Oksimoron İddianame



Birbiriyle çelişen iki unsuru, fikri bir arada bulunduran önermeler bir oksimoron oluşturur. Karanlık ışık, orijinal kopya gibi. Biliriz ki kopyanın tanımladığı durum zaten orijinal bir eserin çoğaltılmış hali olmasıdır, bir eserin aynı anda hem orijinal hem kopya olması, cehennemin cennet olması mümkün değildir.

İddianame ortaya açılıp saçıldıkça, ortaya çıkan şeyin bir oksimoron iddianamesi olduğunu daha net, daha açık bir şekilde görüyoruz. Bu davada bütün iddialar birbiriyle çelişiyor, yanyana birlikte olması düşünülemez şeyler bir arada bulunuyor. Öyle ki şu an dava bize uçan filler olduğunu, su altında yüzen kaplanlar bulunduğunu, balinaların da otlamak için yaylaya çıktığını iddia ediyor.

İddia neydi? Aziz Yıldırım'ın öncülüğündeki bir örgüt, sistematik bir şekilde 6222 sayılı kanunda belirtilen şike suçunu işledi.

Örgüt nedir? Suç veya yasadığı faaliyet gerçekleştirmek için bir araya gelen üç veya daha fazla insandan oluşan topluluk.

Şike suçu ne? Bir müsabaka sonucunu etkilemek için yapılan, karşı tarafa bir menfaat sağlayan anlaşma.

Anlaşma nedir? İki kişinin karşılıklı ve birbirine uyumlu bir halde ortaya koydukları rıza.

Yani biz bir anlaşma dediğimiz zaman en azından iki kişi arayacağız, aralarında birbirlerine uyumlu bir irade olup olmadığına bakacağız, bir teklif var mı, bir kabul var mı bütün bunlara bakacağız.

Emniyet 6 Temmuz tarihinde 19 maçta şike yapıldığını iddia ederek işe başladı, iddianamede şike yapılan maç sayısı 13'e indi, etik kurulu raporu damping yaparak bunu 5'e indirdi. Savunmalardan sonra şike veya teşvik girişimi konusunda cidid şüphe uyandıracak tek bir maç var, orada da teşvik girişiminde bulunan kulüp Fenerbahçe değil, Trabzonspor.

Şike / teşvik primi bizzatihi rüşvet veya fuhuş suçu gibi, konusu suç olan bir eylem üzerinde iki tarafın anlaşmasını içerir. Bu taraflar bir müsabakanın sonucunu değiştirme noktasında anlaşmalıdır ve nihayetinde de bu anlaşmanın bir de maddi menfaat unsuru olmalıdır.

Bugün tutuklu bulunan veya hakkında ciddi suç şüphesi olan Fenerbahçelilerden başka kimse yok. Bu adamlar kendi aralarında mı şike yaptılar? Oksimoron. İnsan kendi kendisiyle şike yapamaz, çünkü bir anlaşma için en az iki kişi lazım. Fuhuş anlaşması için de bu böyle, işe giriş sözleşmesi için de bu böyle. E kardeşim Fenerbahçeli yöneticilerin anlaştıkları diğer kişi kim? Bu kişi ile yaptıkları hangi görüşmeden biz aralarında bir anlaşma olduğunu anlıyoruz? Anlaşma nerede?

Savcı bize diyor ki bugün, başka bir kişi yok, varolmayan bu kişiyle yapılmış bir anlaşma yok ama şike var. kanadı yok, gagası yok, ayağı yok ama kuş. Oksimoron.

Peki aralarında bir anlaşma olduğunu gösteren teknik takip dökümanı yok. Sen bu adamları 8 ay takip etmişin. 8 ayda başka bir takımın yöneticisi, futbolcusu veya teknik direktörü ile Fenerbahçeli bir yöneticinin veya temsilcisinin tek bir anlaşmasının fiziki takibini bulamadın? Ne arıyoruz? İnsanlar birbiriyle oturup kalkar, yemek yer, dönderciye veya dondurmacıya gider. Bizim aradığımız olağanüstü bir şey. Para transferi? Var mı? Yok. En yaklaştıkları vaka Manisa vakası, onun da bir borç ilişkisi olduğu ortaya çıktı. Belgeli. Diğerlerinde içinde para olduğu iddia edilen poşetlerden ya forma çıktı ya da Sivas Valisinin şehadetiyle bilet.

