Topluma ve Çevreye Faydalı Bir Yazı


foto

Ruhunuz Bu Kadar: 12 Milyon €” yazısından sonra, hepimizin hayatını gözden geçirmesine sebebiyet veren bir yorum geldi. Esasında buna yorum demek de, örneğin karpuza meyve demek kadar sallapati oluyor. O bir yorumdan fazlasıydı. Ayrıca değerlendirilmesi gereken bir beyanattı. Bir tür manifestoydu. İsmini bizimle paylaşmak istemeyen yazarı, her biri Gülhane Hattı-ı Hümayünü ayarında olan 15 adet yorumla yazının kendisini okuduktan sonra şöyle buyurdu: “ne kadar gereksiz işlerle uğraşıyorsunuz, zamanınızı bunlarla harcayacağınıza biraz topluma ve çevrenize faydalı olun.” (Hasılı 14 kelime olan buyruk kutsaliyeti bozulmasın diye orjinal haliyle aynen alınmıştır)

İnanıyorum ki daha sonra topluma ve çevreye faydalı işler yapmak üzere quantum fiziği ile genel göreliliği birleştirecek tek teoremi bulmak, kanser araştırmalarına devam etmek, cari açıkları kapatmak veya şaşırtıcı bir biçimde aynı önemde olan ve evren için fevkalade hayati, CHP Kadın Kolları il genel toplantısına katılmak üzere hayatına devam etmiştir. Varolarak aldığımız zamanı için üzgünüm. Birleştirilmesi gereken bir teorem, çözülmesi gereken bir hastalık, finanse edilmesi gereken bir cari açık ve yenilmesi gereken kuru pastalar varken böyle bir şeye maruz kalmamalıydı.

Ben de kendi adıma bundan gereken dersi çıkartarak topluma ve çevreye zararlı işlerimden vazgeçtim. Kaldırımdan karşıya geçen yaşlı kadınları arkalarından yola itmek, küçük çocukların cep harçlıklarıyla aldıkları lolipopları çalmak ve üst komşuya yeni aldığım AK-47 ile ateş açmak çok yanlış işlerdi. Bunları yapmaktan vazgeçtim. Telefonumu açıp George W. Bush ile görüştüm ve "Irak’tan çekilmesi gerektiğini çünkü zaten en başta hiç orada olmaması gerektiğin, yukarıda Allah’ın olduğunu ve cehennemde cayır cayır yanacağını" söyledim. Ahizeden duyduğum “Aradığınız numaraya ulaşılamamaktadır - dıt dıt dıt dııııııııt ” sesi George’un hüngür şakır telefonunu kapattığını belli ediyordu. Benimle tekrar konuşamayacak durumda olduğundan uluslar arası aramalarımı da kapattığını anlayınca biraz bozuldum. Henüz Nico'yu (Sarkozy'e ben böyle derim) dahi aramamıştım. Toplumuma ve çevreme faydalı olarak bizi AB'ye hemen kabul etmesini söyleyecektim. Yine de moralimi bozmadım, evet topluma ve çevreye faydalı bir gün beni bekliyordu.

Uzun süre düşündüm. Topluma ve çevreye faydalı olmalıydım. Çünkü isimsiz bir buyruk bunu böyle emrediyordu. Ne yapacağımı bulamadım ve sizin PVH diye bildiğiniz kişiye mail attım. PVH bana “Topluma ve çevreye faydalı olmak için tek bir yol olmadığını, bir çok yol bulunduğunu, hiç yol bulamıyorsa kendisi gibi Kanada’ya taşınmam gerektiğini çünkü Kanadalıların gerçekten çok zor durumda olduklarını, toplumlarına ve çevrelerine karşı duyarsız bir kalabalık halinde gezindiklerini, oraya gelip örneğin limon satsam bile topluma ve çevreye faydalı bir iş yapacağımı, halkın da uzun süredir bunu beklediğini ve nihayetinde topluma ve çevreye faydalı işler yapanları omuzlarının üstünde taşıdıklarını" söyledi. Durum öyleymiş ki o gün yaptıkları yüzünden toplum onu omuzlarına alıp çevrede gezdirirken mail atmak zorunda kalmış.

Daha sonra Olgu’ya bir mail attım. Siz Olgu’yu hiç tanımıyorsunuz çünkü henüz hiç yazı yazmadı. Kendisi topluma ve çevreye faydalı bir insandır. Toplumun ürettiklerini alarak toplumun çevresinde bulunan diğer toplumlara satar. Bu sayede çevresindeki bütün toplumlara faydalı olabiliyor. Bazı durumlarda diğer toplumların ürettiklerini kendi çevresine satar ve o zamanlarda da dayısı müthiş bir mutluluk yaşar. Bunu gece 12’de eve geldikten sonra viski içmesinden anlayabiliriz.

