Aziz Yıldırım'ın Savunması



Bugün Aziz Yıldırım'ın Avukatı Şeref Dede yaptığı açıklamada Aziz Yıldırım'ın kendisine yöneltilen bütün iddialara cevap vereceğini, hepsine cevap verebilecek durumda olduğunu, detaylı bir şekilde gerçeği ortaya koyacağını ifade etti. Bundan bir süre önce de Aziz Yıldırım'ın savunmasının bir parçasını gazetelerde görme şansına sahip olduk. Şunu en başta aklımıza yazmak lazım, Aziz Yıldırım'dan beklenen ve yapması gereken klasik bir savunma değil. Tersine, Aziz Yıldırım kendi iddianamesini yazmak zorunda.

Önce sondan başlayalım. Aziz Yıldırım'ın savunması şu veya bu kulübü suçlamak üzerine mi kurulacak veya böyle mi kurulmalı?

Bu soruya verilebilecek tek cevap var, hayır.

Bunu demek de durumu hafifsemek oluyor, Aziz Yıldırım savcılığın çifte standarta dayanan, çelişkili uygulamalarını da ortaya koymak zorunda. Benzer durumlar başka kulüplerin yöneticileri tarafından ortaya konulduğunda farklı, Aziz Yıldırım tarafından ortaya konulunca farklı yorumlamalara şahit oluyorsak ve bu yorumlar Aziz Yıldırım'ın suçlu olduğuna yönelik iddiaların temel bileşeniyse, Aziz Yıldırım da kendi iddianamesi açısından bu durumun tespitini ve kamuoyuna intikalini sağlamalı.

Bu kadar yüksek seviyeli bir davada en doğru strateji kamuoyuna yönelik mesajlar vermeyi de kapsar. Bu dava klasik bir dava değildir, burada tarafların sadece haklarındaki suçlamalara cevap vermesi yetersiz ve anlamsız olur. Mahkeme salonunda kalmayan bir dava, yalnızca mahkeme salonunda kazanılmaz.

Aziz Yıldırım'ın 3 Temmuz'dan beri manevi itibarı linç edildi, hakları elinden alındı, özgürlüğünden yoksun bırakıldı ve kamuoyundaki itibari rencide edildi. Bu itibarın da yeniden sağlanması, kamuoyunda hakkında ortaya konulanların temizlenmesi ve bunu yapanlardan hesap sorulması, mahkeme koridorlarını aşan bir strateji gerektiriyor.

Bu stratejinin iki ana arteri var. Birincisi suçlamalara cevap. Aziz Yıldırım'ın kendisine yöneltilen her suçlamaya ciddi bir şekilde cevap vermek için önemli bir mesai harcadığını biliyoruz. Yıldırım, avukatları ile birlikte bu suçlamalara karşı hukuki ve maddi bütün delilleri hazırlayıp mahkemeye sunmaya çalışıyor. Bu çabanın neleri kapsadığını zamanla öğreneceğiz.

İkinci arter ise, kendisine yönelik bu operasyonun izdüşümlerini çıkarmak olmalı. Neden bu operasyon yapıldı, nasıl icra edildi, operasyon sırasında kimler hangi çelişkili adımları attılar, operasyonu yürüten güçler kimdi, bu insanların kimliklerine yönelik hangi açık ipuçları var?

Bunlar kamuoyuyla paylaşılmalı. Yıldırım'ın savunmanın bu yönünü önemsediğini "cumhuriyet" mesajlı "memleket elden gidiyor"lu, duygusal yönü ağır basan açıklamalarından anlıyoruz. Yıldırım'ın "mücadelemiz zulüm ve zalimlerledir" demesi, artık mücadeleyi bir mazlum olarak kendisine bu zulmü yapanların sahasına taşıma iradesi ve isteğini gösteriyor.

Dolayısıyla Yıldırım belli ki yalnızca suçlamalara cevap vermeyecek, Türkiye tarihi açısından kritik bir adım atarak, rencide edilmiş itibarının da hesabını soracak. Dolayısıyla iddianamesini adalet sahasına, maruz kaldığı zulmün müsebbiblerine, bu operasyonun çift yönlü karakterinin altını çizerek taşıyacak.