Yani savcı diyor ki öyle bir anlaşma var ki, anlaşan taraflar yok, dahası diğer tarafa geçen bir maddi menfaat de yok.8 ay boyunca Allah günü bu insanları dinledik, ona rağmen bir kere olsun fiziki takiple bunu tespit edemedik.

Sonra da diyor ki yine de şike var!

Şike sahada yapılır. Zaten anlaşmanın konusu bir MÜSABAKA sonucunu değiştirmektir.Müsabaka da oyuncular tarafından ortaya konur. Aziz Yıldırım'ın Sturm Graz - Galatasaray maçını örnek göstermesi bu sebeple anlamlı. Diyor ki, bakın sahada futbolcular açık açık müsabakanın belirli bir sonuca sahip olması için belli fiiller, eylemler içerisine giriyor. Eldeki raporlarda bir tane müsabakada şike şüphesi uyandıracak maç var mı? Yok. Kimse şüphelenmemiş.

Şimdi işin daha vahim noktası da şu,

içinde futbolcuların olmadığı, başka takım yöneticilerinin bulunmadığı, herhangi bir menfaat geçişinin olmadığı, para transferinin bulunmadığı, sahada da gözükmeyen bir "şike" var.

Yani bu Real Madrid - Barcelona Kral Kupası maçı da "şikeli" Eğer olmayan unsurlar üzerinden bir maçı şikeli olarak tasnif ediyorsak, bugün dünyadaki her maç şikeli. Bunlarda da anlaşma yok, bunlarda da bir menfaat intikali yok, bunu kanıtlayan deliller yok, sahada da şike olduğu gözükmüyor

Ama YİNE DE ŞİKE!

Şimdi bu neye benziyor? Adam kanepede uzanmış, elinde gazete var, ayaklarını uzatmış, gazetesini okuyor. Birden polis içeri giriyor: "sen fuhuş yaptın!"

Adam diyor ki e kardeşim kadın nerede? Kadın yok. İyi kadın yok ama peki bu fuhuşu gösteren bir telefon konuşması filan var mı? Hayır telefon konuşması da yok. E kardeşim para mı vermişim birine? Yok hayır para da vermemişin. E kadın yok, para yok, anlaşma yok bu nasıl fuhuş?

Özel yetkili fuhuş.

Mantık bu.

Emniyet güçleri 8 ay boyunca belirli insanların telefonlarını takip ediyor, kayıtlarını tutuyor, gün gün bunları takip ediyor ancak bu 8 ay içerisinde bir tane bile şike suçunu ispat edecek fiziki takip dökümanı, belgesi, görüntüsü ortaya çıkartamıyor. Üstelik savunmada bütün para transferi resmi belgeler, faturalar ve Dernekler Daire Başkanlığı'nın hukuka uygunluğunu tespit ettiği dökümanlarla legal olarak belgelenmiş. Yani her şey temiz.

Tam da bu sebeple emniyet güçleri Sezer'i darp ediyor, 44 yıl bir kulübe tertemiz hizmet etmiş Tamer Yelkovan'a hakaret edip, vuruyor, İbrahim Akın'ın da psikolojik sorunlarından yararlanarak zorla itiraf almaya çalışıyor.

Şimdi biz hepimiz bu oksimoron mantığına bir şeyin varolmadığını ispat etmeye çalışıyoruz. Carl Sagan'ın garajımdaki ejderhası ile karşı karşıyayız. Garajımızda bir ejderha var, elle tutulmaz, gözle görülmez, ateşi yok, kokusu yok, ayak izi yok, çarpamazsın, dokunamazsın ama garajımızda bir ejderha var!

