Fenerbahçe'nin Kadro Planlaması ve Galatasaray Maçı


Tek maçlı kupa maçlarına çok fazla anlam yüklemenin bu maçlar sonucu zafer çığlıkları atmanın ya da karalar bağlamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Süper Kupa'nın kazanılması ya da kaybedilmesi bir Fenerbahçeli olarak beni çok meşgul eden bir şey değil, tabii rakip Galatasaray olunca kupadan çok maçın kendisi anlam kazanıyor ve bir Fenerbahçeli'nin Galatasaray mağlubiyetine kayıtsız davranması da eşyanın tabiatına aykırı. Ama daha kötüsü tek maçlık bir kaybedişten ziyade uzun süreli bir yetersizlik hali, aynı senaryoyu defalarca görme durumu insanın canını sıkan şey. Bu maça dair bir şeyleri söylemeyi ikinci plana bırakıp sezon içi planlamasına dair bir şeyler söylemek lazım.

Fenerbahçe'nin geçen sene Emre varken ve Christian müthiş bir sezon geçirirken bile orta sahada iki yönlü bir oyuncu eksikliği çektiği neredeyse herkesin üzerinde hem fikir olduğu bir konuydu. Sezon bitti, öncelikli transferin bu bölgeye yapılması gerekirken Diarra-Hamit-Costa falan derken o bölgeye dair hareketlilik Emre'nin gidişi ve Mehmet Topal'ın gelişi oldu. Emre'nin gönderilmesi kararının Aykut Hoca'nın tasarrufu olduğunu biliyoruz, Emre'nin saha dışındaki sabıkalarının takımın genelini olumsuz etkilediği ve artık sürdürülemez hale geldiğini düşünüyordu hoca ki bu konuda kararını verdi. Böyle bir idari tasarrufa saygı duymak lazım. Emre'nin gidişiyle buraya iki tane üst düzey top kullanabilen oyuncu beklerken Emre'den çok daha yetersiz hatta Selçuk'tan da çok bir farkı olmayan Mehmet Topal'ı aldık. Yani geçen sene zayıf dediğimiz takviye istediğimiz Emre-Christian ikilisi bu sene Christian-Topal haline gelip daha da zayfladı. Fenerbahçe'nin çok kapasiteli bir hücum hattı var, Sow,Kuyt,Krasiç, Alex, Stoch doğru kullanıldığında her rakibin korkulu rüyası olabilecek bir hücum rotasyonu ama bu oyunculara top getirebilecek oyunun hücum tarafını rahatlatabilecek bir tane iki yönlü orta saha oyuncumuz yok. Yani hücum hattını şişirip orta sahayı bu kadar dayanaksız bırakmanın nasıl bir teknik direktör planlaması olduğunu anlamış değilim.

Biliyoruz ki Aykut Hoca futbolu temelde bir pas oyunu olarak görüyor, İstanbulspor zamanından bu yana topa kıskançlıkla sahip olup pas yapan bir takım tefekkürü olduğunu her platformda söylüyor. İyi oyun iyi oyuncularla oynanır diye bir futbol atasözü var biliyorsunuz Aykut Hoca'nın istediği iyi pas oyunu da bu bağlamda iyi pas yapan oyuncularla oynanır diyebiliriz. Peki dün akşam Galatasaray karşısına çıkan takım Aykut Kocaman'ın pas oyunu arzusunu nasıl yerine getirebilir Allah aşkına. İki stoper yani Egemen ve Bekir topu oyuna sokabilen oyuncular değil, (gerçi topu iyi kesebilen oyuncu oldukları da şüpheli)onların yerine hadi Yobo gelecek diyelim o da öyle bir oyuncu değil, bu adamların topu ulaştırdıkları Christian ya da Topal da pas oyunu oynamaya müsait oyuncular değil. Dün Christian sağa sola 20 tane pas atmıştır, bu paslar aslında sorumluluk alan zor paslar falan olmamasına rağmen en az 15 i hedefi bulmamıştır, hedefi bulanları da zaten Orhan Şam ve Caner kontrol edemedi. Galatasaray'ın ikinci golünde Selçuk'un Umut'a attığı pası bizim iki orta saha Topal ve Christian tüm sezon boyunca kaç kez atabilir mesela.Fenerbahçe'nin iki orta sahası Topal ve Christian da böyle araya pas atabilecek inisiyatif alıp oyunu rahatlatacak oyuncular değil hatta beğenilmeyen Selçuk bu inisiyatif alma konusunda başarılı olamasa bile bu ikiliden daha cesur bir oyuncu.

Şampiyonluk yolundaki en büyük rakibininin orta sahasında senin orta alanındaki oyuncularn bir sezonda atamayacağı bu tür pasları bir maçta atabilecek üç tane oyuncu varken (Melo, Selçuk, Hamit) nasıl bu rakiple başa çıkabilmeyi düşünüyoruz anlamıyorum.
Aykut Kocaman'ın kafasındaki pas oyununu sahaya yansıtabilecek nitelikte bir oyuncu gurubu yok Fenerbahçe'nin. Etkili bir hücum hattımız var ama topu oraya aktarma konusunuda çok ciddi yapısal sorunlarımız var. Geriden oyun kuracak kimse olmayınca Alex'in geriye gelip topu oraya buraya dağıtması durumu oluyor ki, bu da Alex'i en etkili olduğu bölgeden uzaklaklaşması dışında hiç bir işe yaramıyor. Yani pas yapan bir takım isteyip pas yapabilen yeterlilikte oyuncuları alamamak maalesef Fenerbahçe'nin oyun aklına dair ciddi şüpheler duymamıza neden oluyor.

Özel olarak Galatasaray maçına gelirsek Fenerbahçe iki sezondur dünle birlikte yedi tane maç yaptı Galatasaray'la. Deplasmanda kazandığımız iki maçta dahil bu yedi maçın hiç birinde oyunun anlamlı denilebilecek hiçbir bölümünde Fenerbahçe Galatasaray'a karşı bir üstünlük kuramadı. Geçen yıl Christian-Selçuk-Emre bir arada oynarken bile Arena'da inanılmaz mahkum bir ilk yarı oynayıp iki tane yemiş, üç-dört tane de net pozisyon vermiştik. Bilica'nın pres sonucu kaptırıp Elmander'in attığı golün aynısını dün Bekir'le kaptırıp yiyorduk ki Umut atamadı. Aykut Hoca'nın şu yedi Galatasaray maçını önüne koyup artık bir şeyleri değiştirmesi gerektiğini görmesi gerek. Bu takım rakip 10 kişi kalmışken bile nasıl baskı yiyor, niye oyunu rakip yarı sahaya yığamıyor, prese niye presle yanıt veremiyor geleneksel olarak psikolojik üstünlükle başladığı bir rakibe karşı niye bu kadar korkak bir profil çiziyor bunların cevabını artık bulması ve artık şu Galatasaray maçlarında her şeyi rakibe göre ayarlamaktansa biraz proaktif olması gerek.

Sezon başı olması itibariyle oyundaki vasatlık tolere edilebilir ama meselenin tek maçlık performansa dayalı değil bir planlama ve kurgu hatası olduğunu düşünüyorum ki beni asıl endişelendiren de bu. Fenerbahçe'nin kadrosu bazı bölgelerde şişkin bazı bölgelerde çok eksik olarak sezona giriyor ve açıkçası Kuyt'ın performansı dışında iyimser olabilecek pek bir şey yok gibi görünüyor.

Maça dair konuşmuşken Cüneyt Çakır'ı anmadan olmaz. Cüneyt Çakır yüzünde falan yenildik demeyeyim zira Fenerbahçe kazanmayı kesinlikle hak etmedi ama kendisinin Misak-ı Milli sınırları içerisinde eyyam müessesisinin kralı olduğunu düşünüyorum. Bu adamın Uefa'nın gözbebeği olduğu bir dünyada ben de atom mühendisi olabilirim.


50 comments:

  1. dj tnt dedi ki...

    Gercekten bir Aykut klasigi.. Cok net yazmissin.

  2. dj tnt dedi ki...

    Ha bir de gecen seneden beri ilk 45 dakikayi cope atma aliskanligimiz var ki sac bas yolduruyor..

  3. Ravell Davidoff dedi ki...

    Yazının tamamına katılmakla berber, sizce Aykut Hoca ve yönetim Fenerbahçe taraftarını en ufak bir şekilde önemsiyor mu? Evet taraftar transfer istiyor diye transfer yapılmaz eyvallah ama bu kadar cefa çekmiş, 1 senede yaptıkları ve yapılanlarla taraftarlık nedir diye bir ders vermiş bu kitle 2 yönlü bir orta saha oyuncusu istiyoruz derken çok mu şey istedi?

    Papazınçayır, antu, 12numara, sokoktaki taraftar, saracoğlu tribünü, bir kısmı hariç tribün grupları, üniversitedelerdeki gruplar yani Fenerbahçenin başarısı ile mutlu olan herkes aynı şeyi söylüyor. Ama Aykut hocamız prensi Baroni ile mutlu ve yönetim biz taraftarın hep destek tam destek felsefesinin arkasına saklanmış durumda.

    Açık ara süt veren inek gibi görünüyoruz. En pahalı bilet, en pahalı kombine, en pahalı forma, 2 hafta öncesine kadar en pahalı su zaten her durumda maddi bir gelir var taraftardan. ama Abdullah Kiğılı, hoca takımı yeterli buluyor zaten kadromuz çok iyi, transferi hak kapattık diyor ve konu kapanıyor.

    Çok uzattım ama papazınçayırı ekibine soruyorum, biz neyi eksik yapıyoruz da Baroniye tahammül etmek durumunda kalıyoruz ?

  4. Unknown dedi ki...

    Yıllardır blog yazıyorsunuz ama sanırım siz de maçın skorunun negatif etkisiyle birşeyler sıralamışsınız ki çok şaşırtıcı bir sıralama.. İlk olarak transfer sezonunda şöyle bir değişim yaşandı : Topal Emre'nin yerine alınmadı.. Daha önce Cris(Selçuk)-Emre olan pozisyon bu sene Topal(Selçuk)-Cris şekline dönüştü ki 17-16 serisinde de Cris(Selçuk)-Emre şeklindeydi.. Emre'nin sezon maç oynama ortalamalarının yanı sıra geçen sezon hoca-oyuncu,oyuncu-takım arkadaşı,ırkçılık, medya baskısı gibi ekstra faktörler eklenince(dünyada bu tür sorunları yaşayıp oyuncuyu seçen tek camiadır FB) bir karar verilmek zorunda kalınmış ise karar sizce ne olmalıydı ? Emre kayıp edilince(kayıp diyorum çünkü objektif taraftar olarak Emre'yi beğenen birisiyim) yerine transfer planları vardır ki olmalıdır da.. Ancak buna takım içinde çözüm üretebilmek mümkün ise ve transfer hedefleriniz gerçeklerle uyuşmuyor ise(maliyet,istenen oyuncuyu alamamanız,istenenin size gelmek istememesi v.s.) ağlamak mı iyidir zamanı gelen maçları oynamak mı ?(hani objektifliğini kaybeden bloggerları sevmeyen blogger olarak)

    Geçen sezon süper kupa finalinde 6 maç oynadık ve kaçında Emre sahadaydı ?

