Transfer For Dummies: Kanoute Kötü, Biglia İyi


kanoute emre

Spor basınını takip etmek asap bozucu. Bu konuda sanırım kimsenin bir şüphesi yok. Tabi bu durumun bir çok sebebi var, bu yazının konusu olan şeyse, bunlardan herhangi biri değil, fotomaçta çıkan bir haberin doğru olabilme ihtimali. Buna göre Galatasaray daha önce Fenerbahçe’nin ilgilendiği Lucas Biglia ile anlaşmış, Kanoute de Fenerbahçe’ye geliyor. Eğer bu gerçekse spor tarihine geçeriz üstümüzde de şu yazar:
Fenerbahçe
Dünyada flaş bir transfer yaparak ligi kaybetmeyi garantileyen tek takım.


Neden?

Takımın taktiği 4 – 4 – 1 – 1

Gökhan – Edu – Lugano – R.Carlos / Vederson
Deivid – Josico / Maldonado – Selçuk / Emre – Uğur
Alex / Semih
Guiza

Taktik bu. Takımın en zayıf halkası görüldüğü gibi orta saha, özellikle de orta sahanın göbeği. Çünkü takım standart kalitesinin altındaki oyuncular burada oynuyorlar, Selçuk, Maldonado, Josico ve iki maçta bir düzelen Emre ile orta saha pozisyon üretemiyor, yaratıcılığı zayıf ve oyunu yayamıyor. Kanatlarda verimli oynayacak futbolcularımız olmaması hem topu kontrol etme, hem oyunu yayma hem de pozisyon bulma şansımızı azaltıyor. Bu sebeple de takım bireysel yetenekler ve anlık kontraataklar dışında gol bulamıyor. Nitekim sezon içerisinde atılan gollerin büyük kısmının duran toplardan ve ara toplardan gelmesi tesadüf değil, somut veri. Somut olguların da en güzel özelliği bunların mucize değil, bir neden – sonuç ilişkisinde cereyan etmesidir. Yanisi, netice basit, kötü ortasahamız var ondan böyle spontan, rastgale, gelişine gelişine goller buluyoruz.

Şimdi karşımızdaki muazzam karışıklıktaki, Tolga Yarman’ın –ki kendisi Einstein’ı çürütmüştür- çözüm bulmakta zorlanacağı,

Dur, bu noktaya biraz ağırlık vermek istiyorum.

2003/2004 yılında ilk öğrencilerini alan Okan Üniversitesi’nde Profesör olan eski CHP Genel Başkan Adayı Tolga Yaman Einstein’ın genel görelilik teorisini çürütmüş. Nitekim Okan Üniversitesi’nin sayfasında olay aynen bu kelimelerle ifade ediliyor: “Türk Bilim Adamı Einstein’ın Teorisini Çürüttü” Gururla şenleniyoruz tabi, sonra son paragrafa geliyoruz, a ne görelim? Meğer eline vermemişiz, bilimsel dilin en nezih ifadesiyle teoriyi dürüp dürüp götüne sokmamışız. Ya ne yapmışız? “Einstein'ın ilk kuramı olan, Özel Görecelik Kuramı ile herhangi bir uyum sorunu olmaksızın, özellikle yerçekimsel ve elektriksel etkileşmeler (ki kainatın temelini teşkil etmekteler), ışık hızından çok daha hızlı, hatta pratikçe sonsuz hızda olarak gerçekleşebiliyor, görünüyor. Bu olgu başlı başına bir çığır açabilecek gibi duruyor. Gerçekte anî denebilecek (bir anda gerçekleşen) etkileşme, tuhaf biçimde, Çağdaş Atom Kuramı'nın işaret edegeldiği bir olgu olmakla beraber, Özel Görecelik Kuramı ile bağdaşmıyor olarak algılanıp, Einstein'dan başlayarak, göz ardı ediliyordu. Başka bir deyimle, Prof. Yarman'la, Prof. Arık ve Prof. Khometskii'nin açtığı yol, bağdaşmıyor gibi duran iki farklı disiplini, sarmaştırmayı başarmış görünüyor.” Sonuç da şu “Kara Delikler yokmuş” Vay anasını. İşte Türkün çürütürken bile sarmaştıran, göte sokarken ortada nalıncı keseri gibi duranın yok olduğunu ispatlayan müthiş aklı.

Her neyse, Tolga Yarman’ın bile çözemeyeceği denklem şu:

Ortasahanın göbeğinde, önlibero mevkiinde kaliteli futbolcu eksikliği ayan beyan, apaçık ortada olan bir takım ara transfer döneminde hangi mevkiye transfer yapar?

Tabi ki forvet.

