Oyuncular Değişir Filmin Sonu Asla 96-82
Sezon başındaki Cumhurbaşkanlığı Kupası mağlubiyetini iki şeye bağlamıştım, birincisi Galatasaray'ın maçı bizden daha çok istemesi, ikincisi Işıl'ın cezası nedeniyle Prince'in ilk beş başlaması. O gün Fenerbahçe berabet ve isteksiz bir oyun oynamasına yerli oyunculardan neredeyse hiç verim alamamasına rağmen maçı kazanacak noktaya getirmiş ve Bahar Çağlar'ın maç sonundaki ekstra şutuyla maçı kaybetmişti.
Bugün o maçı kaybetmemize yol açan iki etkende ortada yoktu, Fenerbahçeli oyuncular maçı kazanmayı rakipten daha fazla istediler ve Fenerbahçe maçlarını etkisiz eleman statüsünde oynayan Işıl da çok şükür ki cezalı değil sahadaydı
Galatasaray geçen sene de bir içerde bir dışarda skorer buluyor ama üçüncü bir oyuncuyu maça dahil edemediği için Fenerbahçe'nin daha homojen dağılan skor opsiyonlarına çare bulamıyordu. Geçen yıl Fowles ve Augustus'un yanına tüm seri boyunca üçüncü bir skorer çıkaramadılar bugün de yine Taurasi ve Tina'nın yanına üçüncü bir skor opsiyonu çıkaramadılar.
İlk periyoda çok iyi başlayıp hücumda Matoviç ve Nevriye üzerinden sayılarla öne geçsek de Taurasi ve Bahar'la Galatasaray maça tutunmayı başardı. Birsel'in hücumu iyi organize ettiği bölümde Galatasaray'ın sert ve bol temaslı savunması karşısında içerden oynamaktan taviz vermememiz bizim açımıza olumlu puandı. Özellikle Tina'nın yorulduğu ve üç faullü olduğu bölümlerde hücum ribauntlarında bir hayli etkili olduk ancak Galatasaray'ın hızlı geldiği bölümlerde adamları bulmakta zorlandığımız için kolay şutlar sonucu maç sürekli başa baş geçti. Devreyi 40-38 önde bitirirken 3 faullü Tina'dan 16 sayı yemiştik.
İkinci yarıya çok iyi başlayıp arka arkaya üçlüklerle gömülü savunmayı cezalandırdık. Tina'ya ilk bölüme göre daha iyi savunduk ve Galatasaray bütün topları Taurasi üzerinden oynamaya başladı. Maç Fenerbahçe ile Taurasi arasında bir maça dönüştü ki aslında bu bizim istediğimiz bir şeydi. Biz arka arkaya Penny'den Birsel'den Matoviç'ten üçlükler bulup hücum ritmini yakalarken Galatasaray Taurasi'yle bunlara cevap verse de hücumda diğer oyuncuların hiç sorumluluk almaması bizim işimizi kolaylaştırdı.
Son periyot yine Galatasaray'ın savunmada adam kovalamayı unuttuğu anlarda Nevriye ve Matoviç'in dışarıdan içeriye indirdiği toplarla çok kolay sayılar bulduk Angel ve Penny'le ve fark 20 yi buldu. Son beş dakika maç bitti havasına girip savunmayı başlayınca fark 2 dakikada 9 a kadar indi ancak Penny'nin üçlüğüyle 5 dakika önce biten maçı tekrar bitirdik. 96-82
Fenerbahçe ile Galatasaray arasında yıllardır farkı yaratan istatistik bu maçta da değişmedi. Fenerbahçe yerli oyunculardan çok ciddi katkı alırken Galatasaray Bahar Işıl ve devşirme Melisa Can'dan toplam 11 sayı bulmuş. Bizse Nevriye-Esmeral- Birsel'den 38 sayı bulduk. Taurasi her ne kadar yüzdeli bir şekilde 33 sayı bulsa da hücumda tamamen tek opsiyon haline gelmesi diğer oyuncuların etkisizleşmesini de beraberinde getiriyor. Galatasaray'ın maç boyunca potaya attığı 69 topun 21' ini Taurasi tek başına kullanmış ki bu epey yüksek bir oran. Ayrıca Taurasi gibi bir oyuncunun takımı bu kadar ribaunt sıkıntısı yaşarken maçı 0 ribauntla bitirmesi de ilginç.Maçın en önemli kilit noktalarından biri olan ribaunt konusunda Fenerbahçe'nin Galatasaray' ı sürklase ettiğini görüyoruz. 45-24 le ikiye katlamışız Galatasaray'ı. Nevriye'nin Tina'dan daha fazla ribaunt aldığını da belirtelim.
Objektif Galatasaraylı basketbolsever bloggerlar geçen sene Fenerbahçe'nin faul çizgisinden bulduğu sayılara kafayı takmıştı, bu sene de devam etsinler Galatasaray 10 kez çizgiye gelmiş biz 18 kez gitmişiz kesin hakemleri almışız yine. Özellikle ilk yarı takım dayak yerken çalınmayan faulleri, hele hele Taurasi'ye çalınmayan sportmenlik dışı faulü falan görmez tabii onlar.
Oyuncular değişse de filmin sonu değişmiyor. Caferağa'dan bir kez daha boynu bükük ayrılıyorlar. Şimdi "Işıl'ın performanısını tartışmamız lazım artık yaa" tadında yorumlarıyla kendilerini baş başa bırakıyoruz.
27 Kasım 2011 20:58
O da öğrenecek abisi, vakit çok...
28 Kasım 2011 08:45
Birsel Vardarlı diyorum başka birşey demiyorum, koy erkek takımına oynasın :)
28 Kasım 2011 08:53
Fenerbahçeli olmak ayrıcalıktır...