Olgu’ya birazcık çevresindeki toplumları boş vermesini ve artık papazınçayırı’na yazı yazması gerektiğini bildirmek istedim. Ancak mailde bunlar yerine “Napıyorsun lan yazsana artık yazı” dediğimi görünce biraz üzüldüm. Topluma ve çevreye faydalı bir yazı yazması için, toplumla ve çevresiyle biraz ilgisini kesip toplumun önemli bir parçası olan Fenerbahçe’nin çevremiz için hayati olduğunu bir bir kafasına kakmak istiyordum. Bu sayede “Bu hafta sonu yazıcam bak zaten Fatih’e de söz verdim. Daha gerçekçi bu hafta sonu. Yazıyorum. Postlarım” derken daha heyecanlı söyleyebilirdi. Olgu heyecanlı olduğu zamanlarda çok ciddi konuşur ve kesinlikle öyle yapacağına ikna olabilirsiniz. Olgu yine de bunları söyledi. Ben ikna olmadım.

Fatih yazı yazdığı için ona bir şey söylemedim. "Karayollarında maç dinlemek" ve “Önümüzdeki Aşklara Bakacağız” çok güzel yazılardı. Hala okumayanlar için kaçırılmaması gerekir. Onur’a da söylemedim çünkü o da Olgu’ya beraber topluma ve çevreye faydalı olduğundan Olgu’nun dediklerinin tıpatıp aynısını diyor.

En sonunda gene PVH’ye bir şeyler dedim. O da bunları dikkatlice dinledi ve niyeyse sitenin tasarımını değiştirmeye karar verdik. Bu gerçekten harika ve müthiş bir fikirdi. Toplum ve çevre bundan çok etkilenecek, buraya bakıp ne kadar güzel diyecek ve sonra %35’i tarlalarına, %40’ı bürolarında solitare oynamaya, %20’si de bir takım fevkalede önemli, yapılmazsa dünyanın bir gün daha göremeyeceği, son derece gizli, hassas ve "Merhaba Bilmemne bey / hanım nasılsınız?" la başlayan görüşmelerini yapacaktı. Kalan %10 işsiz olduğu için siteyi bir posta daha okuyabilirdi.

Biz de PVH ile elele verip sitenin tasarımını değiştirdik. Bu genel olarak "PVH şurası olmamış, bu kötü şurayı atalım, şunu şuraya taşıyalım" diyen ben ve her şeyi yapan, en sonunda da eline sağlık diyen PVH’nin ortaklaşa çalışmasıyla olmuştur diyebiliriz. PVH’ye teşekkür ederiz.

Siteye yeni bir kategori de ekledik. Bu da dahili muhabbet. Okuduğunuz yazı onun ilk örneği. Temel amacı site içerisinde birbirimize laf sokmak. Bu sayede bir kuple rahatlayabileceğimizi umuyorum. Bu kategori ilerde iyice gelişecek ve yazılar sanıyorum ki daha kısa olacaktır. “Header değişti, margin değişti, çılgın gibiyiz ve Olgu hala yazı yazmadı, Onur da aynı sebeplerle yazmadı. ” gibi bir şey muhtemel.

Sitenin arkasına siyah ve griden ibaret bir şeyler koyduk. Onun rengi hala içimde uhde. Sanıyorum ki onu değiştireceğim. Ne renk olacağı hakkında bir fikrim yok.

Bütün bunların olmasında emeği geçen müthiş insan, toplum ve çevreye faydalı isimsiz’i, PVH’yi, Olgu ve Onur’u, mutlaka Fatih’i bir de Hasan Hüseyin Ceylan’ı tebrik ediyorum. Güzel bir iş başardılar, sanıyorum 1 sene boyunca bir daha hiçbir şeye dokunmayız.

Hasan Hüseyin Ceylan esprisinden PVH dışında kimse bir şey anlamayacağı için yazıyı şöyle bitireceğim, farkettim ki bu yaptıklarımızın da hemen topluma ve çevreye faydalı olması mümkün değil.

Dolayısıyla halkımıza topluma ve çevreye faydalı bir mesaj vermek gerektiğine kani oldum. Hemen Google'da çevre yazdım. Çıkan ilk resmin üstüne de topluma ve çevreye en faydalı mesaj olan "Topluma ve Çevreye Faydalı Olalım" yazısını yazdım. Sadece size değil, kendime de hitap ederek puanları toplamayı umuyorum. Bugünü kurtardık. Allah'a şükür. Uzun vade içinse aşağıdaki geçerli:

"Papazın Çayırı dahili muhabbetleri ile de topluma ve çevreye faydalı site."


1 comments:

  1. PVH dedi ki...

    Yaziyi okuduktan sonra yaklasik iki saat dusundum, yetmedi bir saat daha dusundum artik dusunmeme gerek kalmadi. Bu yaptigimiz birakin topluma yarar getirmeyi, gencligi zehirleyen bir sey. Bakin eski dizayn IE ile dogru duzgun calismiyordu, hata veriyor, yazilar yamuk yumuk, kafalarinin estigi yerde cikiyordu. Belki "ulan ben bu blogu daha iyi goruntulemek icin firefox kullanayim" diyen bir kac genc olacakti. Oysa simdi rahatlikla o korkunc IE tarayicisini da kullanarak duzgun goruntuleyebilecekler. Yine beceremedik... Uzgunum... Ayrica genc blogculara bir not, bu blogger w3 standartlarini pek sevmiyor, her an her sey olabilir, ona gore. Gidin 3 kurus para verin bir domain alin wordpress kurun. Bu mesajla sanirim topluma faydali oldum, artik gorevimi yerine getirmenin rahatligiyla uyuyabilirim.

Yorum Gönder