Teşekkürler Fırat Aydınus



Yazar: Onur Kütük

Fenerbahçe adına kendimi en çok tekrarladığım konu 'Acaba biz gerçekten paranoyak mıyız?' sorusudur. Bu soruyu kendime defalarca sordum ve her defasında birileri çıkıp bunun doğru olmadığını bana kanıtladı. Öncelikle bunun için birkez daha Fırat Aydınus'a teşekkür ediyorum.

Kendini futbolsever ve de objektik olarak tanımlamaya çalışan bazı Fenerbahçeliler için komplo teorileri ile yaşayan Fenerbahçeliler var, bunlar herşeyi liselimedya ya da birilerinin lobi çalışmasına bağlayarak Fenerbahçe'ye zarar veriyorlar. Yaşananların zaman zaman insanlara bunu düşündürecek kadar fazla ve karışık olması en büyük etkenlerden tabi, lakin; bu haftasonu yaşananlar gibi beceriksizce yapılan bazı hamleler, açıklanamayacan eylemler onların da zihinlerini bulandırıp bazı soruları sordurması açısından önemli.

Eskişehirspor maçında yaşananlar, kırmızı kart, penaltı, es geçilen faul ve kartlar, 3 metre önünde elle kontrol edilen toplar, Ersun Yanal'ın yıllardır oynattığı darbeli, sert, yıldıran ve rakibi sinir krizine sokan dirsekli, çekmeli, vurmalı futbola tanınan taviz artık herkesin malumu. Öyle k,i konu Fenerbahçe olduğunda gözleri kör olan kimi medya mensupları da bu maç için üretecek argüman bulmakta zorlandılar. ,

Benim asıl söylemek istediğim ise Aykut Kocaman'ın çıldırışı ve maç sonu haykırışı. Hepimiz yıllardır tanıyoruz, futbolculuğunu da, idareciliğini de, antrenörlüğünü de bildiğimiz ve çoğu zaman 'fazla sakin' diye eleştirdiğimiz Aykut Kocaman'ı olay anında bu kadar sinirlendiren şey nedir? Bir kırmızı kart çıkması değil elbette. Bu sorunun cevabını da maç sonunda yine kendisi verdi.

Röportajı aynen yazıya döküyorum;

'' Değerlendirme yapmayacağım. Değerlendirmeyi MHK ve Fırat Aydınus yapmalı. Böyle birşey yok. Fenerbahçe'nin cezası sanki bitmedi. 3 Temmuz'dan beri yapılmayanlar kalmadı, bugün artık bardağı taşıran son damla. Ben biraz evvel gördüm stadı terkedip gidecektim orada. Böyle birşey olamaz yani. Bu kadar işkence olamaz yani. Haftalardır hep içimize atıyoruz, herşeyi içimize atıyoruz hep eziliyoruz. Bütün Fenerbahçeliler de bunu dinlesin artık yeter. Söylenecek birşey yok, ne maçı değerlendirmesi? Ne sezonu değerlendirmesi? Ceza bitmedi yani, bir ceza var, kim verdi bu cezayı bilmiyoum ama bir ceza var yani, çok net gözüken o. İnanın bana maçı terkedip gidecektim orada. Sadece maçı değil, futbolu terkedip gitmek istiyor insan. Yazıklar olsun ya. Söylenecek hiçbirşey yok. Fırat Aydınus'un da ben ön yargılı olduğunu düşünüıyorum, iyi bir hakem olabilir ama ön yargılı, ön yargılı da iyi hakem olunmuyor maalesef. Böyle birşey olamaz, bir takımın hele büyük bir takımın kaderiyle böyle oynanamaz. Ayıp, ayıp. Yazıklar olsun! ''

Röportaj baştan sona bir isyan ve haykırış ama içerisinde çok önemli bir bilgi de barındırıyor. Nedir bu Fenerbahçelilerin artık bilmesi ve duyması gereken şey? Haftalardır içimize atıp hep ezildiğimiz şey? Aykut Kocaman'ın söylediklerinden çıkan sonuç;

Malum 3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe'yi düşürmeye ya da ceza vermeye cesareti olmayanların yaptığı gizli anlaşma ile aslında verdikleri bir ceza var. Bu ceza kağıt üstünde olmasa da arka planda sinsice işlemeye devam ediyor. Medya, TFF, kurullar, borsa, bankalar ve rakipler kullanılarak sinsice ve ince ince verilen bu cezanın uygulaması devam ediyor. Medya ile yıprat, karıştır, fikstür ile ez, hakem ile doğra, kurullar ile ceza yağdır, rakiplerinin cezalarını affet, amatör branşlarına sponsor buldurma, iç muhalefeti kulan ki kafasını kaldırmasına fırsat bulamasın. Belli ki birileri de bunun garantisini almış olmanın rahatlığıyla seslerini soluklarını çıkarmıyor. Trabzonspor kendi insiyatifi ile safdışı, Beşiktaş'ın hali ortada, Fenerbahçe'ye verlen gizli ceza uygulanırken geriye kim kalıyor? Fenerbahçe batarsa futbol batar düşüncesinden yola çıkarak kendi aralarında yaptıkları bu gizli anlaşma ile Fenerbahçe'yi 3-5 sene şampiyon yapmayıp birilerinin önünü açacak bu düzeni haykıra haykıra anlattı Aykut kocaman, daha açık nasıl ifade edilebilirdi bilmiyorum.