    Herşeyi bir kenara bırakalım geçen sezon Süper Finali oynayan oyunculardan Bekir'i, Orhan'ı, henüz bu takım birlikte 5 maç oynammaış iken Egemen'i, Topal'ı onu bunu eleştirmek herhangi bir pozitif katkı sağlar mı bize ? Ya da ivme ? 105 yıllık camia Emre'nin arkasından ağıt mı yakmalıyız sizce hani kupa sayısı ile ölçülemeyen bir büyük olarak ?
    7 maçta domine edemeyen takım yorumu subjektif değil mi mesela oyuncu karakterleri ve unfair hakem yönetimleriyle ?
    Fb için önclik 3 temmuzdan sonra saha içi dominasyon mu ?

    Ben sadece yazık diyorum yaşadıklarıma...

  5. Signature dedi ki...

    Bu sene Aykut Hoca'nın sınav senesi.İlk sene kötü bir başlangıç harika bi son oldu sonraki sene gümbür gümbür gelirken tempo kesildi ve takım belki 3-4 sene geriye gitti.Zor senede liderlik eden Aykut Hoca kredisine kredi ekledi diyebiliriz ama bu sene ipler tamamen kendisinin elinde.Bu sezon kupalar önemli diil,ısırgan bi Fenerbahçe oluşturamazsa son senesi olur.Tabi ki saygımızdan sevgimizden bir şey eksilmez ama yetersizliği aşikar hale gelir.
    Cüneyt Çakır konusunda da şunu diyeyim,arkadaş çevremde Fırat Aydınus bu adamdan on gömlek üstüne bi hakem dediğimde itirazlar yiyorum ama haklıyım.Avrupa'da maç yönetmek kolay genelde çünkü fener-galatasaray maçı bile olsa oyuncular orda burdaki gibi şeyler yapamazlar sorumluluklarını bilip.Barca-Madrid maçlarının İspanya'daki rezaletini ve Avrupa'daki centilmenliğini! gördük hepimiz.Cüneyt Çakır robot gibi yönetiyor maçı.Kontrol altına alamıyor.Ayrıca en sevmediğim hakem tipi,EGOİST.Vay efendim ben düdüğümü çalmadım efendim bana itiraz etti diye çekinmeden kırmızıyı bile çeken bi adam.Fırat Aydınus ise derbilerde bile futbolculara karşı insani bi yaklaşım içinde oluyo,takım kaptanlarını çağırıyo gülerek ikisini de uyarıyo ve sadece gerçekten gerektiğinde kartına başvuruyo.Bunun tartışılacak bi yanı da yok çünkü herkes su gibi berrak şekilde hatırlıyodu Cüneyt Çakır'ın derbilerinde çıkan olayları ve Aydınus'un derbilerinden sonraki tokalaşmaları alkışları.Ama işte yapacak bişey yok ben çok ilgili diilim o konularla ama bildiğim Çakır lobi olarak Aydınus'un fersah fersah ötesinde.Ama çok net söylüyorum,hakem falan diil!Gitsin o çok medeni hiç itiraz edilmeyen avrupada bi inter - milan maçını yönetsin türkiyedeki tavrıyla,yemin ediyorum kan çıkar.

  6. Unknown dedi ki...

    Fenerbahce 2 sezondur, korkak pisirik ve anadolu takimi gibi oynuyor. Sadece oyun mu? Degil. Yonetimi diger yonetimlere karsi oyle, teknik direktoru diger teknik direktorlere karsi oyle. Iddiali olmak guclu durmak ile adamlik zarar gormez. Aykut hocanin bu pisirikligi hep yumusak hali nedir anlamiyorum. Oylesine yard antrenor imci goruntusu var. Bir agirligi yok. Medya ve diger rakipler uzerinde. Futbolcular ustunde de ne kadar var bilinmez.


    Yonetime gelince, GSliler orada burada cikip o aciklama bu aciklama kosturuyor. Dalga gecercesine aciklamalar yapiyorlar ( son olarak bugun ali durust ) .. Bizim yonetim ise yapacagi en sert aciklama yonetim kurulundan cikmis, gerekirse bilmem ne yapariz seklinde oluyor.


    Futbolculara gelelim, ne oldu fenerbahce takimina? yurek yok. Yetenek olmasin istemez, nerde o yurek? Press yok, heran bir endise bir korku. Mac izleyemez hale geldim bekir hata yapacak diye.

    Sanki bilerek seyircinin sinirini bozmak istiyorlarmis gibi volkan bekir paslasmalari. Bu nedir allah askina. Rakip geliyor sen hala paslasiyorsun neyin pesindesin.


    Butun bunlari GS maci uzerinen ornek vermek gerekirse;

    1- Fenerbahce o Gs maclari ustunlugunu tamamen rakibe kaptirdi (psikolojik olarak da )

    2 - Kac mactir kadikoyde beraberligin otesinde bir sey yok.

    3 - kac mactir oyun olarak hep ezik durumda oynuyor.

    4 - fatih terim adam madam degil orasi kesin de onun iddiali, sert konusmalari vs Aykut un "acikcasi" otesine gitmeyin hep iyimser, yumusak, rakibe gereginden fazla saygi gosteren aciklamalar. Saygi onemli ama fazlasi zarar. ( vaslui ye de -biz kucumsemiyoruz- havasiyla gereginden fazla saygi gosterildi. )


    5 - Ornekte verdigim gibi yoneticler dalga gecer bizimkiler ne yapar bilmiyorum.




    Ben enson hangi macta eyvah yenilecegiz ,eyvah gol yiyecegiz demedim bilemiyorum.

    En kolay takima karsi bile heran gol yiyecekmisiz goruntusu veriyoruz. Bir rahat galibiyet alamadik.



    Ozetle suan icin (aslinda gecen sene dahil ) Fenerbahce takimi, yonetimi bu taraftari haketmiyor. Kocaman'a durusundan dolayi sevgim saygim ayri bir yerde o yuzden onu ayri tutuyorum.


    Kocamani elestirmek gerekirse, futbolculari da icine katarak Fenerbahce 2-3 yildir resmen plansiz, dogaclama futbol oynuyor. Ne olacagi belirsiz. Surelim sahaya gorelim gibi bir durum var. Her mac boyle.

  7. Unknown dedi ki...

    ek olarak bizde bir vizyon yok.. enazindan gorunen o.. rakipler hedefler koyuyor her kupayi almak istiyor.

    bizimkiler o konuda bile dogaclama davraniyor.

    aykut kocamanin bu mac onemli ama cska maci daha onemli demesi ne sacmaliktir mesela. gs derbisi oncesi. ustelik super kupa maci.

  8. Unknown dedi ki...

    cok oldu ama bunu soylemeyi de unuttum.

    yazida da yazmissiniz;

    hazir olmamak ne demektir? Fenerbahce hic mi sezon oncesi hazir olmaz ya. kac yildir takip ediyorum hep sezonun ilk haftasi veya on eleme maclarinda fener hazir degil.

    Neden gs hazir peki? ya da neden gs daha hazir? Bizimkiler hazirlik kampinda ne yapiyor. Hazirlik kampi bunun icin degil mi zaten.


    On elemelerin varligini bile bile, olasi rakiplerin liglerinin baslama olasiligini bile bile hala hazir olamiyorsan bu senin sucun. O zaman omur boyu kimse hazir olmayacak lig baslamadan.

    Planini ona gore yapacaksin.

  9. tuğberk dedi ki...

    Çok can sıkıcı, umut kırıcı bir futbol oynuyoruz. Madem Aykut Hoca bu takıma pas oyunu oynatmak istiyor NEDEN transferler o dogrultuda değil ? Neden ayağı topla düzgün ileriye kısa ve uzun pas yapabilen bir stoper yerine Yobo alındı ? Neden orta sahanın ortasıına pas merkezi olabilecek bir adam alınabilecekken Krasiç transfer edildi ? Hangi aklı-selim insan defansında Egemen-Bekir, Orta sahasında Baroni-Topal varken pasla hucuma cıkmakta bu kadar israr eder ?

  10. fatih dedi ki...

    @uğur ilkel özdal
    emre'nin gönderilmesini anlayışla karşıladığımı hatta desteklediğimi söyledim mesele birini göndermek değil yerine aldığın adamın ondan çok daha vasıfsız birisi olması.
    ikincisi saha içindeki organizasyon ya da 7 maçlık mahkum oyunun 3 temmuzla bir alakası yok, saha dışındaki mağduriyeti saha içindeki taktik teknik ya da planlama hatalarına dair olarak da bahane olarak kullanacaksak hiç kimseyi eleştiremeyiz demektir. geçen senenin kendine özgülüğü doğrultusunda zaten kimse hocanın oyun içi hamlelerini falan eleştirmedi mesele bu sene eksikler belliyken oluşturulan dengesiz kimi yeri şişkin kimi yeri zayıf kadro

  11. sen naber ya.. dedi ki...

    tek maça göre yorum yapmak tabiki fenerbahçe taraftarının tarzı değil zira taraftar kalitesini geçtiğimiz yıl herkese gösterdi fakat maç galatasaray maçı olduğunda orada bir duracaksınız! geçen sene sezon başında taraftar ve spor yazarları dahil herkes forvet konusunda ısrarlıyken yine yönetim aynı demeçleri verip transferi kapatmış ve devere arasında m.sow u yüksek bir maliyete almak zorunda kalmıştı ve istediği verimide pek alamadı. şimdilerde de aynı şekilde çift yönlü ve elit bir ortasaha oyuncusu için basbas bağırıyoruz ve görünen o ki ya şampiyonlar liginden elenmemiz halinde yada devre arasında kafaya dank edettikten sonra yine yüksek maliyette bir transfer yapılacak.futbol bir taktik ve teknik savaşıdır doğru ama herşeyden önce bir spordur ve spor ise bir iddaadır! rakibi yenme adına,mücadelede ayakta kalma adına verilen bir savaştır! maça mücadele etme karakteri yüksek ideal futbolcularla çıkmazsanız böyle maçlarda daha çok "ders alıcaz" kelime oyunlarını kurmak zorunda kalırsınız. türkiyede burak yılmaz gibi bir adam gol kralı olmuşsa eğer üstün yetenekleri veya şenol güneşin taktikleriyle değil,mücadelesi ve ne olursa olsun gol atma arzusundan dolayı olmuştur! bu taraftar rüştüyüde dövdü alex i de yuhaladı,dinamiklerin nezaman ne tepki vereceğini bilemezsiniz! fenerbahçe nin en kolay ve en fazla yendiği takım olan galatasaraya karşı bu basiretsiz oyun devam ederse kimse kusura bakmasın ama kendi içinde yeni bir 3 temmuz süreci başlar ve bu sefer uzaklaşması gerekenler takımdan uzaklaşır. saygılar

  12. nadas dedi ki...

