Sorunlar
Sezon başından beri takım oturmadığı, oturacak gibi olduğunda kritik sakatlıkla düzen yeniden kurulmaya çalışıldığı için iki ileri bir geri devam ediyoruz. Sakatlar düzelir, Lugano soyunma odasına giderken kimseyi dövmez, bir daha uzun süreli sakatlık olmazsa daha istikrarlı bir takım ortaya çıkma ihtimali var ama bu ihtimal hâlâ düşük. Artık ilk devreyi bitirmeye üç maç kalmışken bazı sorunları daha net görüyoruz.
1. Sol bek: Artık Fenerbahçe formasıyla çıktığı maçlarla bir ilgisi kalmamış olan Andre Santos nedeniyle Caner oynuyor. En iyi savunma yaptığı günde bile en basit pasları veremeyen, pas ritmini bozan bir oyuncu. Zaten savunma da yapamıyor. İBB maçındakinden daha iyi oynadığı maçlar da oldu fakat bugünkü gibi oynadığı maçlar nedeniyle artık bir çözüm bulunması gerekiyor. İlk akla gelen çözüm devre arası Andre Santos'un gönderilmesi ve yabancı sol bek alınması. Yıllardır devre arasında böyle mantıklı hamleler yapmıyor kulüp, bu sene yaparlarsa sürpriz olur. Takım içinde çözüm Okan'ın sağ kanatta, Gökhan'ın sol kanatta oynatılması olabilir. Bunu kim söyledi hatırlamıyorum, İbrahim Üzülmez Fenerbahçe maçında sağda oynayınca "bek bektir, sağı solu olmaz" demişti. Büsbütün haksız değildi. Gökhan zaten ceza yayına ilerlemeyi seven bir oyuncu, ters kanatta rastgele orta sayısı azalır, isabetli pas sayısı artar. Bu çözümün en büyük yan etkisi takımda sol ayaklı oyuncu kalmaması olur. Stoperler, Yobo ve Lugano sağ ayaklı, sol açık Stoch da sağ ayaklı, sol bek de sağ ayaklı olursa rakibin sağ kanadından geliştirdiği ataklarsa savunma sıkıntısı olabilir. Caner'in bugünkü halinden, Andre Santos'un normal halinden daha mı kötü olur? Sanmıyorum.
2. Kanatlar: 2 senedir kanatlarda oynamaları için Mehmet Topuz, Özer, Stoch, Dia, Andre Santos alındı, hâlâ kanatları sorun kısmına yazıyoruz. Harcanan paranın haddi hesabı yok. Aslında Dia ve Stoch pek ümit kesilecek oyuncular değiller. Stoch'un zaman zaman parladığı anlar, yeteneği konusunda ipucu veriyor. Dia'nın süratiyle de baş edemeyecek çok fazla takım var Türkiye Liginde. Sorun bu iki oyuncunun ligde toplam 1 gol atmış olması. 36 golden 5'inin de asistini yapmışlar, eklemek gerek, fakat bu sistemde daha golcü olmaları gerekiyor. Girdikleri pozisyon sayısı bile sınırlı. Bu arada 4-3-3 hayranları bu istatistikleri iyi okusun. Önerdikleri şey hücum gücünden 4 asist 10 gollü bir oyuncusu çıkarıp, 5 asist 1 gol yapabilmiş 2 oyuncunun sorumluluğunu arttırmak. Keşke FM'de sağa sola sürükleyip kadro yapmak kadar kolay olsaydı bu iş de.
3. Aykut Hoca: Beşiktaş, Galatasaray ve Gaziantep maçlarından sonra yine maçı okuma sorunu. Bugün kazanmış olsak da değişmiyor. Niang bugün ayağına aldığı tek bir topu bile olumlu kullanamadı. Ayağının altından kaçırdığı, alıp dışarıya yürüdüğü en az 3 pozisyon var. Sırtını dönüp top tutamadı, adam geçemedi, yürüyecek hali yoktu. Olabilir, her oyuncunun iyi, kötü günleri oluyor. Buna rağmen 90 dakika sahada kaldı. Oyundan çıkan yine Alex oldu. Bunun açıklamasını sorunca "Alex yaşlandı fiziği kaldırmıyor, normal" deniyor. Dün 50'lerde ceza alanı önünde topu alıp giderken indirilen Alex, 60'ta yaydan şut çeken ve kaleciden dönüp Niang'ın önünden son anda uzaklaştırılan topa vuran o, aynı dakikada kornerden Yobo'ya al at pası veren o, 5 dakika sonra çıkarılan o. Bu Alex fiziksel olarak yorgunsa Niang neydi dün? Niang oyunda tutulurken yine Alex çıkarıldı. Orta sahaya Selçuk, Cristian tarzında bir adam daha almanın orta saha savunmasına bir katkı yapmayacağı Beşiktaş maçında görülmedi mi? 45 dakika bile sahada kalması fazla olan Niang 90 dakika sahada tutulurken son 4 maçın en iyisi Alex'in 70'te alınmasının mantığını hâlâ anlamaya çalışıyorum. Anlayan varsa bize de anlatsın.
