Fenerbahçe: Türkiye'nin En Kalender Takımı
Bunu ispatladık. Şampiyonluk önümüze geldi. Harika bir takım, muhteşem bir taraftar, yıllarca oturmuş sistem ve muhteşem bir teknik direktörümüz vardı. Her şey şampiyonluk için hazırdı, bütün göstergeler kupayı bizim kaldıracağımızı gösteriyordu, ülke heyecan içindeydi, Fenerium’da alınabilecek forma kalmamıştı ve rakip takım taraftarı da bütün bu durumu iyice gözümüze sokmak için maçtan önce tırnaklarını yiyordu. Beyefendiler hayır demeyi bilirler. Bu sefer kabul etmedik. Bu da bizden olsun. Bizden kıymetli mi lan? Şerefe.
Fenerbahçe’nin başında kalender sıfatını görmek bazıları için ilginç oluyor. Herkesin beklediği sıfatlar, büyük, korkunç, güçlü, zengin, harikulade ve evrende eşi benzeri bulunmayan türünden şeyler. Bunların çok seksi ve cool olduğunu yadsımıyorum. Özellikle bazılarını kişisel olarak da çok isteyebilirim. Ancak sıfatları bunlarla sınırlı tutmak da bazı şeyleri anlatmayı imkansız hale getiriyor. Diyelim ki Fenerbahçe Sevilla’yı elemişse bu “büyük” bir olaydır ve “Büyük Fenerbahçe” şeklinde anılmayı hak eder, ancak diyelim ki büyük Fenerbahçe’nin korkunç, harikulade ve evrende eşi benzeri bulunmayan stadında taraftarlarla omuz omuza çekmek yalnız muhteşem değildir, çok da eğlencelidir. Bunun gibi, Fenerbahçe’nin 99 sıfatı içerisinde kalender de bulunmalıdır. Aksi halde Fenerbahçe’yi tanımlamak eksik kalır.
Durumu romantize etmeyeceğim, bunun birinci sebebi romantizasyondan çok sıkılmam. Adnan Polat gibi, “Ferrari sahibi futbolcularımızın cebinde otobüs bileti alacak para yoktu, 188 aydır futbolcular evden getirdikleri sefer tasıyla besleniyordu, teknik direktörümüz yoktu onun yerine kılıç kalkan ekibi yönetiminde takımı maçlara hazırladık, hatta durum öyle vahimdi ki, parasızlıktan 10 milyon € verip aldığımız yabancı oyuncuları dahi oynatamadık, sürekli Kumkapı’da eğlendirdik!” diyemem ben. Bunun yerine olanı olduğu gibi ortaya koymak isterim. Fenerbahçe en iyi sezonlarından birini yaşadı. Harika bir takım vardı. Millet takımı gördükçe komplo kurdu. CSKA eski günlerinde değildi, şimdi İtalya Şampiyonu olacak olan İnter geçmiş günlerin gölgesindeydi, Sevilla’dan bir halt olmazdı, PSV ne amına koyayımdı, Chelsea çekilebilecek en kolay kuraydı. Hepsini yendik. Hıncal dozaj arttırıp takımın şampiyon olmasının zaten belli olduğunu, yani zaten Fenerbahçe’nin federasyonu kurduğunu, Hasan Doğan’ın Fenerbahçe’yi mutlaka ama mutlaka yemin billah şampiyon yapacağını, Fenerbahçe’li eski menejer’in hakemler üzerinde mindtrick uyguladığını ve en sonunda da Türkiye’nin Başbakanı’nın da zaten Fenerbahçeli olması nedeniyle bunun aksinin düşünülemeyeceğini, bir de seçimde MHP’ye oy verdiğini söyledi. Bu sonuncusu tamamen konu dışı. Kime oy verdiğini bir kere daha hatırlatmak istedim.
Noldu? Ahmet Çakar’ın bikini giyişinden bin beteri. Kapak oldu. Bir büyük şans gerçekleşmezse şampiyon olamayacağız. Bu kapak elbette MHP’nin Hıncal’a yaşattığı tarzda bir kapak değildi. “Aaaa ama çok şaşırdım, kurulduğu günden bu yana Türk İslam sentezi ideolojisi çerçevesinde hareket eden sağ milliyetçi bir parti olan MHP nasıl türbanı destekler!” diye bağırılacak kadar bir şey değil, ama işte bildiğiniz kapak.
Bir başka yönse şu, hiçbir takım hiçbir şampiyonluğu bu kadar körgöze parmak kaçırmamıştır. Ankaraspor maçında kaybedilen 2 puan, Galatasaray maçındaki futbol hepsi sanki büyük bir rahatlık ve aldırmazlık eseriydi. Öyle ki bizim futbolculara tamam lig bitti alın kupa deseler “amannn şimdi onu da nereye koyacağız” dercesine gösterilen halet-i ruhiye şampiyon olmayı pek de, çok da istemediğimizi veya nasipse oluruz rahatlığında olunduğunu da gösteriyordu. Fenerbahçe bu kupanın boyunu pek de uzatmayacağını, çok da önemli olmadığını, her halükarda gelecek yılların bu takımın olacağını biliyordu. Arada açılan fark 3 puan önde kazanılan bir şampiyonlukla kapatılamazdı. Fenerbahçe şimdiden geleceği kazanmıştı.
Ve hepsinden öte, “Hep destek tam destek” pankartını da Gençlerbirliği maçında bu taraftar açtı. Hepimiz hala umutla geleceğe bakıyor, şampiyonluğu kaybetmekten üzülsek de bu takımın bu sene hepimize gösterdiği büyük rüyalar için şükran duyuyoruz. Bir kupa gitmiş. Şu hislere çok mu? Bizden değerli mi?
Siktir edin lan,
Şerefe.
6 Mayıs 2008 21:38
Son 5 yilda Gs ye 2. hediyemizide verdik.Artik onlardan hediye bekliyoruz..