    1. bu pas oyunu meselesi oldukça can sıkıcı oldu. pas futbolun zaten temel araçlarından, dün bunu amaçlamayan gs bile bizden daha iyi yaptı bu işi
    2. birbirine yakın durabilen, topun olduğu yerlerde çoğalabilen bir 'takım' zaten teknik yeterliliği varsa topu iyi dolaştırır
    3. barcelona benzeri bir pas oyunundan bahsediliyorsa neredeyse tamamı topla alan ve adam geçebilen zeki-fundementali eksiksiz oyuncularla yapabiliyorlar bunu. dahası barca sadece pas oyunu oynamıyor şahane de bir pres takımı rakibe üç -dört pasın ötesinde fırsat vermiyorlar. barcadan başka da oynayabilen de yok.
    4. ayrıca, başlı başına bu pas oyununun,yetişen oyuncu tipleri, sahaların durumu, hakemlik biçimi, diğer takımların nitelikleri yan yana gelince gerçekten üst düzey oyuncuların yoksa sahada dayak yemekten başka bir anlamı yok pas oyununun. Zico adını koymadan bir pas oyunu oynuyordu ve orta sahası deivid-deniz-aurelio-uğur.
    gökhan-edu-carlos-deivid-aurelio-alex pas oyununu mümkün kılıyordu. bugün sayalım, gökhan- chris- ve alex dışında dördüncü oyuncu yok.
    ayrıca deniz ve aureliolu o takımdan sonra orta sahamız kağıt gibi. türkiye'de orta saha oyuncusu seçeceksen ikili mücadeleye girecek, vücudunu koyacak. durum buyken christian-mehmet topal gibi iyice alan oyuncularıyla oynamaya başladık. Christian kadar vücutsuz oynayacaksa istenmeyen diego bile tempo ve oyunu öne taşıma açısından fark yaratır. ve sadece oyuncu tipleri meselesi değil biz 2. bölgede sıkı biçimde ve kalabalık duramıyoruz. Psv deplasmanında on kişi kalıp savunma yaptığımızda psv fenerbahçe yarı alanına yerleşememişti. aykut kocaman geldiğinden beri her takım kolayca orta sahamızı geçebiliyor, savunma yapmak istediğimizde, kolayca yarı sahamıza yerleşip bolca pozisyon bulabiliyor ki bu daha çok sahaya yanlış yerleşmekle ilgili bir durum. büyük maçlar bu takımın oynadığı en iyi şeyken artık en büyük zaafı oldu.
    5. dünkü açıklamarından sonra Kocaman'ın, benzer manzaralara tanık olacağımız kesinleşti. Bu bizim oyunumuz ve ısrar edeceğiz dedi. geçen sene, gs'ın en iyi oynadığı maçlar fenerbahçe maçları, başka ne demeli bilmiyorum. oyun hakimeyetini alamadığı çok maç oldu ama bizim maçlar onlardan biri değildi. beşiktaşla dört maç oynadılar misal hiçbirinde oyuna hakim olamadılar. düşünmeye değmez mi?

  13. gumgumok dedi ki...

    Oyuncular, idmanlar ağır geçiyor demelerine rağmen sezon öncesi fiziksel durum feci. İkili mücadelelerde pek sorun yok ama koşu açısından çok yetersiz. CL'ye kalırsak mutlaka hazır hale gelmemiz lazım. Her sene neden aynı sorunu yaşadığımıza ben de anlam veremiyorum.

    Dün basın toplantısında Aykut Hoca "bizim oyunumuz bu ve böyle olmaya devam edecek" dediği kaleciden itibaren pasla top çıkarma olayına gelince. Eyvallah, olursa güzel olur ama olmuyor. Ya Bekir'in pozisyonu gibi topu rakibe teslim ediyoruz ya da kendisine 3. kez top gelen kaleci pres sürünce mecburen uzun oynuyor. Uzun oynanacaksa neden stoper baskı yiyince oynamıyor da kaleci oynuyor? Peki bunu geliştirmek için ne gibi bir yol izlenecek? Bekir'le Christian 27-28'inden sonra topla daha çabuk oynamayı mı öğrenecek?

    Hoca, ülke olarak transfer hastalığımız var diyor. Doğru; fakat pasla çıkma ısrarında olan biri Emre'nin yerine Topal'ın geldiği bir pozisyon için pasla çıkma kapasitesinin yarı yarıya düştüğünü görmüyor mu?

    Galatasaray maçlarıyla ilgili yoruma da katılıyorum. Bu hiç de sübjektif bir yorum değil. Hakemler oyunu kıran noktalarda yanlış kararlar vermezse belki 1-2 maçı daha kazanabilirdik; ama bu mahkum oynadığımız gerçeğini değiştirir mi? Dün Engin 60 küsürde atıldı. Hakemin ondan sonraki saçmalamaları mı bizim baskı kurmamızı engelledi, hiç sanmıyorum. Tek pozisyonumuz bile yok, hatta onu bırakın düzgün bir atağımız bile yok.

    Aykut Hoca önce Alex meselesini öyle ya da böyle çözmesi gerekiyor. Ben bir taraftar olarak Alex gidene kadar onu sahada izlemek istiyorum. Alex ileride durduğunda Alex-Kuyt-Topuz/Krasic-Stoch ile nasıl anlaşabildiğini, anlaşabileceğini gördük. Alex'in bu yaşında geriden top taşıyıp ileri gitmesi her açıdan faydasız. Yapılacak transfer, Alex'in klasiklerini de ortaya çıkacaktır.

    Neyse, giden bir kupa olsun diyelim; ama bu oyun böyle devam ederse ne Avrupa'da ne ligte hedefe ulaşabiliriz.

  14. alonzoeb dedi ki...

    bir an için beyin jimnastiği yaparak birkaç soru sormak istiyorum.geçen sene play-off ta son maç öncesi bir sürpriz yaşansa ve 2 takım teknik direktörleri yer değişse idi..(ki aykut kocamanı çok severim ve nefret ederim fatih terimden)..1)beraberliğin yettiği gs, maça elmander-necati mi başlardı yoksa necati yerini bir ortasaha oyuncusuna mı bırakırdı 2)varsayalım 2 forvetle başladı aykut hoca..25. dakikada elmander sakatlanınca yerine baros u mu sokardı yoksa skor iyi diyerek bir defansif ortasaha mı(bizdeki selçuk tarzı birisi)3)mutlak kazanması gereken maça f.terim tek forvetle mi çıkardı 4)takımın gol ve asist kralını(alex) yedek mi başlatırdı... bugüne gelelim...adamlar 2 forvetle oynuyor sen tek..adamlar 10 kişi kalıyor hala 2 forvet sen tek.adam 3-2 öne geçiyor aykut olsa hemen birini çıkarıp defans alır hala birini yoruldu diye çıkarıp yeni forvet alıyor sen tek...fenerbahçe sürekli gardını almış bir boksör gibi .ve daumun başımıza bela ettiği bu tek forvet oyunu artık çok sıktı biz çift forvet oynayalım onlar dert etsin yeter yahu..düzgün bir adam olmasına rağmen aykut hoca fenere 2 gömlek küçük gelen bir t.direktör maalesef..

  15. Ozan Y. dedi ki...

    aykut, zor dönemde fenerbahçe'nin başında olabilecek en iyi teknik direktördü ama daha büyük hedefleri olan fenerbahçe'nin teknik direktörü değil. lütfen söyleyin, sadece galatasaray maçı değil, ne zamandan beridir televizyon karşısına geçip de zevkle fenerbahçe'nin maçını seyrediyoruz? zor günler geçirmemiz, destek olmamız, takımın moralinin etkilenmesi gerçeklerini göz ardı etmiyorum ama taraftarı bu kadar destek verirken bu kadar korkak oyunu da anlamıyorum. bakın son şampiyonluk maçında, 90 dakika bu kadar önemliyken kaç oyuncu tekmeye kafa soktu, ciğeri patlarcasına koştu, kart gördü, yediremedi yenilgiyi-beraberliği? fatih terim'in o çirkef ve sert havasının takıma yansıdığı gibi aykut'un da mülayim havasının takıma yansıdığını düşünüyorum. christian fenerbahçe'nin yedek futbolcusu olmalıyken umutları ona bağlamamızı yediremiyorum. dünkü maçta 326 pas yapan fenerbahçe'ye karşılık 200 pas yapan galatasaray vardı. 326 pasın kaçı ileriye dönüktü? kaçı yan pastı? kaçı al gülüm ver gülümdü? bakın hakemin rezalet yönetimini, fenerbahçe'ye çıkardığı gereksiz ve kolay kartları rakibe çıkartamadığını, kuyt'un biçilmesine, krasic'in battal tarafından kasten indirilmesine görüp de ses çıkarmayan hakemi bile konuşamıyoruz çünkü takımımızın galibiyeti bizim kadar istemediğini görüyoruz.

  16. nadas dedi ki...

    ''ayrıca, başlı başına bu pas oyununun,yetişen oyuncu tipleri, sahaların durumu, hakemlik biçimi, diğer takımların nitelikleri yan yana gelince türkiye koşullarına uygun olup olmadığı da sorgulanmalı'' olacak cümle. bir şeyi sadece istemek yetmez, istenilenin mümkün olması da gerekir. barcelona, bir bütün olarak ispanyol futbolunun mümkün kıldığı bir takım;ispanyadaki oyun kültürünün, alt yapının, diğer takımların vs birleşimi. ingiltere liginin iyi takımlarının fizikli oyunculardan kurulu olması gibi.
    türk futbolunun alt yapı durumu ortada, aşağıdan orhan şamlar, topuzlar, bekirler geliyorsa başka bir şey düşünmek zorundayız. yabancı sınırı, türk oyuncu havuzuna mahkum ediyor, bu mahkumiyet sürdükçe akışkan pas oyunu hayalden öteye geçmez. Zico dönemindeki gibi topa sahip olan, oyunun ritmini kontrol eden, sıkı, alanı iyi daraltan,italyan takımlarına benzeyen bir takımı hedeflemek daha doğru.
    Ya da Daum vari kanatları oyunun merkezi yapan, orta sahayı hızlıca geçen sadece savunma direnci olarak kullanan bir strateji. ama İkisi de iyi bir Auerlio gerektirir ki onca transfere rağmen o pozisyona bir aurelio bulamamış olmak ironik. senelerdir pas oyunu oynayan bir takımın, selçuk inan'ı dardanelden hadi olmadı manisadan almış olması lazımdı. yetersiz havuzdaki nadir yeterli oyunculardan birine gösterdiğimiz ilgi, takım planlamasındaki başarımızı gösteriyor.

