Haluk'un Naneleri
Ulusoy dönemi bitti, pislikleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Önce 2005-2006 sezonunu hatırlayalım, hani şu Denizli kabusuyla biten sezon. Fenerbahçe ligin ikinci devresinde Kayseri yenilgisiyle liderliği Galatasaray'a kaptırmış, daha sonra toparlanmış ve galibiyet serisine başlamıştı. 25. hafta son senelerin en iyi oyununu oynayan takım Konyaspor'u 5-0 yenmiş, hemen bir hafta sonra Ankara'da Ankaragücü'ne 4 atmıştı. Ardından Malatya'yı ve Antep'i 2-0'la geçen takım 29. hafta evinde Sivas'a 3 atarak liderliği tekrar alıyordu. Tam da bu Sivas maçından önceki hafta aylar, yıllar öncesinin bir mevzusu ortaya çıkarılıyor ve Deniz Barış'a ceza veriliyordu. Bu sırada Önder de sakattı ve hem orta sahada, hem defansta oynayan Deniz'e verilen ceza kadro sıkıntısı yaratmak için müthiş bir hamleydi. 30. haftaya da Manisa'ya giden kadroda yedek kulubesinde defans oyuncusu yoktu. O hafta alınan 5-3'lük yenilgi ve Manisa'lı anonsçunun küfürü sonrası tribüne polis sokarak kurgulanan oyun da başarıya ulaşıyor ve o maçtan bir de seyircisiz oynama cezası çıkarılıyordu. Bir hafta sonra Deniz Barış'ın 1 milyon dolarlık tazminatı ödeniyor ve onun as olarak başladığı maçta Galatasaray 4-0 mağlup ediliyordu. Önder'in uzun bir sakatlıktan çıktığı o dönemde verilen ve nedense son 5 haftada akla gelen bu ceza savunmamızı ciddi ölçüde sıkıntıya sokmuştu. 5 hafta 16 gol atıp sadece 1 gol yiyen bir takım nasıl durdurulabilirdi ki?
Geçen hafta şöyle bir haber okuduk resmi sitede
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 27.06.08 tarihli kararı ile kulübümüz profesyonel futbolcusu Deniz Barış'ın davasında haklılığına karar vererek TFF Tahkim Kurulu kararını bozdu. Bu şekilde başından bu yana savunduğumuz hukuksal tezimizin doğruluğu en üst yargı makamı olan Yargıtay kararı ile ortaya çıkmış oldu. Bu karar ile Deniz Barış tarafından Gençlerbirliği kulübüne ödenen 1.000.000 euro'nun(vekalet ücreti ve tüm masrafları ile birlikte) iadesinin yolu açılmış oldu.
Peki kaybolan puanların, oynama hakkı elinden alınan oyuncunun hakkı nasıl geri alınacak? FIFA böyle olaylarda defalarca oyuncuya geçici lisanslar verip sorunu hukuksal olarak çözmeye çalışırken Türkiye'de neden birileri oyuncuların lisansını canlarının istediği hafta dondurabilecek? 1 milyon dolar geri alınacak ama en kritik haftalarda kaybedilen puanları kim neyle ödeyecek?
Daha bitmedi, bugün başka bir skandal okuyoruz gazetelerde. Milliyet'in Gizlenen skandal başlıklı haberi şunları söylüyor
Geçen sezon oynanan Trabzonspor-Beşiktaş maçında siyah-beyazlı ekibin esame listesine talimatlar emrettiği halde 22 yaşından küçük bir oyuncu yazmadığı, hükmen yenilgiye yol açacak bu hatanın dönemin Futbol Federasyonu tarafından gizlendiği ortaya çıktı.
Skandal, Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz’ın 21 Ağustos günü Futbol Federasyonu’na, “Söz konusu hata nedeniyle kulübümüz mağdur edilmiş ve UEFA Kupası’na gitmemiz engellenmiştir” şeklindeki başvurusu sonrası patladı. Dilekçeyi inceleyen ve 20.10. 2007 tarihinde Avni Aker Stadı’nda seyircisiz oynanan maçta Beşiktaş’ın talimatlara aykırı davrandığını tespit eden Federasyon, talimata göre itiraz 5 gün içinde yapılmadığı için Sivasspor’a olumsuz yanıt verdi, ancak konuyla ilgili soruşturmanın derinleştirilmesini ve ortaya çıkacak bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasını kararlaştırdı.
Sistem uyarmış
Ligler statüsünün “oyuncuların uygunluğu” başlıklı 9. maddesine göre Beşiktaş Kulübü’nün 01.01.1985 veya daha sonra doğmuş, en az iki yıl kulübe tescilli olması gereken bir Türk futbolcunun kadroda olmadığı yolundaki hatayı federasyon tarafından kurulan bilgisayarlı sistemin tespit ettiği bildirildi. Olayın saptanmasından sonra konunun Haluk Ulusoy başkanlığındaki yönetim kuruluna intikal ettirildiği, ancak herhangi bir girişimde bulunmadığı öğrenildi.
Söz konusu otokontrol mekanizmasının uyarısına rağmen Beşiktaş’ın hükmen yenik ilan edilmesi yerine skandalın gizlenmesi, daha dikkat çekici bulundu. Bu arada Beşiktaş Kulübü’nün de gelişmelerden haberdar olduğu, ancak sessizliğini koruduğu ileri sürüldü. Bu fahiş hatanın sorumlusunun ise o dönem de kulüp menajerliğini yapan Sinan Engin olduğu ifade edildi.
UEFA’dan oldular
Ligi statü gereği averajla Beşiktaş’ın altında dördüncü bitiren Sivasspor Kulübü’nün, başvuruyu zamanında yapmadığı için ret yanıtı almasından sonra UEFA Kupası’na katılamadıkları için uğradıkları maddi zararın tazminini isteyeceği kaydedildi. Başkan Odyakmaz’ın bu yöndeki talebin kabul edilmemesi durumunda önce Tahkim Kurulu’na, sonra da Uluslararası Spor Mahkemesi’ne giderek hakkını arayacağı bildirildi.
Beşiktaş’ın 3-2 galibiyetiyle sonuçlanan maçta talimatlara aykırı olay gizlenmeseydi, siyah-beyazlı takım hükmen yenik ilan edilecek ve sezonu 58 puan yerine 55 puanda tamamlayacak, Sivasspor ise lig üçüncüsü olarak UEFA Kupası’nda mücadele edecekti.
Talimat ne diyor?
Madde 9 (Oyuncuların uygunluğu): Türkcell Süper Lig kulüplerinin katılacakları resmi müsabakalarda, müsabakanın oynanacağı tarihte kulübe tescil edildiği tarih üzerinden en az iki yıl geçmiş, 01.01.1985 ve daha sonra doğmuş bir T.C. vatandaşı profesyonel futbolcuya 18 kişilik müsabaka isim listesinde bulundurulması zorunludur.” Yine talimata göre Sivasspor, söz konusu skandalı tespit edip, liglerin tescil edildiği 5 Haziran’dan önce itirazda bulunsaydı, Beşiktaş Kulübü hükmen yenik ilan edilecek ve UEFA Kupası’na gidemeyecekti.
Sivasspor ligin dayıdan kıyakla işe giren koruma memuru mu? Federasyon dururken bu işlere Sivasspor mu bakacak? Gerçekten farkedilmedi diyelim, bu hatayı yapanlara ne oldu? Ne ceza verildi? Bu maçtan dolayı mağdur olan Trabzonspor ve Sivasspor'a tazminat ödenecek mi? Bu hata neden duyurulmadı ve saklandı?
0 comments:
Yorum Gönder