Bu sıkıntıların iyice belirginleşmeye başladığını düşünüyorum. Sorunlu görülen orta saha bile Emre, Mehmet Topuz, Cristian, Selçuk, Gökay rotasyonuyla idare edilebilir gibi duruyor. Sol bek sorununu transferle ya da takım içinden bir pozisyon değişikliğiyle çözmek şart gibi. Diğer iki sorun içinse çok yapacak bir şey yok. Takım ve hocan hâlâ uyum ve öğrenme sürecinde ve zamanın bu sorunları düzelteceğini umacağız.
28 Kasım 2010 10:52
ben de elde alex gibi bir oyuncu varken 4-3-3 oynamanin gereksiz oldugunu dusunenlerdenim ancak 2.madde altinda belirttiginiz gol asist sayilari bu fikri savunmak icin dogru argumanlar degil. soyle aciklamaya calisiyim:
1) oncelikle bu iki kanat oyuncusunun su an itibariyle skora katkilarinin dusuk olmasinin sebeplerinden biri zaten 4-3-3 oynamiyor olmamiz. su anki oyun anlayisi icerisinde bu iki oyuncu da kaleye alex'den daha uzak oynuyorlar. bu formasyonda bir kanat oyuncusunun gosterip gosterebilecegi en yuksek performans zaten 05/06 sezonunda tuncay'in 15 gol 8 asistidir, ki bu rakamlar bile alex icin neredeyse tek devrede yakalanabilecek rakamlardir.
2)su ana kadar alex stoch'dan 120, dia'dan da 420 dakika fazla sahada kaldi.
3)4-3-3 istenmesinin temel nedeni zaten takimin hucum performansindan ziyade savunma performasini yukseltmek istenmesi. merkezde 3 oyuncuyla takimin daha az pozisyon vermesi muhtemel, gerci su anda merkezde oynatacak 2 oyuncu zor bulunurken 3 merkezli bir orta saha kurmanin pek de imkani yok.
28 Kasım 2010 13:17
gelecek için gerekirse bir iki sezon bir şey beklemeyelim denmesine karşın bariz bir kocaman hoşnutsuzluğu bu mecrada sürüp gidiyor.
beklenen nedir?
-alt yapıdan oyuncuları kadroya alması mı?
-gelecek vaad eden yabancı oyuncu transferi mi?
-basit maçları öyle ya da böyle kazanması mı?
-hedef maçların kaybedilmemesi mi?
-alex ile iyi geçinmesi mi?
bu sorulardan sadece hedef maçlarla ilgili hocayı eleştirmek mümkün bence. alex mevzusunda da son açıklaması ziyadesi ile tatmin edicidir. ama hem burada hem de diğer fener bloglarının çoğunda kesif bir aykut kocaman hoşnutsuzluğu var ki nerden baksan ahmakça
28 Kasım 2010 19:58
Teknik adami elestirirken sana soracak degiliz Slum. Yapilan teknik adam elestirilerine gercek bir yanit vermeyip alakasiz sorular sormak ahmaklik bile degil bayagi gerizekalilik.
28 Kasım 2010 20:47
evvela yayınlamanız gerektiğine inanıyorum.
sıralayalım.
1-küfrü aynen iade ederim.
2-yazıya dair yayınlamama/arkadaş bu eleştiri bizim konu ile alakasız deme gibi seçenekler varken bu kadar rahat, tanımadığınız, muhtemelen sizden yaşca epey büyük birine küfür etmekte beis duymamanız da bir başka çirkinlik.
3-küfre bu kadar kolay sarılmanın ardındaki etkiyi bir araştırın bence.
4-formata dair bir kelam edecek olursam. eleştiri kısmını bana/diğer blog takipçilerine sormayacağız gibi über anlamsız bir tavrınız var ise yorum bölümünü kapatın o zaman.
5-teknik adam eleştirisi yaptım demenize karşın yazıyı okuyunca aman alex neden çıktı da niang sahada gezinmeye devam ettiden bir gram fazla bir şey söylememiş olduğunuzun farkındasınızdır umarım. aksi ise daha fena çünkü. hocanın oyuncu değişikliği tercihini anlamsız bulmak olası lakin bunun tersi de olasıdır. kötü oynayan oyuncuyu çıkararak onun özgüvenini sıfırlamayı seçmemiş de demek olasıdır.