    Pas oyunu oynayacaksak stoper ve merkez ortasahalardan oluşan dörtlünün yabancı ve en iyi seçilmiş parçalarımız olması lazım. adı geçen kjaer ve rolando çok uygun oyunculardı. neyse yaz yaz bitmeyecek...

  17. correios dedi ki...

    Hayretler içerisindeyim;ve sizlere soruyorum;

    2 yıl önce 17'de 16 yapan takım, geçen sene tüm medya, siyaset, yargı ve Türkiye'nin 3/4'üne karşı Emenike'siz, Lugano'suz, Santozsuz, Niang'sız aslanlar gibi mücadele ederek göğsümüzü kabartan takım, ve o Takım'ın hocası Aykut Kocaman değil miydi?

    Ne oldu da bu platform'u 2 Vaslui(öyle veya böyle eledik), 1 GS maçından sonra TELEGOL'e çevirdik?

    Geçen sene, kolumuz kanadımız kırılmışken ve GS bütün rüzgarı arkasına almış olmasına rağmen(2000 ruhu) ancak yarım puan ile, ve yine Cüneyt Çakır sayesinde şampiyon olmadı mı?

    Fatih Terim vs. Aykut Kocaman kıyaslamasından zaten bahsetmek bile istemiyorum.. mideniz nasıl kaldırıyor böyle bir kıyaslamayı??

    Evet takım istediğimiz seviyede değil,futbolcularda hırs yok(ki ben geçen senenin birçoğunu aşırı yıprattığını düşünüyorum), defanstan top çıkaramıyoruz, iyi bir orta saha lazım, GS son maçlarda üstün oynuyor, yönetim transfer yapamıyor(veya yapmıyor)... hepsi kabul...

    Ama bunların hiçbiri; bu kadar acımasızca eleştirmemiz için geçerli neden değil bence...

    NOT: Bekir belki çok üst düzey futbolcu değil, ama geçen sene bu takıma yaptığı katkıdan sonra yukarıda yazılanları okuyunca; yazıklar olsun balık hafızamıza demekten başka birşey gelmiyor elden.


  18. hgokceli dedi ki...

    Fenerbahçe dün akşam adeta kaleciye pas verme rekoru kırdı, maç boyunca sahanın herhangi bir yerinden kendi kalesine doğru gönderdiği pas sayısı ileriye attıklarından çok daha fazlaydı. Zaten tempomuz düşük, bir de sürekli yana, geriye paslar atarak rakibin dengesini bozma, tehlike oluşturma ihtimalimiz kalmıyor. Defansta bireysel hataların haddi hesabı yok, orta ikilisi iyi takımların fark yarattığı futbol anlayışı hakimken Topal - Baroni ikilisiyle orta saha kurmak akıl kârı değil. Bu adamlara defansif oyuncu diyorlar, kesici özelliği var, hücum yönü zayıf diyorlar ama dün kaç atak kestiler, kaç defa rakibin oyununu bozdular.. Hatta bütün takım Kuyt dışında- kaç ikili mücadelede ayakta kaldı. Koşan, mücadele eden savaşçı oyuncu tipinden bahsediliyor sürekli ama Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynayan takım fiziksel açıdan rakibinden kötü durumdaydı, üstelik bu durum geçen yıl da böyleydi. GS'den Selçuk İnan - Melo bizde olsa bu takım nasıl oynardı acaba ya da Topal Baroni onların orta sahası olsa ne hale gelirlerdi, düşünelim ve ne halde olduğumuzu anlayalım derim. Ne yazık ki Galatasaray kadro olarak bizden hem güçlü hem de dengeli bir takım oldu. Üstelik bizden daha istekli ve mücadeleci ve psikolojik üstünlük diye bir şey kalmadı varsa da artık bizim lehimize değil. Dün akşam rakip 10 kişi kaldıktan sonra bile baskı kuramadık, daha çok pozisyon verdik, adamlar 10 kişiyle bize üstünlük kurdu. Hakem yanlış kararlar vermiş olabilir ama yenilginin sorumluluğunu hakeme yüklemek kendimizi kandırmaktır. Tez zamanda orta sahaya iyi bir oyuncu transfer edilmezse önümüzdeki sezonu da sıkıntılarla geçireceğiz. Herhangi bir maçta koltuğuma yaslanıp rahat rahat maç izleyemiyorum artık çünkü her maçta bir dram yaşama ihtimalimiz var. Kısacası takım bana güven vermiyor,zevk de vermiyor. Artık 3 Temmuz diye başlayan cümleleri de bir kenara bırakmak gerekiyor, Sürecin yıkıcı etkisini kabul ediyorum ama artık ama artık 3 temmuzdan sonra diye başlayan cümleler herkesi güldürmeye başladı. Yıkılan yerlerimizi tami edip yolumuza devam etmemiz gerekiyor artık. Hem o kadar transfer yapılırken bunları anlamlı kılacak bir orta saha kuramamanın 3 temmuzla bir ilgisi yok...

  19. Adsız dedi ki...

    Ne yazık ki bu takım elde olanı korumak ile meşgul bir takım, büyük hedeflere ulaşmak derdinde olan bir takım değil. Bu takım nasıl yenilmeyizi kurgulayan bir takım, nasıl yenerizi değil. bende bıraktığı intiba bu.

    Transfer sezonunda beni tamamen yıkan tek haber vardı, o da "Fenerin Yobo Israrı".

    Haftalarca çözemedim bu hadiseyi, Yobo alındı ve bugün hala çözemiyorum.

    Pas oyunu oynayacağız diyorsun ve bu oyunu başlatacak, bu oyunu en geriden kuracak, gerektiğinde zayıf rakiplere karşı orta sahayı kalabalık tutacak stoperi aramıyor, almıyor, daha önce denenmiş, iyi bir kesici ve iyi bir profesyonel olmasından öte bir özelliği olmayan oyuncuda ısrar ediyorsun. Yobo bu takımın neden önceliği olsun?

    "Transfer hastalığımız var, kısa yoldan çözüm arıyoruz" diyen Aykut Hoca'ya soruyorum, Yobo'da ısrar da bu değil midir? bu işin "zor" yolu elimizdekilerden faydalanmaksa eğer SERDAR KESIMAL denen, bu ülkenin yegane oyun kurabilen stoperi kisvesinde alınmış bir oyuncudan elimizdekilerden farklı tipte bir oyuncu yaratılamaz mıydı?

    Derdim Serdar ya da Yobo değil. En başta yazmış olduğum zihniyet. Saha dışında edep ve ölçü ne kadar hoşumuza gitse de saha içinde daha edepsiz, daha hayalci, daha yaratıcı bir takım bekliyoruz.

    Aykut hocaya bir konuda katılıyorum, o da transferle bu işin çözülmeyeceği. Dün Emre olsaydı da tablo aynı olacaktı. Bir zihniyet ve diziliş devrimi gerekiyor. Hocanın risk alması lazım. çok iyi 2 hucümcu beki çok maharetli bir forvet arkası oyuncusu, çok öldürücü iki açığı var. bunların altını çizebileceği yeni bir organizasyon oluşturmalı.

  20. Cahit Binici dedi ki...

    Ben aykut kocaman'i cok severim. Fenerbahce icin sans olarak goruyorum hatta. Kararlarina da saygiliyim. derim ki yetkisi var, giysin takim elbesini tribunde baskanin yaninda sportif direktor olarak otursun. Takimi da hedefledigi oyun sistemine gore oynatacak bir hocaya kendi elleriyle teslim etsin. Hocanin uzerinde taraftar yerine kendisi demoklesin kilici olsun.. Benzer bir seyi ilk yilinda zico icin dilemistim ama sesimi duyan olmadi. Boyle bir sistemde 3 ayda bir hoca degistirsek takim teklemez diyorum..

  21. okey oyna dedi ki...

    Şu anda bütün bu yazılanları ve yorumları okuduğum zaman gerçekten hayretle içerisinde kalıyorum.Ülkemizde herkezin teknik direktör olduğu gerçeğiyle çoktan yüzleşmiş ve bunu kabul etmiş biriyim.Herkesin fikrini beyan etme, eleştirme hakkına saygı duymama da bizim haddimize değil, buna da kabul.Ama ilk yılında takımı şampiyon yapmış, ikinci yılında ( dünyada eşi benzeri görülmemiş ve görülmeyecek bir katliama rağmen ) takımı yarım puanla şampiyonluğu kaçırmış, bu takımın formasıyla yüzlerce maça çıkmış, gol kralı olmuş( Futbolda yaşamış olduğu tecrübeler bakımından söylüyorum ) bir kişiye kaybedilen bir kupa maçı sebebiyle Fenerbahçe teknik direktörlüğüne yetersiz görmek herhalde dünyadaki en büyük acayipliklerin yaşandığı bu ülkede, yine bize has bir acayiplik olsa gerek.Neredeyse dava sürecinde yaşadığımız mantıksızlıklar ve acayiplikler kadar mantıksız ve acayip.
    Ama maalesef futbol kültürümüz ve iklimimiz fenerbahçe teknik direktörünü( Hemde o kocaman adamı ), geçirdiği 2 senedeki başarısına rağmen, teknik ve taktik olarak yetersiz görmekte, ona o müthiş futbol dehası bilgileri ve tecrübeleriyle teknik ve taktik ders vermektedir.İşte ne yazık ki en büyük acı gerçeğimiz budur.Madde madde sıralamaktadır yapılması gerekenleri Fenerbahçe teknik direktöründen daha fazla olan bilgi ve tecrübesiyle.Hatta o kadar ki teker teker futbolcu analizleri ve kıyaslamaları yapar, sorunların çözümlerini ve yapılması gerekenleri anlatır.Çünkü bilmiyordur ve farkında değildir FB teknik direktörü.Dahada ileri gider bazıları.Zaten FB teknik direktörlüğü ona 2 gömlek büyük gelmektedir derler.Bilirler ve eminlerdir ki kendileri ondan daha iyi bilgi ve görüşe sahiptir.( Kimbilir belkide managerlik oyununda çok iyidirler.O yüzdendir bu bilgi birikimleri ) Çok daha fazla örneklerle yazabilirim ama demek istediğimin anlaşıldığını zannediyorum.
    İyi oynamadık, kupayı kaybettik, 6S'YE yenildik.Evet hepsini bende kabul ediyorum.
    Yarın CSKA maçlarını kaybedelim, ligede biraz kötü başlayalım heryerde asarız Aykut Kocamanı.
    Ama Fenerbahçenin tarihindeki en büyük gelecektir Aykut Kocaman.En kötü olanıda bunun kimsenin farkında olmaması.

