İbrahim,Dimas lardan buralara geldik..

  9. Mete dedi ki...

    Ben bu tempo eleştirilerinde de kasıt arıyorum kardeşim.Antalya gibi futbol oynatmamaya çalışan , taçları ve aut atışlarını 30 saniyede yapan , faul yaptıktan sonra topu uzaklaştıran ve faul noktasında 1 - 2 adamla atışları geciktiren bir takıma karşı top oyunda kaldığı sürece gayet iyi tempo yaptık.Hem oyunun sürekliliği bu kadar kesik kesik olacak hem de tempo yapmıyosun diye eleştirileceksin.Hırsızın hiç mi suçu yok ?

  10. GP dedi ki...

    Harika bir yazı duygularıma tercüman olmuş teşekkürler. özellikle bu sene TEMPO konusunu pelesenk etti bizim çok bilmişler, hayır kim tempolu oynuyor biri de bana göstersin lütfen.. Türk Futbolundan kimse tempo mempo beklemesin arakadaş.. Fransa ligi maçının 30 dakikasına dayanamayanlar gelip burda tempo diye tutturuyor.. Hayret yahu.
    Guiza konusuna gelince görülüyor ki hem Başkanın hem Daum'un hemde bazı taraftarlarımızın desteği ve inancı halen var..Hem de yaklaşık 1 + çeyrek sezondan sonra.
    Benim açımdan yapılan bunca doğrulara rağmen sezon başında en büyük hata Guiza nın iyi para verilemsine rağmen gönderilmemesiydi.
    Bardağın dolu tarafından bakarsak Fenerbahçe gibi bir camianın bir futbolcuya bu kadar tolerans gösterebilmesi gerçekten kayda değer ve umut verici.
    Fakat bardağın boş tarafı da pek net değil.. Guiza gerçekten tölerans sınırlarını çok önce doldurmuş olması gerekirdi. Guiza nın başarısızlığı için halen "zaman lazım" a sığınanlar lütfen 1+ çeyrek sezona bir baksın, Sisteme çamur atanlar ise Lütfen Semih'in istatistiklerine..
    Bu takımın Alex geldiğinden beri en büyük sıkıntısı Pivot santrafor sıkıntısıdır. 2 sene iç güveysinden hallice Nobreyle götürdü ki mumla arar olduk onu. Nobre yi şimdi görüyoruz yine İvankovla çekişiyor gol sayısında. 2 sene katlandığımız Kezman ın durumu içler acısı. 2 sene de Guiza ya verdik etti 6 sene..Emin olun bizden sonra bir büyük takımda daha bozalar Guiza ve soluğu 2.ligde alır İspanyada.. Yani sorun uyumda ya da Alex de değil, sorun isabetsiz santrafor transferinde. Muthiş kadroların uyumların oluştuğu senelerde bile en büyük sıkıntımız buydu.
    Bu takım Kezmanlı ilk sene de Semih in yedekten girip gösterdiği müthiş performans sonrası sezonda SEMİH'i takımın 1 numaralı santroforu yapıp onun arkasına gelecek vaadeden genç yetenek, ya da Semih'in arkasında bekleyebilecek bir yabancı alsaydı, yani birinci tercihini SEMİH yapsaydı sıkıntı çok önceden biter, Alex Semih uyumu bizi çok farklı yerlere getirebilirdi.. Yazık ki biz halen Guiza nın İspanya da attığı bilmemkaç golle avunup duruyoruz. Hem verimi düşürüyoruz hem Semih'i kaybediyoruz.
    Ve Guiza ve Kezman a 2 sene katlanabilen bazı renkdaşlarım halen ısrarla Semih'e ilk 11 oyuncusu değil diyebiliyor.. İronik..

  11. mete1907han dedi ki...

    @ PVH sadece Nobre bile benim sistemle ilgili düşüncelerimi desteklemiyor mu? Şimdi Nobre iyi bir forvet mi? Öyleyse bizde harikalar yaratırken Anelka'yı kulübeye mahkum ederken beşiktaşta neden ön planda değil. Nobre'nin karambol golcüsü olduğunu Türkiye'de futbol izleyen herkes bilir. Karambollerin çilingiri Alex'le iş birliği yapıp havadan Türk pasaportunu kaptı. Yani Nobre Türkiye şartlarında büyük takımların 18lik kadrosunda olması gereken bir adam Nonda da öyle ama bel bağlanacak adamlar değiller. Ancak Güiza veya Kezman veya Baros öyle değil. Düzenin var ettiği topçular değiller onlar bu yüzden adapte olmaları da zor oluyor. Eğer adapte olurlarsa harikalar yaratıyorlar ama aksi durumlarda çok büyük zorluklar çekiyorlar. Kariyerleri de bunu ispatlar nitelikte kimi zamanlar harikalar yaratmış ama kimi zamanlar da gözden kaybolmuş isimler. Tabi bu biraz da transfer anlayışının getirdiği yanlışlıklar. Bu adamı bizim takıma aldıran Aragones ama bu adamı kullanmaya çalışan Daum. Neden çünkü bir başarısızlık durumunda biz direk TD'den başlıyoruz kıyıma. Oysa hiçbir zaman o TD'e uygun bir kadro kurmaya çalışmıyor hep eskilerden bir şeyler yapmasını bekliyoruz. Neresinden tutsak elimizde kalacak bir konu aslında bu ama benim inancım şu: Avrupa şartlarında yetişmiş futbolcular özellikle Türkiye'ye göre kötü olamazlar sadece uyumda sıkıntı yaşarlar. Biz onları harcarken aslında kendi kuyumuzu kazmaktan ileriye gitmemiş oluyoruz hepsi bu.



    Yarın Güiza gönderilse ve yerine transfer istense eğer Aykut hocanın da etkisi olmazsa bu işte Daum'un alacağı oyuncu tarzını tahmin etmek zor değil. O yine Nobre tarzında bir adamı bulup getirecektir Türkiye'ye. ee ne de olsa Türkiye ligini hepimizden çok iyi tanıyor. Ben yine iddia ediyorum Torres mi Nobre tarzında bir forvet mi sorusuna Daum'un cevabı Torres olmaz. Türkiye ligi Anelka'ya ufak kaçtığı gibi bu tip oyuncular da iade fişsiz alınan kıyafetler gibi olacaktır. Ya büyük gelecek ya küçük ama bizim tam bir düzenimiz olmadığı için hiçbir zaman nokta atışı yapamayacağız biz.

  12. esen dedi ki...

    Guiza su anda formsuz olabilir ama bence cok kaliteli bir futbolcudur. Bakin, cok kaliteli bir golcu demiyorum. Super bir golcu olmayabilir ama futbol bilgisi ve yetenegi yaptigi kosulardan ve attigi paslardan (ya da yerine gitmese bile pas secimlerinden) belli oluyor.
    Ama bence Guiza'nin sorunu konsantrasyon. Oyuna bir turlu konsantre olamiyor. Bazen saha disi olaylar da gercekten saha icindeki konsantrasyonu etkiler.

    Eger Daum onun uzerinde ugrasirsa ve konsantrasyonunu ust noktaya cikarirsa Guiza-Alex-Semih-Kazim-Dos Santos arasinda super paslasmalar izleriz ve cok gol atariz (illa Guiza demiyorum, takim olarak). Hatta abartayim, konsantre ve motive olmus bir Guiza Eto'o kadar etkili bir oyuncu olabilir bence.

Yorum Gönder