6-ayrıca yorum bölümüne illa o yazıda yazılan üzerinden birebir giderek yorum yapılması gerektiği fikri de çok anlamsız. sizin aykut kocaman nefretinizin anlamsızlığı üzerine iki kelam ettik. sizin düz mantığınıza göre anca o sığ yazınız üzerine konuşabiliyoruz galiba.
7-bu sitede rehavet yazmaya başladı diye takip etmeye başlamıştım. o da pek yazmıyor zaten. sizin de benim gibi bir takipçiye ihtiyacınız yok. bu saçma tartışma bittikten sonra da sayfanıza uğramam. ama ettiğiniz laf için özür bekliyorum. aksi halde 1. madde benim için geçerlidir. ha sizin gibi deşarj olmamış olacağım ama olsun.
28 Kasım 2010 22:47
Elde Alex varken onu kenara gönderecek bir sistem değişikliği yapılabilecek en saçma hareket olur. Ama mevcut oyun yapısı ile Dia ve Stoch'un oynatılmasıda intihar etmekten farklı değil.
Caner'in sol bek oynatılması bu oyuncuyu tamamen kaybetmemize neden olabilir. En fazla birkaç maç sonra ıslıklanmaya başlayacak ve seyirciyle sorunu olan oyunculara katılacak. Solbekte hali hazırda en iyi seçenek A.Santos'tur. En fazla birkaç maç sonra kendisini toparlayacaktır. Ama önünde Stoch oynarsa sıkıntılar devam eder bu nedenle Caner, Stoch'un yerine yerinde oynatılmalı. Burası onun asıl mevki. U.Boral form tutunca bu yer için iyi bir alternatiftir.
Rakiplerine neredeyse pozisyon bile vermeyen bir kadroyu sezon başındaki o dehşete düşüren görüntüye sokmayı becerebilmiş bir TD olan Aykut Hoca'nın tüm hatalarından arınacağını düşünmek elbette büyük iyimserlik olur. Ama şu ana kadar iyi bir gelişim gösterdiğide yadsınmamalı. Benzer süreçleri Zico ile de yaşamıştık. Umarım Aykut Hoca, Zico'nun gelişimini gösterebilir.
29 Kasım 2010 04:31
Slum, once kullandigin kelimelerin anlamini ogren sonra bana ahkam kes. Senin yasin falan da umrumda degil. Takip etmeyeceksen etme, sana yalvaracak degilim, bu seviyede bir insandan ozur dileyecek de degilim.
Oncelikle acip sozlugu bakalim
ahmak: Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal.
geri zekâlı: Anlayışı kıt, aptal.
Ayni seyi soyleyip ozur beklemek icin gercekten muthis tutarlilik. Ne icin buralari okudugun beni ilgilendirmiyor. Durup duruken ahmak demek, ne yazdiginin farkinda olmamak ve uzerine hakaretler yagdirip ayni anlama gelen bir kelimeyi kullandim diye ozur beklemek bayagi agir geri zekalilik. Hic geri zekalilarla ugrasacak zamanim yok. Ugurlar olsun.
29 Kasım 2010 04:40
Tek yazi uzerinden "evet ama bu soylenen de bir sey anlatmiyor, tek fikir var" elestirisine katilacak olanlara da bu tespiti daha once defalarca yapip nedenini anlattigimi, onun ozeti oldugunu soyleyeyim. Merak edenlere linklerini de vereyim
http://papazincayiri.blogspot.com/2010/09/penalt-meselesi.html
http://papazincayiri.blogspot.com/2010/10/kanatsz-kanarya-ucamyor-da-sadece.html
Burada hocaya tek kelime hakaret etmemisken ergen heyecaniyla gelip ahmak demek, sonra benim yasim kac biliyor musun triplerine girmek yerine "evet ama tek oyuncu degisikligi uzerinden elestiri agir degil mi?" seklinde insan gibi sorulsaydi daha once de cevap verirdim.
Bu tartismalari ilk kez yasamiyoruz, daha once de defalarca yasadik. Burada sirf keyfimiz icin bir seyler karaliyoruz. Aykut Hoca'ya hakaret etmisligimiz falan da yok, oyle bir sey olursa gelin sorun hesabini. Birilerine buraya gelip yorum yapma hakki vermemiz, dusunduklerimizi paylasmamiz onlara hakaret etme hakkini da verdigimiz anlamina gelmiyor. Suursuzlugun luzumu yok.