  22. momos dedi ki...

    kocamana saygı duymak, yaptıklarını unutmamak onu eleştirememek olmamalı. Aykut'un fener için bir şans olduğuna hep inandım ve halen inanıyorum ancak gördüklerimizi de dile getirmeliyiz. bu takımın aykutun hayalindeki total futbolu en azından kadronun şu haliyle oynayamayacağı açık. krasiç'in elzem olan orta saha yerine alınması da her durumda eleştirilmelidir. böyle bir lükse ihtiyacımız mı var dı? krasiç oynayacaksa o zaman takım başka bir forma dönüşmelidir o da üçlü forvet arkası üçlü orta saha demektir. Üçlü orta sahanın defansın önünde oynayacak adamı topal olabilir ve ötekisiyse topuz belki ama üçüncü adam hali hazırda yoktur. olağanüstü bir salih evrimi olmadığı sürece mevcut kadrodan çıkması da mümkün değildir. o zaman buraya transfer yapılmayacaksa neden krasiç alındı? eski sistem mi devam edecek? solda stoch oynarken sağda krasiç mi düşünüldü? alex ile ikisi beraber nasıl oynayacak? çift forvete gidilirse de oynayamazlar evimizde zayıf takımlara karşı hariç. ee o zaman? bence takımı kuyt üzerine kurmalı ve alexi joker gibi düşünmeli kocaman. kuyt tek forvet olarak verebileceğinden azını veriyor yanına mutlaka onun kadar mücadeleci bir forvet şart. bu isim sow ya da en çok kimi istiyorsa o olmalı. solda stoch ve sağda krasiçten biri mutlaka oynamalı, ortasahada ise topal-cris.-selçuk üçlüsünden zorunlu bir hal olmadıkça yalnızca teki olmalı sahada. öteki adam için ya topuz ya güçlenmiş sezer ya da yeni bir isim. aksi takdirde yeni bir hüsran bekliyor bizi. ben defansın düzeleceğine inanıyorum ancak orta sahadaki karmaşa yola koyulmadıkça herşey daha kötüye gider.

  23. deddaq dedi ki...

    anlasildi sene sonu aykut gider daum gelir, yazik.. bi de sunu hatirlatiyim isterim: volkan-edu-lugano-GG-vederson-MALDONADO-AURELIO-Kazim-Alex-Deivid-Semih.. bu takim Kadikoyde Chealse yi yendi.. Takima bir orta saha transferi yapinca bir anda nasil barcelona olucaz ben anlamiyorum, fenerbahce nin tek bir sorunu var o da yardimlasmamak. futbolcularin pas almamasi bosa kacmamali aykut hocanin dedigi gibi sorumluluk almamali. baroninin nesini begenmiyosunuz onu da kafam almiyor, baroni dediginiz adam CM tabiriyle yazarsak Tecnique 20 Shooting 20 Passing i 20 bir adam. Pas oyununu Aurelio dan 10 kat daha iyi oynar. Ama topu ayagina aldiginda butun FB li futbolcular markajdaysa armut gibi topu geri atar durur, istersen oraya dunyanin en iyi oyun kurucusunu al, ister viera yi al ister Zicoyu ister Pele yi ister Appiah in dayisini getir birsey degismez, FB ye transfer filan lazim degil biraz zaman lazim, biraz rahat birakmak lazim, ilk 5 mac cezali olmamiza o kadar seviniyorum ki anlatamam, yoksa kesin aykut istifa seslerini duyacaktik, baroniyi de yuhlarsiniz siz tam olur, neyse canim sikildi futboldan soguttu beni yine FB taraftari. Zico bile yaranamadi ki size, Interi CSKA yi PSV yi Sevillayi Chealsea yi Kadikoyde yendi yaranamadi arkadas. Hem gencleri oynatsin hem lig sampiyonu olsun hem avrupada basari gelsin GS yi her mac yensin, oyle bir antrenor bulamiycaksiniz anlayin artik. selcuk inani al koy baroninin yerine hic bi halt degismez bence onu da yazmadan duramadim. orta sahada yirtici rakibi parcalayan adam istiyosunuz anliyorum da oyunun iki yonunu oynayabilen dediniz mi omer urundul etkisi yapiyo bende . appiah>baroni>emre>aurelio>m.topal>selcuk. Takimin sisen yerleri var dediginizde alex stoch kuyt sow krasic, bunlardan biri oynamiycak, kaliteli bir yedegimiz olur.

  24. hgokceli dedi ki...

    Aykut Kocaman bizim çocukluğumuzun kahramanı, FB tarihinin en büyük oyuncularından, geçen yıl varlığıyla bu takımı ayakta tutan isim, adamlığıyla Futbol dünyasına fark atan, kişiliğinden ötürü gururumuz olan adam, maçtan önce Sabri'nin yanında Alex, Fatih Terim yanında Aykut Kocaman resmi iyi ki Fenerliyiz dedirtti vs. vs. Bunların hiçbirine lafımız yok. Aykut Kocaman'a sevgimiz de saygımız da yerli yerinde duruyor. Ama bu durum onu ve takımı eleştirmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Eleştirilerimizi de bir maç kaybettik diye ve manager oyunlarından edindiğimiz tecrübeye dayanarak yazmıyoruz - şahsen bu oyunları hiç oynamam, yani onu bile beceremiyorum :)- Herkesin hemfikir olduğu konu takımda bazı sıkıntıların olduğu. Fenerbahçeyi seven, Fenerbahçe'le sevinip üzülen, elinden de bundan fazlası gelmeyen taraftarlar olarak bu konuya dair görüşlerimizi bize ait bir platformda paylaşıyoruz. Bunu yaparken de saygıda kusur etmemeye gayret ediyoruz, bilmeden hata ediyorsak affola. Burada yazılan taraftar yorumlarının takımın ve kulübün işleyişine tesir edeceğini sanmıyorum gerçi ama ''müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar'' derler tartışmak, eleştirmekten kaçınmamalı ve kimseyi eleştiriden muaf tutmamalıyız diye düşünüyorum haddim olmayarak :)

  25. correios dedi ki...

    Bu takımın bence de acilen transfere ve uyuma ihtiyacı var, bunu söylemek çok normal...
    ama Aykut kocaman yetersiz diyenler 2 senedir kaç maçta "nassı koydu Aykut KOCAMAAAANN"diye bağırdıklarını bir düşünsün.. Bu takım Aykut Kocaman'ın kafasındaki total futbolu oynamaya yeterli değil diyenler; son iki yıl kaç kere Alex'e, Yobo'ya, Volkan'a, Baroni'ye, Topuz'a, methiyeler düzdüklerini düşünsünler...
    Fenerbahçe'yi elbirliğiyle 90'lı yıllara geri götürmeye çalışıyorlar beyler, 2 maç kötü geçtikten sonra antrenör'ü(hele hele Aykut Kocaman)'ı değiştirirsek, o yılların tezahüratındaki "acı hasret şarkısını" bol bol söylettirirler bize...
    3 Temmuz 2011'den beri çok duyduk, artık klişe oldu ama; oyuna gelmeyin....

  26. Adsız dedi ki...

    @deddaq - bugün twitterda kendini bilmezler istenmiyorsun cristian diye konu açma yarışına bile girmişler.

    akla bak yani adamdaki, cristian yarın bavulu alıp gidecek, yerine sezer oynayacak herhalde, ya da SUPER MEGA HIPER bir oyuncu gelecek.

    Yukarıda dediğim gibi, Aykut Hocanın transfer histerisi tespiti doğru, bizim taraftarın kelle alma histerisi de var. Ancak herşeye rağmen Hocanında yeni bir düzen ve kurgu ile artık bu oyuncuları bu yersiz eleştiriden kurtaracak oyunu oynatması gerek..

  27. cengo dedi ki...

    Aykut Kocaman kalibresiz bir teknik direktördür. Bu kulüpte efsane oldu fakat böyle giderse gözümüzde ki imajı yerle bir olacak. Bu yapıyla geçen vakitlere çok yazık olacak gibi görünüyor. başarı şansı 0

  28. Cengiz dedi ki...

    transfer yapılmayacak ve mevcut oyun sisteminden de vaz geçilmeyecek ise orta alandaki kısırlığı gidermek için biraz radikal olmak gerekir. şu anda orta ikili için ne chris-topal, ne chris-topuz, ne de topal-topuz ikilileri verimli olacak gibi durmuyor. ben dünkü oyunundan sonra kuyt'ın selçuk gibi rakibe basan bir çapa ile birlikte orta göbeği kapatabileceğini ve en azından sezon başı itibariyle orta alana devşirilebileceğini düşünüyorum. kanımca eldekilere bakacak olursak daha kötü olmaz. bu durumda milos, sow ya da alex'ten herhangi birini kesmeksizin kuyt'a da bir pozisyon yaratma şansımız olabilir.

  29. nohut dedi ki...

    biz gs'a karşı 10 sene üstünlük kurduk adamlar yine de yollarına devam ettiler es kaza gs bize 3-5 sene bariz üstünlük kursa camia topyekün dağılıp bir zamanların "nolacak bu fenerin hali" kıvamına gelecek.

  30. ersoy dedi ki...

    Alex i severim, Aykut Kocaman ıda severim.

    top bizim tarafımızdan oyuna sokulduğunda Elmander ve Umut stoperlere basıp rahat pas imkanı vermiyor. Peki onlar çıkarken ne oluyor? Kuyt sağa sola koşturup rahat oyun kurmalarını önlemeye çalışıyor, peki ya Alex? top rakipte iken biz Alex sayasinde 10 kişi takım savunması yapmaya çabalıyorsak, belli bir seviye üzerindeki rakiplere karşı mahkum oynamamamız imkansız.

    sezon başı hazır olmama konusunda önümüzde kocaman bir örnek var. Kuyt dün sahada en hazır adamdı, bu adam hazırlık kampına bile katılmadı. gerekiyorsa yabancı uzmanlardan bilimsel yardım alınmalı ve bu saçma sapan konu halledilmeli. ha bide şöyle bir görüş vardır; bir takımın bütün sezon boyunca üstün form ile oynaması imkansızdır, sezon planlaması sezonun ortasından sonra form tutacak takım yaratmak için yapılmalıdır. yukarda Allah var Aykut Kocamanın bu konuda hakkını yemeyelim, 2 sezon önce bu oldu ama geçen sezon olmadı. umalım ki bu sezon olur.