Böylece şu an karşı karşıya olduğumuz iddia yalnız bir oksimoron da değil, ispatlanamaz bir hipotez. Bugün varolmayan bir örgütün varolmadığını, yapılmamış bir şikenin yapılmadığını, işlenmemiş bir suçun zaten işlenmediğini gösteren tüm kanıtlara rağmen bir şike olduğunu iddia eden, akıl fukurası bir mantık dizininde kısılı kalmış durumdayız.

Bu oksimoron davanın, hukuk tarihinde bir yer alacağı muhakkak. Engizisiyon mahkemesi mantığı ile, bir şeyin yokluğuna dalalet eden tüm kanıtları da yok sayarak yine de bir suçun işlendiğini iddia eden bir gruba karşı, aklı, mantığı, ahlakı, temel mantık ilkelerini seslendirmek zorunda kalmışlığımız, 21. yüzyıl açısından önemli bir sayfa olacak.

Bütün bunları izleyip susmak insan ahlakı ve onuruyla bağdaşmaz. Bu kadar kötü hazırlanmış, hiçbir delile sahip olmayan bir iddiaya inanarak insanları suçlu ilan etmek, onların cezalandırılmasını talep etmek 16. yüzyıl açısından dahi vahşi, geri kalmış, ahlaksız bir zihni bize gösterir.

Herkes de bugün cephesini buna göre seçmelidir. Bugün mesele Fenerbahçe veya şike değil. Oksimoron iddialarla bir dava açıp, hiçbir delil bulamadan bir insanı özgürlüğünden mahrum edebilecek bir sisteme aldığımız konumla ilgili. Biz bunların yaşandığı, yaşanabileceği bir ülkede mi yaşamak istiyoruz yoksa bunların düşünülmesinin bile imkansız olduğu bir adalet ülkesinde mi. Herkes formasına bir de bu gözle bakmalı.


18 comments:

  1. orkun dedi ki...

    "Biz bunların yaşandığı, yaşanabileceği bir ülkede mi yaşamak istiyoruz yoksa bunların düşünülmesinin bile imkansız olduğu bir adalet ülkesinde mi?"

    En beteri de şu; aklı başında olduğunu düşündüğümüz adamlar, arkadaşlarımız dahi yukarıdaki soruyu kendilerine sormuyorlar, sürecin Fenerbahçe'yi yok edeceğini umarak ve salyaları akarak bekliyorlar. Sanki iş orada duracak.

  2. cissenonda dedi ki...

    http://www.tribundergi.com/forum/viewtopic.php?f=1&t=84753&p=4278393#p4278393#ixzz1n2FOiYWZ
    Seni buraya alalım..

  3. serwet dedi ki...

    samanyolu haber tvsinde hakan sukur ve samil tayyarin cirpinislarini bir kez daha görunce butun bunlarin sebeplerinide sonuclarini da anlayabiliyoruz.sike davasi bugun turkiyede devam eden butun davalarla ayni amaci gutmektedir.Fenerbahce ye hakim olmak demek 30 milyona hakim olmak demektir.bu guc Fenerbahce ekonomisine göz dikmis bir guctur.Turkiyenin butun kaynaklari tek bi elde toplanmalidir. Amaclari budur..

  4. Ahmet Hadi dedi ki...

    Konunun formayla ilgisi yok bence. Yakınımındaki medeni sandığım birçok arkadaşımın, konu Fenerbahçe olunca, aklını da, vicdanını da, izanını da kaybettiğini görüyorum. Bunda, zamanında Aziz Yıldırım'ın tavır davranışlarının katkısı var mutlaka ama, bu düzeyde olmasının bir numaralı nedeni medyadır.

    Maalesef okumadan, analiz etmeden fikir sahibi olanlar da, hiç bir şeyi araştırmadan, medyanın kendisine sunduğuna bakarak, zaten daha önceden hazırlandığı bir önyargıyı doğrudan kabul ettiler.

