Ne Kaddar Profeyşınılsınız Aziz Bey #2


volkan ve uğur boral

Teker teker aynı şeyleri anlatmaya gerek yok. Galatasaray maçında Lincoln’un üstüne yürürken de, Koller’e saldırırken de aynı türden bir dengesizliği gösteriyordu Volkan. “Tahrik” ve “provokasyon” laflarıyla apaçık düşüncesizliği, sorumsuzluğu ve ahlaksız saldırıyı bir zeminde meşrulaştırmaya çalışsak da gözlerimizi kapatamayacağımız kadar açık gerçek önümüzde: Yalnız Fenerbahçe’nin değil, Türk Milli Takımının da kalesinde bir saatli bomba duruyor.

Volkan’ın psikolojik bir sorunu olduğu muhakkak. Profesyonellik çerçevesinde değil insani çerçevede dahi içimize sindiremeyeceğimiz hareketleri örneğin bir bardak cola içermişçesine şuursuz bir rahatlıkla yaparken, makuliyete dair bir kaygısı olan her insan bu zaaf karşısında acıma hissi ile doluyordur. Kendini kontrol edemiyor, öfkesine hakim olamıyor ve bir mahalle maçının ortasında arkadaşının üstüne yürüyen çocuk gibi hareket ediyor. Sesimiz düşük perdede çıksa diyeceğiz ki aAsfalt zeminlerde plastik toplarla oynayan 13 yaşındaki çocukların amatör ruhu var, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Kupası gibi futbol zirvelerine tırmanan bir insan karşımızda. Yardım edilmesi gerektiği belli, endüstriyel açıdan milyonlarca dolarlık yatırımın kurtarılması, insani açıdan ergenlikten sıyrılmasının sağlanması için.

Belki bu yardım kendisinin iyileşerek, daha konsantre bir şekilde işine odaklanmasını sağlayabilir. Tablodaki vahim nokta bir insanın öfke kontrolü noktasındaki rahatsızlığı gibi bir psikolojik vakanın varlığı değil, bu halledilir, esas sorun “profesyonel”, “kurumsal” Fenerbahçe yönetiminin böyle bir risk analizini bunca vakadan sonra yapmaması, gerekenleri ifa etmemesi, ne yapılması gerektiği de ancak çek karşılıksız çıkınca kafasına dank eden tacir gibi basiretsizce hareket edilmesi. Volkan’ın psikolojik durumu gözlenmiyor, bunun yaratabileceği sonuçlar kestirilemiyor ve Galatasaray, Avrupa Kupası gibi kritik eşiklerdeki maçlardan dahi bir ders çıkartılıp en azından iyi bir ikinci kaleci arayışına girilmiyorsa işte bu zaman kaybedilecek puanların hesabını vermesi gereken Volkan değil yönetim olur. Basiretli bir yönetim elbette bunu göz önüne almalı, milyon dolarlık yatırımının beklenenleri verebilmesi için böyle bir sorunu hem kurumsal olarak (bir kaleci alarak) hem de bireysel olarak (psikolojik destek) ile ortadan kaldırır.

Bu ise anlaşıldığı kadarıyla Yıldırım yönetiminden beklenmemesi gereken bir şey. Uğur Boral gibi çok uzun süredir vasatın altında oynayan bir adama yedek bir oyuncu alınmıyor, kanatlardaki problem tespit edilerek buna uygun bir çözüm stratejisi geliştirilmiyor, Tuncay, Ümit Özat, Aurelio gibi insanlar takımdan kaçırılırken yerlerine en azından denk nitelikte oyuncular alınmıyorsa bu takımın profesyonelce yönetildiğini söylemek çok iyi niyetli bir beyanat olur. Zico’yu “Bu takım yürüye yürüye Şampiyon olmalıydı” diye gönderen bir yönetimin omzunda yürüye yürüye şampiyon olabilecek bir takım kurma mesuliyeti de varsa, bu herhalde Volkan’ın halı saha halet-i ruhiyesine, Emre’nin periodik sakatlığına, Uğur Boral’ın vasatlığına tahvil edebilecek değildir. Madem yürüne yürüne şampiyon olunmalıydı, yürüye yürüye şampiyon olacak olanların da Volkan’lar, hiphop Kazım’lar, Boral’lardan mürekkep bir kadro olmadığı belli.

Bu zihniyet sorunu ise o kadar kemikleşmiş ki stoperlerde dahi gözüküyor. Lugano ve Edu’nun yedeği Yasin ile Can. Potansiyelleri yüksek olabilir, gelecekte çok iyi iki stoper olarak da anılacak olabilirler ancak bugünün hikayesi başka. Buysa belli ki kendileri hariç kimsenin dikkatini çekmemiş. Bugün Can Arat, şayet böyle büyük bir potansiyelse dahi, Fenerbahçe’nin harcanmışlar listesine ismini eklemiştir. Hacettepe maçından sonra medyanın attığı manşetlerden sonra Can nasıl toparlanır bilemem, bildiğim Can’ın vebali onu öyle hazırlıksız kurtların ortasına kuzu gibi atan, atılmak zorunda bırakan, yönetimdedir. Zira eğer yönetim bu kadroda Can’ın henüz hazır olmadan oynaması halinde böyle bir hata yapabileceğini düşünmüyor ve yedek olarak Türkiye Ligi ortalamasında bir stoper almıyorsa, onlara hazırlanma zamanı vermiyor demektir. Daha fenası bugünden sonra da artık Fenerbahçe’nin bir Can’ı da bulunmamaktadır, artık bu formanın Can’a tekrar verilmesi cesaretten daha çok şey istemektedir.

Kalede Volkan, kanatlarda Uğur ile Kazım, yedek stoper Can ile Yasin. Yürüye yürüye şampiyon olacak takımın kimyasal bileşenlerini yönetim böyle kuruyorsa 10 senelik tecrübelerinden tek öğrendiklerinin tesis yapımı olduğu sonucunu çıkartabiliriz. Oysa bunun için kimsenin başkan olmasına gerek yok, alt taşeron anlaşmasıyla da hallediliyor bunlar, dilerlerse başka başkan seçelim kendilerine yalnız sözleşme gönderelim.


0 comments:

Yorum Gönder