  31. tofi dedi ki...

    eline sağlık, yüzde yüze yakın katılıyorum, 6s maçlarında hakikaten de berbat oynuyoruz ve anlamsız panik içindeyiz.. herkes aynaya bir bakmalı, bilhassa transfer döneminde kendini kasan bekir, bunun içinmiydi bu kadar afra tafrası, komik bir maçtı, sistematik hatalar yaptı, adam topu ıskalar bir şey demem ama attığı geri pasın, verilmeyen faul sonrası atılan uzun pastaki pozisyon alışı ve ceza alanında direkt uzaklastırmak varken, topu istop etmeye çalışıp kaptırdığı pozisyon affedilir gibi değil...

  32. Adsız dedi ki...

    Aykutun kafasındaki FENERBAHÇENİN ne olduğu yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor… Peki bu kadro planlaması ile FENERBAHÇE AYKUTUN kafasındaki takım olabilir mi ?? Elbette aykut taraftarın nasıl bir FENERBAHÇE görmek istediğini de biliyordur… Ancak takımın defans dörtlüsünün ve ortasaha ile gol bölgesi arasında köprü görevi görecek oyuncuları ( cristiyan, Selçuk, topal ve son tercih topuz ) aykutun istediği oyunu oynayabilecek özellikleri var mı ??

    Aykut hocam olduğunu sanıyor… Ancak bir çok Fenerbahçe taraftarı olmadığını düşünüyorsa burada bir sıkıntı var demektir… Defansta Gökhan ve hasan alinin bir nebze olsa da pas alış verişini yapacaklarını düşünüyorum… Ancak stoperlerimizin hiçbiri pas oyununa katkı verebilecek nitelikte değiller… önlibero mevkisin de kullanabileceğimiz 4 oyuncumuzdan hiçbiri de o mevkinin hakkını verecek nitelikleri yok… Dolayısıyla hal böyle olunca forvet arkasında ister alexs, ister stoch, ister kuyt oynasın hiçbir şey değişmez… Çift forvetli sistemde ise önliberolar oyunu geriden organize edemeyecekleri için, yine etkisiz gözükeceklerdir… Aslında şuan bile hiçbirşey için geç kalınmış değil… Ama bu yönde bir irade olmaması nedeniyle yapmayacakları aşikar…

    Oysa ben aykutun yerinde olsaydım… Stoch, bienwenu ve cristiyanı gönderir, ortasahaya oyunu iki yönlü oynayabilecek üst düzey iki futbolcu alırdım… Hatta bu konuda tercihim de İtalyan futbolcu olurdu…Yoboyu almaz, o bölgeye de topu kullanabilme ve oyuna sokabilme becerisi olan bir futbolcu alırdım…Böylece yabancı sayımız da bu yıl için 7 olur… Bir sonraki yıl alexse ya jübile yapar, yada tarihi bir uğurlama ile gerekirse gönderirdim…

    Vaslui maçlarını seyrettim… Hazırlık maçlarını bir kenara koyuyorum… Son gs maçının kaybedilmesinden daha çok, bizlere geleceğe dair çok ümit vermemesi bizleri üzüyor… Ancak aykuta olan gönül borcumuz nedeniyle bu yıl sonuna kadar gitmemiz gerekiyor… Ancak takım planlamasının bence eksik kalması umarım spartak maçında bize bedel ödetmez… Normal şartlarda, bu takım daha iyi yapılandırılmış olsaydı, şu turda elenmemiz futbol mucizeleriyle mümkün olurdu… Ancak şuan spartak karşısında şanslar eşit…

    Kulübümüz geçmiş yıllarda da transferleri yapar ama en önemli ihtiyacını parası olmasına rağmen yapmadığından bir türlü ligi alıp götüremezdi… Aynı hastalık devam ediyor… Aykuta da takıma da sonuna kadar sahip çıkacağız… AMA umarım aykut veya kulüp, olası bir spartak moskova kazası sonrası gidipte oyuncu almazlar… Çünkü o zaman adama sormazlar mı ? Niye önce değilde şimdi diye ?? Yobonun alınması bir yönetim ve teknik adam zafiyetidir.. Madem alacaktınız, neden vaslui maçlarında yobo yoktu…Romanya da volkan penaltıyı kurtarmasa belki de bugün daha çok kaos içerisindeydik… Aykutun yapmak istedikleri güzel şeyler olabilir… Ancak şu yıl şampiyonluk bir çok noktadan bakılınca çok önemlidir… Onun için de bu yıl oturtmak istediklerinin gerekirse bir kısmını rafa kaldırıp, sonuca gitmeye bakmalıdır…

    Gelecek yıllarda şampiyon takımımızın dahi eleme oynama riski varken, ligi ikinci bitirmek rekabette zaten yediğimiz 3 temmuz darbesini de düşündüğümüzde çok geriye düşmemize neden olabilir… Ayrıca bu ülkede terim gibi birinin tekrar peş peşe şampiyonluklar yaşamasını istemiyorum…

  33. gumgumok dedi ki...

    Bazılarının yazdığı gibi, burada yorum yapanların derdinin Aykut Hoca'nın gönderilip yerine birinin getirilmesi olduğunu sanmıyorum (belki 1-2 kişi hariç). Hepimiz hocanın sonuna kadar arkasındayız. Ben kendi adıma, hocanın doğrularını geliştirip yanlışlarını görerek düzeltebilecek kapasitede olduğuna inanıyorum ve kişiliğini de bildiğimiz için imkan olsa senelerce Fenerbahçe'nin hocası kalmasını istiyorum. Bununla da gurur duyarım.

    Sonuçta burası bir taraftar blogu ve biz de taraftar gözüyle takımımız hakkında beyin fırtınası yapıyoruz. Ezeli rakimibize karşı son 6-7 maçtır kötü oynadığımız için taraftar reflekslerimiz devreye giriyor. Kadronun nasıl olması gerektiğini söyleyenler var, Alex'in bazen yedek kalması gerektiğini söyleyenler var, transfer yapmalıyız diyenler var, Krasic lüks diyenler var... Bunları normal karşılayalım. Fakat elbette bu tür eleştiriler asla ve asla tribüne yansımamalı. Bu başladığı anda geri dönüşü olmayan bir karmaşa başlar. Aykut Hoca ya baskı altında hissedip doğru bildiklerinden şaşar ya da bununla devam edemeyeceğini düşünüp bırakır. Böyle bir şey olursa taraftarın şimdiki birlikteliğini biraz zor buluruz, Mourinho gelse kendimize zor geliriz. Hocamız takımda olduğu sürece eleştirilere devam etmeli fakat işi gitmeli kelle alma noktasına getirmemeliyiz.

  34. Mitya dedi ki...

    Fatih'in yazdıkları doğru ve çoğu taraftar tarafından da dile getirilen şeylerden ibaret. Dolayısıyla ilk sormamız gereken takımın eksiklikleri bu kadar belirginken Aykut Kocaman'ın neden bu yönde bir hamle yapmadığı. Geçen günkü basın toplantısından evvel düşündüklerimi teyid edercesine konuştu Kocaman: yeni transferler ile sorunların çözümüne gidilmesinin ekonomik ve uzun vadeli çözüm getirmeyeceğini, eldeki oyuncuların değerlerinin yitirileceğini, aksine varolan sorunlara takım içinden çözüm üretilebileceğini söyledi. Aykut Kocaman'ınki her ne kadar şekilsel olarak doğru bir yorum dahi olsa, kendisinin üç yıldır izlediği transfer ve antrenörlük politikasıyla çelişkiler de içermekte. Öncelikle büyük umutlarla ve paralar harcanarak transfer edilen bir takım futbolcular takımdan tamamiyle uzaklaştırılmış durumda. Örneğin, Emre'nin yerine iyi bir alternatif olabilecek Sezer Öztürk'ün iki senedir çiktığı maç sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor, ki bu futbolcuların değerleri yönündeki argümanını ciddi ölçüde baltalıyor. İlk sene denediği ve nisbeten başarılı bir performans gösteren Gökay ikinci senesinde tamamiyle unutuldu. Okan sağbekte gayet iyi bir alternatif olabilecek iken takımdan öyle ya da böyle uzaklaştırıldı ve yerine ciddi bir ücret karşılığında kazmaların kazması Orhan Şam alındı. Özer her ne kadar yeterli performans göstermese de Emre'nin yerinde oynayacak yönde geliştirilmedi, çoğunlukla devşirme kanat pozisyonlarında denendi. Kısacası, Aykut Kocaman kanımca elindeki kadroyu en iyi verim alabileceği şekilde düzenleyemedi ve oyuncuların maksimum performans göstermelerini sağlayamadı. Ki transfer mevzusu tam da bu durumlarda aciliyet kazanıyor.

    Hal böyle olunca transferin gerekliliği de ortaya çıkıyor. İki yıldır Fenerbahce'nin en büyük hatasının Selçuk İnan'ı kaçırmak olduğunu düşünüyorum. Şu anda gösterdiği performans bunu gayet doğal ve klişe bir yoruma dönüştürse de yine de bu hata aslında üzeri yıllardır örtülen bir basiretsizliğe işaret ettiği için önemli. Zira Fenerbahce yıllardır elindeki ekonomik güç ve imkanlara rağmen hep o son kritik adımı atmaktan imtina etti ve bir bakıma öncesinde yapılan koca yatırımları riske attı. Her mevkisi harika durumdayken forvet almadı, forvet aldıysa orta sahayı boşladı, sol açık aldıysa sağ açığı unuttu. Selçuk İnan'ın kaçırılması üç tane önemli sorun doğurdu: Galatasaray'ın yeniden yapılanması için en önemli bölge olan orta saha kurgusunun oluşmasına müsaade edildi, Fenerbahce'nin yıllardır yaşadığı savunmadan topu ileri aktarma problemi giderilemedi, ve takıma verdiği yarar yanında ciddi zarar verme potansiyeli olan Emre bölgesinde alternatifsiz bırakıldı. Elbette Fenerbahce Selcuk ile ilgilendi, ancak eğer gerçekten çok istenseydi, o zaman ne yapılır edilir takıma dahil edilirdi. Sow'a yaptığın 10 milon Euroluk yatırımın beşte birisi Selçuk'a teklif edilenin üzerine verilseydi bugün Selçuk Fenerbahce forması giyiyor olabilirdi. Bir oyuncuya yapılan yatırımdan ziyade toplam yatırımın düşünülmesi gerekiyordu, ancak yine risk alındı, bu sefer kaybedildi.