    Şu aşamada yapılması gereken, iddianemedeki bütün çelişkileri, her platformda gündeme getirmek tartışmaya açmaktır.

    Hatta benzer yargısız infazların gerçekleştiği diğer davaları da gündeme taşımak artık tüm Fenerbahçelilerin görevidir.

  5. uzerindeyuregindenbaskamuskatasimayan dedi ki...

    burada savcı tapelerden kesip biçtikleriyle ve ortalama bir paparazzinin çekebileceği türden müphem fotolarla güya veriye dayalı bir ejderha tanımı yapmış ama elbette bilimsel yöntemin en temel kuralını görmezden gelerek.

    çünkü iddialarının neredeyse hiçbirini yanlışlama amacıyla sınamamış. zira bu verileri sınamaya tabi tutsa yanlışlanacağını büyük ihtimal kendisi de biliyor.

    (bu arada hakkını yemeyelim iddiaları basına sızdırarak bir kısım sözde delilin kamuoyu tarafından ayıklanmasını sağladı)


    tüm bu girişimlerin temel hedefi de şuydu:

    - zaten mantık ve analiz fakiri ülkeyi medya üzerinden manipüle etmek ve bu kağıttan ejderhaya ve kanaat yalanına inandırmak

    - yerli ejderhanın inandırıcılığı ve beklenen etkisi yeterli düzeye ulaşmayınca ülke psikolojisinde üstü örtülü olarak diriltilmeyi bekleyen gerçek bir korku oyunun içine çekildi: Avrupa (UEFA)

    (çekildi, zira avrupa'da bir üst düzey kuruma kişilerin güçlü şüpheler nedeniyle cezaevinde tutulacağı bilgisini verirseniz onları da ticari,hukuki baskı altında tutmaya başlarsınız, zira TR'deki hukuk uygulamaları hususunda ne yeterli bilgileri var ne de bu iç hukuka müdahil olabilirler)

    (bu arada toplumun kof milliyetçiliğinin ne kadar sakil kaldığına hep beraber tanık olarak cehennemde başında zebani bulunmayan kazan fıkrasını bir daha hatırladık)

    sonuç:

    (operasyondan 2 gün önce seçilmiş) TFF üzerinde bu sahte ejderha ile kurulan baskı ve de dolaylı yoldan sürece dahil edilen UEFA korkusu bu ülkenin kurgusal olmayan kalbi ve aşki tek gerçek devine kaybetti.

    içimizdeki FB'ye !!

    yani bir ejderha yok ama içimizde dev bir güç var !!

  6. 2Os dedi ki...

    Mac goruntulerinin izlenmesi gerektigi yeni mi idrak edilebilmis de hakim yayinci kurulustan bunlarin istenmesine karar veriyor. Ve bu goruntulerin uzerinden yorum yapacak kisilerin hangi kurumdan onayli bilirkisilikleri var? Yada super yetkili mahkemelerin bizim bilmedigimiz muthis kadrolari mi var?

    Red edilen tahliye taleplerine iliskin gerekcelerin aciklanmasi gerekmiyor mu? Var da onemi olmadigi icin mi hic belirtilmiyor?

    Bizimkilerin tahliye taleplerinin red nedeni digerlerinden (munferit olaylarla iliskilendirilenler) farkli olarak "orgut mensubu" olmak ise Sekip Mosturoglu ve Cemil Turan nasil tahliye oluyor? Yok eger sadece "sike ve tesvik" zanlari nedeniyle icerde iseler aethewulf'un dedigi gibi karsi taraf oldugu iddia edilenlerden hangisi tutuklu? FENERBAHCE - Giresunspor macinda sike yapildigini dusunuyorlarsa o zaman soyleyecek sozum yok.

    35 yasindayim, bugune kadar kimseye beddua etmedim ve insallah etmiyecegim... ama hic bu kadar zorlandigimi hatirlamiyorum.

  7. cromvemitra dedi ki...

    Emeğine ve kalemine sağlık kardeşim.

  8. samael dedi ki...