Bu sürecin toplumsal açıdan önemli bir yönü var. Türkiye ne yazık ki başka davalarda uzun tutukluluk süreleri, haksız tutukluluk kararları, elde edilen teknik takip dökümanlarının medyaya sızdırılması, soruşturmanın gizliliği ilkesi gibi temel kavramları tartışma, bu kavramların değerini anlama fırsatı bulamadı. Diğer davalarda ya siyasi karakter sebebiyle çabucak alınan pozisyonlarla ya da davalıların profilleri sebebiyle bu ilkelerin ihlali göz ardı edildi. Yıldırım bugün bu ilkeler ile ilgili bütün hassasiyetleri toplumsal bir sahaya taşıma şansına sahip. Hukuka aykırı olarak elde edilen delilleri, teknik takip dökümanlarının anlamlarından kopartılarak yeniden üretilip mahkemeye sunulmasını, soruşturma safhasında kolluk güçleri tarafından elde edilen bulguların sızdırılmasını, haksız tutukluluk kararlarını eleştirirken, bunu normal şartlar altında duymayacak fakat bu süreç içerisinde adalet konusunda hassasiyeti gelişmiş kitleleri etkileme şansı var.

Dolayısıyla adalet ilkesine aykırı büyük operasyonlar devrinin karşı karşıya olduğu en büyük sorun Aziz Yıldırım. "Kampanya" olarak nitelidiği bu "operasyonu" eleştirmeye ve buna karşı konuşmaya başladığı anda bu operasyondaki temalar da toplum tarafından çok daha güçlü bir şekilde duyulacak, bu operasyon biçimi de kamuoyunda çok daha güçlü bir şekilde telin edilecek.

3 Temmuz ile birlikte Türkiye'de açılmayan gözler açıldı, duymayan kulaklar duymaya başladı, Aziz Yıldırım'ın savunmasıyla artık ağızlar da konuşmaya başlayacak.

Zalim kendi yüzünü bütün çıplaklığıyla göstermişken, bundan daha iyisi de olamaz.


6 comments:

  1. red dedi ki...

    Sabırla bekliyorum...

  2. ben-i Adem dedi ki...

    @aethewulf Aziz Yıldırım'ın avukatlarından biri de sen olmalıydın. Seviyoruz seni.. Yaşa, varol emi..

  3. fishersad dedi ki...

    bekir coşkun "ilk kurşun"...

    hani o meşhur "duruş" var ya
    "vuruşu üç beş kuruşluk" o duruş...
    "aklan da gel" ucuzluğu
    "kupa iade" sahtekarlığı
    "8eşiktaşı da kurtarışları"
    "geçmiş olsun başbakanım" soytarılığı...

    öyle duruşa fazla gelecek belki, bünyelerini bozacak ama asıl duruşu gördüler görecekler.

    şimdi VURUŞ zamanı!

  4. Sekhranikos dedi ki...

    benim merak ettiğim aklanıp çıkarsa tüm bu savcıya, emniyete, s,lahlı görüntüleri yayaınlayan kanallara, baransulara, pijlere ne olacağı. yani attım boku adam temizledi sen yoluma ben yoluma olacaksa afedersiniz skym öyle adalet sistemini!

  5. gumgumok dedi ki...

    Savunmayı okudum. Açıkçası bu kadar detaylı ve belgelerle desteklenen bir savunma olacağını beklemiyordum. Nihayetinde karşıda sizi bir şekilde suçlamaya karar vermiş, hükmü vermiş bir güç var ve size isnat edilen suçlamaların delillerinin yeterliliği o kadar önemli değil onlar için.
    Ama gerçekten de şimdiye kadarki kısımlar tatmin edici. Hele bazı yerler var ki, okuma yazma bilip, gözü balçıkla kapatılmış olmayan her insan; savcının 'suçu ortaya çıkarmak' gibi bir iddiası olmadığını, tam tersine 'suçlu yaratmak için delil üretildiğini' görür.

  6. Adsız dedi ki...

    savunmanın ikinci kısmını da eklemek gerek, bana göre çok daha tatmin edici.

    3 temmuzdan bu yana kendimi en iyi hissettiğim ikinci gün bugün. ilki topuk yaylasına gidilen gündü. ben başkanın açıklamalarından tatmin oldum.

    benim gözümde kendisi temizdir, başkasının dediği mühim değil.

Yorum Gönder