29 Kasım 2010 12:34
Bende ironik bir yorum yapayım. Şahsen Fenerbahçe teknik direktörü pozisyonunda farklılık arıyorum,yani mevcudun dışında uygulamalar yapan hoca benim için makbuldür.
Şimdi, Türkiye'de bu blogun sevgili sahibi gibi o kadar "maçı okuyan" şahıs varki, Aykut Kocaman'ın maçı okuyamaması bana bütün bu zevatın arasında farklı bu adam hissi veriyor ve O'nu desteleme maneviyatımı arttırıyor.
1 Aralık 2010 01:15
@bonzo Allah iyiliğini versin. Gece gece iyi güldüm:)
Geldiğine Aykutun -en büyük destekçileri ile birlikte tabii ki- vaadi kişiden bağımsız, hızlı oynayan, efektif ve yorulmayan bir takım idi. geldiğimiz noktada ise, gol yükünün %25 ini çeken bir alex, kabız gibi bir takım, topu perreiradan bile daha çok eveleyen ir fener, en zayıf takımlara karşı dahi güçsüz bir takım.
Kendisinden ve Td kariyerinden hiç hazzetmediğim aykut 2-3 maç beni dahi umutlandırsada istikrar sağlayamamış olması o 2-3 maçında taımsal tesadüf olduğunu gösteriyor. Üstelik ne olursa olsun berabere-galip-yenik her durumda illa alexe ellemesi alexe olan sempatim nedeni ile beni dahada delirtiyor.
Ayku seni sevmiyorum sanırsam:)
1 Aralık 2010 19:22
şimdi benim fikrim bu fenerbahçe'nin bi yerde zaten 4-3-3 oynadığı yönünde. esasında bu takım yıllardır 4-3-3 oynuyor gözümde.
bu söylediğimi saçma bulmayıp geri kalanı okumak isteyenleri bekliyorum bundan sonra.
her takımın bir ofans balans dengesi vardır. ben bunu oyuncu tarzı üzerinden puanlarım. bütün futbol kaidelerini unutarak her oyuncuya(kaleci hariç) 10 puan hakkı verelim. sen ne kadar defans, ne kadar hücum oyuncususun diye soralım. bunu takım genelinde toplayalım. eğer ortaya anormal bi tablo çıkmazsa bu rakam oturmuş takımlarda hücum yahut defans maximum 55 filan çıkmalıdır. onun üstündeyse bi anormallik vardır.
dia ve stoch'un aynı anda sahada olması işte bu anormalliği doğuruyor. çok ofansif takım olgusu defansta sıkıntı yarattığı gibi dolaylı yoldan ofansta da sıkıntı yaratıyor.
o yüzden sahada dia ve stoch birlikte olmaz. topuz belki ikisinden de kötü hücum ediyor ama burada değerli çünkü şu anda kanatta oynayabilen ve defans yönü olan yegane oyuncu odur takımda..
fenerbahçe'de şu puan olaylarını bi incelemeye alalım:(önce yazılanlar hücum olsun)
g.gönül: 5-5
lugano: 0-10
yobo: 0-10(cb'lere default veriyorum bunları)
caner: 4-6
topuz: 5-5
cristian(selçuk): 2-8
emre: 6-4
stoch(dia): 9-1 (yalandan defans)
alex: 10-0
niang: 10-0
toplam: 51-49
topuz'u çıkar ve dia'yı koy, 55-45. şimdi sen dersin ki saçmaladın, o da olabilir. benım bakış açım bu. bu işin sadece taktik kısmı ve sana saha içi dominasyon kazandırır, o kadar. 51-49 seni ofansif bir takım yapar, gökhan'a o gün fazla hücum et dersin ve bunu 53-47 yaparsın ki muazzam fark sağlar bu bile.. ama gökhan'ı nasıl ki full hücumda oynatamazsın (56-44) aynı şekilde alex'i çıkarıp selçük'u almak senin takımını hücum edemez hale getirebilir(43-57)
özet olarak, 4-3-3 bir isimden ibarettir, mühim olan hücum yükünü kimin aldığıdır. stoch+dia bu sezon 1 gol 4 asist yapmışlar ve gözümde şu ana kadar yeterlidir, artacağına da emin gibiyim.
5 Aralık 2010 12:27
aykut hoca da devre arasında öncelikli tercihinin sol kanat olduğunu belirtmiş ama sevgili başkanımızdan veto gelmiş.
http://www.milliyet.com.tr/yildirim-veto-/spor/haberdetay/05.12.2010/1322402/default.htm
barcelona'nın beyni johan cruyff, fenerin beyni de aziz yıldırım olunca böyle oluyor işte.