    Röntgenimi çekseler içimden şikenin "ş" çıkar herhalde, hayatımın hiçbir döneminde bu kadar daraldığımı hatırlamıyorum. Yalnız birşey var, kazanıp - kaybetme şampiyon olup olamama ikilemlerinden ziyade takımdaki zig - zag insanı daha fazla düşündürüyor.
    Mental sıkıntı kısmına hak veririm, cidden çok zor bir süreç ama bazen sahada boş vermiş gibi oynuyorlar. Onlardan beklenen seyircinin gösterdiği dirayeti sahada göstermeleri, yoksa kazanmışsın ya da kaybetmişsin inanın bir önemi yok. Özellikle bu sezon için...

  9. tofi dedi ki...

    Eline sağlık, umarım hakim Ekinci de okur ve bunun bir balon olduğu sonucuna varır.şike varsa sivas başkanı neden serbest kaldı?? aziz başkanın dediği gibi 19 maç, nasıl 13 e indi, buharlaşan 6 maç nerede? önünde sonunda başkan çıkacak, umarım küllerimizden doğarız, takımın öyle bir lidere ve motivasyona her zamankinden çok ihtiyacı var, zira inancımızı kırdı bu dava, sportif anlamda zayıfladık, bunu dün bir kez daha gördüm..

  10. 2Os dedi ki...

    @cissenonda
    Doğan Ercan'ın Ali Kıratlı'ya "adamlar mücadele mi etmeyecek abi ya maç mı satsınlar?" demesi Genclerbirligi oyuncularının hicbir sekilde mac satmayacaklarına ınandıgını gostermıyor mu? Ayrıca bu sorunun; abartılı (tesvık almıs gıbı) mucadelenin sorgusuna karsılık verildigı acık degıl mıdır? Oyle ki burada "tesvik girisiminin" engellenip engellenemdigi tartısılıyor.

    @samael
    benden de bir "i" gelir, 2 iki kişi ve bir de rontgen cihazıyla bulursak koreogrofı hazır... mücadele beklentimiz oldugu gibi su anda kendı gobegımızı kendımızın kesebılecıgımız gercegıne odaklanmalılar dıye dusunuyorum.
    1 Bu seneki sampiyonluk bir sampiyonluktan daha fazla anlam tasıyor bızım ıcın...
    2 Bız gecen sezon da 9 puan gerıden ınanarak gerı geldik...
    3 Kalan maclarımızı kazandıgımız surece kımın ne sonuc aldıgına bakmayabilecek 2 takımdan biriyiz...
    4 Hepsinden daha onemlisi biz FENERBAHÇEyiz

  11. gurkan dedi ki...

    tofi: ".şike varsa sivas başkanı neden serbest kaldı??"

    20s: "Mac goruntulerinin izlenmesi gerektigi yeni mi idrak edilebilmis de hakim yayinci kurulustan bunlarin istenmesine karar veriyor. Ve bu goruntulerin uzerinden yorum yapacak kisilerin hangi kurumdan onayli bilirkisilikleri var? Yada super yetkili mahkemelerin bizim bilmedigimiz muthis kadrolari mi var?

    Red edilen tahliye taleplerine iliskin gerekcelerin aciklanmasi gerekmiyor mu? Var da onemi olmadigi icin mi hic belirtilmiyor?

    Bizimkilerin tahliye taleplerinin red nedeni digerlerinden (munferit olaylarla iliskilendirilenler) farkli olarak "orgut mensubu" olmak ise Sekip Mosturoglu ve Cemil Turan nasil tahliye oluyor? Yok eger sadece "sike ve tesvik" zanlari nedeniyle icerde iseler aethewulf'un dedigi gibi karsi taraf oldugu iddia edilenlerden hangisi tutuklu? FENERBAHCE - Giresunspor macinda sike yapildigini dusunuyorlarsa o zaman soyleyecek sozum yok."