Şimdi üzerimize düşeni hep beraber düşünme zamanı; Yönetim, teknik ekip, sporcular ve taraftar ile söz konusunun ''Fenerbahçe'' olduğunu birkez daha, tam bir birlik ile hatırlama zamanı. Herkes yine üzerine düşeni yapmak zorunda. Yönetimin ve başkanın üzerinde sallanan yargıtay kılıcı ve farklı yerlerden gelen baskılar sonucu etkin rol alamadığı ortamda, Aykut Kocaman'ın ön plana çıkması ve bu mücadeleyi sergilemesi normal gibi görünse de başarıya giden yolda alacağı duygusal ve zihinsel yorgunluğu kaldıramayabilir. İş dönüp dolaşıp her zaman olduğu gibi taraftar da bitiyor. Herkes de bir yorgunluk, bir yıpranmışlık söz konusu olsa bile elimizi yüzümüzü yıkayıp kendimize gelmemiz için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. Aykut Kocaman üzerinde oluşabilecek bu zihinsel ve duygusal yorgunluğu paylaşacak ve hafifletecek olan yine Fenerbahçe taraftarı. Ve iki gündür gördüğüm kadarıyla Fenerbahçe'nin kalbi olan o mekanizma harekete geçmiş durumda.

Bu haftasonu yaşananlar ve bu haykırış yaşanmamış olsaydı düzen ince ince çalışmaya devam edecek bunu yazmaya çalışanlar da komplo teorisyeni olacaklardı. Hiçbir zaman bilemeyeceğiz, Fırat Aydınus hata mı yaptı, sadece Caner'e mi ön yargılıydı, birilerinin talimatı ya da ters esen rüzgarın etkisinde mi kaldı? Fakat; bu haykırış ile tüm Fenerbahçelilerin bu gizli cezayı bilmesini, bu kurulu düzeni bozmak için hareket etmesini ve geleceği ile oynayan bu gizli anlaşmanın bozulması için olup bitene farklı bir gözle bakılmasını sağladığı için Fırat Aydınus'a ne kadar teşekkür etsek az.


6 comments:

  1. hakanakturk dedi ki...

    yazık

  2. Unknown dedi ki...

    Aykut Kocaman bir oyuncu birimi olmasa bile Turk futbolunda bir "omurga" birimidir. Aykut Kocaman'in 2005 Konyaspor maci ve 2012'deki Eskisehir maci sonrasindaki cikislarina basinin takindigi tutum da bir turnusol kagididir, omurga filmi ceken bir alet gibidir.

    Konyaspor macinda olayin muhatabi bile degilken, Aykut Kocaman'in asil elestirisi futbolu yonetenler iken, arka arkaya Aykut Kocaman ve onun erdemli durusuna methiyeler duzen degerli basin mensuplarimiz (ozellikle de baska bir futbol mumkun diyen "dusunurlerimiz") simdi Kocaman hakemlerden degil FB uzerinde yaratilan lincten isyan ederken, yani konunun birebir muhatabi iken derin bir sessizlige burunmus durumdalar.

    Muhtemelen bize verdikleri "guzel oyunun dilencisiyiz, Metin Kurt'un ayaklarinin turabi, Lefter'in hizmetcisiyiz" gazi ile bir akademik kariyer plani gozetip, bir arastirma alanindaki eksikligi tamamlayanlar, konunun buyuyup kontrolden cikip bir gun hakkinda atip tuttuklari zevatlar gibi ne kadar tutarsiz olduklarinin belgelecegini dusunmemislerdi.

    O yuzden, ben de tesekkurler Aykut Kocaman demek istiyorum, bize tum muhataplarinin omurga filmini cekip gosterdigin icin...

  3. Devil dedi ki...

    Lan koskoca tescillenmiş şikenizi örtbast etti tff. Bırakın artık ağlamayı yaa

  4. Adsız dedi ki...

    Noavas.blogspot.com adresinde Galatasaray maçlarında Galatasaray’ın kazançlı çıktığı hakem kararları kısaca özetlenmiş… Şuana kadar 7 maçta Galatasaray oyuncularına çıkması gereken 5 kırmızı ve 7 sarı kart ES GEÇİLMİŞ… Galatasaray’ın rakiplerinin 4 penaltısı güme gitmiş… Bu kararların birçoğunun da sonuca tesir eden hatalar olduğunu biliyoruz… Bir kısmı da Galatasaray’ın maçı kotarmasını sağlamış… Galatasaray bu yıl Avrupa da da olduğu için Türkiye ligi maçlarında DOĞAL OLARAK zorlanıyor… Ancak bu süreçte puan olarak KAYBEDEBİLECEĞİNİN EN MİNUMUMUNU kaybederek ligde rakipleri önünde psikolojik üstünlüğünü devam ettiriyor…