  35. Mitya dedi ki...

    Fenerbahce nasıl bir takım olmak istediğini bilmek zorunda. Eğer pasa dayalı, 4-2-3-1 düzeninde Alex'e endeksli bir format benimsenecek ise o zaman ileride rakibe baskı yapmak, oyunu rakip sahaya yıkmak, rakibi 50-60 dakika bunaltmak maalesef mümkün değil. Aksine, savunmadan kararlı ve hatasız çıkan, topu Alex'in bulunduğu bölgeye hızlı ve kaliteli paslarla aktarabilen bir takım gerekiyor. Ancak halihazırdaki kadro buna izin vermiyor. Yıllardır pas oyununu benimsediğini bildiğimiz Aykut Kocaman'ın Selçuk İnan dışındaki en büyük hatası da burada devreye giriyor: Lugano bu takımın çok önemli bir parçası olmasına rağmen temel bir eksikliği vardı ve Fenerbahce'nin elindeki oyuncu portföyünün gücüne rağmen elit bir takım olmasını engelliyordu. Topu oyuna iyi sokamadığı, isabetli pas oranı düşük olduğu, ve topla dripling özelliği olmadığı için Fenerbahce orta sahada yalnızca orta saha ve kanat elemanlarıyla bulunabiliyor, rakip sahadaki etkinliği ve boş alan bulma fırsatı azalıyordu. Ve Lugano takımdan ayrıldığında en çok paranın akıtılması gereken yer topu oyuna efektif bir şekilde sokabilecek, gerektiğinde orta sahayı topla geçebilecek bir stoperin alınmamasıydı. Serdar Kesimal buna yönelik bir transfer olarak düşünülebilir, ancak onda da yeteri kadar ısrar edilmedi, veya Serdar gerçekten de bu özellikleri yeteri kadar taşımıyordu. Valencia'ya transfer olan eski Lille'li Adil Rami iyi bir örnek. Bu tarz bir stoper alınmadığı için Fenerbahce hep orta saha elemanlarının üst düzey performanslarına mahkum kaldı, geride tek hamleli, pas yüzdesi düşük, topla çıkamayan stoperler ile takımın genel pas trafiği sekteye uğradı. Üstüne üstlük ileride Alex merkezli bir düzen olduğundan rakip yarı sahada bunaltıcı bir baskı da kurulamadı, Fenerbahçe ne baskılı oynayabildi, ne de hızlı ve seri paslarla sahada boş alanlar yaratabildi. Fenerbahce'nin baskılı oynaması Fenerbahce'nin baskısından çok rakiplerin sinmesi ve çekinmesi neticesinde mümkün oldu.

    Eğer Fenerbahce bu 4-2-3-1 düzeninde devam edecekse mutlaka savunmadan topu ileriye taşıyabilecek, orta sahada da top saklamayı bilen, pas şiddetini doğru ayarlayan, pas kalitesi yüksek olan iki futbolcuya ihtiyaç duyuyor. Aksi takdirde ileride baskı yapan kalburüstü her takım Fenerbahce'yi perişan edecektir, ki şampiyonlar liginde deplasmanda yapacağımız çoğu maç bu sebepten dolayı işkence kıvamında geçer. Çeyrek finale çıktığımızda bunları az da olsa yapabilen Edu ve Aurelio gibi iki oyuncumuz vardi, ayrıca her ne kadar Maldonado statik bir oyun oynamış ve taraftardan tonlarca küfür yemiş olsa da pas kalitesi yüksek bir futbolcuydu. Ve elbette takımın genel savunma kalitesi Aurelio, Lugano, ve Edu üçlüsünün Topal-Bekir-Egemen üçlüsüne nazaran çok daha uyumlu olmaları sebebiyle çok daha yukarıdaydı, hücümda da üretkenliği artıran, risk alan, şut atan, gerektiğinde verkaç, gerektiğinde dripling, gerektiğinde de orta yapan Deivid'in olması olasılıklarımızı artırıyordu. Şu anda maalesef oyuncu kadromuz isim isim bakıldığında daha kuvvetli gözükse dahi eskisine göre daha dengesiz, daha kırılgan, ve daha temposuz bir takımız.

  36. Mitya dedi ki...

    Ancak denenebilecek alternatifler var: madem savunmadan topla çıkamıyorsun, o zaman topu ileride kazanıp oyunu orda oynayacaksın. Üstelik bunun için ideal futbolcuları da bulmuşsun. Kuyt sürekli çalışıyor, oraya buraya koşuyor, etkili pres yapıyor, kazandığı topları da olumlu kullanabiliyor. Ancak Alex'ten kaynaklanan delikten dolayı Kuyt'un, hatta ilerideki dönemde Krasiç ve Caner'in baskılarının sonuçsuz kalması muhtemel. Fenerbahce'de en çok sevdiğim ve saydığım adam olmasına rağmen böyle bir düzende Alex'ten feragat edip yerine Sow'u almak, takımı da 4-4-2'ye döndürmek en mantıklısı gibi gözüküyor. Solda Caner (Stoch), ortada Mehmet Topuz (Cristian) Topal, sağda da Krasıç dirençli ve mücadeleci bir orta saha oluşturacaktır. İleride de Kuyt biraz daha geride, Sow ileride sürekli baskı yaparlarsa Fenerbahce topu hızlı kazanıp ataklara hızlı çıkacaktır. Ancak yine de herşey güllük gülistanlık değil. Zira Fenerbahce'de oyun aklı standart üzeri olan tek oyuncu, ve o da zaten uzaylı gibi, Alex. Onun yokluğunda kapılan topların ne kadar efektif kullanılacağı da şüpheli. Dolayısıyla yine iyi pas yapan, oyun aklı yüksek bir bir orta sahaya ihtiyaç duyulacaktır. Bir diğer olasılık 4-3-1-2 şeklinde bir diziliş, burada da Mehmet Topal'ın önünde Krasiç-Topuz-Caner'den müteşekkil bir orta saha kurgusu, onun önünde de Alex ve Kuyt-Sow ikilisi hücumcu bir düzen yaratacaktır. Ancak kanat oyuncusu olarak düşündüğün Krasiç ve Caner'in daha çok orta saha oyuncusuna devşirilmeleri mutlaka sorunlar doğuracaktır, ayrıca Mehmet Topuz'un Fenerbahce'ye geldikten sonra yasadıgı akıl tutulması sonucunda orta sahada göstereceği performans en iyi ihtimalle muamma.

    Her neyse, sonuçta herkes diyorsa vardır bir keramet. Bu takıma teknik kapasitesi ve oyun zekası yüksek bir orta saha her ne olursa olsun şart gözüküyor. Ha, bu takım yine başa oynayacak, ama bizler seyrettiğimiz futboldan ne kadar keyif alırız onu bilmiyorum. Şampiyonlar ligi ise ciddi sıkıntılarla geçer, normal bir grupta 4-6 puanı başarı olarak görüyorum, tabii gruplara kalırsak.

  37. takmakafana dedi ki...

    Yazının tamamına katılıyorum.Gerçekleri çok açık bir şekilde dile getirmişsin.
    Ama bazı taraftarlar 'adamlık','karakter' gibi değerlerle hala Aykut hocayı savunuyor.Tabiki bu değerler önemlidir.Ama koskoca Fenerbahçeyi Konyaspor gibi oynatıyorsa bu 'adam' dediğimiz insanın teknik/taktik bilgi açısından ne kadar yetersiz olduğunu gösterir.
    Fenerbahçe son 7 maçın hiçbirinde Galatasaraya üstünlük kuramadı.
    Ama Aykut hoca takımını motive edip ateşlemek,cesaretlendirmek yerine saçma sapan taktik denemelerine girdi.Fenerbahçe son 7 maçın hepsinde rakibine göre taktik belirledi.Bir ara Alex'i forvete koydu Bienvenüyü sağ kanada çekti falan.Ortasahayı üçledi.Sözde 'orta saha üstünlüğünü ele geçirmek' için.Ama orta saha üstünlüğünü ele geçirmeyi bırak maçların hemen hepsi bizim yarı sahada geçti.Ve içim acıyarak söylüyorumki 7 maçın çoğunluğunda Fenerbahçe EZİLDİ.Bak yenildi demiyorum rakibine ezildi.Bizi sinirlendiren olayda bu zaten.
    Aykut hoca Fenerbahçenin hocası olduğunu hala idrak edememiş gibi.Önce Ankarasporda değil Fenerbahçede olduğunu anlamalı ve takımını ona göre kurmalı.Fenerbahçe rakibine göre taktik değiştirmez,savunma futboluna geçmez.Rakipleri fenerbahçeye göre taktik değiştirir.Onun saçma sapan,anca peste fifada işe yarayacak taktik denemeleri yüzünden takım her maç korkak bir futbol oynuyor.
    Ayrıca sırf medyayla sürtüştüğünden,inat ettiğinden dolayı orta saha transferi istemiyor.İnat ediyor.Bu inadı yüzünden Fenerbahçe bir yıl daha kaybedecek.Hangi zihniyet Emreyi takımdan gönderip yerine oyuncu almaz anlayamıyorum.Aykut hocamızın bir türlü anlayamadığımız futbol anlayışı yüzünden transfer yapmadık.Ve hala orta saha transferine gerek yok diyor.İnat ediyor.Sayesinde 200 kmlik araba 70lerde gidiyor.Şu hücum gücü hangi takımda var Türkiyede?
    Ama yok onun mükemmel futbolcuları Cristian ve Mehmet Fenerbahçe için yeterli.
    Birde Salih Uçan var.Genç yetenek diye alınan oyuncu.Gelecek vaad eden oyuncu.Ne yazıkki bu gidişle sadece gelecek vaad ediyor olarak kalacak.Çünkü kendisi kadroya bile alınmıyor.Maçlarda en azından 10-15 dakika oynamasını geçtim adam kadroya bile alınmıyor.Şu ortasahada bir şeyler yapabilecek yetenekleri olan nadir futbolcu kendisi.Sakatlıktan kurtulamayan Sezer ve bir türlü isteneni veremeyen Özerle birlikte.Salih Mehmet Topalın yerine oynasa daha kötümü oynar?Daha doğrusu bundan daha kötü oynayabilirmi?Orta saha kötü oynamayı bırak neredeyse yok gibi.Fenerbahçe 4-0-3-1 oynuyor resmen.
    Bir yenilgi sonrası "hakem kötüydü,penaltı ucuzdu" falan diyor.90 dakika bizim ceza sahasından geçti,bir iki ataka denemesi ve balagöte atılan goller dışında orta saha çizgisini geçemedik hala suçu hakemde buluyor.
    Bir de Dirk Kuyt var tabi.Benim bu kadar iyi oynayacağını tahmin edemediğim oyuncu.Gelmesi ve onun için harcanan bonservisin çok ucuz olması iyi.Ama bazı sorunlarıda beraberinde getiriyor.Kuyt şuan formda ve Sow yedek.Sow gibi adamın yedek kalması biraz garip.Üst düzey bir forvet,10 milyon euro verip aldığın adam Kuyt yüzünden yedek.Kuyt sağa geçse Sow forvet olsa bu seferde 7 milyon euro verip aldığın Krasic yedek.Kuyt sola geçse bu kezde 10 milyon euroya bırakmadığın(bence hata ettiğin) Stoch yedek.E Alex'in yerine koysan Alex yedek(böyle bir ihtimal olmamalı tabi).Biraz sıkıntı oldu sanki.
    Neyse çok uzun konuştum.Aslında taraftarların böyle patlaması bir maç yüzünden değil.Bazıları bir yenilgi yüzünden böyle yapıyorsunuz diyor ama bu patlama ve eleştiriler aslında son 2 yıldır yaşananların birikimi.Ve ne yazıkki 3. yılda aynı film devam edecek gibi.Bir insan hiçmi ders almaz?Geçen 6 maçtan hiçmi ders almazda 7. maça aynı şekilde çıkar?Böyle giderse(ki başka bir beklentim yok.çok inatçı ve düşünülenin aksine değişime kapalı bir beyni var Aykut hocanın)8. maçta aynı şeyleri yaşayıp kahrolucaz.Ve ne yazıkki Aykut hoca kovulacak.