    Yukaridaki dusurt, hakli ve bir o kadar da yalniz cirpinislarimizin daha etkili olabilmesi icin gerekeni bence Ahmet Hadi yazmis: "Hatta benzer yargısız infazların gerçekleştiği diğer davaları da gündeme taşımak artık tüm Fenerbahçelilerin görevidir."


    Baskanimizin dedigi gibi, Fenerbahce artik sadece spor kulubu olarak kalmakta zorlanmali. Sesimizi daha gur cikartmaliyiz. Kurtulus savasi baslamissa bu cemaate karsi, tum cephelerde savasmaliyiz. 5 yil once gomulmus dedikleri silahlari yeni tarihli gazetelere sarip topraga gomen kus beyinlilerin kanitlariyla insanlar iceride tutuluyor. Aziz Baskan kendi kendisine sika yapmis, tutuluyor. Onlar bizi tum diger takimlardan ayirdilarsa, kendi kendimize sike yaptiysak, cakal surusu karsimizdaysa biz de inadina diger sacma davalarini kendi davamiza eklemeli, cepheyi genisletmeliyiz.

    Evet, sandikta gorusuruz dedik ama yetmez. Daha sik, daha surekli eylem gerekir.

  12. trekking dedi ki...

    Bu iddianame ve bunun gibi diğer iddianameler (Ergenekon,Balyoz,Askeri Casusluk Şantaj Fuhuş,Komutanlara suikast, Devrimci Karargah, İrtica eylem planı) mahkemeye hitaben yazılmamıştır.Bu iddianameler sokaktaki insanlara hitaben yazılmıştır.Soru sormayan,Sorgulamayan, günlük hayatın meşakkati içinde koşturan,okumayan bir toplum için yazılmıştır.Gazetelerde,medyalarda vay gördünmü neler olmuş neler demek için yazılmıştır.

    Amaç budur.Toplumda Algı yaratmak.Ve maalesef bu Algı da yaratılmıştır.Tabi, bu arada Medya nın sorumlu rolünü unutmadan.Onlar da sacayağına dahildir. Onlar olmadan bu Algılar pekiştirilemezdi.

    2007 den beri bu topluma kurbağa testi uyguluyorlar. Tepki gelmedikçe ocağın ateşini biraz daha açıyorlar. kurbağa ısındığının farkında değil.Hatta artık pişmeye başladı.

    Ta ki, 3 Temmuza kadar. Neden bunları söylüyorum?Bu kadar dalga gözaltı,tutuklama oldu.Hep bir avuç insan arkalarından yürüdü. Ahmet Şık, Nedim Şener tutuklandığı zaman eylem yapan arkadaşlarının sayısı ile alay ettiler bazı tipler sosyal medyada,bir kaç kişi yürüdü arkalarından diye.

    Zannettiler ki, aynısı Şike gibi Futbolun kangreni olan bir rahatsızlıkta ta olur.Ve kangren olan kol,bacak temizlenir pek kimse de bu işe ses çıkarmaz.Ancak FB taraftarı kaynama noktasındaki suyun içine atılan kurbağa reaksiyonu gösterdi.Büyü bozuldu.Tüm yaldızlar dökülmeye başladı.Gazete okumayan,kitap okumayanlar birden iddianame okumaya başladılar.Her biri bir tarafından çekiştirdi,buldu,ortaya çıkardı.Maddi Hata,Çelişki,tutarsızlıkları. İddianame paçavraya çevrildi.

    Ancak bu kurguyu yaratanlar,işi bu noktaya getirip yarım bırakmayacaklar.Yeni açılımlar,cepheler yaratarak bu işi kotarmaya çalışacaklar.Hizip yaratacaklar,Bölmeye çalışacaklar.

    Bu sureçte Papazın Çayırı, müthiş işler yaptı.Tarihi bir misyon üstlendi.Ancak gevşemek yok.Safları daha da sıklaştırıp devam etmeli.Zira düşmanın yeni hamleler peşinde olduğunu(Cihat Oskay,Kelebek Operasyonu) görüyoruz.Gevşemek yok.

  13. 2Os dedi ki...