Bu açıdan bakıldığında Kanoute inanılmaz bir transfer projesi. Buna göre sezon başında 14 milyon $ vererek transfer ettiğin oyuncu kesik yiyecek, böylece 16 maç için 14 milyon $ harcayarak bildiğimiz bütün rasyoları yıkacağız ya da takım 4 4 2 ‘ye dönecek böylece Alex kesik yiyecek. Hiç olmazsa Josico yiyecek. Orta sahada Uğur, Selçuk, Alex, Deivid ile oynayacağız ki, bu zamana kadar pozisyon üretemiyorduk, artık daha randımanlı yenilelim. Aragones çığır da açabilir tabi, eline aldığı Kanoute’yi kullanmak için 4 3 3 oynayabilir, bu halde orta saha Uğur, Alex, Deivid, forvet de Semih, Guiza, Kanoute olur. 6-5, 7-4 gibi maçlar görürüz. Sorun bizim hangi tarafta olduğumuzu kimsenin kestirememesi.

İkinci şık, Lucas Biglia. 22 yaşında. Önlibero. Arjantinli. Geleceğin yıldızı olarak gösteriliyor. 3-4 sezon içerisinde herhangi bir Avrupa Kulübüne yüksek bir transfer bedeli ile satılabilir, tekniği yüksek ve orta sahada Fenerbahçe’nin dertlerine derman olabilecek bir eleman. Habere göre Galatasaray bonservis bedelini 5.5 milyon $’a kadar indirmiş. Fiyatı uygun, kendisi uygun ve ihtiyacımız.

Şimdi burada ironiyi kesiyorum. Eğer Fenerbahçe’nin elinde yalnız bu iki seçenek olsaydı dahi 31 yaşındaki Kanoute Sinan Engin hariç kimsenin seçemeyeceği kadar kötü, anlamsız bir transfer olurdu. Kanoute kötü bir futbolcu olduğu için değil, acil, önemli ve verimli bir transfer olmadığı için.

Fenerbahçe yönetimi, Lucas Biglia, Özer Hurmacı, Gökhan Emreciksin, bunlar iyi transferler,
Kanoute kötü.

Hiçbir rasyonel yönetici iyiye karşı kötüyü seçmez. Rasyonel davranabilir misiniz?


3 comments:

  1. oralardaniyivurur dedi ki...

    Bir düzeltme yapalım, Dolar değil, Euro verildi diye biliyorum ben Güiza'ya...
    Hoş en azından kendilerin, verdikleri para miktarı kadar Fenerbahçeli sananlar anlamıştır sorunun hiçbir zaman Kezman'da değil de sistemde olduğunu..

  2. medgallis dedi ki...

    sağlıklı bir akla
    ihtiyacımız var yönetici konumunda.istediğimiz bütün mesaisini fenerbahçeye ayırması daha sonra da 'ailemi fenerbahçe yüzünden ikinci plana ittim' demesi değil.
    en azından basit bir şekilde takımın ihtiyaçlarını saptayıp ona göre transfer yapacak bir komisyonun kurulması ve işlerlik kazandırılması gerekiyor.
    her şeyle ilgileniyor olmanın da iyi bir yüneticinin vasıflarından oldugunu sanmıyorum.
    takımın eksiklikleri konusunda herkes hemfikirse çözümü zor olmamalı.golcüye değil orta sahada ortalama üzeri elemanlara ihtiyaç var.
    bu noktada bırakın kanoute'yi drogba'nın dahi sağa sola depar atmaktan başka bir işe yarayacağını düşünmüyorum.
    lucas biglia,özer hurmacı ve gökhan emreciksin bu noktada iyi alternatifler.bu listeye mehmet topuz da dahil edilmeli.
    ayrıca üst düzey bir ligden forma şansı bulamayan bir oyuncunun da en azından ikinci yarı için yaraya merhem olacağını hesaba katmalıyız.sözgelimi guinti..cahillikle suçlanabilirim ama türkiyeye geldiğinde sadece italyan olduğunu biliyordum.ama beşiktaşın son senelerinde herkesten daha çok iz bıraktı.
    ama sadece orta saha değil çok sağlam olduğu söylenen defansımız üzerine de konuşmalıyız.bence olası bir yabancı transferi söz konusu olacaksa feda edileceler listesine maldonado kadar,edu ve kişisel sempatime rağmen luganoyu da eklemekten yanayım.
    rakibi cezalanı civarında karşıladığımız zaman ikisi de kusursuza yakın ama takımın boyunu kısaltalım düşüncesi ile defansı orta sahaya yakın kurunca fena halde çuvallıyoruz.
    edu ve lugano kendilerini daha rahat hissetikleri için geriye geriye doğru kaçınca arada ya boşluk kalıyor ya da hücum bölgesini kalabalıklaştırmıyor diye küfür ettiklerimiz onlarin ön bölgesinde kalıyor.
    bu açıdan bakınca iyi top yapan bir defans oyuncusu da ara transfere konu olmalı diye düşünüyorum.
    kendi adıma bu satırların yazarında edusuz ve luganosuz bir ikinci yarı analizi de bekliyorum.
    son olarak;söylemekten korkuyorum ama kanouteden de kötüsü var..bir dünya yıldızını daha atatürk havaalanına indirmek.söylesene aethewulf biraderim,büyük başkan 'guizadan yeterli verimi almadığımız için ronaldoyu transfer ettik' der mi?

  3. Adsız dedi ki...

    çok doğru bir yazıbaşka ne diyelim yani

Yorum Gönder