I Never Promised You a Rose Garden
Daum, durumun 6 sene önce ilk geldiğinden farklı olduğunun muhtemelen farkında. Durum şu, Daum 6 sene önce geldiğinde enkaz almıştı ve tek beklenti o takımı ayağa kaldırmasıydı. O takımı toparlamaktan fazlasını yaptı, takım şampiyon oldu. Şimdi de enkaz aldı, kazanmayı unutmuş bir takım verildi fakat 6 sene öncesinden farklı olan şey camianın beklentisi; herkes şampiyonluk istiyor. Daum 6'da 6'ya rağmen bitmeyen eleştirilere, ıslıklanan oyunculara, maç sonu sorulan sorulara bakıp tepkileri anlayınca kafasındakileri sıraladı. "Takımın istediğim seviyeye gelmesi için bana 2 yıl gerekiyor", "6'da 6 yaptık, geçen sene 6 maçta durum neydi?" dedikten sonra "Takımın geçen seneden çok farkı da yok" dedi. Bu son iki cümle beklentilere karşı tavrını net biçimde ifade etmiş; benim işim takımı toparlamak, şampiyon olursak da bonusu olur diyor. Röportajın sonunda "bir de taraftarlara bir şarkı armağan etmek ister misiniz" diye sorulsa belki cevap vermezdi ama onun yerine ben vereyim
I beg your pardon,
I never promised you a rose garden.
Along with the sunshine,
There's gotta be a little rain sometimes.
When you take, you gotta give, so live and let live,
Or let go.
I beg your pardon,
I never promised you a rose garden.
I could promise you things like big diamond rings,
But you don't find roses growin' on stalks of clover.
So you better think it over.
Well, if sweet-talkin' you could make it come true,
I would give you the world right now on a silver platter,
But what would it matter?
So smile for a while and let's be jolly:
Love shouldn't be so melancholy.
Come along and share the good times while we can.
I beg your pardon,
I never promised you a rose garden.
Along with the sunshine,
There's gotta be a little rain sometimes.
I beg your pardon,
I never promised you a rose garden.
I could sing you a tune or promise you the moon,
But if that's what it takes to hold you,
I'd just as soon let you go, but there's one thing I want you to know.
You better look before you leap, still waters run deep,
And there won't always be someone there to pull you out,
And you know what I'm talkin' about.
So smile for a while and let's be jolly:
Love shouldn't be so melancholy.
Come along and share the good times while we can.
I beg your pardon,
I never promised you a rose garden.
Along with the sunshine,
There's gotta be a little rain sometimes.
Arada bir yağmur da yağacak tabii. Önde olunan maçta futbolcu ıslıklamak da neyin nesi? Aşk bu kadar melankolik olmamalı, hazır iyi gidiyorken biraz da keyfini çıkarmak gerek.
21 Eylül 2009 12:30
Ey Daum sen bu taraftar 6'da 6 yı ne zaman gördü diyorsunda sana sorarlar sen o kadar parayı bir arada ne zaman gördün.
21 Eylül 2009 14:38
şarkı çok güzelmiş.
4-5 kere dinledim bile (:
ama dün stadda gül bahçesi değil dikenli bakımsız bir bahçe bulduk.
bizim isteğimiz gül bahçesi değil, bahçeyi dikenlerden arındırması.
22 Eylül 2009 11:48
Lafa bak iki sene daha lazım.Tabi 2 sene daha çuvalla para götüreceksin çünkü. 3 sene kaldın daha once bırakıp kaçtın ya da kovuldun neyse.. şimdi ömrün boyunca göremeyeceğin paraya geri geldin. hoş kabahat seni getirende, asıl kabahat seni getireni hala başkan yapanda... 6 da 6 yı nerde gördünüz demiş bay daum. 7 de 7 ve şampiyonluk görmüş bu camia ama son hafta tek sarı kart bile gormeden, savaşmadan , rezilce kaybedilmiş bir şampiyonluğu sadece 1 kere görmüş onu da seninle görmüş daum efendi.sen ve seni getiren bir anlatsanıza mayıs 2006 denizliyi. neden ertesi sabah bjk ne imza atacagını yuzdeyuz bildiginiz sakat nobreyi koydunuz ilk 11 e? neden son haftaların en iyisi Anelka yedek oturdu maçın 3/4 ünde. ne oldu denizlide? bu karanlık anları ve perde arkasını açıklamadıkca daumda aziz beyde şaibeye, şikeye, maç satmaya, şampiyonluk satmaya bulaşmıştır. aklanamazlar.
23 Eylül 2009 08:26
ruh hastasi bu daum, kesinlikle emin oldum artik. takiyor bazi adamlara, yerine gecebilecek adamlari ya taraftarin onune sacma bir macta ve/veya pozisyonda atiyor, basarili olabilecek adamlari da hic oynatmiyor. bekir'i bitirmek icin sag bek oynatti, ozer hasbelkader basarili olur diye 18'e bile almiyor, futbolcu sifatini hak etmeyen guiza oynuyor ama semih yok, kazim denen karaktersize takmis her mac oynatiyor vs. senelerce bizi umit ozat denen kazmaya mahkum birakti, sirf adami zorlamasinlar diye sol bek aldirmadi takima
kalbime agrilar girdi bunlari yazarken, bu taraftar bu kadar kaynaga ragmen gs'nin cok gerisinde bir takim seyretmeyi hak etmedi. aziz yildirim daum'u da alip cekip gitsin artik, bitirdi tum kredisini
23 Eylül 2009 13:01
Vay anasını yaw.. Biri takımın teknik direktörünü ve başkanını şampiyonluk satmakla suçlar, diğeri eski kaptanına kazma der, futbolcusuna karaktersiz der..
Nefret ettim nefret.. Stada gidesim gelmiyor artık.. Lanet olsun hepinize..
23 Eylül 2009 19:58
Gecen sene 6 macta 6 puan almistik bu kadar gurultu kopmamisti, bir maglubiyet falan alsak neler olacak acaba. Fenerbahce taraftari 90'lardan kalma bir aliskanlikla iyice mazosist oldu, eminim artik, takim maglup olmaya baslasin rahatlarlar.
23 Eylül 2009 22:26
bunun mazositlikle falan alakasi yok, eldeki malzemeyi kullanmakla alakasi var. gecen seneki facia bu seneki kotu, isteksiz futbolu yanlis futbolcu secimlerini hakli cikarmaz
23 Eylül 2009 22:37
arttvendelay, ben de bu yazidan hemen bir onceki yazida Daum'u oyuncu tercihleri nedeniyle elestirdim ama su andaki durum ani ve sert cikislar gerektirecek, insani isyana surukleyecek, agir ithamlarda bulunacak bir durum degil.
Yonetim 10 senede yaptiklari ve yapmadiklariyla surekli elestirilmeli zaten ama hakaret ve kanitsiz ithamlar yalnizca yonetime yapilan mantikli elestirilerin gucunu azaltiyor.