    @gurkan
    Diger davalar ile ilgili bilgi seviyem cok fazla degil. Ancak cumhuriyet mitingleri ve Abdullah Gül'ün cumhurbaskanlıgı donemi sonrasında baslayan bu ozel mahkeme sureclerinin zan altında bıraktıklarına baktıgımda en hasas olunması gereken İlker Başbuğ'un tutuklanmasıdır. Buna ragmen gerekli reaksıyon gosterılememıstır. Umarım Aziz Yıldırım'ın davasında haklı olduğu ortaya çıkar ve bunun etkilerini senin ve Ahmet Hamdi'nin belirttiği diğer davalar üstünde de görürüz. Ancak daha kendi davamızı kazanmadan diğerleri ile ilgilenebilmek en azından benim için olası değil.

  14. cissenonda dedi ki...

    20s ne diyorsun? Doğan Ercan niye öyle cümle kullanmış bir araştır sonra gel.

  15. correios dedi ki...

    Bu sene şampiyon olursak ne mutlu bize deriz,sozde temizligde de şampiyon olmuş oluruz. Ama olamasak da bence hiç önemli değil. İyi futbol? o da artık umrumda bile değil. Fenerbahçe'den bu sene tek beklentim her alanda, her branşta, her platformda;taraftarıyla yönetimiyle futbolcusuyla sonuna kadar mücadele etmesi. Gerekli mücadeleyi gösterdikten sonra alınacak, kupalar şampiyonluklar teferruat. Kaldı ki biz burada kimseye birşey ispatlamak zorunda değiliz.
    Ama taraftar olarak düzeltilmesi gereken şeyler var;
    1- Bu futbol takımı takip edebildiğim kadarıylason 20 yılın en inanmış, en delikanlı takımı. Bu takımdaki hiçbir futbolcuya taraftarın söz söyleme hakkı yok: ne çabuk unuttuk geçen seneyi? bütün takımlar Trabzon'a yatarken; bizim futbolcularımız kanının son damlasına kadar mücadele etmedi mi? sahaya yüreklerini koymadı mı? 17de 16 yaparak bize en güzel şampiyonluğu yaşatmadı mı? Biz şuan neyin mücadelesini veriyoruz? Kaldı ki tüm olumsuz şartlara rağmen şu anda halen ligde varlığını sürdürüyorsa bu takım;taraftara helal olsun demekten başka birşey düşmez..Maçlarda hala ıslıklamalar falan oluyo,Eskişehir maçından sonra futbolculara giydirenler oluyor, yazık...
    2- Basketbol Maçlarına gidiyorum, bir grup taraftar seyircinin kalanı bağırmıyor diye sürekli protesto halinde(ben de bağırılması gerektiğini düşünüyorum); ama bu protestocular işi öyle bir abarttı ki en sonunda 'Kanarya nerde' diye bağırmaya başladılar. Takıma ve klube zarar verdiklerinin farkında değiller mi? hatta bir maçta erken çıkan seyirciye siktirgit diye bağırıyorlardı. Ben de uyuz oluyorum erken çıkana(hele basket maçından) ama bu camianın her unsuruyla kenetlenmesi gereken böyle bir zamanda bir grubun salona gelen 12.000 seyirciye bu şekilde rahatsızlık vermeye ve o insanları soğutmaya hakkı yok.
    3-Biraz önce bayan baskette beşiktaşı yendik,taraftarımız maç boyunca futbolda yine beşiktaş maçında ceza almamızı sağlayan o meşhur tezahuratı yaparak hakemlerin salonu terketmesine neden oldu!! neyse ki oyun soğumasına rağmen bu maçı kazandık ama muhtemelen seyircisiz oynama cezası alacağız. Ama taraftarın bunu özellikle bayan sporculara yaşatmaya kesinlikle hakkı olmadığını düşünüyorum.
    Evet yaşanan süreçten dolayı hepimiz çıldırmak üzereyiz,bu tür konuları kontrol altına alabilecek başkan da maalesef şu an bizimle değil. Ama bari adam koğuşunda şu maçları seyrederken huzurlu olsun..