  38. kellerz dedi ki...

    mahalle takımı yönetemez aykut bırakın fenerbahçeyi..

  39. fishersad dedi ki...

    Takım kurgusu+oyunu+sorunu konusunda çok farklı görüşler var. Çok transfer yapıldı; Ziegler yerine Hasanali, Lugano yerine Egemen, Dia yerine Krasiç, Niang yerine Sow, +Kuyt. Şimdi Gomis haberleri.

    Yıllardır hep şikayet edilen "KONTROLLÜ FUTBOL" aslında yüksek Alex performansının dayattığı bir oyundu bence. Alex + güçlü bir forvet yeterliydi... takımın gerisi rakibi "kontrol" için kuruluyordu. Aykut hocanın Dia + Stoch denemesi tutmadı geçen sezon. Bu sezon ise yine denemede; özellikle sow + kuyt + krasiç transferlerinde hücum hattı değiştirildi/güçlendirildi/desteklendi.

    Şimdi beklenti Alex'li veya Alex'siz hücum kurgusunun "saldıran" Fenerbahçenin ortaya çıkması. Ancak çoğunuzun da değindiği gibi defansif ve orta saha sorunu sürmekte.

    Bekir+Yobo+Egemenin sadece savunmacı oluşları, selçuk'un yetersizliği, baroninin oyun tarzı, topalın ürkekliği, topuzun "yeteneksizliği", canerin savrukluğu... bunlar bir araya geldiğinde geriden düzgün top çıkmıyor.
    Temel olarak savunma oyuncularının (Gökhan hariç) oyunu okuma becerilerinin düşük olması, defans dahil ortada oynayan oyuncuların "hareketsiz" oyun anlayışları, bal yapmayan arıların (bir standardı olmayanlar dahil) mevcudiyeti bu sorunun kaynağı.

    Öncelikle "sabit" oyuncuların takımdan uzaklaşması lazım. "teknik yetersizlerin de".

    Alex'in tartışılması o kadar anlamsız ki. Performansı düşerse alırsın yedeğe. Alex'i tartışmalı hale getiren diğer oyuncular. ELİNİZDE ALEX GİBİ BİR DEHA VARKEN TAKIMI ONUN ÜZERİNE KURMUYORSANIZ ALEXİ KENDİ ELİNİZLE TARTIŞMALI HALE GETİRİRSİNİZ.

    Top çıkarabilen defans yetersiz, boşa kaçıp top alıp-dağıtan orta saha yetersiz, belli standardı olan üreten kanat oyuncuları yetersiz...

    Gökhan + Yobo + XXXXX + Hasan (XXXXX)

    Krasiç + Alex + XXXXX + XXXXX (stoch)

    Kuyt + Sow

    neden olmasın? ama Alex'in yanına (en iyisi emreydi hatta appiahtan, aureliodan da iyiydi ama yetmez) daha iyi bir oyuncu şart. Şnayder + Şvanştayger + Gattuso gibi bir oyuncu şart.


  40. fishersad dedi ki...

    ha tek forvet ha çift forvet,
    ha alex'li, ha alex'siz...

    baroni + topal + topuz + selçuk + tarzı oyuncular oyunu yavaşlatan. hep önce rakibi durdurayım mantalitesi, kontrollü oyun hastalığı... üretken, insiyatif kullanan, cesur, yetenekli, güçlü orta saha oyuncuları lazım...

  41. gurkan dedi ki...

    Fb gs maclarinda kotu oynuyor tamam da Aykut'u asmadan su bahsi gecen 7 macin sonucuna da bakmak lazim. yanilmiyorsam 2sini biz 2sini gs kazandi.

  42. cengo dedi ki...

    Beşiktaş'tan Fernandesi alsak yemin ederim takım taş gibi olacak. Ama nerde o vizyon bizim Aykut hocada. Hala forvet haberleri çıkıyor. Gol kralı Sow kenarda oturuyor, Kuyt tek forvet oynuyor. Zihniyetimizi seveyim.

  43. correios dedi ki...

    Eleştiri yapmak iyi de, şu takım bi tam kadro sahaya çıksın bi otursun. bana çok fazla aceleci davranıyoruz gibi geliyor...

    Misal ben 2010 -2011 sezonu başında Young Boys'a elenenince Aykut Kocaman'a etmediğim hakaret kalmamıştı. Ama aynı sezon öyle bir şampiyonluk yaşattı ki, öyle inanmış ve kenetlenmiş bir takım ortaya çıkardı ki ben fenerbahçe tarihinde örneğinin çok az olduğunu düşünüyorum(en azından benim şahit olduğum 20-25 senede yok). Bu yüzden, bana yukarıda yapılan teknik/taktiklerin hepsi bom boş geliyor...

    Bir de madalyonun öteki yüzüne bakmak lazım; bu adamlar 3 temmuz tezgahını niye kurdu? Sırf Aziz Yıldırım'ı indirip yerine Cemaat ve Akp'ye yakın birini getirmek için mi? Aynı zamanda bu tezgahın içerisinde yeraldığını gördüğümüz 6s ve TS Fenerbahçe takımının zayıflatılarak geri götürülmesini hedefledi.Bunu da kısmen başardılar...Eleştiri yaparken bunları da değerlendirmek lazım, geçen sezon bu takım kadrosunu da koruyarak CL'ne gitseydi, bugün kimse çift yönlü orta saha, çift forvet/tek forvet tartışmıyor olurduk, ayrıca kimse anlamsız bir şekilde Aykut Kocaman'ın kalibresini tartışmazdı.

  44. fishersad dedi ki...

    Hoca şaşırtsa, fantazi yapsa... sow'u forvete, kuyt'la krasic'i kanatlara çekse, aralarına da alex'i koysa... tek ön liberoyla deneme yapsa...

  45. fishersad dedi ki...

    ALEX

    Alex fenerbahçe'nin en kılcal damarlarına kadar işlemiş, en küçük hücresine nüfuz etmiş bir fenomen. Alex sadece maç skorlarını dolayısıyla başarıları-başarısızlıkları, istatistikleriyle etkilerken sadece sahadaki 11'in yapısını, oyunun kurgusunu, yıllardır süregelen Alexli sistemi belirlememiş, FENERBAHÇE'yi oluşturan bütün unsurları (başta taraftarı) etkilemiş bir oyuncu. üstelik sadece konu fenerbahçe de değil! diğer rakipleri de.

    Belki moskova maçında 11'de olacak, Ama haberi duyunca 3 temmuz sabahında hissettim. "suni gündem" diyerek dikkatimi vermedim ama durum pek iyi gözükmüyor :(

    bir gün gidecekti... yoksa? o gün bugün mü?
    :((((((((((((((

  46. fishersad dedi ki...

    umut ediyorum ki,
    bu kez "krizi" bundan sonra yönetebilirler ve
    Alex Moskova maçında oynar...

    Taraftar Alex'in yeterli formda olduğuna inanıyor.
    Taraftar Alex'in yarı formda olduğunda da takımda istiyor.
    Taraftar Alex'in formsuz olduğu durumda da kenarda istiyor.

    sanırım Alex için (bu kadar istatistiğe rağmen) taraftarın gözünde psikolojik olarak bir eşik değeri oluştu; Alex'sizliğin kabul edilebilme asgari koşulu o "gol barajını aşması"

  47. fishersad dedi ki...

    1. Alex hep oynamak istiyor
    2. Kocaman maça göre kadro kurmak istiyor
    3. Başkan + yönetim bu durumu biliyor
    4. taraftar önce Fenerbahçeyi, sonra diğerlerini (Aykut, Alex, Başkan) çok seviyor
    5. birileri bunu kaşıyor

    pazartesi 14:00!
    bile bile lades
    sidik yarışı
    ego tatmini
    ayar verme
    taraftara "ben haklıyım" deme çabası

    hiç biriniz haklı değilsiniz...
    çarşamba maç var.

    "3 temmuz SİVİL TOPLUM DAYANIŞMASI" ne aziz yıldırım, ne aykut, ne alex içindi!

    FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ içindi.
    ayağınızı denk alın. hepiniz gidersiniz. fenerbahçe kalır, taraftar kalır.

  48. fishersad dedi ki...

    1. Alex özür dileyecek
    2. kocaman (öyle düzgün cümle kurarak değil) doğrudan "Alex'i maksimum 20-30 maç kullanacam" diyecek
    3. başkan ÇARŞAMBA için olağanüstü hal ilan edecek (ki başladı)

  49. fishersad dedi ki...

    soru: stoch ne yapar?
    cevap: sol kanadın karlı yarı sahası ile ceza sahasının birleştiği alanda karşısındaki beki ve stoperi içeri katederek geçip şut atar.

    BAŞKA?
    soru: kapanan, kademeli savunma anlayışıyla oynayan bir rakip karşısında ne yapabilir?
    cevap: arkasındaki ve yanındaki oyuncuyla paslaşır...

  50. Talhuk dedi ki...

    ne güzel yazmış adam şu aykutun teknik adamlık rezaletini bir görelim 3 senedir çektiğimiz eziyet nedir arkadaş.

    tamam bizim evladımız falan filan da takım oturmadı 3 sene oldu artık yeter ya. her şeyin bir sınırı var.

Yorum Gönder