Artık Yeter...


Daha bir gün önce normal şeyler konuşmak istiyoruz diye bir alt posttaki podcastin girişine yazmıştım ama Fenerbahçeliyseniz ne mümkün. Bir Fenerbahçe geleneği olarak durup dururken kaosa girdiğimiz bir döneme daha merhaba dedik Kulubün son 15 senesindeki bütün kaoslarda olduğu gibi bunun aktörü de Aziz Yıldırım. Devre arasında rica minnet göreve geri döndürerek kamuoyu önünde zor durumda bıraktıkları Aykut Kocaman’la, transfer konusundaki anlaşmazlık ve Ali Yıldırım’la hoca arasındaki diyalog gerekçe gösterilerek köprüleri atmış oldu Aziz Yıldırım.

Duyunca şaşırdığımız garipsediğimiz bir durum değil bu. Aziz Yıldırım’la konuşmanın, diyalog kurmanın, çalışmanın ve onun kendi görev alanınıza müdahale etmemesini beklemenin ne kadar zor olduğunu az çok Aziz Yıldırım’ı dışarıdan takip eden herkes biliyordur zaten.
Her antrenör görevden alınabilir, başkanla hedefi uyuşmaz,ekonomik açıdan problem olabilir bin bir türlü mesele olabilir, ama bunlar olurken işin içine kişisel duygular karıştırılmaz. Aziz Yıldırım Pazar gecesi kafasını yastığa koyduğunda aklından hocayı göndereceği geçmiyor muhtemelen ama Pazartesi gecesi şak diye hocayla köprüleri atabiliyor.Başkan kulübü iyice kendi çiftliği zannediyor.

Fenerbahçe Kulübü kararların uzun vadeli alındığı, anlık öfke ve uyuşmazlıkların mevcut sözleri ve taahhütleri yok edemediği bir düzenle yönetilmesi gerekirken tam tersi başkanın işleri tamaman kişiselleştirip “kafama eseni yaparım”, “her şeyi en iyi ben bilirim” “benim dışımdaki kimse vazgeçilmez değildir” kafası yüzünden uzun vadeli bir şey yapabilmenin mümkün olmadığı bir kulüp haline geldi.

Aziz Yıldırım Zico’yu gönderirken de işin içine kişisel takıntılarını katmıştı, yok kardeşi problem çıkarıyor yok antrenmanda tercüman şut atıyor diye adamı gönderdiler, Alex krizinde yine işi kişiselleştirdi, ayak ayak üstüne atıp twit atmaya bağladı, Daum’un sözleşmesi feshedilecekken adama üç kuruş daha az verelim diye görevinin başında olduğunu resmi sitede açıklayıp kimsenin olmadığı Samandıra’ya gelmesi için tebligat yapıp adamı güya itibarsızlaştırdı. Aurelio’nun ve Tuncay’ın takımdan ayrılmalarında da başkanın menajerleriyle değil oyuncuların kendisiyle görüşeceğim takıntısının etkili olduğunu biliyoruz, Ömer Aşık’ın takımın ihtiyacı varken sırf kulüpten yasal hakkını kullanıp alacağını istediği için başkan hazretleri öyle istiyor diye 6 ay oynatılmadığını da biliyoruz.

Bu örnekler kamuoyuna yansıyan örnekler kim bilir bizim bilmediğimiz kamuya yansımayan daha neler var. Bütün bunların sonunda kulüp linç edilirken hiçbir yöneticisi ağzını açamazken kulübe sahip çıkmış, geçen yıl neredeyse hem başkan hem antrenör hem liderlik yapmış bir adama, üstelik “beraber geldik beraber gideceğiz” diye 50 kere kamuoyu önünde sözlü beyanda bulunmuşken bu muamele artık insanlıkla falan açıklanamaz.

Aziz Yıldırım kendisine kulüp işgal altındayken, haksızlığa uğradığına emin olduğumuz dönemde verilen desteği kendisine kayıt şatsız biat edildiğine yordu herhalde. Ayrıca kulüpte öne çıkan her figürle bir süre sonra kavgalı hale gelmesi de tesadüf olamaz. Başkan kendisi dışında Fenerbahçe için iyiyi ve doğruyu kimsenin bilemeyeceğine yürekten inanıyor. Muhtemelen Fenerbahçe’yi kendisinin en çok sevdiğini de düşünüyordur. Belki haklıdır da ancak artık birisi kendisine Fenerbahçe’yi sevmenin ona zarar vermesini engelleyemediğini söylesin bir zahmet.

Aykut Kocaman’ın kafasındaki oyun sisteminin Fenerbahçe’yi Türkiye Ligi’nde çok ileriye götürebilecek bir oyun sistemi olduğunu düşünmeyen birisi olarak bu kulüpte değişmesi gereken öncelikli şeyin teknik direktörden ziyade artık takıntılı hale gelmiş bu yönetim üslubuna sahip kişi olması gerektiğini düşünüyorum. Ortada yönetim kurulu olmayan her şeyin tek kişinin iki dudağı arasında olduğu, 3 ay önce verdiği sözü bile tutmayan, tutmadığı gibi taraftara izah bile etmeyen bir yönetimle Fenerbahçe hiçbir yere gidemez.

Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’nin hakkını gasp edenlere değil de bir şekilde taraftarla arasında bağ oluşmuş bu kulübün değerlerine gösterdiği hoyratlığı artık kabul edemiyorum. Birazcık iyi anılmak istiyorsa olağanüstü kongreye gidip kurumsallaşıyoruz geyiğiyle iyice çiftliğe çevirdiği kulübün önünü açsın artık. Fenerbahçe Alaattin Metin dışında kimseyle doğru düzgün iletişim kuramayan, kardeşiyle, kulübünün efsaneleriyle bile kavga eden, 80 yaşındaki Divan Başkanı’nı bile azarlayan bir başkandan daha iyisini hak ediyor. Artık yeter…

Aykut Kocaman için de son sözle bitireyim. 3 Temmuz sonrasındaki kulübe kol kanat giren liderliği için kendisine şükran borçluyuz. Yıllar sonra kendisinin ismi zikredildiğinde sportif başarı ya da başarısızlıktan ziyade o zaman ki duruşunu hatırlayacağımızı düşünüyorum. Devre arasındaki istifadan başkana güvenerek dönmesinin o zamanda doğru olmadığını düşünüyordum hala da aynı görüşteyim. Umarım kendisinin başkan olabileceği bir Fenerbahçe ileride mümkün olabilir.



5 comments:

  1. Unknown dedi ki...

    "80 yaşındaki Divan Başkanı’nı bile azarlayan bir başkan" ifadesi dışında, kelimesi kelimesine katıldığım, hayal kırıklıklarımı yansıtan bir yazı, eline sağlık.

    "80 yaşındaki Divan Başkanı’nı bile azarlayan bir başkan", azarlanmak için elinden geleni yaptı, ben yolda görsem ben azarlardım.

  2. Adsız dedi ki...

    Aziz Yıldırım artık bir SANİYE BİLE BEKLEMEDEN istifasını versin… Benim gibi hiçbir taraftar grubuyla bağlantısı olmayan, Anadolu da yaşayan sıradan bir taraftar bile çileden çıkmışsa artık o koltukta oturamaz… Şayet stadyumda bir sürü küfürle, yuhalanmakla gitmek istiyorsa kendisi bilir… Aziz Yıldırımla gelecek hiçbir başarıyı istemiyorum… Sakın GÖZ BOYAMA transferlerle süreci götüreceğini sanmasın… Sadece bu ZAMAN KAYBI demek olur… Gidişinin çok daha fazla TATSIZ olmasını sağlamaktan başka hiçbir şeye hizmet etmez…Eyyy Aziz Yıldırım Yaptıklarınla FENERBAHÇELİNİN gönlünde iz kalmasını istiyorsan derhal görevi bırakkk.. Yoksa o yaptıklarının hiçbiri bu gidişle hatırlanmayacakkkkkkkkkkkkkkkkkkk…. Mağrurlanma aziz yıldırım senden büyük ALLAHHHHH var…

  3. Adsız dedi ki...

    Şimdiye kadar gönderdiği kişilerin tamamına yakınını itibarsızlaştırarak gönderdi sayın "başkan". Ama korkarım ki kendisini de aynı son bekliyor. Ama bu yolun yasal yollar olmaması FENERBAHÇE adına en büyük temennim.

  4. Ertuğ Kaya dedi ki...

    Elinize sağlık yazı çok güzel olmuş. Hala bir şeyler yazacak isteği bulabiliyor olmanıza çok şaşırıyorum. Sanırım benim hiç umudum kalmadı.

    Korkarım ki Sn. Başkan 3 yılda 3 şampiyonluk sözünü tersten tutmadan gitmeyecektir.

  5. Signature dedi ki...

    Bu istifayla artık yönetim tüm güvenilirliğini yitirmiş oldu.Kendimi bildim bileli Fenerbahçeliyim ve her ne kadar futbolculuğunu kaçırmış da olsam Aykut Kocaman bana en çok güven veren insandı.Sadece futbol için,Fenerbahçe için değil,her alanda,ülke için.Böyle insanların da bir yere gelebildiğini görmek güven veriyordu.Ama işte,Aykut Kocaman gibilerin yeri yok maalesef bu kokuşmuş yerde.Daha önce bi yorumumda da demiştim.Keşke bi İskoç,bi Alman olsaydı da heykelini dikselerdi,futbol yönetimini direk kendisine emanet etselerdi insanlar.Ama işte,gene rüyamızın içine etmeyi başardılar.Sportif başarının değil,çileğin peşinden koşan,işletme becerileri yüksek olduğu için başında bulundukları "şirketlerin" ekonomik açıdan büyümelerini sağlasalar da futbolu da yönetmeye kalktıkları için bin yıl geçse yol alamayacak başkanlar,onlara prim veren medya ve daha kötüsü futbol adamları! var olduğu müddetçe,yani kısaca Aykut Kocaman gibiler kulüpleri yönetir hale gelmedikçe biz anca Galatasarayla,Galatasaray da bizimle sidik yarıştırır,şampiyonlar ligi finalinde iki Alman'ı görürüz,yüzümüz kızarmadan "Adamlar ne futbol oynuyo yeeeaa" deriz.Buranın adı Türkiye diye mantıklı bir yapılanmaya gidilemez mi?Çok mu şey istedik?

    Güle güle Kocaman adam.Yakında herkes için badem gözlü olacaksın,ama her zamanki gibi iş işten geçmiş olacak.Lucescu'yu bile çıldırtıp kaçırttı bu adamlar,sen de kaç git,bu sene yakaladığın saygınlıkla küçük büyük demeden bir kulüpten teklif aldığın anda çık git adam gibi bir futbol ülkesinde,sağlıklı ortamda çalış.Burası Tevrattaki hikayelerden farksız.Bin tane yol gösterici gelir,bini de değeri anlaşılmadan gönderilir.

Yorum Gönder