  16. gurkan dedi ki...

    @20s
    Zaten benim derdim de once kendi davamizi kazanmak. Bu Cumartesi Taksim'de Ergenekon safsatasi protesto edilecek ornegin. Cemaat bize topyekun saldiriyorsa, biz de onlara karsi her cephede karsilik vermeliyiz. Taksim'deki eylemde Fenerbahce formali insan sayisinin coklugu dusmana karsi en buyuk mesajimiz olacaktir. Sirf Fenerbahce ile ilgili olmayan ortamlarda da bayragimizi dalgalandirmanin bu acidan cok buyuk yarari ve etkisi olacagini dusunuyorum.

  17. 2Os dedi ki...

    @cissenonda
    Ben arastirip anlayabildiklerimi net bir sekilde zaten yazdim. Eger senin tespit edebildigin birseyler varsa sen esas soyle de biz aydinlanalim.

    @gurkan
    Umarim tum hakli davalar cok gec kalmadan sonuca ulastirilir.

  18. trekking dedi ki...

    Yine iddianame den,
    01.03.2011 günü Doğan Ercan ile İ.Ekşioğlu’nun bahse konu olayla ilgili başbaşa konuşmak için İ.Ekşioğlu’nun Kadıköy’de bulunan ofisinde buluştukları, bu buluşmada Doğan Ercan’ın, İ.Ekşioğlu’na; Hurşut Meriç, Serkan Çalık, Mehmet Akgün, Murat Kalkan, Orhan Şam, Labinot Harbuzi, Aykut Demir, Michael Jedinak ve Randall Azofeifa Corrales isimli Gençlerbirliği futbolcuları ile konuşup anlaştığını aktardığı,

    Peki, bunu nereden biliyor bu sanat eseri soruşturmayı yapanlar. hani tapesi nerede. ortam dinlemesi mi yaptılar?

    Doğan Ercan'ın telefonlarının 1.3.2011 de dinlemeye alınmasının gerekçesi ne acaba?

    Bu görüşme mi? ortada tape olmadığına göre, Doğan Ercan mı bu futbolcularla anlaşıldığı söyledi? Bakıyoruz o da yok.Gerçekten dilemma!!!

    Ayrıca, bir sürü futbolcu sayılmış, ama cissenonda nın saydığı Serdar Kulbilge ve mahmut Boz yok!!!!. mahmut Boz yedekler arasında ve maça da girmemiş. Listede ki 6 futbolcu ilk 11 de. Jedinak sonradan dahil olmuş!!!!!

    05.03.2011 günü İ.Ekşioğlu’nun Beykoz Kandilli iskelesinde Doğan Ercan’a şike konusunda anlaşma sağlanan futbolculara ilk taksit olarak müsabakadan sonra dağıtılması için 100.000 dolar parayı teslim ettiği!!!

    nerede para?Neden suçustü yapılmadı?Yine muamma?

    Müsabaka sonunda Aziz Yıldırım’ın, yapılan şikeye rağmen Gençlerbirliği futbolcularının iyi oynadığını düşünerek İ.Ekşioğlu’nu azarladığı ve ilk taksit olarak futbolculara dağıtılmak üzere Doğan Ercan’a verilen 100.000 doların geri alınması talimatını verdiği, İ.Ekşioğlu’nun da aynı tepkiyi Doğan Ercan’a yansıtarak şahıstan 100.000 doları geri istediği, Doğan Ercan’ın da bahse konu parayı Tuğrul Çağrı Üzer aracılığı ile İ.Ekşioğlu’nun çalışanı Halil Köntek’e teslim ettiği,

    Yani nerede görülmüş şike parasının, üstelik avansının yada depozitosunun(ne derseniz diyin) geri istendiği?Niye çıngar çıkarmamış bu kadar futbolcudan biri bile acaba?Hani bir tanesinin bile tapesi yok bu konuda?Normal mi bu durum?

Yorum Gönder