    Bu süreçte FENERBAHÇELİLERİN ise alexs, aykut, sow’un sakatlık dedikodusu, aziz yıldırımın askerliği gibi meselelerle karıştırıldığı, güçten düşürüldüğü, motivasyonunun bozulduğu bir süreç yaşatılmıştır… Fenerbahçe maçlarında yaşanan aleyhte hakem hataları yıllardır yapıldığı gibi, Fenerbahçe’nin kötü oynadığı palavrası ön plana taşınarak halının altına süpürülmüştür… Takımın direkt oyuncusu olan 4-5 futbolcusunun sakat olup olmadığı dikkate alınmadan AYKUT HOCAMIZ uzunca bir süre tartışılmış, belli Fenerbahçelilerin zihinleri bulandırılmıştır… Fenerbahçelilerden hala olaya uyanamayanlar varsa kendilerine şu soruyu sorsunlar…

    3 Yıldır GS MEDYASI AYKUT HOCAMIZI neden tartışmakta, neden değersizleştirmeye çalışmakta, neden taraftarı AYKUT HOCAMIZ ALEYHİNE kışkırtmak istemektedirler ??? Bu sorunun doğru cevabında GS MEDYASININ ALÇAKÇA oyunun saklı olduğunu görürsünüz… Fenerbahçe TÜRK SPORUNUN koltuğundan KOLLUK KUVVETİ VE YARGI ELİYLE indirilmek istenmiş, TARAFTARIN MÜTHİŞ direnişiyle ve AYKUT HOCAMIZIN ONURLU VE DİK DURUŞUYLA ilk anda istediklerini alamamışlardır… Ancak planlarından vaz geçmemişler bu seferde MALİ YÖNDEN FENERBAHÇEYİ ÇÖKERTİP, GALATASARAYI yükseltmeyi denemişlerdir… SPK’NIN olan bitene göz yumması bu nedenledir… TFF’NİN UEFANIN MALİ KRİTERLERİNİ hiçe sayarak Galatasaray’a lisans vermesi bu nedenledir…

    Galatasaray’ın TÜRK SPORUNUN LİDERLİĞİNE oturtulması sürecinde HERHANGİ BİR ARIZA YAŞANMAMASI için AYKUT HOCANIN PASİFİZE edilmesi şarttır… Çünkü bu planı şuanda YERYÜZÜNDE BOZABİLECEK TEK TEKNİK ADAM AYKUT HOCADIR… Şu birkaç yıl içerisinde AYKUT HOCAMIZ FENERBAHÇEMİZİN başından uzaklaştırılırsa, tezgâhlanan oyun amacına pürüzsüz bir şekilde gidebilecektir… İşte bu nedenle AYKUT HOCAMIZIN ÜZERİNE gidilmektedir… Alexs meselesi takımın MENFAATLERİNE uygun çözülmüş olmasına rağmen bu GS MEDYASI olayı köpürtmüş ve biz Fenerbahçelilerin alexs sevgisini de kullanarak AYKUT HOCAMIZI devirmek istemişlerdir… Ancak ESKİŞEHİR MAÇI DA gösteriyor ki AYKUT HOCAMIZ fiziksel ve ruhsal olarak çok yorulmuştur… Bundan sonra şayet TARAFTAR olarak olaya el atmaz isek, AYKUT HOCAMIZINDA PES etmesi yakındır… AYKUT HOCAMIZIN pes etmesi ile FENERBAHÇE FİİLEN çökecektir…

    Galatasaray ise belki de 96-2000 yıllarındaki hegomanyanın dahi çok ötesine geçecektir… 3 TEMMUZ tezgahını ciğerine varana kadar görmüş, yapılmak isteneni sezmiş biri olarak bu yıl kulübüme mali olarak elimden gelenin fazlasını verdim… Birkaç yıl daha normalde 200 tl katkı yapıyorsam bu katkıyı 3 misline, 4 misline çıkartıp bir taraftar olarak elimden geleni yapacağım… Ama benim bunları yapmam yetmez… Artık Fenerbahçeli işadamı da, gazetecisi de bu kulüp için elini taşın altına koymalıdır… Yoksa ATI ALAN GALATASARAY KUPALARI MÜZESİNE götürdüğü gibi, belki de bir daha asla yakalanamayacak şekilde önümüze geçecektir…

    Bundan dolayı pişman olmamak ve bu ülkenin en büyüğü olarak kalmaya devam etmek için uykudan uyanma vakti… Fenerbahçe’nin yarım puanını dahi çalmaya kalkanlara, rakibi Galatasaray’a yarım puan dahi katkı yapanlara dünyayı dar etme günü…

  5. taylan acar dedi ki...

    yazı gene "birlik beraberlik pilavı" ile bğlanmayaymış, gayet iyi bir yazı olabilirmiş bence.

  6. Tasitus dedi ki...

    Yazı çatışma dövüşme aşuresi ile bağlanaymış daha mı iyi olurdu?

Yorum Gönder